Karagöz ile Hacivat niçin öldürülmüştür? Karagöz ve Hacivat Orhan Gazi,babası Osman Bey'in anısına o dönemdeki başkent Bursa...
Karagöz ile Hacivat niçin öldürülmüştür?
Karagöz ve Hacivat

Orhan Gazi,babası Osman Bey'in anısına o dönemdeki başkent Bursa'da büyük bir cami yaptırmaya karar vermiş. Emrindeki tüm mimarları çağırmış huzuruna. “Babam Osman Gazi'nin anısına güzel olmasıyla birlikte görkemli bir cami yapılmasını isterim. En güzel projelerinizi yapın getirin bana.†demiş. Kısa bir süre sonrasında tüm mimarlar en güzel projeleriyle Orhan Gazi'nin huzuruna gelirler.
Tüm projeleri tek tek inceleyen Orhan Gazi içlerinden en beğendiğinin sahibi mimarı çağırtmış ve ona kusursuz bir işçilik istediğini söylemiş; “Yörenin en iyi ustaların bulacaksın ve en kaliteli malzemeleri kullanacaksın, hiçbir harcamadan da kaçınmayacaksın†diye de belirtmiş.
Mimarbaşı gün içinde ülkenin dört bir tarafınca en iyi ustaları toplamayı, en kaliteli ve güzel malzemelerin getirtilmesini elde etmiş ve sultanın huzuruna çıkmış. Mimarbaşı; “Padişahım†demiş, “Yörenin en iyi duvar, demir, ahşap ustalarıyla en becerikli hat sanatçıları ve nakkaşlarını topladım. İnşatta kullanılacak tüm malzemeler kılı kırk yararak seçildi.
Bizler hazırız, buyruk verirsen derhal adım atmak isteriz bu kutlu işe†Mimarbaşı'nın anlattıklarından son aşama memnun görünen Orhan Gazi, †Mimarbaşı beni çok iyi dinle†demiş. “Söylediklerin güzel, derhal çalışmaya başlayabilirsiniz camiyi inşa etmeye ama aç kulaklarını dinle şimdi. Bil ki bu camii bana ait için çok mühim. Bundan dolayı ,her kim ki inşaatın yavaşlamasına ya da işlerin aksamasına sebep olursa o an kellesini vurdururum. Şimdi çıkın gidin başlayın camiyi halletmeye.†İnşaat derhal başlamış doğal ki. Mimarbaşı Kambur Bali Çelebi'yi (Karagöz) demirci ustası, Halil Hacı İvaz'ı da (Hacıvat) duvar ustası olarak görevlendirmiş.
Bu iki ustayı da işlerini her ne pahasına olursa olsun aksatmamaları için de sıkı sıkı tembihlemiş. Karagöz, mektep okumamış ama inşaatlarda ustaların yanında çalışa çalışa iyice ustalaşmış geriye kalan işinin en iyisi olarak anılmaya başlamış cevahir birisiymiş. Sav canlılığı ve hazırcevaplığı yüzünden devamlı başını belaya sokan Karagöz, bu belalardan kıvrak zekasının marifetiyle kurtulmaya çalışırmış. Bu belalar geriye kalan onun içinden çıkamayacağı bir hal alınca da yardımına en yakın dostu Hacıvat koşarmış. Hacıvat ise bu yakın dostunun aksine, medrese de eğitim görmüş, her mevzuda bilgisi olan görgülü ve bilgili birisiymiş.
Karagöz'le derhal her mevzuda sürtüşse de gene de en iyi dostuymuş Karagöz onun.Sultan'ın babası için yaptırdığı inşaat emekleri tüm hızıyla sürüyormuş. İşçiler, ustalar, mimarbaşı camiyi sultanlarının istediği şekilde ve zamanda hazır etmek için var güçleriyle çalışıyorlarmış. Mimarbaşı ve ustalar, didişmeleri tüm ülke tarafınca malum Hacıvat ve Karagöz'ü de birbirlerinden ayrı tutmak için de uğraşıyorlarmış bir taraftan. Bu duruma en fazlaca kızanların başlangıcında da asla şüphesiz can dostu Hacıvat'la didişemeyen Karagöz geliyormuş. Gözünü kestirdiği Hacıvat'a mimarbaşı'nın yanında sokulamayan Karagöz, mimarbaşı'nın araç-gereç alabilmek için şehre gitmesini fırsat bilmiş ve yanına sokulmuş Hacıvat'ın. Hacıvat can dostunu yanında görünce sevinmiş ve ona dönmüş demiş ki;
- Şuh levendim, şuh pesendim hoşgeldin
- Şule levendim, turp dikenim hoşgeldin diye karşılık vermiş Karagöz.
Hacıvat Karagöz'ün huyunu bilmiş olduğu için kızmamış ve gene güleç yüzüyle konuşmuş;
- Şuh levendim, şuh pesendim hoşgeldin
- Kehlelendim, sirkelendim, boş geldim.
- Samur kaşlı, ok kirpikli hoşgeldin
- Salak kaşlı, *** kirpikli boş geldim
- Yusuf-ı Beytül Hazenim hoşgeldin
- Yasef'im, bitli avramım boş geldim
- Ahu gözlüm, inci dişlim hoşgeldin
- Ayı gözlüm, kazma dişlim hoşgeldin
Hacıvat ile Karagöz bu şekilde birbirleriyle atışırlarken tüm başka işçiler de başlarında toplanmış onların bu keyifli ve keyifli didişmelerini seyredip eğleniyorlarmış.İnşaattaki tüm işçi ve ustaların en büyük eğlencesi haline gelmişler zaman içinde. Bundan sonra ne vakit mimarbaşı inşaattan ayrılsa Hacıvat ve Karagöz birbirleriyle atışmaya başlar hale gelmişler. Başka tüm çalışanlar da etraflarında toplanıp onları izlermiş. Onlar atıştıkça seyirciler kendilerinden geçer ve tüm yorgunluklarını unuturlarmış. Günlerden bigün Padişah babası için yaptırdığı caminin inşaatını kontrole gelmiş. Fakat inşaatın istediği hızda gitmediğini görünce tadı firar etmiş ve derhal mimarbaşını çağırtmış. Mimarbaşı, padişahın caminin inşaatı mevzusundaki hassasiyetini bilmiş olduğu için de korkmuş.
Padişaha demiş ki †Sultanım nedendir bilmiyorum ama ben araç-gereç alabilmek, ya da başka bir iş için inşaattan her ayrıldığımda işler yavaşlıyor. Bunun sebebini en kısa zamanda öğrenip ihtiyaç duyulan tedbirleri alacağım.
†Orhan Gazi sinirlenmiş ama gene de probleminin sebebini öğrenip, çözmesi için mimarbaşının istediği süreyi vermiş ona. Mimarbaşı bigün gene “ben araç-gereç almaya gidiyorum†deyip inşaattan ayrılmış ama derhal yakında bir tümseğin ardına gizlenip işçileri izlemeye başlamış. Bir de bakmış ki kendisinin ayrılmasını fırsat bilen Hacıvat ve Karagöz atışmaya başlamışlar ve tüm çalışanlar da onların bu atışmalarını seyretmek için etraflarında toplanmış. Mimarbaşı derhal soluğu Orhan Gazi'nin sarayında almış ve padişahın huzuruna çıkmış. Padişaha meydana gelenleri ve inşaatın yavaşlamasının sebeplerini anlatmış. Bu konuyu duyan Orhan Gazi çok sinirlenmiş ve hemen bu iki işçinin asılmasını emretmiş.â€Onlar asılsın ki bu başka tüm işçilere ders olsun†demiş. Padişahın emri hemen yerine getirilmiş ve Hacıvat ve Karagöz çalışmış oldukları inşaattan apar topar alınarak asılmışlar hemencecik. Padişahın bu sonucu inşaatta olmasıyla birlikte tüm şehirde de büyük bir üzüntüyle karşılanmış. İnsanlar merhametli, şefkatli, halkı ve ulemayı seven padişahlarının bu tarz bir olay yapmasına çok üzülmüş ve her taraftan bu hoşnutsuzluklarını hissettirmişler padişaha.
Hacivat ve Karagöz kimdir?
Hacivat ile Karagöz'ün hikayesi nedir?
Karagöz ve Hacivat gösterisinde ışık iyi mi kullanılıyor?
Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
Karagöz ve Hacivat

Boyut: 53.2 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Orhan Gazi,babası Osman Bey'in anısına o dönemdeki başkent Bursa'da büyük bir cami yaptırmaya karar vermiş. Emrindeki tüm mimarları çağırmış huzuruna. “Babam Osman Gazi'nin anısına güzel olmasıyla birlikte görkemli bir cami yapılmasını isterim. En güzel projelerinizi yapın getirin bana.†demiş. Kısa bir süre sonrasında tüm mimarlar en güzel projeleriyle Orhan Gazi'nin huzuruna gelirler.
Tüm projeleri tek tek inceleyen Orhan Gazi içlerinden en beğendiğinin sahibi mimarı çağırtmış ve ona kusursuz bir işçilik istediğini söylemiş; “Yörenin en iyi ustaların bulacaksın ve en kaliteli malzemeleri kullanacaksın, hiçbir harcamadan da kaçınmayacaksın†diye de belirtmiş.
Mimarbaşı gün içinde ülkenin dört bir tarafınca en iyi ustaları toplamayı, en kaliteli ve güzel malzemelerin getirtilmesini elde etmiş ve sultanın huzuruna çıkmış. Mimarbaşı; “Padişahım†demiş, “Yörenin en iyi duvar, demir, ahşap ustalarıyla en becerikli hat sanatçıları ve nakkaşlarını topladım. İnşatta kullanılacak tüm malzemeler kılı kırk yararak seçildi.
Bizler hazırız, buyruk verirsen derhal adım atmak isteriz bu kutlu işe†Mimarbaşı'nın anlattıklarından son aşama memnun görünen Orhan Gazi, †Mimarbaşı beni çok iyi dinle†demiş. “Söylediklerin güzel, derhal çalışmaya başlayabilirsiniz camiyi inşa etmeye ama aç kulaklarını dinle şimdi. Bil ki bu camii bana ait için çok mühim. Bundan dolayı ,her kim ki inşaatın yavaşlamasına ya da işlerin aksamasına sebep olursa o an kellesini vurdururum. Şimdi çıkın gidin başlayın camiyi halletmeye.†İnşaat derhal başlamış doğal ki. Mimarbaşı Kambur Bali Çelebi'yi (Karagöz) demirci ustası, Halil Hacı İvaz'ı da (Hacıvat) duvar ustası olarak görevlendirmiş.
Bu iki ustayı da işlerini her ne pahasına olursa olsun aksatmamaları için de sıkı sıkı tembihlemiş. Karagöz, mektep okumamış ama inşaatlarda ustaların yanında çalışa çalışa iyice ustalaşmış geriye kalan işinin en iyisi olarak anılmaya başlamış cevahir birisiymiş. Sav canlılığı ve hazırcevaplığı yüzünden devamlı başını belaya sokan Karagöz, bu belalardan kıvrak zekasının marifetiyle kurtulmaya çalışırmış. Bu belalar geriye kalan onun içinden çıkamayacağı bir hal alınca da yardımına en yakın dostu Hacıvat koşarmış. Hacıvat ise bu yakın dostunun aksine, medrese de eğitim görmüş, her mevzuda bilgisi olan görgülü ve bilgili birisiymiş.
Karagöz'le derhal her mevzuda sürtüşse de gene de en iyi dostuymuş Karagöz onun.Sultan'ın babası için yaptırdığı inşaat emekleri tüm hızıyla sürüyormuş. İşçiler, ustalar, mimarbaşı camiyi sultanlarının istediği şekilde ve zamanda hazır etmek için var güçleriyle çalışıyorlarmış. Mimarbaşı ve ustalar, didişmeleri tüm ülke tarafınca malum Hacıvat ve Karagöz'ü de birbirlerinden ayrı tutmak için de uğraşıyorlarmış bir taraftan. Bu duruma en fazlaca kızanların başlangıcında da asla şüphesiz can dostu Hacıvat'la didişemeyen Karagöz geliyormuş. Gözünü kestirdiği Hacıvat'a mimarbaşı'nın yanında sokulamayan Karagöz, mimarbaşı'nın araç-gereç alabilmek için şehre gitmesini fırsat bilmiş ve yanına sokulmuş Hacıvat'ın. Hacıvat can dostunu yanında görünce sevinmiş ve ona dönmüş demiş ki;
- Şuh levendim, şuh pesendim hoşgeldin
- Şule levendim, turp dikenim hoşgeldin diye karşılık vermiş Karagöz.
Hacıvat Karagöz'ün huyunu bilmiş olduğu için kızmamış ve gene güleç yüzüyle konuşmuş;
- Şuh levendim, şuh pesendim hoşgeldin
- Kehlelendim, sirkelendim, boş geldim.
- Samur kaşlı, ok kirpikli hoşgeldin
- Salak kaşlı, *** kirpikli boş geldim
- Yusuf-ı Beytül Hazenim hoşgeldin
- Yasef'im, bitli avramım boş geldim
- Ahu gözlüm, inci dişlim hoşgeldin
- Ayı gözlüm, kazma dişlim hoşgeldin
Hacıvat ile Karagöz bu şekilde birbirleriyle atışırlarken tüm başka işçiler de başlarında toplanmış onların bu keyifli ve keyifli didişmelerini seyredip eğleniyorlarmış.İnşaattaki tüm işçi ve ustaların en büyük eğlencesi haline gelmişler zaman içinde. Bundan sonra ne vakit mimarbaşı inşaattan ayrılsa Hacıvat ve Karagöz birbirleriyle atışmaya başlar hale gelmişler. Başka tüm çalışanlar da etraflarında toplanıp onları izlermiş. Onlar atıştıkça seyirciler kendilerinden geçer ve tüm yorgunluklarını unuturlarmış. Günlerden bigün Padişah babası için yaptırdığı caminin inşaatını kontrole gelmiş. Fakat inşaatın istediği hızda gitmediğini görünce tadı firar etmiş ve derhal mimarbaşını çağırtmış. Mimarbaşı, padişahın caminin inşaatı mevzusundaki hassasiyetini bilmiş olduğu için de korkmuş.
Padişaha demiş ki †Sultanım nedendir bilmiyorum ama ben araç-gereç alabilmek, ya da başka bir iş için inşaattan her ayrıldığımda işler yavaşlıyor. Bunun sebebini en kısa zamanda öğrenip ihtiyaç duyulan tedbirleri alacağım.
†Orhan Gazi sinirlenmiş ama gene de probleminin sebebini öğrenip, çözmesi için mimarbaşının istediği süreyi vermiş ona. Mimarbaşı bigün gene “ben araç-gereç almaya gidiyorum†deyip inşaattan ayrılmış ama derhal yakında bir tümseğin ardına gizlenip işçileri izlemeye başlamış. Bir de bakmış ki kendisinin ayrılmasını fırsat bilen Hacıvat ve Karagöz atışmaya başlamışlar ve tüm çalışanlar da onların bu atışmalarını seyretmek için etraflarında toplanmış. Mimarbaşı derhal soluğu Orhan Gazi'nin sarayında almış ve padişahın huzuruna çıkmış. Padişaha meydana gelenleri ve inşaatın yavaşlamasının sebeplerini anlatmış. Bu konuyu duyan Orhan Gazi çok sinirlenmiş ve hemen bu iki işçinin asılmasını emretmiş.â€Onlar asılsın ki bu başka tüm işçilere ders olsun†demiş. Padişahın emri hemen yerine getirilmiş ve Hacıvat ve Karagöz çalışmış oldukları inşaattan apar topar alınarak asılmışlar hemencecik. Padişahın bu sonucu inşaatta olmasıyla birlikte tüm şehirde de büyük bir üzüntüyle karşılanmış. İnsanlar merhametli, şefkatli, halkı ve ulemayı seven padişahlarının bu tarz bir olay yapmasına çok üzülmüş ve her taraftan bu hoşnutsuzluklarını hissettirmişler padişaha.
YORUMLAR