1 Böbrek Ne Anlamına gelir? 3 Böbreğin Anatomisi Böbrek ne anlamına gelir, böbreklerin yapısı nasıldır, böbreklerin görevleri nedir, böb...
1 Böbrek Ne Anlamına gelir?
3 Böbreğin Anatomisi
Böbrek ne anlamına gelir, böbreklerin yapısı nasıldır, böbreklerin görevleri nedir, böbreklerin işlevi nedir, böbrek hastalıklarının adları nedir, böbreğin anatomisi nasıl? şeklinde mevzuları aktaracağız.
Böbrek ne anlamına gelir, böbreklerin yapısı nasıldır, böbreklerin görevleri nedir, böbreklerin işlevi nedir, böbrek hastalıklarının adları nedir, böbreğin anatomisi nasıl? şeklinde mevzuları aktaracağız.
Böbrek ne anlamına gelir, böbreklerin yapısı nasıldır, böbreklerin görevleri nedir, böbreklerin işlevi nedir, böbrek hastalıklarının adları nedir, böbreğin anatomisi nasıl? şeklinde mevzuları aktaracağız.
Böbrek Ne Anlamına gelir?
Böbrekler, omurgalılarda bulunan fasulye şeklinde boşaltım organlarıdır. 10 santimetre boyuna kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir kısmını oluştururlar. Bu organlar, başta üre olmak suretiyle atıkları kandan süzer ve onları su ile beraber idrar olarak boşaltırlar. Böbrekleri ve böbreklere tesir eden hastalıkları inceleyen tıbbi dal nefrolojidir. Nefroloji, ismini Yunanca “böbrek” anlamına gelen nephros sözcüğünden alır. Böbrek(ler) ile ilgili anlamında kullanılan renal sözcüğü ise Latince renalis sözcüğünden gelir. Böbreklerin içindeki süzme birimlerine nefron denir. Her böbrekte ortalama 1 milyon nefron mevcuttur.
Boşaltım sistemi vücutta homeostazın sağlanmasında çok mühim bir yere haizdir.
Böbrekler, üreterler ve mesaneden oluşan boşaltım sistemi, metabolizma esnasında ortaya çıkan atık maddelerin atılımından mesuldür. Vücut fonksiyonlarının devamı için hücrelerden atık maddelerin atılması lazımdır. Katı ve sıvı atıklar, kan içinde erimiş olarak taşınırlar ve böbreğe ulaştırılarak filtre edilirler (süzülürler). Bu atıklar üreterler yöntemiyle mesaneye geçerek, belirgin aralıklarla mesanede idrar olarak depolanıp, periyodik olarak vücuttan atılırlar.
• Hücrelerden atık maddelerinin uzaklaştırılmasını sağlar.
• Kanın hacmini ve basıncını idrarla su kaybının düzenlenmesi yöntemiyle ayarlar.
• Sodyum, potasyum ve klor şeklinde elektrolitlerin plazma konsantrasyonlarını ayarlar.
Böbrekler Böbrekler omurganın her iki yanında, kaburgaların derhal altında bulunup, sağ böbrek üstünde bulunan karaciğer bu nedenle küçük oranda daha aşağı seviyededir. Erişkin bir insanda her birisi 130-150 gr ağırlığında olan böbrekler, yumruk büyüklüğünde, fasulyeye çok benzeyen bir çift idrar meydana getiren organdır.
Fonksiyonları
Böbreklerin vücut için oldukça mühim fonksiyonları vardır. Böbreğin başlıca işlevleri vücutta su, tuz, kalsiyum dengesinin sağlanması, idrar aracılığı ile zararı dokunan maddelerin ve ilaçların vücuttan atılması ve hormon, şeker metabolizmasına olan katkılarıdır.
• Böbrekler kanı süzerler. Böbrekler, kanı nefron ismi verilen milyonlarca mikroskobik filtre aracığıyla temizleyerek idrar oluşturur. Kan atardamarlardan böbreğe doğru akarken yüksek basınçtan dolayı plazma (kanın sıvı kısımı) hücreler ve büyük proteinler hariç glomeruler kapsüle (böbreğin kabuk bölümündeki damar ve sinir yumağı) geçer. Hücreler ve büyük proteinler glomeruler kapsülde bırakılırlar. Bu vakaya glomeruler filtrasyon ismi verilir.
• Vücut için lüzumlu olan suyun alım ve atım dengesini şu demek oluyor ki homeostazı sağlarlar. Böbrekler vücutta bulunan suyun durumuna bakılırsa seyreltik ya da yoğun idrar çıkarırlar.
• İdrar vasıtasıyla vücutta metabolizma sonucu oluşan zararı dokunan maddelerin kandan atılmasını sağlarlar. Bu atık maddelerinden bilhassa üçünün atılımı homeostazın korunmasında oldukça önemlidir. Bu tür durumlar; üre, ürik asit ve kreatinindir. Bunlarla birlikte Na, K, CI şeklinde iyonların gerektiğinden fazlası uzaklaştırılır.
• Böbrekler vücut için lüzumlu bir takım hormonları salgılarlar. Bu tür durumlar kemiklerde kırmızı kan hücrelerinin üretimini harekete geçiren eritropoetin; kan basıncını düzenleyen renin ve sıhhatli sertleşme için lüzumlu olan D vitaminidir.
• Bunun haricinde kan basıncının düzenlenmesi, kan hücrelerinin yapımının kontrolü, kemik gelişiminin sağlanması şeklinde başka görevleri de vardır.
Böbrekleri saran tabakalar içten dışa doğru capsula fibrosa, capsula adiposa ve fascia renalis’dir.Böbrek çevresinde bulunan bağ dokusunun kalınlaşmasıyla oluşan katman fascia renalis ismini alır. Fascia renalis, capsula fibrosa denilen ve böbreği çevreleyen sağlam zara sıkıca tutunmuştur. Fascia renalis arkasında yer edinen yağ dokusuna corpus adiposum pararenale denilir. Fibröz kapsül ile böbrek fasyası içinde capsula adiposa (perirenal yağ dokusu) denilen bir yağ tabakası daha vardır. Böbreğin damarlarını, sinirlerini ve pelvis renalis’i içeren kısmına hilum renale ismi verilir. Hilum böbreğin iç kenarında yer edinen çukur yeridir. Hilumun böbrek içinde açıldığı boş bölüme sinus renalis denir. Böbrek cortex renalis (kabuk) ve medulla renalis (öz) olmak suretiyle iki kısımdan oluşmuştur. Korteks benzeşik görünümde olup, kırmızımsı-kahverenklidir ve idrar meydana getiren oluşumları ihtiva eder. Medulla ise nefes ve daha koyudur ve toplayıcı kanallardan oluşur. Medulladan sinus renalise (böbrek sinirleri) doğru uzanan konik şekilli yapılara böbrek piramitleri denir. Sayıları her böbrekte 12-14 kadardır.Böbrekler, dıştan içe doğru dış korteks, santral medulla ve internal kaliksler ve pelvisten meydana gelirler. Böbreğin fonksiyonel birimi nefron ismini alır. Böbrekte idrarın yapıldığı morfolojik üniteyi oluşturan nefron, kanın süzüldüğü glomerül ve devamı olan tüplerden oluşur. Bir böbrekteki nefron sayısı 1-3 milyon arasındadır. Nefronlar ortak açılma kanalları ile böbrek papillaları üstündeki deliklere açılırlar. Bu şekilde oluşan idrar ilk olarak kalikslerde ve dolayısı ile pelviste biriktirilmiş olur. Nefronlarda gerçekleşen süzme (filtrasyon), salgılama (ekskresyon) ve geri emilme (rezobsiyon) aşamalarından sonrasında idrar şeklinde atılan miktar 1.5 lt kadardır. Bir nefron şu kısımlardan oluşur:
1- Renal korpüskül (Bowman kapsülü + Glomerulus)
- İveğen yaygın çoğalan glomerulonefrit,
- Streptokok bulaşımı sonrası,
- Streptokok-dışı bulaşımı sonrası,
- Hızla ilerleyen (yumakçık, mikroskop altında hilal görünümlü olduğundan, buna hilalimsi de denir) glomerulonefrit,
- Zarımsı glomerulonefrit,
- Minimum farklılık hastalığı,
- Mahalli bölümsel glomeruloskleroz (yumakçık sertleşmesi anlamına gelmektedir),
- Zarımsı-çoğalıcı glomerulonefrit,
- IgA nefropatisi,
- Süreğen glomerulonefrit,
- Yaygın lupus kızarıklığı,
- Şeker hastalığı,
- Amiloidoz,
- Goodpasture sendromu,
- Mikroskopik çoklu damar yangısı (poliarterit),
- Wegener granülomatozu,
- Henoch-Schönlein purpurası (purpura, pıhtılaşmadaki ya da damarlardaki düzensizliklerden meydana gelen, deride oluşan kanamalardır).
- Bakterisel endokardit (kalpteki kapakçılarda bulaşımdan dolayı oluşan yangı, zarar).
- Alport sendromu,
- İnce bazal zar hastalığı,
- Fabry hastalığı.
- Damar sertliği (yaşlı hastalarda),
- Fibromüsküler displazi (bağ ve kas dokularının bilhassa böbrek atar damarında bozuk gelişerek bu damarın darlığına niçin olması, genç hastalarda daha çok rastlanır),
- Böbrek parmaksı adenom,
- Anjiyomiyolipom (damar, kas, ve yağ gözelerinden oluşan iyicil bir ur olup, daha çok tüberoz skleroz hastalarında rastlanır,
- Onkositom.
- Böbrek gözesi karsinomu,
- Havuzcuk ürotelyum (geçiş gözesi) karsinomu.
YORUMLAR