EKLER Türkçe eklemeli (sondan eklemeli) bir dildir. Türkçe’de değişmez kökler, onlardan türetilen gövdeler ve kök ve gövdelere eklenen yapım...
EKLER
Türkçe eklemeli (sondan eklemeli) bir dildir. Türkçe’de değişmez kökler, onlardan türetilen gövdeler ve kök ve gövdelere eklenen yapım ve çekim ekleri vardır.
¶Dilimizi kullanışlı hâle getiren; aynı kelimelerle değişik anlamlar ifade edilmesini, kelime haznesinin genişlemesini elde eden, eklerdir.
EK
¶Kelimelerle cümleler oluşturmak, onlara tümce içinde vazife yüklemek ve kelimelerden yeni kelimeler türetmek amacıyla onlara eklenen seslere/hecelere ek denir.
Kelimelere tümcede vazife yüklenirken ve onlardan yeni kelimeler türetilirken öncelik yapım eklerinindir. Yapım eklerinin üstüne çekim ekleri gelir. Ama bir iki ek haricinde çekim ekinin üstüne yapım eki getirilemez.
Ekler kendilerinden önceki kelimelere bitişik yazılır. Yalnız, âmİâ sual eki devamlı ayrı yazılır; âek-fiilâin kendisi, doğrusu âi-(mek)â de ayrı ya da bitişik yazılabilir. Esasen ek-fiil bitişik yazıldığında düşer, yalnız süre eki kalır:
mİ: Gelmedi mi?
i(mek): Gelecek idi, gelecekti
Ekler yapım ve çekim ekleri olmak suretiyle ikiye ayrılır. Yapım ekleri mana; çekim ekleri de vazife belirler.
I. ÇEKİM EKLERİ
¶Kelimelerin çekimlenerek değişik yerlerde ve görevlerde kullanılmasını elde eden eklere çekim eki denir.
Çekim ekleri, kelimelerin başka kelimelerle bağ kurmasını, kelimelerin tümcede vazife almasını, hâlini, sayısını, zamanını, şahsını belirtir. Özetlemek gerekirse çekim ekleri kelimelerin tümce içinde kullanılmasını sağlar.
Kök ya da beden hâlindeki kelimeler ama çekim eklerini alıp başka kelimelere bağlanır, süre ve kişi anlamı kazanır.
âKardeş kitap yer sor.â
Bu kelime dizisi bu hâliyle ama bir kelime yığınıdır. Bir maksat, his, düşünce, haber, bilgi ifade etmez. Fakat âbu kelimelerle ne söylenmek istenebilirâ, sorusundan hareketle bir şeyler uydurulabilir ki bu yolla bu kelimelerin ne için söylendiği kati olarak bilinemez.
Öyleyse bu kelime yığınını anlaşılır hâle getirmek için çekim eklerine gereksinim vardır. Türlü çekim ekleriyle bu kelimelerden anlamlı cümleler çıkarabiliriz:
âKardeşine kitabın yerini sor.â
âKardeşimden kitapların yerini soracağım.â
âKardeşin kitabının yerini sordu.â
Çekim ekleri eklendiği kelimenin anlamını değiştirmez. Çekim ekleri yeni kelimeler türetmeye yarayan ekler değildir; doğrusu bu ekler kelimenin mana ve türlerini değiştirmeyen eklerdir. Yukarıdaki örnekte değişik çekimlere karşın kelimelerin anlamlarının değişmediği görülür.
Çekim ekleri getirildikleri kelimenin türüne nazaran ikiye ayrılır:
İsim çekim ekleri ve Eylem çekim ekleri
A. İSİM ÇEKİM EKLERİ
¶İsimlerin ve isim asil kelimelerin sonuna gelmiş olarak onları başka isimlere, edatlara, fiillere bağlayan; tümce içindeki görevlerini belirleyen, mensup oldukları kişileri belirten ve adların türlü durumlarını bildiren eklerdir.
İsim çekim ekleri şunlardır:
Hâl ekleri: -i, -e, -de, -den, -in, -ce, -le
İyelik ekleri: -m, -n, -i, -si, -miz, -niz, -leri
Çoğul eki: -ler
Sual eki: mi
Ek-fiil: -dir, -idi, -imiş
Tamlama ekleri: -in,
1. HÃL (DURUM) EKLERİ
¶İsimleri isimlere, fiillere, edatlara bağlayan, başka kelimelerle ilişki kurarak adların tümcede vazife kazanmasını elde eden eklerdir.
İsmin hâllerinin başlangıcında yalın hâl (nominatif) gelir, ama bu hâlin eki olmadığı için sıralamaya dahil etmedik; adlar mevzusunda işlenmiştir.
a. -İ [1] Belirtme/Yükleme Hâl Eki
Fiildeki işten, hareketten, eylemden etkilenen varlığı belirtir. Şu demek oluyor ki bu eki alan adlar tümcede belirtili nesne görevinde mevcuttur.
ev-i gördüm, kapı-y-ı açtım, okul-u boyadılar, gül-ü koparmayın...
İsmi fiile bağlar.
Evlatları buradan kim alacak?
Babası evladı çağırdı.
Şimdi soruları cevaplayın.
Burada kimi bekliyorsunuz?
Türkçede iki tane -i eki vardır:
-i: iyelik eki: (onun) kalem-i
-i: belirtme hâl eki: kalem-i (kim aldı?)
b. -E Yönelme Hâl Eki
İsimleri fiillere, kimi zaman de edatlara bağlar.
Yönelme hâlinde, ismin belirttiği kavrama yöneliş, dönme söz mevzusudur.
okul-a git, ev-e dön...
Eklendiği kelimelere değişik anlamlar katar ve değişik mana ilişkileri kurar.
Yönelme, yaklaşma, erişme bildirir. Bu eki alan kelimeler tümcede dolaylı tümleç ve yüklem olabilir:
Bugün okula gitti.
Bana ait itirazım meydana getirilen haksızlığa. (haksızlığadır: yüklem)
Fiyat, araç ile anlamı katar:
Kitabı bin liraya aldı. (karşılığında)
Bu iş kaç paraya olur?
Süre bildirir, zarf tümleci yapar:
Bu iş sabaha biter.
Haftaya size gelelim.
Yer bildirir:
Bizi karşılamak için kapıya geldi.
İsimleri edatlara bağlar:
Akşama kadar okulda ders çalıştık.
Sabaha karşı varırız.
Yaşına nazaran ağır bir işte çalışıyordu.
Deyim kurar:
Ağzına geleni söyler.
İşleri yoluna koymak
Başına emir.
Başa gelen çekilir.
Çok cana yakın bir çocuktu.
İçin, aitlik, gaye ilgisi kurar:
Bu konuyu size aldık. (sizin için)
Sana bir iyilik düşünüyorlar. (senin için)
Annesini görmeye gitti.
İkilemeler kurarak vaziyet bildirir:
Otobüse nefes nefese yetiştiler.
İki ahbap kafa kafaya vermiş...
â-an, -enâ sıfat-fiil ekleriyle birleşerek abartma anlamı veren ikilemeler kurar:
Soran sorana,
geçen geçene,
giden gidene...
Şekilce çekimli eylem olan fakat eylem hususi durumunu yitirmiş söz gruplarına gelir:
Geçmiş olsuna gitti. (demeye)
c. -DE Bulunma Hâl Eki
İsimleri fillere bağlar.
ev-de oturma, okul-da öğren, yurt-ta kaldı, devlet-te bulunmakta...
Tümcede dolaylı tümleç, zarf tümleci ve yüklem yapar:
Eski İstanbul'da ne güzel günler yaşanmış. (dolaylı tümleç)
Saat yedide mi gelecekmiş? (zarf tümleci)
Her şey yerli yerinde. (yüklem)
Süre bildirir:
Okullar bu yıl da eylülde açılacak. (zarf tüml.)
Fiili vaziyet yönüyle niteler:
Suyu bir yudumda içti. (zarf tüml.)
Siz ayakta kaldınız.
Çamaşırları elde yıkıyormuş.
Süre ve sayı bildiren kelimelere eklendikten sonra ölçü, miktar bildirir:
Yılda yirmi gün izni var.
Haftada bir geliyor.
Yüzde yetmiş başarı vardı.
İkilemeler kurar:
Ayda yılda bir uğrar oldu.
Elde avuçta ne var ise tamamlandı.
Eklendiği kelimeyi ödat yapar:
Parmak genişliğinde yaprakları var.
Yapım eki görevi görür:
Gözde sanatçılarımızdandı.
Peyami Safa'nın "Sözde Kızlar"ını okudun mu?
Sözde Ermeni soykırımı...
d. -DEn Ayrılma/Uzaklaşma Hâl Eki
İsimleri fillere bağlar.
okul-dan çıktı, ev-den ayrıldı, yurt-tan geliyor, devlet-ten istedi...
Eklendiği kelimeyi dolaylı tümleç yapar; yer, ayrılma, uzaklaşma bildirir:
Ali, evden yeni çıktı.
Bir sürü seneler geçti dönen yok seferinden.
Edat tümleci ve yüklem de yapar.
Gönüldendir şikâyet. (yüklem)
Bebek gürültüden uyandı (edat tümleci)
Yalnızlıktan sıkıldım. (edat tümleci)
Vaziyet bildirir:
Yağmur hafiften yağıyor.
Ben onu yakından tanırım.
Üstünlük, karşılaştırma bildirir:
Kıldan ince
baldan tatlı
Erzurum’dan soğuk kent yok.
Bundan iyisi bulunmaz.
Bütünün parçasını, bütünden ayrılmayı ifade eder:
Verilen pastadan bir dilim yedi.
Soruların yanıtını sözlerimden çıkaracaksınız.
Canından can vermek istiyordu.
İsimleri edatlara bağlayarak edat grubu ve edat tümleci oluşturur:
Akşamdan bu zamana kadar seni arıyoruz.
Yemekten sonrasında çayı nerede içeceğiz?
Sebep bildirir:
Soğuktan tir tir titriyordu.
Bitkinlikten uyuyuverdi.
İsim tamlamalarında tamlayan ekinin (-in) yerine kullanılır:
Geçen gün öğrencilerden birisi yanıma geldi.
Bu ürünlerden hangisini istediğinizi açıklayın.
Yapım eki özelliği kazanarak eklendiği kelimeyi ödat yapar:
Bayağı insanlarla düşüp kalkma diyordu.
Sudan sebeplerle buradan ayrılıp gitti.
Toptan satış
Uzaktan akraba
En içten hisleri
İkilemeler kurar:
Zavallı çocuk günden güne eriyor.
Baştan başa bizim bu topraklar.
Durumumuz yıldan yıla kötüye gidiyor.
Dünden bugüne ne değişti ki...
Varlıkların niçin, hangi maddeden yapıldıklarını bildirir:
Üzerine yünden bir kazak almıştı.
Tahtadan kılıçlarla oynuyorlardı.
Ayı derisinden post; Rus’tan arkadaş olmaz.
Süre anlamlı kelimelere gelmiş olarak süre anlamı katar:
Bu işi dünden halletmeliydik.
Yarın geceden yola çıkmayı düşünüyoruz.
e. -CE Eşitlik Hâl Eki
İsimlere ve isim asil kelimelere eklendikten sonra türlü anlamlar katar. Türkçe'nin işlek eklerinden biridir. Bu eki alan kelimeler tümcede zarf tümleci ve yüklem olarak kullanılır. Tür olarak da isim, ödat ve zarf türetir.
ben-ce, okul-ca, yurt-ça, sert-çe...
Benzer biçimde, benzerlik anlamları katar:
Çocukça davranışları vardı.
İnsanca hareket etmeliyiz.
Yüklem yapar
Onun davranışları çok süre delicedir.
Bakımında, yönüyle anlamı katar:
O sizden kiloca küçük oranda daha az.
Akılca birbirinizden farkınız yok.
Nazaran anlamı katar, edat şeklinde kullanılır:
Sence bu yaptığın doğru mu?
Bence bu doğru.
Çokluk, abartma anlamı katar:
Evinde yüzlerce kitabı var.
Süre bildiren isimlere gelmiş olarak eşitlik, süresince, boyu anlamı katar:
Bu okulda senelerce çalıştım dedi.
O gün sizi saatlerce bekledik.
Beraberlik, beraberlik anlamı katar:
Bu sonucu sınıfça aldık.
Bugün milletçe sevinçliyiz.
Vaziyet bildirir; zarf tümleci yapar:
Bahsedilenleri sessiz bir şekilde dinledi.
Fikirlerini açıkça dile getirdi.
Elazığ'dan gizlice ayrıldık.
Küçültme, sınırlandırma anlamı katar:
Oralarda yaşlıca bir adam dolaşıyordu.
Fatih, büyükçe bir taşı alıp denize atıverdi.
f. -lE Araç Hâl Eki
âileâ edatı kaynaklıdır; âiâ düşürülerek kullanılır.
Ünlüyle biten kelimelere eklenirken araya y kaynaştırma harfi girer:
masaâmasa-y-la.
Ünsüzle biten kelimelere eklendiğinde -la, -le şeklindedir:
kalemâkalemle.
İsim ve isim asil kelimelere eklendikten sonra değişik anlamlar katar. Bu eki alan kelimeler tümcede zarf tümleci, edat tümleci ve yüklem olarak kullanılır.
Edat tümleci yapar:
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan. (edat tüml.)
Vaziyet bildirir; zarf tümleci yapar:
İşi rahatlıkla başardı.
Ayağına gelen topa hızla vurdu.
Babasını sevinçle karşıladı.
Yüklem yapar:
O geriye kalan bizimledir.
Beraberlik anlamı katar:
Öğrencileriyle geziye gitmişti.
Araç, alet bildirir:
Otomobiliyle evimize kadar getirdi.
İğneyle kuyu kazıyorsun.
âveâ bağlacı görevinde kullanılır:
Annemle kardeşim buraya geldiler.
Baki’yle Fuzuli, 16. yy. şairleridir.
Sebep ve süre bildirir:
Rüzgârın etkisiyle dallar sallandı.
Sonbaharın gelmesiyle soğuklar artmıştı.
Zilin sesiyle yarışma tamamlandı.
g. -(n)İn İlgi Hâl Eki (tamlayan eki)
İsimleri isimlere bağlayarak tamlama kurmaya yarar.
Bu ek birinci tekil ve çoğul kişi için â-İmâ şeklindedir: ben-im, biz-im.
İsimleri isimlere bağlar:
Bana ait elim kanadı
Kitabın yaprağı yırtılmış.
Yalancının mumu...
Gözlüğün camı...
İsimleri, zamirleri ve sıfat-fiilleri edatlara bağlar:
Bu konuyu senin için yaptım dedi.
İsimleri ve zamirleri fiillere bağlar:
Birincilik ödülü Atilla'nın oldu.
En güzel ve mutlu seneler siz değerli ziyaretçilerimizin olsun.
Not: â-dEnâ eki tamlayan ekinin yerini tutabilir:
öğrencilerin bazılarıâöğrencilerden bazıları
onların biriâonlardan birisi
2. İYELİK EKLERİ
İsimlerin ve isim asil kelimelerin sonuna gelmiş olarak onların sahiplerini, mensup oldukları kişileri belirten eklerdir. Tamlayansız kullanıldıkları süre bu eklere iyelik zamirleri de denir.
kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları
masa-m, masa-n, masa-s [2]-ı, masa-mız, masa-nız masa-ları
su-y [3]-um, su-y-un, su-y-u, su-y-umuz, su-y-unuz, su-ları
ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri
İyelik ekleri isim tamlamasında tamlanana gelir:
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın tüm hızı...
Şevk akşamında Endülüs üç kez kırmızı...
Aşkın büyülü şarkısı yüzlerce dildedir.
İspanya neşesiyle bu akşam bu zildedir.
Kapının kol-u,
işin baş-ı,
hayvan sevgi-s-i
İyelik ekleri kimi zaman yer bildiren zamirlerden (işaret zamirleri) sonrasında gelmiş olarak belirtme görevlerinde mevcuttur:
burası, ötesi, şurası...
Sıfatlardan sonrasında gelmiş olarak zamir yapar:
doğrusu, böylesi, başkası...
Kimi zaman isimlerle ve sıfatlarla beraber sevgi ve abartma ifade eder:
Camın İstanbul.
Güzelim çiçekler kurumuş
İyelik eklerinden sonrasında hâl ekleri gelebilir:
Baba-m-a soracağım.
Kardeş-i-n-i arıyormuş.
-ler ekiyle -i iyelik eki beraber kullanılarak süre bakımından genelleme yapılır:
akşamları, sabahları, gündüzleri...
3. İLGİ ZAMİRİ: -ki
İlgi zamiri belirtili isim tamlamalarında tamlananın yerini tutabilir:
bana ait kalemimâbenimki
onun eliâonunki
Türkçede üç tane âkiâ vardır: âkiâ, â-kiâ, â-kiâ
a. âkiâ Bağlacı
Bir tek âkiâ şekli vardır.
Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır.
Türkçe değildir, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe tümce yapısına aykırı olarak kullanılır.
âkiâ ile süregelen bir ara tümce aslolan cümlenin içinde kısa çizgiler içinde verilebilir:
Bu ezanlar -ki şahadetleri dinin temeli-
Yağmur yağmadı ki mantarlar ortaya çıksın.
Mustafa kemal atatürk diyor ki: ...
Bir şey biliyor ki konuşuyor.
Ben ki hep sizin için çalıştım.
Imtihanı kazanabilir miyim ki...
Baktım ki gitmiş.
b. â-kiâ İlgi Zamiri
Ek hâlindeki tek zamirdir.
Eklendiği kelimeye -ki yalnız isim tamlamasında tamlayana eklenir- bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini meblağ.
Büyük ve ufak ünlü kurallarına uymaz; yalnız -ki şekli vardır:
senin kaleminâseninki, Ali’nin eliâAli’ninki, onun düşüncesiâonunki...
c. â-kiâ Yapım Eki
İsimlere eklendikten sonra yer ve süre bildiren sıfatlar türeten ektir.
Süre bildiren kelimelerin sonuna direkt eklenirken, yer bildiren sıfatlar türetirken â-dEâ hâl ekiyle beraber kullanılır.
Bir tek -ki ve az da olsa -kü şekilleri vardır:
bu yılki imtihan, yarınki maç, dün meydana gelen film, şimdiki aklım...
masadaki kitaplar, duvardaki saat, evindeki hesap...
4. -lEr ÇOÄUL EKİ
Tür isimlerine gelmiş olarak onların çoğul şekillerini yapar.
Kelimeler içinde ilgi kurmaz:
dağlar, fikirler, idealler, öğrenciler, dertler...
Hususi isimlere getirildiğinde:
1. Aile anlamı katar; -gil ekinin yerine kullanılır, yapım eki görevinde olduğundan ayrılmadan yazılır
Yarın Ahmetlere gideceğiz.
İzmir’e, amcamlara/dedemlere/teyzemlere gideceğiz. (burada hususi isme getirilmemiş.)
Aliler bizlere gelecekler.
2. Benzerleri anlamı katar, kesme işaretiyle tasnif ederek yazılır:
Bu millet nice Fatih'ler, Kemal'ler yetiştirecektir.
Bu topraklarda ne Çaldıran’lar, ne Ridaniye’ler yaşandı.
3. Aynı adı taşıyanları belirtir:
Sınıftaki Ali’ler ayağa kalksın.
Hüseyin’lerin hepsi buraya gelsin.
4. Abartma anlamı katar:
Çalışıyor olmak için ta Almanya’lara gitti.
5. Topluluk terimi bildirir:
Türkler, Yunanlar, Adanalılar, Konyalılar...
Bunların haricinde:
İkilemeler yapar:
Seneler yılı bekledik.
Abartma anlamı katar, kimi zaman âbirâ kelimesiyle beraber bu anlamı verir:
Ateşler içinde kıvranıyordu.
O gün dünyalar bana ait olmuştu.
Valizler dolusu kitapları ne süre almıştı.
Bir kumaşlar almış, görmelisiniz.
Bir bahçeler var, sözle anlatılmaz.
Bir zamanlar ne kadar şendik.
Çoğul zamirlere getirilerek yine çoğul yapar:
Biz, sizler
Saygı ya da alay anlamı katar:
Dostumuz nedense bizi çağırmamışlar.
Müdür Bey döndüler mi?
Her anlamı katar:
Akşamları erken yiyecek yeriz.
Sabahları geç kalkarım.
âYaşâ kelimesine getirilerek yaşça yaklaşıklık bildirir:
O süre hemen hemen sekiz yaşlarında idi.
İyelik üçüncü çoğul eki ve kişi eki ile karıştırılmamalıdır.
Çocuklar (çoğul eki) annelerini (iyelik eki) bekliyorlar (kişi eki).
5. âmİâ SORU EKİ
Hem isimlere hem de fiillere getirilen bir çekim ekidir:
Gelecek miydin? (fiile)
Sen misin? (isme)
Devamlı kendinden önceki kelimeden ayrı yazılır.
Büyük ve ufak sesli uyumu kurallarına uyar:
Salı mı?
Sen mi?
O mu?
Ölü mü?
Sual ekinden sonrasında gelen ekler kendisine bitişik yazılır.
Seni çağıran bu çocuk muydu?
Vurguyu kendinden önceki kelimeye aktarır. Şu demek oluyor ki mi sual ekinden ilkin gelen kelime vurgulanan kelimedir:
Sular mı yandı? Niçin tunca benzerlik gösteriyor mermer?
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Sual anlamının haricinde başka görevlerde de kullanılır:
Pekiştirme görevinde:
Güzel mi güzel bir yer burası.
6. EK-FİİL
İsim asil kelimelerin sonuna gelmiş olarak onların yüklem olmasını elde eden, ek hâlindeki fiildir.
âimekâ fiilinin ek olarak kullanımıdır. Çoğu zaman bitişik yazılır.
Dört kipe nazaran çekimi vardır:
Geniş süre
-di’li geçmiş süre
-miş’li geçmiş süre
Şart kipi
1. Geniş süre
İsim asil kelimelere şahıs ekleri getirilerek yapılır. Bu tür şeyler geniş süre eklerinin yerini meblağ. Üçüncü kişilere â-dİrâ eki getirilir.
âinsanım, insansın, insan(dır), insanız, insansınız, insan(dır)larâ
Ben bir ufak kelebeğim.
Üstümüze doğan bir güneşsin sen.
Her taraf bugün bir başka güzel(dir).
Bu ek fiillere getirildiğinde kesinlik ya da olasılık anlamı katar.
Ulaş şimdi dinlence yapıyordur. (olasılık)
Bu durumda işe gitmeyecektir. (kesinlik)
2. -di’li geçmiş süre
Ek-fiilin malum geçmiş süre çekimi, kavramların ve varlıkların malum geçmişteki durumuna tanık olunduğunu gösterir.
âidim, idin, idi, idik, idiniz, idilerâ
Bir güzelin hayranıydım. âhayranı i-di-m
Dün daha heyecanlıydın. âheyecanlı i-di-n
Merhametli biriydi. âbirisi i-di
3. -miş’li geçmiş süre
Ek-fiilin bilinmeyen (öğrenilen) geçmiş süre çekimi, kavramların ve varlıkların öğrenilen geçmişteki durumunun başkasından duyulduğunu anlatır.
âimişim, imişsin, imiş, imişiz, imişsiniz, imişlerâ
Suçlanan ben-miş-im. â ben imişim
Meğer sen ne çalışkan-mış-sın. â çalışkan imişsin
Adam yirmi senedir evine hasret-miş. â özlem imiş
4. Şart
Eklendiği isimlerle yancümlecik kurar ve temel cümlenin şartını bildirir. Kimi zaman karşılaştırma anlamı da katar.
âisem, isen, ise, isek, iseniz, iselerâ
Elbise ucuzsa derhal alalım. âucuz ise
Maaşlar az, giderlerse çok çok fazla. âgiderler ise (karşılaştırma)
Dikkat
Ben iyi bir okurum. Ek-fiilin geniş zamanı
Hep iyi kitaplar okurum. Şahıs eki
Bana ait okurum anlayışlıdır. İlgi eki ve iyelik eki
Öğrenciydi ek-fiil çekimi
Uyuyordu birleşik çekim
Öğrenciymiş ek-fiil
Uyuyormuş birleşik süre
Öğrenciyse ek-fiil
Uyuyorsa birleşik süre
Not: Ek-fiilin olumsuzu ek-fiilden ilkin âdeğilâ kelimesi getirilerek yapılır:
birinci değilim, değildim, değilmişim, değilsem
7. TAMLAMA EKLERİ
Bu eklerden tamlayan eki (ilgi eki: -in: kalem-in), isim hâl eklerinde; tamlanan eki (-i: uc-u) de iyelik eklerinde anlatıldığından burada tekrarına lüzum görülmedi.
ù
B. FİİL ÇEKİM EKLERİ
Dilimizde fiiller çekimli hâlde kullanılır. İkinci tekil kişi komut çekimi hariç tüm fiiller çekim eki alıp kullanılır.
¶Eylem çekim ekleri, eylem kök ya da gövdelerine eklendikten sonra, fiillerin zamanını, yapılış şeklini ve şahsını belirtirler.
Dilimizdeki eylem çekim eklerini şu şekilde sınıflandırabiliriz:
Süre ve biçim ekleri (haber ve arzu kipleri)
Şahıs ekleri
Sual eki
Ek-fiil
Şimdi bu tarz şeyleri tek tek inceleyelim.
1. ZAMAN ve ŞEKİL EKLERİ
a. HABER KİP EKLERİ
Dilimizde üç temel süre vardır:
Geçmiş süre
Şimdiki süre
Gelecek süre
Ama tüm zamanları içeren tasnif şudur:
Geçmiş süre (Malum geçmiş süre ve öğrenilen geçmiş süre)
Şimdiki süre
Gelecek süre
ve bunların hepsini kapsayan
Geniş süre
Fiilde anlatılan işin, kılışın, oluşun, hareketin, durumun [4] bağlı bulunmuş olduğu zamana fiilin zamanı denir. Haber kiplerinde de fiilin zamanı bildirilir. Yalnız alt tarafta ele alınacak olan süre ekleri kimi zaman kendi zamanlarını belirtmeyebilirler; çekim eki olmaktan çıkabilirler ya da mana kayması sonucu başka bir zamanı belirtebilirler [5]:
hünkârbeğendi, geçmiş (süre), gelecek (süre), tahsilli... (yapım eki görevinde)
Bigün Hoca pazara çıkar. (çıkmış)... (mana kayması)
Bu altı zamanı ifade eden ekler şunlardır:
1. Malum Geçmiş Süre Eki: -Dİ
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak görülen/tanık olunan ve malum geçmişe ait bir işin vb. anlatılmasını/hikâye edilmesini/haber verilmesini sağlar:
Geldim, okumadın, yürüdü, koştuk, söylediniz, ağladılar...
Başka görevleri:
İkilemeler kurar:
Oldu bittiye getirdiler.
Süre bildirme işlevini yitirip yapım eki olarak kullanılabilir; ödat ve isim olarak kullanılan kelimeler türetir [6]:
Mirasyedi (adam), şıpsevdi, külbastı, imambayıldı, gecekondu, kaptıkaçtı...
2. Öğrenilen Geçmiş Süre Eki: -mİş
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak görülmeyen/tanık olunmayan ve bilinmeyen geçmişe ait, başkasından duyulan bir işin vb. anlatılmasını/nakledilmesini sağlar:
Uyumuşum, konuşmuşsun, sevmemiş, durmuşuz, bilememişsiniz, almışlar...
Başka görevleri:
Farz etme anlamı katar:
âÇay içen var mı?â, diyorlar. Ben de âevet, ben bir çay tiryakisiyim.â diyormuşum.
Sonradan fark etme anlamı katar; başkasından duyma söz mevzusu olmaz:
Dün çok yorulmuşum.
Teşekkür ederim, yiyecek güzel olmuş.
Mana kayması sonucu -yor eki yerine de kullanılmakta:
Nasıl bir şey aramıştınız?
Süre anlamını yitirip yapım eki (sıfat-fiil eki) olarak kullanılabilir; sıfat-fiiller türetir; bu sıfat-filler ödat olarak kullanıldıkları şeklinde isimleşebilirler de [7]:
Başlamış iş, verilmiş sadaka
geçmiş (süre), ermiş (adam)...
3. Şimdiki Süre Eki: -yor
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak hâlen yapılmakta olan bir işin vb. anlatılmasını/bildirilmesini sağlar:
Zil çalıyor.
Öğrenciler teneffüse geliyor.
Dünya dönüyor, süre geçiyor, insanlık gelişiyor, ama Türkiye...
4. Gelecek Süre Eki: -EcEk:
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak bir süre sonra yapılacak olan bir işin vb. bildirilmesini sağlar:
Oraya gideceğim ve onu göreceğim.
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Ömrüm bu şekilde gizemli geçecek ses vermeden.
Süre anlamını kaybedip yapım eki olarak da kullanılır; sıfat-filler yapar; bu sıfat-fiiller isimleşebilir:
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Buralar yaşanılacak bölgeler değildir.
Geleceğini garantiye almalısın.
Alacaklı şeklinde duruyorsun.
Soğuk içecekler satılır mı burada?
Yakacakları yazdan hazırlamalı.
5. Geniş Süre Eki: -°r
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak söz mevzusu olan işin vb. geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanların tümüne ait bulunduğunun, doğrusu devamlı tekrarlandığının bildirilmesini sağlar:
Seni ama ebediyyetler eder istiab.
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Asla yolcusu yokmuş şeklinde sessiz bir şekilde alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Her duvar, her kovukta şimdi niye
Bir büyük göz niyaz eder, ağlar
"Bitsin geriye kalan bu gizli saklı kuşku!" diye?
Bu ek süre anlamını yitirip yapım eki olarak da kullanılarak sıfat-fiiller yapar; bu sıfat-fiiller de isimleşebilir:
Benzer soruları önceleri cevaplamıştım.
Seninki çekilir dert değildir.
Tahsilli oranı devamlı çoğalıyor.
Uyurgezer, uçaksavar, yanardöner, benzerleri...
Geniş dönemin negatif çekiminde bu ekin kullanımı küçük oranda izah gerektirir. Bir takım şahıslarda olumsuzluk ekinden sonrasında geniş süre eki gelmezken bazılarında da âzâ olarak kullanılır:
Gel-i-r-imâgel-me-m ek yok
Gel-i-r-sinâgel-me-z-sin z
Gel-i-râgel-me-z z
Gel-i-r-izâgel-me-y-iz ek yok
Gel-i-r-sinizâgel-me-z-siniz z
Gel-i-r-lerâgel-me-z-ler z
Asla yolcusu yokmuş şeklinde sessiz bir şekilde alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
b. DİLEK KİP EKLERİ
Arzu kipleri, iş, oluşu, kılışı, şartları ve hareketi zamana bağlı olmadan, tasarı ve dilekle ilgili olarak bildiren kiplerdir.
Arzu kipleri dörde ayrılır:
Arzu-şart kipi
İstek kipi
Gereklilik kipi
Komut kipi
Bu kiplere ait ekler şunlardır:
1. Arzu-şart kipi eki: -sE
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak söz mevzusu olan işin dileğe ve şarta bağlı bulunduğunun bildirilmesini sağlar:
Ağlarsa anam ağlar
İsterse, veririz.
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azîmetten
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç!
2. İstek kip eki: -E
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak talep anlamı katar.
Bana sor sevgili kaari [8], sana ben söyleyeyim
Sonrasında bir yer bulup oturdum. Hadi bir sigara içeyim dedim
Bu konuyu bu şekilde bilesiniz.
Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim!
3. Gereklilik eki: -mElİ [9]
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak işin olması gerektiği anlamını katar:
Gül tende, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli...
Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli..
Ya şevk içinde harap ol, ya sevgi içinde gönül!
Ya lâle açmalıdır göğsümüzde veya gül.
Hepsinin üzerine sevda sözleri söylemeliyim
4. Komut kipi eki: -sİn, -İn(İz), -sİnlEr
Eylem kök ya da gövdesine gelmiş olarak ikinci ve onların vasıtasıyla da üçüncü şahıslara komut verilmesini sağlar.
Birinci şahısların komut çekimi olmadığı şeklinde ikinci tekil şahsın da çekimi olduğu hâlde eki yoktur:
Ağla ağla Sakarya!
Ey vuslat! O aşıkları efsununa ram et!
Ey tatlı ve ulvi gece! Senelerce devam et!
Bu yazıyı hızla yazsınlar!
Alın, bu tarz şeyleri da okuyun!
2. ŞAHIS EKLERİ
¶Şahıs ekleri, fiili şahsa bağlayan; fiildeki işi, kılışı, hareketi yapanı; oluşa ve duruma haiz olanı bildiren eklerdir.
Şahıs eklerinin tekil ve çoğul şekilleri vardır.
Kiplere nazaran kişi ekleri farklılık gösterir; eylem kök ya da gövdesinin ünlüyle ya da ünsüzle bitişine nazaran iki tür kişi eki vardır:
1. Şimdiki, gelecek, geniş ve -miş’li geçmiş zamanlarla gereklilik ve arzu kiplerinde kullanılan şahıs ekleri:
-İm, -sİn, ---, -İz, -sİnİz, -lEr
bilir-im, bilir-sin, bilir, bilir-iz, bilir-siniz, bilir-ler
geliyor-um, alacak-sınız, olmuş-lar, bilmeliy-iz, gide-sin
2. -di’li geçmiş zaman içinde dilek-şart kipinde kullanılan şahıs ekleri:
-m, -n, ---, -k, -nİz, -lEr
aldı-m, aldı-n, aldı, aldı-k, aldı-nız, aldı-lar
alsa-m, alsa-n, alsa, alsa-k, alsa-nız, alsa-lar
Komut çekimi de ayrı eklerle yapılır:
git-sin, gid-in(iz), git-sinler
3. OLUMSUZLUK EKİ: -mE
Eylem kök ya da gövdelerine gelmiş olarak negatif çekimlerini yapar. Fiilin yapılmadığını, işin olmadığını bildirir. Tüm fillere gelebilir:
Gel-me-di, al-ma-dı, ver-mi-yor, ol-mu-yor, bil-me-meli, söyle-me!, dinle-me!
Bir takım durumlarda ekin ünlüsü daralır:
Gel-mi-yor, oku-mu-yor, sev-mi-yor...
4. SORU EKİ: mİ
Sual eki adlardan ve fiillerden sonrasında kullanılabilir. Eklendiği kelimeden ayrı yazılır. ünlü uyumlarına girer.
Aldık mı?
Geldi mi?
Okudun mu?
Gördün mü?
Sual anlamının haricinde başka görevlerde de kullanılır:
Seçenek sunar:
Alır mı almaz mı bir şey diyemem.
Şart, şart bildirir:
Buraya geldi mi tepesi atıyor.
Derslerine çalıştı mı kazanır.
Yollar kapanmış oldu mı gelemez.
Süre anlamı katar:
Hava bulutlandı mı yola çıkın, dedi.
Buraya geldi mi size de uğrar.
Şaşırma, şaşkınlık, beklenmezlik bildirir; ünlem ifade eder:
Bir de onu karşımda görmeyeyim mi!
Ansızın babasına rastlamasın mı!
Tehdit, korkutma bildirir:
Sopayı elime aldım mı görürsün.
Fiile kesinlik anlamı katar:
Bakarsın buraya uğrar mı uğrar.
Sizin işinizi yapmış oldu mı yapmış oldu.
5. EK-FİİL
Fiillerin birleşik zamanlı çekimlerini yapmayı sağlar:
âimekâ fiilinin ek olarak kullanımıdır. Çoğu zaman bitişik yazılır.
çalışmış i-di-kâçalışmıştık
okuyor i-seâokuyorsa
okuyor i-miş-ler/okuyorlar imişâokuyorlarmış
-di’li geçmiş dönemin hikâyesi, şartı; -miş’li geçmiş dönemin hikâyesi, rivayeti, şartı; şimdiki dönemin hikâyesi, rivayeti, şartı; gelecek dönemin hikâyesi, rivayeti, şartı; geniş dönemin hikâyesi, rivayeti, şartı; dilek-şart kipinin hikâyesi, rivayeti; talep kipinin hikâyesi, rivayeti; gereklilik kipinin hikâyesi, rivayeti ve şartı ek-fiil alabilir. Bu tür şeyler filler mevzusunda ayrıntısıyla işlenecektir.
YORUMLAR