Hava, su, toprak kirliliğini önlemek için neler yapılmalıdır?

Hava, su, toprak kirliliğini önlemek için neler yapılmalıdır? Toprak Kirliliğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir? Toprak kirli...

Hava, su, toprak kirliliğini önlemek için neler yapılmalıdır?

Toprak Kirliliğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
Toprak kirliliğinin önlenmesi için yapılabilecek bazı şeyler şunlardır;




  • Verimli ziraat topraklarında yerleşim ve endüstri alanları kurulmamalı yeşil alanlar arttırılmalıdır.
  • Ev ve endüstri atıkları toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır.
  • Suni gübre ve ziraat ilaçlarının kullanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir.
  • Nükleer enerji kullanımı bilgili şekilde yapılmalıdır.

Su Kirliliğinin Önlenmesi
  • Arıtma tesisleri kurulmalı ve özenle işletilmeli
  • Belirli yerlerde nüfus artışının önüne geçilmeli
  • İnsanlar bilinçlendirilmeli
  • Su larının korunması için iyi politikalar geliştirilmeli,plan ve programlar yapılmalı
  • Hava ve toprak kirliliğine sebep olan faktörler ortadan kaldırılmalıdır
Hava Krililiğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
  • Hava kirliliğinin en mühim sebeplerinden olan fosil yakıtlar olabildiğince azca kullanılmalı. Bunun yerine doğalgaz, güneş enerjisi, jeotermal enerji vb. enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
  • Karayolu taşımacılığı yerine demiryolu ve deniz taşımacılığına ağırlık verilmelidir.Büyük kentlerde toplu taşıma hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. Böylece otomobil egzoslarının niçin oılduğu kirlilik azaltılabilir.
  • Endüstri kurumlarının atıklarını havaya vermeleri önlenmelidir.
  • Yeşil alanlar arttırılmalı, orman yangınları önlenmelidir.
  • Ozon tabakasına zarar veren maddeler kullanılmamalıdır.
  • Alıntı






  • Erozyonu önlemek için neler yapılmalıdır?


  • vatanımızda ve dünyada çevre kirliliğini önlemek için meydana getirilen emekler nedir?


  • Sera tesirini önlemek için neler yapmalıyız?




Bu bildiri 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
Toprak Kirliliğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
Toprak kirliliğinin önlenmesi için yapılabilecek bazı şeyler şunlardır;




  • Verimli ziraat topraklarında yerleşim ve endüstri alanları kurulmamalı yeşil alanlar arttırılmalıdır.
  • Ev ve endüstri atıkları toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır.
  • Suni gübre ve ziraat ilaçlarının kullanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir.
  • Nükleer enerji kullanımı bilgili şekilde yapılmalıdır.

Su Kirliliğinin Önlenmesi
  • Arıtma tesisleri kurulmalı ve özenle işletilmeli
  • Belirli yerlerde nüfus artışının önüne geçilmeli
  • İnsanlar bilinçlendirilmeli
  • Su larının korunması için iyi politikalar geliştirilmeli,plan ve programlar yapılmalı
  • Hava ve toprak kirliliğine sebep olan faktörler ortadan kaldırılmalıdır
Hava Krililiğinin Önlenmesi İçin Neler Yapılabilir?
  • Hava kirliliğinin en mühim sebeplerinden olan fosil yakıtlar olabildiğince azca kullanılmalı. Bunun yerine doğalgaz, güneş enerjisi, jeotermal enerji vb. enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
  • Karayolu taşımacılığı yerine demiryolu ve deniz taşımacılığına ağırlık verilmelidir.Büyük kentlerde toplu taşıma hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. Böylece otomobil egzoslarının niçin oılduğu kirlilik azaltılabilir.
  • Endüstri kurumlarının atıklarını havaya vermeleri önlenmelidir.
  • Yeşil alanlar arttırılmalı, orman yangınları önlenmelidir.
  • Ozon tabakasına zarar veren maddeler kullanılmamalıdır.
  • Alıntı



TOPRAK ve KİRLİLİĞİ



TOPRAK

Hava ve su şeklinde, canlıların yaşaması için olmazsa olmaz unsurlardan bir diğeri de topraktır. Toprak, nebat örtüsünün beslendiği ların ana deposudur.

Toprağın üst tabakası insanların ve öteki canlıların beslenmesinde temel teşkil etmektedir.

Bir gram toprağın içinde milyonlarca canlı bulunmakta ve ekosistemin devamı için bunların hepsinin ayrı önemi bulunmaktadır.

Toprağın verimliliğini elde eden ve humusça varlıklı olan toprağın 10 santimetre'lik üst tabakasıdır.

Dünyadaki toprakların sadece 1/10'inde üretim yapılabilmektedir. ülkemizin arazi varlığının ise ortalama %36'sı işlenmekte, %28'i davet ve mera, %30'u orman ve fundalık olup, geriye kalan kısmı öteki araziler içinde yer verilmiştir. Ekilebilir arazinin sadece %11'i sulanabilmektedir.


Toprak en mühim naturel lardan birisi olup; ziraat dışı amaçlarla kullanılması, ağır metallerle kirlenmesi ve aşınma sonucu oluşan etkilerle kayıplara uğramakta ve verim düşmektedir. Kaybedilen toprakların tekrardan kazanılması çok zor olsa gerek.

1 santimetre. kalınlıkta ki toprak sadece birkaç yüzyılda oluşabilmektedir.

TOPRAK KİRLİLİĞİ

Yirminci asrın başından itibaren çağıl tarıma geçilmesi ve sanayileşmenin hızlanması ile beraber, toprak kirliliği de bir çevre problemi olarak ortaya çıkmaya adım atmıştır. Daha önceki asırlarda kullanılan güç ve enerji larının yetersiz olması, nüfusun azlığı, endüstrileşmenin hemen hemen gelişmemesi sebebiyle öteki çevre faktörlerinde olduğu şeklinde toprakta da herhangi bir kirlenme söz mevzusu değildi. Bilhassa yirminci yüzyılın ortalarına doğru süratli nüfus artışı ile beraber, ziraat ve öteki alanlardaki endüstri ve hızla gelişen teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak toprak kirliliği de artmaya adım atmıştır. Toprak kirliliği her geçen gün daha da ciddi boyutlara ulaşan mühim çevre problemlerinden birisini teşkil etmektedir.

Toprak Kirliliğine Sebep Olan Faktörler;



  • Yerleşim alanlarından çıkan atıklar, egzoz gazları, sanayi atıkları, tarımsal savaşım ilaçları ve kimyasal gübreler toprak kirliliğine sebep olan en mühim etkenlerdir.
  • Yerleşim alanlarından çıkan çöplerin boşaltıldığı alanlar ile kanalizasyon şebekelerinin arıtılmaksızın direkt toprağa verildiği alanlarda toprak kirliliği meydana gelmektedir.
  • Egzoz gazları, ozon, karbonmonoksit, kükürtdioksit, kurşun ve kadmiyum vs. şeklinde zehirli maddeler havaya yayılmakta ve solunum yolu ile büyük bir kısmı canlılar tarafınca alınmaktadır. Geriye kalanı ise, rüzgarlar ile uzak mesafelere taşınmakta ve yağışlarla yere inerek, toprak ve suları kirletmektedir.
  • Toprak kirliliğine sebep olan öteki bir unsur de tarımsal savaşım ilaçları ve yapay gübrelerdir. Tarımsal savaşım ilaçlarının bilinçsiz ve aşırı kullanımı sonucu, toksik maddelerin toprakta birikimi artmakta ve naturel ortamın kirlenmesine sebep olmaktadır.
  • Sodyum, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, çinko, bakır, mangan, bor şeklinde gıda maddelerini içeren yapay gübreler de aşırı ve bilinçsiz kullanım sonucu toprağın yapısını bozmakta ve toprak kirliliğine yol açmaktadır.
  • Sanayi tesislerinden çıkan ve arıtılmaksızın havaya, suya ve toprağa verilen atıklar çevreyi kirletmektedir.
Ek olarak; ormanların insanoğlu tarafınca tahrip edilmesi, yakılarak tarla açılması, ziraat topraklarının hatalı işlenmesi, mera ve çayırların bilinçsiz kullanımı, aşırı otlatma vb. sebeplerle oluşan toprak erozyonu, bugün dünyanın birçok bölgesinde olduğu şeklinde vatanımızda de en mühim çevre problemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

ANIZ YANGINLARI




Yurdumuzda hububat hasadından sonrasında verimin yüksek olduğu ve saman sıkıntısı olmayan yıllarda, hububat alanlarının ortalama %30 'unun anızı yakılmaktadır. Anızın çok kolay, acele ve masrafsız olarak yok edilmesinin sebebi; böcek ve öteki zararlılar ile çeşitli hastalıkların azaltılması, toprak işlemede kolaylık sağlaması ve daha yüksek verim beklentisidir. Bazı yararlar beklenerek anız yakmanın pozitif yönde tesirleri yanında bir çok negatif tesirleri de bulunmaktadır.

a)Çevreye olan tesirleri:

Hava kirliliğine sebep olması ve karayolunda görüşün azalmasıyla trafik kazalarına sebep olmasının yanı sıra; anız yangınları komşu tarlalardaki ürünlere ve meyve bahçelerine, telefon direklerine, yerleşim yerlerine, ormanlara ve bir çok yaban hayvanına zarar vermektedir.


b)Toprak özelliğine olan tesiri:


Anız yangınıyla yüzey toprağının organik maddesi yok edilmiş olur. Toprak için çok mühim olan organik maddenin; yağış sularının emilmesini ve tutulmasını sağlamak, kümeleşmeyi temin ederek erozyonla taşınmayı önlemek, toprağın havalanmasını sağlamak şeklinde mühim fonksiyonları vardır. Anızın yakılması esnasında toprağın 1-3 santimetre.lik üst katmanının ısısı 50-750 C'ye kadar çıkmakta, bu sebeple mikroorganizmaların %70 'i zarar görmektedir. Oysa topraktaki mikroorganizmaların faaliyeti sonucu organik madde parçalanır, ayrışır ve humus haline dönüşür. Meydana getirilen araştırmalar sonucunda anız yakmanın toprağın fizyolojik, kimyasal ve biyolojik özelliklerini bozmuş olduğu, verimliliği düşürdüğü ve biyolojik dengeyi negatif yönde etkilediği anlaşılmıştır. Bundan dolayı çağıl tarımda anız yakmaya yer yoktur. vatanımızda 1993 yılından beri anız yakılması yasaklanmıştır.

EROZYON VE ÇÖLLEŞME



- EROZYON:

Toprağın bulunmuş olduğu yerden; yağışlar, sel suları, rüzgar, çığ vb. etkenlerle taşınması vakasıdır.

Aşınma, topraklarımızın yok olmasına sebep olan etkenlerin başlangıcında gelmektedir. ülkemizdeki aşınma Avrupa'dan 12, Afrika'dan 17 kat daha fazladır. ülkemiz topraklarının %14'ünde hafifçe, %20'sinde orta ve %63'ünde şiddetli ve çok şiddetli derecede aşınma tehlikesi mevcuttur. Yalnız %3'lük kayalık alan ise erozyona maruz bulunmamaktadır. Aşınma sebebi ile toprağın verimi azalmakta, gıda maddeleri yok olmakta, sular kirlenmekte, ürünlerde verim ve kalite düşmektedir. vatanımızda aşınma sonucu her yıl 500 milyon ton verimli toprağımız kaybolmaktadır.

Aşınma, nedenlerine nazaran şu şekilde sınıflandırılır:

1. Su Erozyonu:




Su erozyonu, öteki aşınma çeşitleri içinde en yaygın ve en etkilisidir. Eğimli arazilerde, vejetasyonun (nebat örtüsünün) zayıfladığı ya da tamamen yok olduğu bölgelerde; yere düşen yağmur damlaları darbe tesiri ile bir kısım toprak parçasını yerinden kopararak parçalar. Böylece yüzeysel akışa geçen yağmur suları, bu toprak parçalarını sürükleyerek aşağılara taşır. Yüzeysel akış halindeki sular aşağılara indikçe, öteki yüzeysel akış suları ile birleşerek güçlenir ve giderek taşıma gücü de artar. Böylece akış sularının bununla beraber taşımış olduğu toprak ve iri materyal miktarı çoğalarak, taşkın şeklinde akan ve büyük zararlara sebep olan seller meydana gelir.

Su erozyonunun ileri boyutlarında büyük derelerin ve yarıkların oluşumu görülmektedir. Bu olayın öteki bir sonucu da, taban sularının yeteri kadar beslenememesi ve kuraklığa sebep olmasıdır.


Yüzey toprağı gıda maddeleri yönünden çok zengindir. Su erozyonu sonucu yüzey toprağının kaybolması, toprağı fakirleştirmekte ve toprağın verimini düşürmektedir. Bu aşınma çeşidi tüm ülkelerde görülmekte olup, erozyonla kaybolan toprak verimliliğinin tekrardan kazanılması mümkün değildir. Rüzgar erozyonu ile mücadelede başarı sağlanmasına karşın, su erozyonu ile savaşım çalışmalarında hemen hemen kafi mesafe alınamamıştır.

2. Rüzgar Erozyonu:




Kurak ve yarı kurak iklime haiz bölgelerde yaygın olan rüzgar erozyonu; kafi nebat örtüsü bulunmayan oldukça düz ve geniş arazilerde, gevşek yapıdaki kuru ve ince bünyeli toprağın şiddetli rüzgarların tesiri ile parçacıklar halinde yerinden oynatılarak, toz bulutları şeklinde yer değiştirmesi vakasıdır. Rüzgar erozyonu ile toprakta yer yer çukurlar oluşur. Bu çukurlardan çıkan toprak, başka yerlerde toplanarak kum tepeleri meydana getirir. Rüzgar erozyonu; yolları, binaları ve su yollarını etkileyebilir, ek olarak tarımsal alanlarda hasara sebep olabilir.

3. Çığ Erozyonu:




Çığ; yamaç üstünde toplanan kar hacminin, yeni yağan karlarla aşırı yüklenmesi ya da yamaçla bağlantısının zayıflaması halinde, herhangi bir tesir ile dengesini kaybederek dağ yamacından aşağıya doğru kayması ve yuvarlanması vakasıdır. Çığlar önlerine gelen engelleri tahrip eder, bununla beraber toprak, taş ve ağaçları söker götürür. Bu şekilde meydana gelen aşınma ve taşınma vakasına çığ erozyonu denir.

4. Yerçekimi Erozyonu (Kitle Hareketleri):




Kitle hareketleri, çoğu zaman ayrışma ürünü olan ve sağlam kaya üstüne oturmuş bulunan örtünün, esas itibariyle yerçekimi tesiri ile ufak ya da büyük kitleler halinde yamacın aşağısına doğru yer değiştirmesi vakasıdır.

5. Buzul Erozyonu:




Yüksek dağlık arazilerdeki derelerde, çeşitli zamanlarda oluşmuş buzulların parça parça aşağılara doğru kayması esnasında, bununla beraber moren (buzultaş) denilen çeşitli büyüklükteki materyal kitlelerini sürüklemesi ile meydana gelen aşınma ve taşınma vakasına buzul erozyonu denir.

ÇÖLLEŞME:




Kurak, yarı kurak ve azca yağışlı alanlarda iklim değişimleri ve insan faaliyetleri de dahil olmak suretiyle, çeşitli faktörlerden lanan toprak bozulmasıdır. Toprağın aşırı kullanımı, aşırı otlatma, sağlıksız sulama şekilleri, ormanların tahribi ve bilhassa son yıllarda ekolojik dengenin bozulması sonucunda meydana gelen iklim değişimleri, çölleşmeyi oluşturan en mühim etkenlerdir.


Çölleşme ve kuraklık sorunları küresel bir kalite taşımakta ve dünyanın tüm bölgelerini etkilemektedir. Bu sebeple çölleşmeyle savaşım etmek ve kuraklığın etkilerini hafifletmek için, internasyonal ortak bir eyleme gereksinim duyulmaktadır.

Aşınma ve Çölleşmeyi Önlemek İçin Alınabilecek Tedbirler
  • Aşınma riski yüksek olan, yetersiz toprak özelliklerine haiz, ıslaklık ve iklim şartları dolayısıyla işlenmeye uygun olmayan arazilerde ziraat yapılmaması, bu tip arazilerin mera olarak ayrılması ya da orman örtüsü altına alınmasının sağlanması,
  • Yanlış toprak işlenmesi, yanlış ekim ve sulamanın önlenmesi,
  • Davet ve mera alanlarının tahribinin önlenmesi ve mevcut alanların geliştirilmesi,
  • Orman tahribatına son verilmesi, ağaçlandırmanın hızlandırılması ve orman yangınlarına karşı lüzumlu tedbirlerin alınması,
  • Su larının kaybolması sonucu taban suyunun düşmesiyle toprak tuzlanması oluşmakta, bu yüzden su larının korunması gerekmektedir.









Dostlar;hava,su,toprak,hayvanlar,madenler ve biitki örtüsü bizlerin naturel larıdır.Eğer bu larımızı korumazsak hayatımız cok fena olacak.Bitmez diye düşünüyorsunuz fakat bizim milletimiz naturel ları bu şekilde kullanmaya devam ederse yakında naturel larımız bitecekya da çok fena bir hale gelecek.Ek olarak ''TüM CANLILAR''yaşamını devam ettirebilmek için naturel lardan yararlanır.(buna bizde dahiliz)mesela su;

Su, sıhhatli bir yaşamın devamı için canlıların gereksinim duyduğu en mühim naturel lardandır. Yeryüzünün ortalama dörtte üçünü ve canlı vücudunun mühim bir kısmını su oluşturur. İnsanlar birçok alanda (temizlik işlerinde, elektrik enerjisinin elde edilmesinde, bahçe ve tarlaların sulanmasında, deniz ulaşımında vb.) sudan yararlanır. Su, içinde yaşayan birçok canlıya da yaşama ortamı sağlar. Burada yaşayan balıkların beslenmemiz açısından önemi büyüktür.


İnsanların senelerce deniz, göl ve akarsulara bıraktığı atık maddeler, buralarda yaşayan canlı türlerinin azalmasına, bazılarının da yok olmasına niçin olmuştur. Ek olarak buna bağlı olarak birçok mühim gezim merkezi de hususi durumunu yitirmiştir. Mesela, bugün yurdumuzda Haliç ve İzmit Körfezi'nin çeşitli şekillerde kirletilmesi, çevre ve orada yaşayan canlılar için mühim bir çekince oluşturmaktadır. Sanayinin hızla gelişmesi de su kaynağının tüketimini etkilemektedir. Sadece ülkelerin kalkınmasında ve iş olanaklarının oluşturulmasında endüstri kuruluşlarına da gereksinim vardır. Burada dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan mevzu, suyun tutumlu bir halde ve kirletilmeden kullanılmasıdır.


SU KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ




Çevre kirlenmesi denildiğinde çoğu zaman hava, su ve toprağın kirlenmesi düşünülür. Bunlardan en kolay ve acele kirlenen kuşkusuz sudur. Bundan dolayı her kirlenen şey genel anlamda su ile yıkanarak temizlenir, bu da kirliliğin son mekanının su olması anlamına gelir. Havanın ve toprağın kirlilik bakımından zaman içinde kendi kendilerini yenilemeleri bir bakıma kirliliklerini suya vermelerine niçin olur.


Havanın içinde bulunan katı ve sıvı tanecikler, havadan çok ağır olduklarından, çok geçmeden aşağı doğru inerek karalara ve sulara ulaşırlar. Havanın içinde bulunan gaz ve buğu halindeki kirleticilerde zaman içinde yağmur suları ile yeryüzünde toprak ve suya karışırlar. Bunlara örnek olarak, kükürt, azot ve karbon dioksitler verilebilir. Havaya karışan bir çok kirletici madde çok dayanıklı olmadığından, zaman içinde oksijen, ışık ve ültraviyole ışınlarının tesiri ile parçalanır. Sonrasında dünyada toprağa, göle, denize ve havaya inerler. Bu kirleticilerden toprağa yayılanlarda zaman içinde mekaniksel ve sel suları yardımı ile ya da başka etkenlerin yardımı ile topraktan suya geçerler.


Su kirliliği antropojin etkisinde bırakır sonucunda ortaya çıkan, kullanımı kısıtlayan ya da engellemiş olan ve ekonomik dengeleri bozan kalite değişimleridir. Su kirliliğinin bir başka tanımı ise; su kaynağının kimyasal, fizyolojik, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin negatif yönde değişmesi, şeklinde gözlenen ve direkt ya da dolaylı yoldan biyolojik larda, insan sağlığında, su ürünlerinde, su kalitesinde ve suyun öteki amaçlarla kullanılmasında engelleyici bozulmalar yaratacak madde ve enerji atıklarının boşaltılmasını ifade etmektedir.


a) Havadaki ve topraktaki kirletici maddeler eninde sonunda suya geçerler.

b) Dünyadaki tüm suların % 99'undan daha fazlası bir tek sistem içinde birbirine bağlı olup genel mahiyette kirlenme tehdidi altında bulunmaktadır.

c) Sularda, çok büyük bir canlı varlık hazinesi, dolayısı ile besin deposu mevcuttur. Burada vaki olabilecek bir denge bozulması tüm dünyamızdaki yaşamı ciddi ve negatif yönde etkisinde bırakır.

d) Kirletici madde miktarı çok azca olsa bile suda erimediği süre, su üstünde çok ince bir katman teşkil edince sudaki yaşam mühim bir derecede etkilenebilir. Bunun sebebi atmosferden oksijen ve ısı alışverişinin zorlaşmasıdır.


Toprak Kirliliğininin Önlenmesi İçin Alınması Ihtiyaç duyulan Önlemler




ülkemiz topraklarına yönelik mevcut toprak kirliliği ile ilgili tespit emekleri ne yazık ki istenen düzeyde yapılamamıştır. Coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak hazırlanacak toprak kirlilği haritaları mevcut durumun analizi ve yapılacak emekler açısından büyük ehemmiyet taşımaktadır.


Avrupa Birliği mevzuatının üstlenilmesi için uyum programı sürecinde toprak koruma politikasının geliştirilmesi yolunda, ilk olarak toprağa yönelik tehditlerin belirlenip, toprak özelliklerine ve sınıflarına bağlı kullanma ve işletme potansiyelinin ortaya konması gerekmektedir.


Avrupa Birliği, üye ve aday ülkelerin ulusal bazda toprak koruma stratejilerini geliştirmesinde ilk adım olarak ülkelerin mevcut yasa ve yönetmeliklerini birliğin toprak koruma stratejilerine nazaran uyarlamalarını ve toprağı ilgilendiren tüm sektörleri entegre bir halde dikkate alan yeni toprak koruma politikası oluşturma çalışmalarını başlatmalarını öngörmektedir.


Toprak sistemi ilişkili olduğu su ve hava sistemlerinin ihtiva ettiği kirletici unsurlar için son depolama noktasıdır. Öteki taraftan toprak, karasal ekosistemin taşıyıcı unsurudur ve toprak kalitesindeki değişiklik, gerek naturel ve gerekse ziraat ekosisteminin verimliliğini etkilemektedir.


Toprağın ve mevcut kirliliğin karakterizasyonu için kriterlerin tanımlanması, metodolojilerin oluşturulması örnekleme ve çözümleme standartlarının Avrupa Birliği kriterlerine uygun saptanması ileriye yönelik olarak uyumun sağlanabilmesi açısından önemlidir.


Toprak kirliliğinin tespiti, giderimi ve önlenmesi kapsamlarının genişletilmesi, uygulama ve yaptırımlarına ilişkin çalışmaların artırılması gerekmektedir. Kirlenmiş alanların belirlenmesi, kayıt altına alınması, incelenmesi, sınıflandırılması ve kirlenmiş sahaların, toprakların tekrardan iyileştirilmesinde uygulanan metodlar ve teknikler mevzusunda ülkemiz için ulusal bir program oluşturulmalıdır.


Çevre Mevzuatı çerçevesinde 08.06. 2010 Tarih ve 27605 Sayılı Resmi Gazete'de "Toprak Kirliliğinin Kontrolü ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara Dair Yönetmelik" yayımlanmış olup 31.05.2005 tarih ve 25831 sayılı Toprak Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.


Toprak kirliliğinin önlenmesi, kirlenmenin mevcut olduğu ya da olması olası sahaların ve sektörlerin tespiti, kayıt altına alınması, kirlenmiş toprakların ve sahaların temizlenmesi ve izlenmesine ilişkin teknik ve yönetimsel usul ve esasları kapsamaktadır.


Bu amaç doğrultusunda, arazi ve naturel larla ilgili planlama, uygulama, değerlendirme, denetim, seyretme ve eşgüdüm mekanizmaları güçlendirilmeli; ziraat ve orman arazilerinin amaç dışı kullanımı engellenmeli; ormanlaştırma, tekrardan ormanlaştırma, aşınma kontrolü ve davet/mera ıslahı için lüzumlu finansman sağlanmalıdır. Toprak kirliliğinin ulusal düzeyde tespiti için envanter emek vermesi oluşturulmalı, belirlenen alanların kayıt edilmesi, izlenmesi ve iyileştirme emekleri yapılması gerekmektedir.









Hava kirliliğinin en mühim sebeplerinden olan fosil yakıtlar olabildiğince azca kullanılmalı. Bunun yerine doğalgaz, güneş enerjisi, jeotermal enerji vb. enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.

Karayolu taşımacılığı yerine demiryolu ve deniz taşımacılığına ağırlık verilmelidir.Büyük kentlerde toplu taşıma hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. Böylece otomobil egzoslarının niçin oılduğu kirlilik azaltılabilir.

Endüstri kurumlarının atıklarını havaya vermeleri önlenmelidir.

Yeşil alanlar arttırılmalı, orman yangınları önlenmelidir.

Ozon tabakasına zarar veren maddeler kullanılmamalıdır.


Su kirliliğini önlemek için yapılması gerekenler:



  • Canlı artıklarının sulara atılmaması
  • Bileşik deterjanlı suların bir yerde toplanması
  • Tarımda kullanılan ilaçların ve gübrelerin sulara karışmasının önlenmesi
  • Endüstri artık ve atık sularının suları kirletmesinin önlenmesi
  • Su ları çevresinin temiz tutulması
  • Çöp ve öteki atıkların sulara bırakılmaması
  • İçme sularının on dakika kaynatılıp, tüm parazit yumurtalarının tahrip edilerek dezenfekte edilmesi,
  • Suları kirletenlerin uyarılması









“üstünde yoksa yeşil bir yaprak, Bence ölüdür o toprak.†Diyen: K.G. Çok yerinde konuşmuştur.


Bizlere iş-aş ve bununla beraber sinesinde bizleri saklayan toprağı bilim adamları, toprağı inceden inceye incelemeye almışlar. Tabiatın 1 santimetre. kalınlığındaki ziraat toprağının oluşabilmesi için en azından 200 senenin gerektiği sonucuna varmışlar. Bundan dolayı; bitkilerin topraktan beslenip, gelişme güçlerini veren bakterilerden almaktadırlar. Cansız toprak (ham) şu demek oluyor ki ham toprakta ürün yetiştirme olasılığı oldukça kıttır. İşte; bu kadar güç ve geç oluşan o verimli topraklar korunmazsa çeşitli nedenlerle aniden kaybolup giderler.


Tarıma elverişli, verimli ziraat toprağının kalınlığı ortalama 20-25 santimetre. içinde değişmektedir. Yurdumuz da ziraat meydana getirilen toprakların kalınlığı, daha da azca ve azalmaya da devem etmektedir. Şu demek oluyor ki; ülkemiz de ziraat toprağının bugünkü kalınlığı dünkünden daha da düşüktür. Sebebi: Her yıl o verimli toprağın yüzeyindeki (üstü) kısmındaki bakterili (canlı) toprağı çeşitli nedenlerle kaybediyoruz.

Tarımda elverişli topraklarımızın kalınlığı zaman içinde azalıyor ve toprak verimden düşüyor. Bu düşüşte bizlerin maddi gelirini aşağı çekiyor anlama gelir. Çuval boş olunca dolayısıyla kesemiz de boş oluyor.


Ziraat toprağının sebebi: Toprak aşınması, şu demek oluyor ki özetlemek gerekirse EROZYON denilen kemiricidir. İşte; kemirgen vakası verimi düşürüyor. Bundan dolayı de kesemiz boşalıyor. Bu durum Su, Rüzgar ve yerçekimi sebebiyle toprağın bir yerden (olduğu) başka bir yere taşınarak (aşınarak) sürüklenip kaybolmasına sebep (niçin) oluyor. Bu durumu önlemek için değişik yöntemlerle önlenmesini gerekmektedir. Yoksa; bu büyük bir sorundur.


Her toprakla uğraşanlar, ilkin topraklarının suyla ve rüzgarla sürüklenip gitmesini önlemek zorundadır. Yağmur ve akar sular verimli (verimli) ziraat toprağını sürekli olarak sürükleyip götürmüş olan su ve rüzgardan korumalıdır. O şekilde ki: Ilkin yağmur toprağı döver, toprakta minik minik oluklar sel çukurları açar. Gene yağmurun etkisiyle, toprak tanecikleri bu çukurlara sürüklenir. Çukurlarda balçık haline gelen topraklar, yerçekiminin etkisiyle derelere, derelerden nehirlere, nehirlerden de barajlara, göllere ve denizlere akarak tekrar dönüşsüz kaybolup giderler. Bu durum yalnız toprak kaybıyla kalmaz. Barajların ve göllerin dolmasına niçin olurlar. Dolan gölleri su seviyelerinin yükselmesiyle bir toprak kaybımız da burada oluşur.

EROZYON tarıma elverişli geride belirtildiği şeklinde bu kadar geç ve güç oluşan verimli topraklar dönüşünü tekrar mümkün olmayan bir kayba uğramış olur. Tarıma elverişli toprakları bir tek su ve rüzgarla değil, iklim durumları da EROZYON'UN hızlanmasına niçin olmaktadır.


Yurdumuz da Konya Ovası rüzgarla en fazlaca toprak yitirilmesine uğrayan bölgelerden biri iken ağaçlandırma bu durumu yarı yarıya önlemiş vaziyettedir.

Rüzgar ve akar sulara karşın toprak, başka nedenlerle de korunabilir. Son içinde bulunduğumuz seneler da toprak EROZYONU önlemek TEMA VAKFI ülke çapında halkımızı EROZYON'A karşı bilinçlendirme emekleri yapmaktadır. Ziraatçi ve bahçıvanlara toprak Erozyonunun ne işe yaradığını, önlenmezse ne şeklinde maddi ve manevi zararlar meydana getirmiş olduğu anlatılarak, Erozyondan korunma (önleme) yolları uygulamalı olarak (yaparak-yaşayarak) toplumumuz bilinçlendirilmektedir.


Toprak aşınmasını (Erozyonu) önlemek için neler yapmalıyız?

1-Bilhassa eğilimli araziler (yamaçlar) yatay sürülüp, yağmurlarda meydana gelen su akıntısını bırakmayacak ve toplayacak şekilde kesintisiz, kavisler halinde sürülmeli. Böylece yağmur suyunun hızla aşağı akarak toprağın alınıp dönüşsüz götürülmesi önlenmiş olur.

Toprağın eğimine dik olarak meydana getirilen sürümlere kontr (biribirinin zıttına) sürerek ekim denilmektedir.

2-Bilhassa tarıma elverişli, oldukça dik tepe yamaçlarında teraslama yapılmalı. Teraslama, yağmur ve rüzgarlar da toprağın kaybolmasını önlemek için, tepe yamaçlarında geniş düzlükler meydana getirilmesidir. Bu nedenlerle yamaçlar merdiven şeklinde kesilir, gerekirse duvar örülür. Meydana gelen merdivenin geniş düzlüklerinde böylece tarıma elverişli topraklar korumaya alınmış olur.

3-Erozyona uğramış çıplak toprak, herhangi bir nebat örtüsü ile örtülü topraktan daha kolay aşınır ve göç eder. Bunun bilincinde olan çiftçiler ve bahçıvanlar, tarlalarına şerit halinde koruyucu örtü bitkileri ve bunların arasına da yetiştirici ve koruyucu hasır bitkileri ekerler. Bu şekildeki ekime, şerit biçimi ekim adı verilmektedir. Sözgelimi: Koruyucu örtü bitkisi olarak yonca, ya da fi türleri ekilir. Koruyucu örtü bitkileri daha evvelde yetişen koruyucu örtü bitkileri, toprak şeritlerinden suyun akıp gitmesi böylece önlenmiş olur. Bununla birlikte koruyucu örtü bitkileri rüzgarla sürüklenen toprakları da koruyacağından dolayı su ve rüzgar erozyonuna da karşı korumayı sağlar. Koruyucu örtü bitkileri özenle iyi seçilmelidir.

Mesela: Buğday yetiştirilecek bir tarlaya (yere) koruyucu nebat örtüsü olarak yonca seçilirse, yonca erozyonu daha iyi önlediği şeklinde toprağı daha verimli kılma özelliğine de haizdir. Böylece de buğday, arpa, susam, şıfan ve mısırın verimi de artmış olur.

Tarımcılıkta: Nebat ve hayvan kalıntılarının çürüyerek toprağı karışmasıyla toprağı daha da verimlileştirir. Organik maddeler ne verimli Humuslu toprağı oluşturur. Devam edecek.

“TOPRAĞINA SAHİP ÇIK.†“TOPRAK SATMAYIN-TOPRAK SATIN ALIN. ÇüNKü ARTIK KİMSE TOPRAK YAPMIYOR? “VATAN TOPRAĞI KUTSALDIR.â€





  • Erozyonu önlemek için neler yapılmalıdır?


  • vatanımızda ve dünyada çevre kirliliğini önlemek için meydana getirilen emekler nedir?


  • Sera tesirini önlemek için neler yapmalıyız?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Hava, su, toprak kirliliğini önlemek için neler yapılmalıdır?
Hava, su, toprak kirliliğini önlemek için neler yapılmalıdır?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/hava-su-toprak-kirliligini-onlemek-icin.html
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/hava-su-toprak-kirliligini-onlemek-icin.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content