Memeli hayvanların özellikleri nedir?

memeli hayvanların ozellikleri ne dir? 1. Vücutları genel olarak belli başlı süre aralıklarında dökülen kıllarla kaplıdır. Derileri...








memeli hayvanların ozellikleri ne dir?
1. Vücutları genel olarak belli başlı süre aralıklarında dökülen kıllarla kaplıdır. Derilerinde ter, yağ, koku ve süt bezleri şeklinde türlü salgı bezleri bulunmaktadır. Bir takım memelilerin vücut ve kuyruk kısımlarında sürüngenlerinkine çok benzeyen pullar vardır.

2. Balinalar (Cetacea) ve Deniz inekleri (Sirenia) şeklinde deniz memelileri haricinde kalanlarda dört üye vardır. Bu deniz memelilerinde arka üyeler kaybolmuştur. Her bir üyede 5 ya da daha az sayıda parmak bulunmaktadır. Gerek üyeler ve gerekse parmaklar türlü yaşam biçimlerine nazaran, mesela, yürümek, koşmak, tırmanmak, yüzmek, uçmak ve kaçmak şeklinde görevleri yerine getirecek şekiller kazanmışlardır. Parmak uçlarında boynuz yapısında tırnak ve toynaklar, parmak altlarında ise etli yastıklar mevcuttur.

3. İskelet iyi bir biçimde kemikleşmiştir. Kafataslarında 2 oksipital kondil, boyunlarında 7 tane omur bulunmaktadır. Kuyrukları uzun ve hareketlidir.




4. Her iki çenede de mevcut olan dişlerin kök kısımları çukurluklar içine gömülüdür. Dişler beslenme durumlarına nazaran türlü şekiller gösterir. Bazılarında dişler bulunmaz. Dilleri genellikle hareketlidir. Gözlerinde hareketli göz kapakları, kulaklarında etli bir dış kulak kısmı bulunmaktadır.

5. Kalpleri 2 kulakçık ve 2 karıncık olmak suretiyle 4 odacıklıdır. Kuşların tersine bunlarda yalnız sol aort kökü mevcuttur. alyuvarları yuvarlak ve çekirdeksizdir.

6. Solunumları yalnız akciğerlerle olur. Larinkste ses yapmaya yarayan ses telleri bulunmaktadır. Kalp ve akciğerlerin yer almış olduğu göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayrıştıran ve diyafram ismi verilen kaslı bir bölme vardır. Bu şekilde bir yapı memeliler haricinde hiçbir hayvan grubunda görülmez (kuşlardaki bölme kaslı değildir).

7. Vücut sıcaklığı sabittir ve çevre koşularına bağlı olarak farklılık göstermez (Homoiothermus). Vücut sıcaklığı metabolizma sonucunda sağlanır (endeterm). Vücut üstünde bir kıl örtüsünün varlığı, ten altında vücudu saran bir yağ tabakasının bulunması ve kirli kan ile temiz kan dolaşımının birbirlerinden tümüyle ayrılmış olması, vücut sıcaklığının değişmezliğini elde eden özelliklerinden bazılarıdır.

8. Sidik keseleri vardır ve boşaltım maddesi sıvı haldedir.

9. Beyinleri gelişmiş, cerebrum ve cerebellum kısımları oldukça büyüktür. Beyinden 12 çift sinir çıkar.

10. Erkeklerinde bir kopulasyon organı (penis) mevcuttur. Testisleri çoğu zaman karın boşluğu haricinde yer edinen ve scrotum ismi verilen torbalar içinde bulunmaktadır. Yumurtaları minik ve kabuksuzdur. Yumurtanın gelişmesi yumurta kanalı (ovidukt)'nın değişmesiyle meydana gelen döl yatağında (uterus) tamamlanır. Amnion, korion ve allantois şeklinde embriyonik zarlar mevcuttur. Çoğu zaman embriyoyu uterusa bağlayarak onun beslenmesini ve solunumunu elde eden bir plasenta mevcuttur. yavrular doğumdan sonrasında dişi hayvanın süt bezlerinden salgılanan süt ile beslenir.


-Memeliler sürüngenlerden meydana gelmiş olmalarına rağmen onlardan pek çok yapısal farklılıklar gösterirler. Bu farklılıkların en mühimleri şunlardır:

11. Memelilerde vücut örtüsü olarak pullar yerine kıllar bulunmaktadır. Yalnız bir takım memelilerin vücutlarında ve kuyruk bölgelerinde sürüngenlerden kalma bir özellik olarak hala pullar mevcuttur.

12. Memelilerin kafatasında iki oksipital kondil bulunmaktadır (sürüngenlerde bir tane) ve beynimiz kutusu daha büyüktür.

13. Memelilerde göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirlerinden ayrıştıran kaslı bir diyafram vardır

14. Memelilerde alt çene kemiği bir parça halindedir (sürüngenlerde çok sayıda).





  • Hayvanların ve bitkilerin ortak özellikleri nedir?


  • Omurgalı hayvanların özellikleri nedir?


  • Omurgasız hayvanların özellikleri nedir?




Alıntı
Konuk

memeli hayvanların ozellikleri ne dir?


İnsanlar şeklinde, insanların besle­dikleri pek çok ev hayvanı ve evcil hayvan da memeliler içinde yer alır. Memeliler sıcak­kanlı ve omurgalı canlılardır. Dişileri yeni doğan yavrularını meme bezlerinin salgıladığı sütle besler. Memelilerin teni kıllıdır. Ama kılların sıklığı ve kapladığı yüzey büyük bir çeşitlilik gösterir. Bazıları tümüyle kıllarla kaplı, bazıları ise derhal derhal kılsızdır.

Memeliler üç ana gruba ayrılır. Bunların içinde tekdelikliler ya da yumurtlayan me­meliler olarak tanınan grup ornitorenk ve ekidnelerden oluşur. Bu garip hayvanların yavruları, kuşlar şeklinde yumurtadan çıkar, ama sonrasında anne sütüyle beslenir.




İkinci grupta keseliler yer alır. Keselilerin yavruları çok az gelişmiş olarak doğar. Yeni doğanların uzunluğu çoğu zaman 6 santimetreyi aşmaz. Başlıca keseliler içinde opossum, tasmanyaşeytanı, bandikut, kuskus ve kangu­ru sayılabilir.

Eteneli memeliler en geniş memeliler gru­bu durumu oluşturur. Plasenta adıyla da tanınan etene, annenin içinde gelişen ve yavru ile anne içinde köprü kurarak doğana kadar yavruyu besleyen bir organdır. Eteneli meme­liler başlıca 10 grup altında toplanabilir.

Böcekçiller (Insectívora) en fazlaca Eskidün-ya'da bulunmakla beraber bir seviyede Şimal ABD'ya da yayılmıştır. Köstebekler, kir­piler ve sivrifareler en malum üyeleridir.

Yarasalar (Chiroptera), uçan memelileri kapsar. Nerede ise tüm iri yarasalar meyveyle beslenirken, küçüklerinin pek çok bö­cekleri avlar.

Primatlar (Primates) maymunlar ve insan­lardan oluşur. Gelişmiş beyinleri ve el beceri­leriyle dikkat çekerler.

Dişsizler (Edentata) ya dişten tümüyle yok­sundur ya da ağızlarında kolay yapılı bir çok diş taşırlar. Armadillo, karıncayiyen ve tembel-hayvan bu grubun üyeleridir.

Kemiriciler (Rodentia) tür ve kişi sayısı en fazlaca olan memelilerdir. Tür sayısı 4.000'i aşan memelilerin yarısından çoğunu kemiriciler oluşturur. Kobay, fare ve sıçanın yanı sıra oklukirpi, kunduz ve sincap da kemiriciler içinde yer alır.

Etçiller (Carnivora) aslan, kaplan, pars, sırtlan, sansar, ayı, kedi ve köpeği de içeren yırtıcı hayvanlardır. Denizde yaşamaya büyük bir uyum gösteren foklar ve morslar ise çoğu zaman yüzgeçayaklılar (Pinnipedia) adıyla ayrı bir grupta toplanır.

Balinalar (Cetácea) neredeyse tümüyle kılsız, balık biçimindeki memelilerdir. Suyun haricinde yaşayamazlar. Gerçek balinaların ya­nı sıra yunuslar ve musurlar da bu grupta yer alır. Mavi balina yaşayan en iri hayvandır.

Filler (Proboscidea) günümüze yalnız iki türüyle ulaşabilmiş dev kara hayvanlarıdır.

Tektoynaklılar (Perissodactyla) at, eşek, zebra, tapir ve gergedandan oluşur. Toynak­lar, bu ve sonraki grubun ayak parmaklarını çevreleyen, kalınlaşarak başkalaşıma uğramış tırnaklardır.

Çifttoynaklılar (Artiodactyla) deve, geyik, zürafa, sığır, antilop, keçi ve koyun şeklinde gevişgetirenlerin yanı sıra domuz, pekari ve suaygırı şeklinde gevişgetirme özelliği bulunma­yan hayvanları da kapsar.


Daha ayrıntılı bilgi için >>



Bu ileti 'en iyi yanıt' seçilmiştir.


1. Vücutları genel olarak belli başlı süre aralıklarında dökülen kıllarla kaplıdır. Derilerinde ter, yağ, koku ve süt bezleri şeklinde türlü salgı bezleri bulunmaktadır. Bir takım memelilerin vücut ve kuyruk kısımlarında sürüngenlerinkine çok benzeyen pullar vardır.

2. Balinalar (Cetacea) ve Deniz inekleri (Sirenia) şeklinde deniz memelileri haricinde kalanlarda dört üye vardır. Bu deniz memelilerinde arka üyeler kaybolmuştur. Her bir üyede 5 ya da daha az sayıda parmak bulunmaktadır. Gerek üyeler ve gerekse parmaklar türlü yaşam biçimlerine nazaran, mesela, yürümek, koşmak, tırmanmak, yüzmek, uçmak ve kaçmak şeklinde görevleri yerine getirecek şekiller kazanmışlardır. Parmak uçlarında boynuz yapısında tırnak ve toynaklar, parmak altlarında ise etli yastıklar mevcuttur.

3. İskelet iyi bir biçimde kemikleşmiştir. Kafataslarında 2 oksipital kondil, boyunlarında 7 tane omur bulunmaktadır. Kuyrukları uzun ve hareketlidir.

4. Her iki çenede de mevcut olan dişlerin kök kısımları çukurluklar içine gömülüdür. Dişler beslenme durumlarına nazaran türlü şekiller gösterir. Bazılarında dişler bulunmaz. Dilleri genellikle hareketlidir. Gözlerinde hareketli göz kapakları, kulaklarında etli bir dış kulak kısmı bulunmaktadır.

5. Kalpleri 2 kulakçık ve 2 karıncık olmak suretiyle 4 odacıklıdır. Kuşların tersine bunlarda yalnız sol aort kökü mevcuttur. alyuvarları yuvarlak ve çekirdeksizdir.

6. Solunumları yalnız akciğerlerle olur. Larinkste ses yapmaya yarayan ses telleri bulunmaktadır. Kalp ve akciğerlerin yer almış olduğu göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayrıştıran ve diyafram ismi verilen kaslı bir bölme vardır. Bu şekilde bir yapı memeliler haricinde hiçbir hayvan grubunda görülmez (kuşlardaki bölme kaslı değildir).

7. Vücut sıcaklığı sabittir ve çevre koşularına bağlı olarak farklılık göstermez (Homoiothermus). Vücut sıcaklığı metabolizma sonucunda sağlanır (endeterm). Vücut üstünde bir kıl örtüsünün varlığı, ten altında vücudu saran bir yağ tabakasının bulunması ve kirli kan ile temiz kan dolaşımının birbirlerinden tümüyle ayrılmış olması, vücut sıcaklığının değişmezliğini elde eden özelliklerinden bazılarıdır.

8. Sidik keseleri vardır ve boşaltım maddesi sıvı haldedir.

9. Beyinleri gelişmiş, cerebrum ve cerebellum kısımları oldukça büyüktür. Beyinden 12 çift sinir çıkar.

10. Erkeklerinde bir kopulasyon organı (penis) mevcuttur. Testisleri çoğu zaman karın boşluğu haricinde yer edinen ve scrotum ismi verilen torbalar içinde bulunmaktadır. Yumurtaları minik ve kabuksuzdur. Yumurtanın gelişmesi yumurta kanalı (ovidukt)'nın değişmesiyle meydana gelen döl yatağında (uterus) tamamlanır. Amnion, korion ve allantois şeklinde embriyonik zarlar mevcuttur. Çoğu zaman embriyoyu uterusa bağlayarak onun beslenmesini ve solunumunu elde eden bir plasenta mevcuttur. yavrular doğumdan sonrasında dişi hayvanın süt bezlerinden salgılanan süt ile beslenir.


-Memeliler sürüngenlerden meydana gelmiş olmalarına rağmen onlardan pek çok yapısal farklılıklar gösterirler. Bu farklılıkların en mühimleri şunlardır:

11. Memelilerde vücut örtüsü olarak pullar yerine kıllar bulunmaktadır. Yalnız bir takım memelilerin vücutlarında ve kuyruk bölgelerinde sürüngenlerden kalma bir özellik olarak hala pullar mevcuttur.

12. Memelilerin kafatasında iki oksipital kondil bulunmaktadır (sürüngenlerde bir tane) ve beynimiz kutusu daha büyüktür.

13. Memelilerde göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirlerinden ayrıştıran kaslı bir diyafram vardır

14. Memelilerde alt çene kemiği bir parça halindedir (sürüngenlerde çok sayıda).









Memeliler (Latince: Mammalia), hayvanlar aleminin insanların da dahil olduğu, dişilerinde bulunan meme bezleri ve hem dişi hem adam bireylerinde bulunan ter bezleri, kıl, işitmede kullanılan üç orta kulak kemiği ve beyinde yer edinen neokorteks bölgesi ile ayrılan bir omurgalı hayvan sınıfıdır.

Dünya üstünde ortalama 4500 memeli türü bulunmaktadır. Bunların 200 kadarı Avrupa'da görülebilir, Türkiye ise tek başına ortalama 170 memeli türü barındırmaktadır. Çift ve karmaşık dolaşım sistemine haiz, durağan vücut sıcaklıklı hayvanlardır. Vücutları çoğu zaman kıllarla örtülüdür. Genç bireyler anne sütü ile beslenirler. Çoğu zaman bacak şeklinde oluşmuş dört üyeleri vardır. Solunumda diyafram kullanırlar. Alt çeneleri bir çift kemikten oluşmuştur; orta kulaktaki kemikler üç parçalı olup kulak zarı ve iç kulakla bağıntılıdır. Derhal hepsinde yedi boyun omuru vardır.

Memeliler, sıcak kanlı yaratıklardır. Kısaca vücut sıcaklıkları genel olarak çevre koşullarından bağımsızdır. Bu ısı yalıtkanlığını sağlamak için ise toplam ürettikleri enerjinin % 80'ini harcarlar. Vücutları tüylerle kaplıdır ki, bu doku bir takım türlerde dikenli bir hal alabilir (mesela kirpi) ya da azalıp neredeyse pürüzsüz hale gelebilir; insan, yunus ve balinalarda olduğu şeklinde. Theria alt sınıfı doğurarak çoğalırken Prototheria alt sınıfı yumurtlayarak artar.

Yavru memeliler, genel olarak belli başlı bir gelişim evresini tamamlayıncaya kadar annelerinin karnında göç eder. Doğum esnasında yavrunun gelişmişliği memeli türüne nazaran değişkenlik gösterir. Kör (ve genel anlamda çıplak) doğan ve kimi zaman senelerce anası tarafınca yetiştirilen memeli türleri olduğu şeklinde, doğumun arkasından kısa süre içinde koşmaya ya da yüzmeye başlamış olan memeli türleri de vardır. Fakat genel olarak memelilerde, yavruların belli başlı bir süre anne tarafınca bakımı zorunludur. Dişi memeli, yavrusunu bebeğin gelişimi için lüzumlu bileşenleri içeren varlıklı içerikli sütü ile besler.

Memelilerin vücut büyüklükleri değişkendir. En minik memeli, bir böcekçil olan Yabanarısı yarasası (Craseonycteris thonglongyai - averaj 3 santimetre, 1 gr); en büyük memeli ise Mavi balina'dır (Balaenoptera musculus - averaj 35 m, 120 ton). Memeli vücudu, sıcak ya da soğuk iklim koşulları ile savaşım için de değişik özelliklere haizdir. Karasal memeliler için kalınca bir kış kürkü, deniz memelileri için ten altında kalınca bir yağ tabakası ya da yağlanmış bir kürk bu mücadelenin silahlarıdır. Bir takım memeliler de kış uykusuna yatarak, bu süreci enerjiden tutum ederek geçirir. Yiyeceğin bolca olduğu dönemde vücudunda depoladığı fazladan kalorileri, yiyeceğin kıt olduğu bu zamanda ‘uyku' durumunda iken yakar. (Sincaplar, ayılar ve porsuklarda olduğu şeklinde.) Bu vaziyet gerçek bir kış uykusu halini de alabilir (yediuyurlar ya da yarasalarda olduğu şeklinde) doğrusu bu süre içinde canlılar, yaşamsal faaliyetlerini ve vücut sıcaklıklarını minimuma indirirler.

Bir takım memeli türleri insanoğlu tarafınca evcilleştirilmiştir ve yabani türleri ortadan kalkmış ya da çok az kalmıştır. (İnek, at, koyun şeklinde.)



Alıntı
maria 11

memeli hayvanların özellikleri nedir bana çok kısa bir biçimde yanıtını verir misiniz ? lütfen ödevim acillll derhal lütfen acele yazınnn

Memeli Hayvanlar

Hayvanlar sınıflandırılırken vücudunda omurga bulunup, bulunmadığına bakılır.Omurga, vücudun içinde deslelik elde eden yapıdır.Bu yapı kemik ve kıkırdaktan yapılmıştır.Hayvanlar;omurgalı ve omurgasız olmak suretiyle ikiye ayrılır.


Memeliler:Memeliler, omurgalı hayvanların en gelişmişidir.Genellikle karada yaşarlar.Balina,yunus ve fok şeklinde suda yaşayan; yarasa şeklinde uçan memeliler de vardır.


Memeliler, yavrularını doğurarak artar.Yavruları belirgin bir olgunluğa gelene kadar anne sütü ile besler.Memeliler sıcak kanlı hayvanlardır.Vücutları tüylerle kaplıdır.Akciğer solunumu yaparlar.Suda yaşayan balina, yunus ve fokların tüyleri yoktur.Kalpleri dört odacıktır.









memeli hayvanlarda üreme şekli doğurmaktır tüm memeli hayvanlar doğurarak artar yavrularına bakar yavrularını sütle besler ler ve vücutları tüyle kaplıdır. sıcakanlıdır : vücutlarında temiz kan dolaşır vücut sıcaklkları değişken değildir. sıcak kanlı demek vücudunda devamlı olarak temiz kanın dolaşmasıdır memeli hayvanlarda iç döllenme iç gelişme görülür. iç döllenme: sperm ile yumurtanın dişinin vücudunda birleşmesidir. iç gelişme ise embriyonun(bebeğin) diş vücudunda büyümesidir . memeli hayvanlar akciğer solunumu yaparlar. yarasa tek uçan memeli hayvandır


Aye aye

Boyu 36-44 santimetre olan lemur türü bir maymundur. Kuyruğu 25 santimetre'yi bulan aye aye çoğu zaman bambu ormanlarında yaşamış olduğu için "yaldızlı bambu maymunu" olarak da adlandırılır. Böcek ve kurtçuklarla beslenen maymun avını çok hareketli ve esnek bir yapıya haiz olan orta parmağı ile yakalar.
özellikleri

1.memeli hayvan

2.iç döllenme

3.doğurarak artar

4.yavru bakımı görülür.

Komondor Köpeği

Tenha ve uzak bölgelerde kullanılan tipik bir sürü koruma köpeği olan komondor köpeği bilhassa geceleri çok dikkatlidir. Efendisine itaatkâr ve saygılıdır ama, kendisine emanet edilen sürüye hücum eden kurtlara ve ayılara zalim davranır
özellikleri

1.memeli hayvan

2.iç döllenme

3.doğurarak artar

4.yavru bakımı görülür.

The Indian Gharial (Hint timsahı)

Hindistan'da Ganj nehrinde yaşar. Boylan 7 m'ye kadar ulaşabilen bir sürüngen türüdür.
özellikleri

1.memeli hayvan

2.iç döllenme

3.yumurlayarak çoğalırçoğalır

4.yavru bakımı görülmez.

Sphynx kedisi

Bütün ülkelerde malum tüysüz üç kedi ırkından biridir. Doğduklarında kısada olsa tüm vücutları tüylerle kaplıdır ve bir süre sonra büyüdükçe tamamen tüysüz bırakılırlar.
özellikleri

1.memeli hayvan

2.iç döllenme

3.doğurarak artar

4.yavru bakımı görülür.

Koyun

Yaşamış olduğu bölgeler: Dünyanın neredeyse her yerinde evcil ve yabani olarak. Özellikleri: Ağırlığı 36-180 kilo içinde farklılık gösteren, geviş getiren memeliler. üst çenelerinin ön dişleri yoktur. Eti, sütü, yünü ve teni için beslenirler. Ömrü: 12-15 yıl.
özellikleri

1.memeli hayvan

2.iç döllenme

3.doğurarak artar

4.yavru bakımı görülür.

İnek

Evcil olarak dünyânın her tarafında yetiştirilir. Özellikleri: Mideleri dört gözlüdür. Geviş getirir. Et ve sütü için beslenir. Ömürleri: 20-25 senedir.BİLGİ NOTU:Bir inek 8 km. uzaklığa kadar ki kokuyu alabilir.
özellikleri

1.memeli hayvan

2.iç döllenme

3.doğurarak artar

4.yavru bakımı görülür.

Kızıl gerdanlı dalgıç

55-67 santimetre büyüklüğünde, 91-110 santimetre kanat uzunluğuna haizdir. Ortalama 1kg ağırlığındadırlar.
özellikleri

1.kuşlar gurubunda yer alır.

2.iç döllenme görülür.

3.yumurlayarak artarlar.

4.yavru bakımı görülür.



Alıntı
Konuk

memeli hayvanların üreme şekilleri ve tanımı lütfen 5 daka içinde gönderin ve kurbağaların derisinin nasıl değiştiğini Msn Sad lütfen gönderin...


Hayvanlarda üreme:

1- Yaşam Döngüsü :


Tabiatta bulunan hayvanlar beslenme, çoğalma şekli, gelişim özellikleri ve yavru bakımı açısından farklılık gösterirler. Bundan dolayı hayvan gruplarının yaşam döngüleri birbirlerinden farklıdır.

Tabiatta yaşayan canlıların doğması, büyümesi, gelişmesi, üremesi(çoğalması) ve ölmesini içine alan süreye yaşam döngüsü denir. Yaşam döngüsü üreme vakası ile başlar.

Hayvanlarda da üreme, insanoğlu şeklinde döllenme olayısayesinde gerçekleşir. Hayvanlarda, adam ve dişi üreme hücrelerinin (sperm ve yumurta hücrelerinin) çekirdeklerini birleşmesine döllenme, döllenme sonucu oluşan döllenmiş yumurta hücresine zigot denir. Zigot oluştuktan sonrasında gelişerek embriyo denilen diri taslağını

oluşturur. Oluşan embriyoda gelişimini tamamlayarak yeni bir canlıyı oluşturur. Embriyonun büyüyerek gelişebilmesi için beslenmesi ve korunması gerekir. Bundan dolayı embriyoya uygun bir ortam sağlanmalıdır.

2- Döllenme Türleri :

a) Dış Döllenme :


Sperm ve yumurta hücrelerinin vücut haricinde, suda birleşmesidir. Bu canlılar döllenme şansını arttırabilmek için aynı anda aynı bölgelere çok sayıda üreme hücresi bırakırlar. Döllenme ve döllenme sonucu oluşan embriyonun gelişimisuda olur.

Balık, kurbağa ve suda yaşayan omurgasızlarda görülür.

b) İç Döllenme :


Sperm ve yumurta hücrelerinin dişi canlının (annenin) vücudunda birleşmesidir. (Karadaki çevresel olumsuzluklardan dolayı iç döllenme gerçekleşir). İç döllenme vakasında adam kişi çok sayıda, dişi kişi az sayıda üreme hücresi oluşturur.

İç döllenme şansı, dış döllenme şansından daha yüksektir.

Kuşlar, sürüngenler, suda yaşayan memeliler (omurgalılar) ile karada yaşayan memeliler, insanoğlu ve başka canlılarda görülür.

3- Hayvanlar ve Özellikleri :


Hayvanlar, iskelet sisteminin bulunup bulunmamasına nazaran; omurgalı ve omurgasız hayvanlar olarak iki grupta incelenir.




Kurbağaların Derileri:


Kurbağalar, amfibiler (çiftyaşamlılar) olarak malum canlılar grubunun üyeleridir ve hem suda, hem de karada yaşamaya uyum sağlamışlardır. Kara yaşamına tam olarak uyum yapamadıkları için de, akciğer solunumuna ek olarak başka solunum şekillerine de sahiptirler. Ten solunumu da bunlardan biride birisidir.


Solunumun gerçekleştiği her organda ya da vücut kısmına, belli başlı bir oranda nemlilik olmalıdır. Çünkü solunum gazlarının dolaşım sistemine katılabilmesi için, sıvı içinde çözünmeleri gerekir. Mesela akciğerde gaz alışverişinin gerçekleştiği alveollerin iç yüzeyi de mukus sıvısı ile kaplıdır.





Kurbağaların derileri, mukus salgısı meydana getiren bezlerce zengindir. Ten solunumunu kafi bir şekilde gerçekleştirebilmesi için, hayvan yüzey derisini devamlı olarak bu bezlerin salgıları ile nemli meblağ. Fakat derinin nemli olmasının tek görevi solunuma destek olmak değildir. Düşmanlarından korunabilmek için, ıslak bir deriye haiz olması daima büyük bir avantajdır (Bir sabunun kayganlığı sebebiyle elinizden nasıl çabucak kayabildiğini düşünün). Bununla birlikte gene pek çok kurbağa türünde, düşmanlarından korunma amaçlı olarak türlü toksik maddeler salgılayan ten altı zehir bezleri de bulunmaktadır. Bu salgıların zehir oranları türlere nazaran değişkenlik gösterir. devletimizde ise, insana zarar verebilecek denli zehirli olan türler bulunmamaktadır.




Sebep: Kaynak Belirtmeme




Alıntı
Konuk

lütfen memeli hayvanlarla ilgili bilgi gönderin



Memeliler, mammalia sınıfını oluşturan İnsanların da dahil olduğu,

omurgalılar grubudur. Çift ve karmaşık dolaşım sistemine haiz durağan sıcaklıklı hayvanlardır. Vücutları çoğu zaman kıllarla örtülüdür. Genç bireyler anne sütü ile beslenirler. Çoğu zaman bacak şeklinde oluşmuş dört üyeleri vardır. Solunumda diyafram kullanırlar; alt çeneleri bir çift kemikten oluşmuştur; orta kulaktaki kemikler üç parçalı olup kulak zarı ve iç kulakla bağıntılıdır. Derhal hepsinde yedi boyun omuru vardır. Çift ve karmaşık dolaşım sistemine haiz durağan sıcaklıklı hayvanlardır. Vücutları çoğu zaman kıllarla örtülüdür. Genç bireyler anne sütü ile beslenirler. Çoğu zaman bacak şeklinde oluşmuş dört üyeleri vardır. Solunumda

diyafram kullanırlar; alt çeneleri bir çift kemikten oluşmuştur.; orta kulaktaki kemikler üç parçalı olup kulak zarı ve iç kulakla bağıntılıdır. Derhal hepsinde yedi boyun omuru vardır.


Dünya üstünde ortalama 4500 memeli türü bulunmaktadır. Bunların 200 kadarı Avrupa'da görülebilir,

Türkiye ise tek başına ortalama 170 memeli türü barındırmaktadır.


Memeliler, sıcak kanlı yaratıklardır. Kısaca vücut sıcaklıkları genel olarak çevre koşullarından bağımsızdır. Vücutları tüylerle kaplıdır ki, bu doku bir takım türlerde dikenli bir hal alabilir (mesela kirpi) ya da azalıp neredeyse pürüzsüz hale gelebilir; insan, yunus ve balinalarda olduğu şeklinde.

Enlarge


Yavru memeliler, genel olarak belli başlı bir gelişim evresini tamamlayıncaya kadar annelerinin karnında göç eder. Doğum esnasında yavrunun gelişmişliği memeli türüne nazaran değişkenlik gösterir. Kör (ve genel anlamda çıplak) doğan ve kimi zaman senelerce anası tarafınca yetiştirilen memeli türleri olduğu şeklinde, doğumun arkasından kısa süre içinde koşmaya ya da yüzmeye başlamış olan memeli türleri de vardır. Fakat genel olarak memelilerde, yavruların belli başlı bir süre anne tarafınca bakımı zorunludur. Dişi memeli, yavrusunu bebeğin gelişimi için lüzumlu bileşenleri içeren varlıklı içerikli sütü ile besler.


Memeli vücudu, sıcak ya da soğuk iklim koşulları ile savaşım için de değişik özelliklere haizdir. Karasal memeliler için kalınca bir kış kürkü, deniz memelileri için ten altında kalınca bir yağ tabakası ya da yağlanmış bir kürk bu mücadelenin silahlarıdır. Bir takım memeliler de kış uykusuna yatarak, bu süreci enerjiden tutum ederek geçirir. Yiyeceğin bolca olduğu dönemde vücudunda depoladığı fazladan kalorileri, yiyeceğin kıt olduğu bu zamanda ‘uyku' durumunda iken yakar. (Sincaplar, ayılar ve porsuklarda olduğu şeklinde.) Bu vaziyet gerçek bir kış uykusu halini de alabilir (yediuyurlar ya da yarasalarda olduğu şeklinde) doğrusu bu süre içinde canlılar, yaşamsal faaliyetlerini ve vücut sıcaklıklarını minimuma indirirler. Bir takım memeli türleri insanoğlu tarafınca evcilleştirilmiştir ve yabani türleri ortadan kalkmış ya da çok az kalmıştır. (

İnek,

at,

koyun şeklinde.)



Alıntı
Misafirmücahit

lütfen memeli hayvanlar bir doğuruşta ne kadar yavru yaparlar. Lütfen gönderin yanıtını yazın. çooookkk acil



Çok özür dilerim yalnız bu durumu bulabildim

>Tavşan üreme ve Çiftleşme

Tavşanlarda ve çiftleşme hakkında bilgiler. Tavşanın Pubertasa ve çiftleşme olgunluğuna erişme zamanı. Tavşan Seksüel Siklü, östrüs ve çiftleşme özellikleri. Tavşan Oyulasyon ( Yumurtalama ) zamanları. Tavşan ebeliği ve gebelik tanısı. Tavşan Doğum zamanı ve doğumu. Tavşanın yavrularının gelişimi ve bakımı.

Tavşanın Pubertasa ve çiftleşme olgunluğuna erişme zamanı


Tavşanlarda dişiler erkeklerden daha erken pubertasa ulaşır. Pubertas yaşı üstünde, bilhassa beslenme şartları, iklim durumlarına nazaran daha mühim tesir yapar. Ankara tavşanlarında tipler içinde farklılıklar görülmesine rağmen çoğu zaman iyi bakım ve beslenme koşulları altında dişilerde pubertasa erişme yaşı 3 - 5 ay kadardır. Dişiler çoğu zaman ergin diri ağırlıklarının % 70 - 75'ine ulaştıkları süre pubertasa erişirlerse de, çiftleşmede kullanılmaları için ergin diri ağırlıklarının % 80'ni düzeyine ulaşmaları beklenmelidir. Çiftleşme yaşı ise dişilerde 5 - 7 ay, erkeklerde 8 - 10 aydır.


Uygun bakım ve beslenme şartları altında yetiştirilen dişi tavşanlar, damızlık üretiminde en fazla beş yıl, erkekler ise en fazla dört yıl kullanılabilirler. Fakat 1.5 - 2 yaş, dişinin en yüksek oranda yavru veriminin olduğu yaşlardır.


Tavşan Seksüel Siklü, östrüs ve çiftleşme özellikleri.


Memeli hayvanların bir çoğunun aksine tavşanlar tertipli bir seksüel siklusa haiz değildir. Fakat, bilhassa kışın son dönemleri ve ilkbahar, seksüel aktivitenin en belirgin ve yoğun olduğu dönemdir.


Dişi tavşanlarda çiftleştirmenin yaptırılabilmesi için östrüsün doğru bir biçimde belirlenmesi gerekir. Fakat, bu nedenle meydana getirilen testler ve muayeneler kati ve güvenilir bir netice vermemektedir. Vaginal smear, tavşanda östrüsün belirlenmesinde etkili bir yöntem değildir. Östrüsü belirlemede pratikte en fazlaca kullanılan yöntem vulvanın inspeksiyonudur. Vulvada morluk ve hafifçe şişme emareleri dişinin en mühim östrüs bulgusudur. Fakat, vulvada şiş olmayan solgun bir görünüm olduğu zamanda dahi dişi çiftleştirildiğinde % 10 - 20 oranında hamile kalabilir. Bundan dolayı mor renkli, şiş vulva östrüsün kuvvetli bir işareti olabilir, ama kati bir kanıtı değildir. Bunun haricinde östrüsteki dişi, kafesinde arka ayaklarını uzatarak yatar. İştahı azalmıştır, huzursuzdur, çok hareketlidir, dudaklarıyla verilen otu dağıtır, dişleriyle tahtaları kemirir, yemlik ve suluklara çenesini sürter.


Dişi tavşan adamın olduğu yerde, sırtını alt tarafta tutup, arka tarafını kaldırarak lordosis pozisyonu alır ve bu östrüsün karakteristik bir duruşudur. Diöstrüste ise kafesin bir köşesine oturma eğilimindedir ve adama karşı saldırgandır. Çoğu zaman dişi tavşan östrüste iken çiftleşmeyi kabul eder. Kimi zaman dişi östrüste olsa dahi erkeği reddedebilir. Buna karşın, dişinin erkeği kabul etmiş olduğu dönem östrüs, reddettiği dönem ise diöstrüs olarak kabul edilir. Bir takım araştırıcılar, tavşan ovaryumlarında folliküllerin sürekli olarak geliştiğini, çiftleşme eğer olmazsa, folliküllerin 12 - 16 gün süresince aynı büyüklükte etken olarak kaldığını, bir süre sonra bunların regrese bulunduğunu ve bu sırada başka folliküllerin olgunlaştığını ileri sürmüşlerdir.


Tavşanlarda östrüs bir çok gün sürer. Kimi zaman dişi çiftleşene kadar bir çok hafta da sürebilir. Dişi tavşan gebelik döneminde de çiftleşmeyi kabul edebilir. Bilhassa gebeliğin ikinci yarısında bu vaziyet oldukça fazla görülen bir davranış özelliğidir. Gebelik süresince görülen çiftleşmeler fötüslere zarar vermez. Doğumdan derhal sonrasında dişi çoğu zaman östrüstedir ve ortalama 1 - 3 gün süreyle çiftleşmeyi kabul edebilir. Yavru sayısının fazla ve meme bezlerinin etken olduğu emzirme döneminde çoğu zaman östrüs görülmez ya da östrüs görülüp çiftleşme olsa dahi implantasyon gerçekleşmez. Doğumdan sonrasında hamile kalmayan tavşan, laktasyonun çoğu zaman 4. ya da 5. haftasında östrüs emarelerini yine gösterir. Çiftleşme olursa, yüksek oranda hamile kalır.


aAnkara tavşanlarında çoğu zaman elle çiftleştirme yöntemi uygulanır. Çiftleştirmek amacıyla daima dişi tavşan, adamın kafesine götürülmelidir. Çünkü dişi tavşan kafesinde başka bir tavşan istemez ve adama saldırarak yaralayabilir. Bununla birlikte adam tavşanda yabancı bir kafeste çiftleşmeyebilir. Çiftleştirmeler sabahın erken saatlerinde ya da akşamın geç saatlerinde yaptırılmalıdır. Günün en sıcak saatlerinden kaçınılmalıdır. Dişi tavşan adamın kafesine konar konmaz çiftleşme gerçekleşir. Çiftleşme sürecinde, adam dişinin üzerine biner, 8 - 12 sayı süratli çiftleşme hareketi yapar ve ejakülasyon hemen adam tavşan karakteristik bir ses çıkararak yana ya da geriye doğru devrilir. Bu olgu 5 - 50 saniye sürer. Çiftleşme esnasında hayvanlar gözlenmeli ve dişi çiftleşmeden derhal sonrasında kendi kafesine alınmalıdır. Ters takdirde erkekle kavga edebilir. Çiftleşmeden bir çok saat sonrasında, fertilizasyonun kontrolü için dişi tekrardan adamın kafesine götürülür ve bu anda erkeği reddederse hamile kalmış kabul edilir.


Ergin, sıhhatli bir adam tavşan iyi bakım ve beslenme şartları altında günde 2 - 3 çiftleşme yapabilir. Fakat genç adam damızlıkları fazla yormamalıdır, bu tür durumlar çiftleşmeye alıştırılmalıdır. Bundan dolayı haftada bir kez çiftleştirme yeterlidir. Bir süre sonra haftada iki kez, sonraları haftada 3 - 4 kez, nihayet ileri yaşlarda hergün çiftleştirilir. Adam tavşan bir günde bir kez tertipli olarak kullanıldığında maximum spermatozoa üretimi elde edilir. Bir adama günde üç kez çiftleştirme yaptırılacak olursa, her üç günlük çiftleştirme döneminden sonrasında 1 hafta dinlendirilmelidir. Genel olarak, 10 dişi tavşan için bir adam damızlık düşünülmelidir. Erkekler daima ayrı tutulmalıdır. Yakın akrabalığı önlemek için, minimum iki adam damızlık kullanılması daha uygun olur.


Tavşan Oyulasyon ( Yumurtalama ) zamanları.


Tavşanlarda provoke ovulasyon görülür. Ovulasyon düzgüsel olarak çiftleşmeyle uyarılır. Çiftleşmeden 9 - 13 saat sonrasında ovulasyon gerçekleşir. Bununla beraber bir takım araştırıcılar, oldukça yüksek bakım ve beslenme şartları altında ovulasyonun spontan olarak oluşabileceğini de bildirmişlerdir.


Vaginanın mekanik olarak uyarılması, vazektomize bir erkekle meydana getirilen çiftleşmeler ve LH, HCG enjeksiyonları ovulasyonu uyarabilir. Bunun haricinde seksüel olarak etken bir adamın görülmesi, vaginal smear uygulamaları, bir dişinin başka bir dişi üstüne atlaması, kendi yavrularının üstüne oturarak oluşan uyarımlar, sahibi tarafınca oldukça fazla ellenmesi ve aydınlatmada birdenbire değişmeler ovulasyonu uyarabilir. Bununla birlikte, bel bölgesinde ya da kafa bölgesinde, omurilik üstüne yapılacak elektriksel uyarımlar ovulasyona niçin olabilir. Fakat bu durumlarda, ovum fertilize olması imkansız ve yalancı gebelik oluşur.


Tavşan ebeliği ve gebelik tanısı.


Tavşanda gebelik süresi ortalama olarak 30 - 32 gündür. Bu süre, yavru sayısına bağlı olarak 28 - 35 gün içinde farklı olabilir. Yavru sayısı az olanlarda gebelik daha uzun sürer.


Ovulasyonla özgür kalan oosit fertilize eğer olmazsa, 15 - 17 gün devam eden bir yalancı gebelik oluşabilir. Tavşanda bu olgu sık görülür. Yalancı gebelik, dişi tavşanın davranışlarından ve doğum için erken yuva yapmasından anlaşılır. Yalancı gebelikteki tavşanların % 75'i, 14. - 15. günde yuva hazırlama emareleri gösterir. Fakat bu şekilde hayvanlar, hazırladıkları yuvayı uzun süre korumazlar.


Hamile dişilerin daha iyi bakılmasını kolaylaştırmak için ve hamile olmayan dişilerin erkenden yine çiftleşmesine olanak vermek amacıyla gebelik tanısı yapılmalıdır. Hamile tavşanların davranışları kısmen değişiyor. Daha sakin bir mizaç, iştah artışı, gebeliğin ikinci yarısında ağırlık artışı ve karın büyümesi şeklinde emareler görülür.


Deneyimli bir şahıs tarafınca, çiftleşmeden ortalama olarak dokuz gün sonrasında abdominal palpasyonla gebelik tanısı konulabilir. Uterusta küre şeklindeki şişliklerin çapı 9. günde 12 mm, 13. günde 20 mm kadardır. Fötusun kemik yapısı doğum öncesi son günlere kadar kolayca anlaşılması imkansız. Gebeliğin son haftasında meme bezleri de hızla gelişir. Palpasyon özenle yapılmalıdır, ters taktirde abortuslar görülebilir. Tanıda şüpheye düşülünce, en geç bir kaç gün sonrasında muayene tekrarlanmalıdır. Palpasyonla hamile olmadığı anlaşılan dişiler, en kısa zamanda yine çiftleştirilmelidir.


Tavşan Doğum zamanı ve doğumu


Doğumdan 1 - 2 gün ilkin hamile tavşan göğüs ve karın altı tüylerini yolarak ve saman, sap şeklinde malzemeleri taşıyarak yuva yapmaya başlar. Bu davranış, östrogen/progesteron oranının ve prolaktin salgılanmasının artmasıyla ortaya çıkar. Fakat dişi tavşan, daima yuva hazırlamaz ya da kimi zaman yuva hazırlamasına karşın yuvanın haricinde doğum yapabilir.


Doğum hazırlığı için doğumdan minimum 1 hafta kadar ilkin kafes iyice temizlenmelidir ve kafese bir doğum sandığı konmalıdır. Doğum sandığı, ısı yalıtımı iyi olan tahta, sunta, sert plastik şeklinde malzemeden, 40 x 30 x 30 santimetre ebatlarında yapılabilir. Doğum sandıklarına bolca ve temiz yataklık (kuru ot, ağaç yongası vb.) konur.


Tavşanda doğum çoğu zaman gece ve sabahın erken saatlerinde görülür ve genellikle gözden kaçar. Doğum tamamen hijyenik bir ortamda olmalıdır. Doğum kolay olup, yavruların ebatlarına ve sayısına bağlı olarak ortalama 7 - 30 dakika sürer. Kimi zaman doğum epey uzun sürebilir. Yavruların bir bölümü bir çok saatte doğar, ötekileri bir günde ya da daha çok zamanda doğabilir. Bundan dolayı doğum sonrası abdominal palpasyon yapılmalı ve uterusta yavru var ise doğum uyarılmalıdır.


Ankara tavşanlarında bir doğumda doğan yavru sayısı 1 - 15 içinde değişiyor (averaj 5 - 6 sayı). Ankara tavşanında yavru sayısı averajı altı olunca muhteşem kabul edilir. Yavru sayısı averajı sekiz ya da daha çok olunca mortalite artar. Çünkü anne hayvanın sekiz sayı memesi vardır. Yavru zarları doğan yavrularla beraber atılır ve anne tarafınca yenir. Bu sırada kimi zaman yavruların da anne tarafınca yendiği görülmüştür. Fakat anne çoğu zaman sakat ya da çok zayıf doğan yavruları yer. Bununla birlikte doğum sonrası annenin su ihtiyacı oldukça fazla olduğundan, kafeste su yetersizliği ya da protein, B ve D vitamini yetersizlikleri sonucu da anneler yavrularını yiyebilirler. Birdenbire ve yüksek gürültü, annenin yavrularını yemesine sebep olabilir.


Doğum sonrası uterus çok süratli eski konumuna döner ve 48 saatten daha az zamanda ağırlığının yarısından fazlasını kaybeder.


Tavşanın yavrularının gelişimi ve bakımı


Ankara tavşanlarında yavruların doğum ağırlıkları 47 - 55 g içinde değişiyor. Yavrular doğdukları süre tüysüzdürler, göz kapakları kapalıdır ve göz kapaklarının üstünde bir tüy vardır. Bu tüy üçüncü gün düşer. Anne, doğurduğu tüysüz yavruları yalayarak temizler ve kurutur. Yavrular gözleri kapalı olmasına rağmen, annenin memesini bulabilecek kadar kafi hareket gücüne sahiptirler ve annelerinin kendileriyle ilgilenmesi için devamlı bağırırlar. Göz kapakları 8. - 13. günde açılır. Açılmadığı durumlarda ılık suyla ıslatılmış pamuk ile gözler silinmek suretiyle açılmaya destek olunabilir. Yavrular 5. - 6. günde tüylenmeye başlar ve iki hafta içinde kısa tüylerle örtülürler.




Doğumdan sonrasında minimum iki gün hayvanlar rahatsız edilmemelidir. Bu sürenin sonunda yavrular denetim edilmelidir. Bundan dolayı anne başka bir kafese konur ve yuvada ölü yavru var ise alınır. Genel olarak her anneye 6 yavru bırakılmalıdır. Yavru sayısı, annenin meme bezi sayısından fazla olmamalıdır. Ayrıca yavruların cinsiyeti de tespit edilmeye çalışılır. Yuvayı denetim esnasında yavrulara dokunmadan ilkin, el kokusunun yavrulara geçmesini önlemek amacıyla, el tavşana ve maydanoz şeklinde kokulu bitkilere iyice sürülür. Ters taktirde, anne tavşan yabancı kokuyu hissederek yavrularını kabul etmez, hatta onları öldürebilir. Bundan dolayı, gerekmedikçe çok minik yavrulara dokunulmamalıdır.


Doğan yavru sayısı oldukça fazla olduğu süre, anne tavşan yavruların hepsine tam olarak bakamayacağı için fazla sayıda yavrular doğumdan sonrasında 5 gün içinde yeni doğum yapmış başka bir anneye, doğrusu süt anneye verilir. Bununla birlikte annenin hasta olması ya da ölmesi durumlarında da yavrular başka bir anneye verilmelidir. Süt anası, minimum yavru doğurmuş tavşanlar arasından seçilmelidir. Süt annenin yavruları ile birlikte beslenecek olan yavrular arasındaki maximum yaş farkı 48 saat olmalıdır. Bununla birlikte, Fransa'da Ankara tavşanı yetiştiriciliğinde yeni doğan fazla erkekler elimine edilerek yavru sayısı azaltılır.


Az sıcaklıklar, bilhassa yeni doğan yavrularda yüksek oranda ölümlere niçin olur. Yeni doğanlar tüysüz oldukları için, onların bulunmuş olduğu ortamın çevre sıcaklığı 28 0C'den az olmamalıdır. Anne tavşanlar, yavruların üstüne emzirmenin haricinde yatmadıkları için yuva materyalleri zayıf olduğunda, yeni doğan yavru çok üşür ve ölür. Yavruların sağlığı için doğum sandığı içindeki ısı oldukça mühim olduğundan, doğan yavruları soğuktan koruyabilmek amacıyla taban kısmı elektrikli rezistanlarla ısıtılan doğum sandıkları kullanılabilir.




Tavşanlarda laktasyon süresi 5 - 8 haftadır. Süt miktarı 15. - 21. güne kadar yükselir, bir süre sonra düşmeye başlar. Dişi tavşan doğum sonrası derhal hamile kalırsa bu düşme daha süratli olur. Anneler yavrularını günde bir kez ve çoğu zaman sabahları emzirirler. Anneler emzirirken ürkütülmemelidir. Ters takdirde, memelere asılmış olan yavrular, annenin birdenbire yer değiştirmesiyle dağılabilir ve yavrular tekrardan yuvaya toplanamadıklarından açlıktan ve soğuktan ölebilirler. Ankara tavşanlarında uzun yün örtüsünden dolayı, kimi zaman de yavru annesini yeterince ememez ve ölür.


Yavrular 20 günlük olunca, yavaş yavaş katı gıdalara geçebilir. Fakat üç haftaya kadar barsak florası oluşmadığı için, ishalden korunmak amacıyla bir yemden başka yeme geçerken çok dikkatli olmalıdır. Yavrular 30. güne ulaştıklarında günlük besin ihtiyacının % 20'sinden fazlası anne sütünden sağlanmalıdır. Fakat, ticari işletmelerde süt emme süreci dört haftadır.


Yavrular, üç aya kadar cinsiyet ayrımı yapılmaksızın beraber büyütülebilirler, sonrasında cinsiyetlerine nazaran ayrılmalıdırlar. Erkekler bu zamanda hırçın oldukları için, ayrı ayrı kafeslere konmalıdırlar. Bilhassa scrotal bölümde bulunan testisleri bu kavgalar esnasında yaralanır. Dişiler ise 18 - 20 haftaya kadar beraber kalabilirler.


Ankara tavşanı yetiştiriciliğinde görülen hastalıkların başlangıcında pasteurella, coccidiosis, wool block, myxomatosis, viral haemoragic diseases, tularemi, toxoplasmosis, encephalitozoonosis, tüberkülozis, pseudotüberkülosis, uyuz, kanibalizm, enterotoksemi, ortopedik problemler, güç doğum, metritis ve mastitis gelmektedir.







  • Hayvanların ve bitkilerin ortak özellikleri nedir?


  • Omurgalı hayvanların özellikleri nedir?


  • Omurgasız hayvanların özellikleri nedir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Memeli hayvanların özellikleri nedir?
Memeli hayvanların özellikleri nedir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/msn_sad-53.gif
Ders Kitapları Konu Anlatımı
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/memeli-hayvanlarn-ozellikleri-nedir.html
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/memeli-hayvanlarn-ozellikleri-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content