yokluk -ğu isim 1 . Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet: "Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağm...
yokluk -ğu
isim
"Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi."- T. Buğra.
2 . mecaz Fakirlik, yoksulluk:
"Beni külfete sokma, şimdi ben yokluktayım."- A. Kabaklı.
3 . felsefe Hiçlik.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
yokluk çekmek
Birleşik Sözler
yokluk eki
adam yokluğunda
YOKLUK a.
1. Var olmama, bir gerçekliği bulunmama olgusu: Mahkeme kanıt ve tanık yokluğundan dolayı bir karara varamadı.
2. Bir şeyin, bir kimsenin belli bir yerde olmamaları olgusu; bir kimsenin o yerde bulunmadığı süre: Cebindeki cüzdanın yokluğunu çok geç fark etti. Tatilde annesinin babasının yokluğundan yararlanıp aklına eseni yaptı. Ordan yarım saatliğine uzaklaşmıştım, olay benim yokluğumda meydana gelmiş.
3. Parasal güçlüklerle dolu bir yaşam; fakirlik, yoksulluk: Yokluk içinde büyümek.
*Dilbil. Yokluk durumu, kimi fin-ugur dillerinde kullanılan ve yokluğu, yoksunluğu anlatan durum. || Yokluk eki, bir yokluğu, yoksunluğu anlatan ek (örn. na: nahoş; - sız: evsiz). || Yokluk karşıtlığı, biri, bir özelliğin varlığıyla, öteki de bu özelliğin yokluğuyla nitelenen iki terim arasındaki sesbilimsel karşıtlık (örn. titreşimliAitreşimsiz ya da genizsil/ağızsıl karşıtlıkları).
*Huk. Bir hukuksal işlemi geçersiz hale getiren en ileri derecedeki sakatlık. (Yoklukla sakat bir işlem hiçbir hukuksal sonuç doğurmaz. Bu tür işlemlerin geçersiz hale getirilmesi için mahkemece iptal edilmelerine gerek yoktur. Örneğin, evlendirme memuru önünde yapılmayan bir evlenme sözleşmesi hiç yapılmamış sayılir.)
1. Var olmama, bir gerçekliği bulunmama olgusu: Mahkeme kanıt ve tanık yokluğundan dolayı bir karara varamadı.
2. Bir şeyin, bir kimsenin belli bir yerde olmamaları olgusu; bir kimsenin o yerde bulunmadığı süre: Cebindeki cüzdanın yokluğunu çok geç fark etti. Tatilde annesinin babasının yokluğundan yararlanıp aklına eseni yaptı. Ordan yarım saatliğine uzaklaşmıştım, olay benim yokluğumda meydana gelmiş.
3. Parasal güçlüklerle dolu bir yaşam; fakirlik, yoksulluk: Yokluk içinde büyümek.
*Dilbil. Yokluk durumu, kimi fin-ugur dillerinde kullanılan ve yokluğu, yoksunluğu anlatan durum. || Yokluk eki, bir yokluğu, yoksunluğu anlatan ek (örn. na: nahoş; - sız: evsiz). || Yokluk karşıtlığı, biri, bir özelliğin varlığıyla, öteki de bu özelliğin yokluğuyla nitelenen iki terim arasındaki sesbilimsel karşıtlık (örn. titreşimliAitreşimsiz ya da genizsil/ağızsıl karşıtlıkları).
*Huk. Bir hukuksal işlemi geçersiz hale getiren en ileri derecedeki sakatlık. (Yoklukla sakat bir işlem hiçbir hukuksal sonuç doğurmaz. Bu tür işlemlerin geçersiz hale getirilmesi için mahkemece iptal edilmelerine gerek yoktur. Örneğin, evlendirme memuru önünde yapılmayan bir evlenme sözleşmesi hiç yapılmamış sayılir.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR