zengin ve gelişmiş bir türkçenin bize faydaları nelerdir Bazı yazılı larımız bugüne kalabilmiş olsaydı bu zenginlikleri somut olara...
zengin ve gelişmiş bir türkçenin bize faydaları nelerdir
Bazı yazılı larımız bugüne kalabilmiş olsaydı bu zenginlikleri somut olarak da gösterebilecektik; ama maalesef günümüze gelmeyen şeyler var. Yanılmıyorsam 4 ya da 5. yüzyılda incil'in Türkçeye tercüme edildiği larda yazıyor; ama tercüme elimizde yok maalesef. Bir de Kâşgarlı Mahmut'un bir Türkçe dil bilgisi kitabı var. ( Kitabu Cevahirü'n-Nahv fi Lugati't-Türk ) bu kitabı yazdığından bahsediyor; ama kitap ele geçmedi maalesef. Kitabın başında 1000 altın ödül vardı bir ara. Bu kitaplar bulunsa Türkçe adına çok şey değişebilir. Bir de Türkçenin farklı alfabelerle yazımı ve farklı dillerle olan ilişkisi mevcut. Türkçe çok farklı coğrafyalarda bu zamana kadar 14 tane alfabe ile yazılmış. Birçok dille münasebette bulunmuş; o yüzden her yerden kendisine bir şeyler katmış. Türkoloji bölümünde okuyorum, bazılarına kolay gibi geliyor; ama Türkçe bir derya deniz. Çözülemeyen şey çok kafa yorulması gerek tonlarca bilgi var. Bir şeyler tamamlanabilmiş değil. Cidden Türkoloji derya deniz gibi bunu sağlayan da Türkçemizin derya deniz gibi olması. Bazen bir sözcüğü araştırıyorken bile işin içinden çıkamıyorum, yeri geliyor çıldıracak gibi oluyorum. Ne kadar çok yabancı dil bilirseniz Türkçe üzerine o kadar iyi uzmanlaşabilirsiniz. Çince, Tibetçe, Toharca, Almanca, Ermenice, Soğdca vd .. bir sürü dili bilmek gerekli. Bu yazdıklarımın günümüze etkileri de mevcut dil bu sonuçta geriden getirdiği bazı özellikleri/kuralları var. Uzun yazmak istemediğimden genel hatlarıyla böyle yazmak istedim, umarım anlaşılır olmuştur.
Türkçe'nin güncel sorunları nelerdir?
Türkiye'nin tanıtımı için bize düşen görevler nelerdir?
Temiz bir Türkçe için yapılması gerekenler nelerdir?
zengin ve gelismiş türkce nin faydaları nelerdir
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Bazı yazılı larımız bugüne kalabilmiş olsaydı bu zenginlikleri somut olarak da gösterebilecektik; ama maalesef günümüze gelmeyen şeyler var. Yanılmıyorsam 4 ya da 5. yüzyılda incil'in Türkçeye tercüme edildiği larda yazıyor; ama tercüme elimizde yok maalesef. Bir de Kâşgarlı Mahmut'un bir Türkçe dil bilgisi kitabı var. ( Kitabu Cevahirü'n-Nahv fi Lugati't-Türk ) bu kitabı yazdığından bahsediyor; ama kitap ele geçmedi maalesef. Kitabın başında 1000 altın ödül vardı bir ara. Bu kitaplar bulunsa Türkçe adına çok şey değişebilir. Bir de Türkçenin farklı alfabelerle yazımı ve farklı dillerle olan ilişkisi mevcut. Türkçe çok farklı coğrafyalarda bu zamana kadar 14 tane alfabe ile yazılmış. Birçok dille münasebette bulunmuş; o yüzden her yerden kendisine bir şeyler katmış. Türkoloji bölümünde okuyorum, bazılarına kolay gibi geliyor; ama Türkçe bir derya deniz. Çözülemeyen şey çok kafa yorulması gerek tonlarca bilgi var. Bir şeyler tamamlanabilmiş değil. Cidden Türkoloji derya deniz gibi bunu sağlayan da Türkçemizin derya deniz gibi olması. Bazen bir sözcüğü araştırıyorken bile işin içinden çıkamıyorum, yeri geliyor çıldıracak gibi oluyorum. Ne kadar çok yabancı dil bilirseniz Türkçe üzerine o kadar iyi uzmanlaşabilirsiniz. Çince, Tibetçe, Toharca, Almanca, Ermenice, Soğdca vd .. bir sürü dili bilmek gerekli. Bu yazdıklarımın günümüze etkileri de mevcut dil bu sonuçta geriden getirdiği bazı özellikleri/kuralları var. Uzun yazmak istemediğimden genel hatlarıyla böyle yazmak istedim, umarım anlaşılır olmuştur.
Birçok yazımızda, sık sık “Türkçenin çok köklü ve güçlü bir dil olduğunu†vurgulamışızdır Çünkü bugün yaşayan dillerin birçoğuna baktığımızda, Türkçedeki düzenliliği, türetme gücünü ve geniş söz varlığını göremeyiz İngilizceyi örnek verecek olursak, çok uzun bir geçmişinin olmadığını, özellikle 18 yüzyıldan sonraki sömürgecilik akımlarıyla birlikte kurulan emperyalist devletlerin çabalarıyla bir yerlere geldiğini görürüz Benzer biçimde Sırpça, İspanyolca, Danca, Arnavutça… gibi birçok dilin geçmişi, aslında birkaç yüzyılla ifade edilebilecek kadar azdır Fakat Türkçenin, yapılan araştırmalar neticesinde yaklaşık 8500 yıllık bir dil olduğu kabul edilmektedir Osman Nedim Tuna‘nın Sümerce ile Türkçe arasındaki ilişkiyi ortaya koyan çalışmaları sonucunda, Türkçenin yaşayan diller arasındaki “en eski geçmişeâ€sahip dil olduğu ortaya koyulmuştur Buna benzer çalışmalar da göstermiştir ki, Türkçe yaşayan dillerin “en eski geçmişe sahip olan dili†olmasa bile, en köklü birkaç dilinden biridir Türkçenin tarihi gelişimine bir göz attığımızda, Türkler‘in göçleri ile Türkçenin de dünyanın birçok bölgesine yayıldığını görürüz Türkçemiz, “En Eski Türkçe†ile başlayıp “Orta Türkçe†ile devam edip “ÇağdaşTürkçe†ile bugünlere geldiği süreç içerisinde, birçok dilden etkilenmiş, birçok dili etkilemiş ve büyük değişikliklere uğramıştır Türkler'in dünya üzerindeki yayılma alanlarına paralel olarak, Türkçe de birçok alanda konuşulmuş ve zamanla birbirinden kopan Türk boylarının, kendilerine özgü birer “konuşma ve yazma dilleri†ortaya çıkmıştır Bundan yaklaşık 8 - 10 bin yıl önce, bugün konuşulan bütün Türk Dilleri tek çatıda toplanmıştı ve bugün yaşayan Özbek, Kırgız, Kazak, Türkmen, Gagauz, Uygur, Tatar, Azeri… Türkçesi, o dönemlerde yoktu Çünkü henüz Türkler bir arada yaşıyorlardı, bunun için dilleri de farklı yazı ve konuşma dillerini oluşturmamıştı Biz Tanrı Dağları'ndan ayrıldıktan sonra, her bölgede kalan soydaşlarımız kendilerine özgü yazı dillerini oluşturdular ve bugün yaşayan “Türk Lehçeleri†adı verilen diller (Azerbaycan Türkçesi, Kırgız Türkçesi… gibi) oluştu
Türkçe'nin güncel sorunları nelerdir?
Türkiye'nin tanıtımı için bize düşen görevler nelerdir?
Temiz bir Türkçe için yapılması gerekenler nelerdir?
YORUMLAR