Birinci Balkan Savaşı niçin çıkmış, iyi mi neticelenmiştir? 1. Balkan Savaşı'na katılan devletler hangileridir? Birinci Balkan S...
Birinci Balkan Savaşı niçin çıkmış, iyi mi neticelenmiştir?
1. Balkan Savaşı'na katılan devletler hangileridir?
Birinci Balkan Savaşı hangi antlaşma ile sonlanmıştır?
1. Balkan Savaşı'na katılan devletler hangileridir?
Birinci Balkan Savaşı hangi antlaşma ile sonlanmıştır?
1. Balkan Savaşı'nın Çıkış Sebepleri
- Osmanlı Devleti'nin Balkanlardan atılmak istenmesi!
- Milliyetçilik akımının tesiri!
- Osmanlı Devleti'nin içinde bulunmuş olduğu fena koşullar!
- Avrupa devletleri ile Rusya'nın kışkırtıcı bir siyaset izlemesi!
- Batı Trakya, Makedonya, Arnavutluk ve Ege Adaları kaybedildi!
- İttihat ve Terakki Partisi yönetimi ele geçirdi!
- Londra Antlaşması ile Midye-Enez'in batı kısmı Balkan devletlerine verildi!
- Balkanlarda kaybedilen son toprak parçası Arnavutluk bağımsız oldu!
- Osmanlı ordusunun kuvvetsiz ve siyasal çekişme içinde olması!
- Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp'ta İtalya ile harp içinde olması!
- Harp öncesi İttihat ve Terakki Partisi ile İtilaf Fırkası arasındaki siyasal çekişme!
Sebep: İç başlık düzeni!!
Malazgirt Savaşı'nın sebep ve neticeleri nedir?
Balkan Savaşı'nın sebepleri nedir?
2. Balkan Savaşı'nın sebep ve neticeleri nedir?
Balkan Savaşları Osmanlı Devletinin Balkanlar'daki 4 devlete karşı 1912-1913'de yapmış olduğu savaşlardır (8 Ekim 1912 - 29 Eylül1913). Çatışmaların temel sebebi Bulgaristan ile Sırbistan'ın Balkanlarda hızlanan faaliyetleridir.
I. Balkan Savaşı
1878 Berlin Antlaşması'nda umduğunu bulamayan Bulgaristan bağımsızlığını kazandıktan sonrasında Balkanlar'da etkin bir siyaset izlemeye başlamıştı. Bosna-Hersek'in ilhakı ise Sırbistan'ı aynı yönde bir siyaset izlemeye itti.
1912 senesinde bu iki devletin faaliyetlerinin çatışmaması için Rusya, Bulgaristan ve Sırbistan içinde arabuluculuk ve düzenleyicilik halletmeye başladı. Bunun sonucu olarak Osmanlı Devleti'ne karşı meydana getirilen ittifaka Yunanistan ve Karadağ da katıldı.
Gene 1912 senesinde İngiltere, Rusya ile Tallin'de gizli saklı bir antak kalma yaparak, Rusya'yı İstanbul ve Boğazlar üstünde özgür bıraktı. Osmanlı Devleti'nin BalkanlardakiYunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ, Rusya'nın vasıtasıyla aralarında anlaşarak, Türkleri Balkanlardan atmak istediler. Trablusgarp Savaşı da onları cesaretlendirdi. Balkan Ulusları, Osmanlı Devleti'nden, Makedonya'da ıslahat yapmasını istediler. Bu istekleri reddedilince KaradağOsmanlı'ya harp duyuru etti ve ittifak üyesi devletlerin harp ilanları birbirini takip etti. varlığına son vermek isteyen
Deneyimli subay ve askerlerin terhis edilmesi, parti çekişmeleri sebebiyle komutanlar arasındaki anlaşmazlıklar, tabanca, yiyecek, araç-gereç şeklinde mevzularda eksikliklerin olması, Osmanlı Ordusu'nun cephelerde yenilmesine niçin oldu.
Bulgarlar, Çatalca'ya kadar gelmiş olarak, İstanbul'u tehdit etmeye başladılar. Sırp, KaradağYunanlılar, Makedonya'yı tamamen işgal ettiler. Durumdan yararlanan Arnavutluk, bağımsızlığını duyuru etti. Yunanlılar, İmroz (Gökçeada) ve Bozcaada ve dışındaki adaları işgal etti.
Taraflar içinde savaşı bitiren antak kalma 1913 yılı Mayıs ayında Londra'da imzalandı. Londra Antlaşması'na gore:
Bulgaristan'ın daha çok toprak almasını kabul etmeyen Yunanistan, Karadağ, Sırbistan ve I. Balkan Savaşı'na katılmayan Romanya birleşerek, Bulgaristan'a karşı harp açtılar. Bulgarların üst üste yenilerek Doğu Trakya'daki birliklerini batıya kaydırmasından faydalanan Osmanlı Ordusu, Midye-Enez çizgisini aşarak, Edirne ve Kırklareli'ni geri aldı.
II. Balkan Savaşı Ağustos 1913 tarihindeki Bükreş Antlaşması ile bitti. Bu antlaşma ile Bulgaristan Dobruca'yı Romanya'ya, Kavala'yı Yunanistan'a veriyor Makedonya'dan küçük bir toprak parçası alıyordu.
II. Balkan Savaşı ve Osmanlının Yapmış olduğu Antlaşmalar
Bu antlaşmayı takiben Osmanlı Devleti gene 1913 senesinde İstanbul Antlaşması'nı yapmış oldu. Kırklareli ve Dimetoka, Osmanlı Devleti'ne geri verildi. Batı Trakya ve Dedeağaç, Bulgaristan'da kaldı.
Osmanlı Devleti bu savaşın sonunda Yunanistan'la Atina Antlaşması'nı yapmış oldu. Girit ve Ege Adaları, Yunanistan'a verildi. Yunanistan'da kalan Türklerin durumu da düzenlendi. Sırbistan ve Karadağ'ın, Osmanlı Devleti'yle sınırı kalmadığı için antlaşma imzalanmamıştır.
Osmanlı Devleti Sırbistan ile de Bulgaristan'la yaptığından değişik bir İstanbul Antlaşması imzalamıştır.
Her 3 anlaşmada da Balkan devletlerinin sınırları içinde kalan Türk topluluğunun durumuna ilişkin hükümler bulunmakta, Balkanlardaki Türk halkının din ve mezhep özgürlüğü, Türkçe öğretim meydana getiren ilk ve orta okulların açılması şeklinde hususlara yer verilmektedir.
Elçiler Konferansı
İtalya ve Yunanistan'ın işgaline uğramış ve hukuken Osmanlı toprağı olan Ege Adaları mevzusunda bu anlaşmalarda herhangi bir yargı yoktur. Bu mevzu ile Londra'da toplanmış bulunan "Elçiler Konferansı" uğraşıyordu. Konuşma 1914 Şubat ayında Meis adası haricinde İtalya'nın işgal etmiş olduğu adalar İtalya'ya, İmroz ve Bozcaada haricinde Yunanistan'ın işgal etmiş olduğu adalar ise Yunanistan'a bırakılması kararını aldı. Sadece, gene Konferansa gore bu kararın hukuki kıymet kazanabilmesi için İtalya ve Yunanistan'ın Osmanlı ile ayrı ayrı birer antlaşma yapması gerekiyordu. Bu antlaşmalar imzalanamadan I. Dünya Savaşı Patlak vermiştir.
Sonuçlar
I. Balkan Savaşı
1878 Berlin Antlaşması'nda umduğunu bulamayan Bulgaristan bağımsızlığını kazandıktan sonrasında Balkanlar'da etkin bir siyaset izlemeye başlamıştı. Bosna-Hersek'in ilhakı ise Sırbistan'ı aynı yönde bir siyaset izlemeye itti.
1912 senesinde bu iki devletin faaliyetlerinin çatışmaması için Rusya, Bulgaristan ve Sırbistan içinde arabuluculuk ve düzenleyicilik halletmeye başladı. Bunun sonucu olarak Osmanlı Devleti'ne karşı meydana getirilen ittifaka Yunanistan ve Karadağ da katıldı.
Gene 1912 senesinde İngiltere, Rusya ile Tallin'de gizli saklı bir antak kalma yaparak, Rusya'yı İstanbul ve Boğazlar üstünde özgür bıraktı. Osmanlı Devleti'nin BalkanlardakiYunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ, Rusya'nın vasıtasıyla aralarında anlaşarak, Türkleri Balkanlardan atmak istediler. Trablusgarp Savaşı da onları cesaretlendirdi. Balkan Ulusları, Osmanlı Devleti'nden, Makedonya'da ıslahat yapmasını istediler. Bu istekleri reddedilince KaradağOsmanlı'ya harp duyuru etti ve ittifak üyesi devletlerin harp ilanları birbirini takip etti. varlığına son vermek isteyen
Deneyimli subay ve askerlerin terhis edilmesi, parti çekişmeleri sebebiyle komutanlar arasındaki anlaşmazlıklar, tabanca, yiyecek, araç-gereç şeklinde mevzularda eksikliklerin olması, Osmanlı Ordusu'nun cephelerde yenilmesine niçin oldu.
Bulgarlar, Çatalca'ya kadar gelmiş olarak, İstanbul'u tehdit etmeye başladılar. Sırp, KaradağYunanlılar, Makedonya'yı tamamen işgal ettiler. Durumdan yararlanan Arnavutluk, bağımsızlığını duyuru etti. Yunanlılar, İmroz (Gökçeada) ve Bozcaada ve dışındaki adaları işgal etti.
Taraflar içinde savaşı bitiren antak kalma 1913 yılı Mayıs ayında Londra'da imzalandı. Londra Antlaşması'na gore:
- Arnavutluk bağımsızlığını kazanmıştır.
- Girit Adası Yunanistan'a verildi.
- Osmanlı Devleti'nin Trakya sınırı Edirne'yi dışarıda bırakacak şekilde Midye-Enez hattı oldu.
Bulgaristan'ın daha çok toprak almasını kabul etmeyen Yunanistan, Karadağ, Sırbistan ve I. Balkan Savaşı'na katılmayan Romanya birleşerek, Bulgaristan'a karşı harp açtılar. Bulgarların üst üste yenilerek Doğu Trakya'daki birliklerini batıya kaydırmasından faydalanan Osmanlı Ordusu, Midye-Enez çizgisini aşarak, Edirne ve Kırklareli'ni geri aldı.
II. Balkan Savaşı Ağustos 1913 tarihindeki Bükreş Antlaşması ile bitti. Bu antlaşma ile Bulgaristan Dobruca'yı Romanya'ya, Kavala'yı Yunanistan'a veriyor Makedonya'dan küçük bir toprak parçası alıyordu.
II. Balkan Savaşı ve Osmanlının Yapmış olduğu Antlaşmalar
Bu antlaşmayı takiben Osmanlı Devleti gene 1913 senesinde İstanbul Antlaşması'nı yapmış oldu. Kırklareli ve Dimetoka, Osmanlı Devleti'ne geri verildi. Batı Trakya ve Dedeağaç, Bulgaristan'da kaldı.
Osmanlı Devleti bu savaşın sonunda Yunanistan'la Atina Antlaşması'nı yapmış oldu. Girit ve Ege Adaları, Yunanistan'a verildi. Yunanistan'da kalan Türklerin durumu da düzenlendi. Sırbistan ve Karadağ'ın, Osmanlı Devleti'yle sınırı kalmadığı için antlaşma imzalanmamıştır.
Osmanlı Devleti Sırbistan ile de Bulgaristan'la yaptığından değişik bir İstanbul Antlaşması imzalamıştır.
Her 3 anlaşmada da Balkan devletlerinin sınırları içinde kalan Türk topluluğunun durumuna ilişkin hükümler bulunmakta, Balkanlardaki Türk halkının din ve mezhep özgürlüğü, Türkçe öğretim meydana getiren ilk ve orta okulların açılması şeklinde hususlara yer verilmektedir.
Elçiler Konferansı
İtalya ve Yunanistan'ın işgaline uğramış ve hukuken Osmanlı toprağı olan Ege Adaları mevzusunda bu anlaşmalarda herhangi bir yargı yoktur. Bu mevzu ile Londra'da toplanmış bulunan "Elçiler Konferansı" uğraşıyordu. Konuşma 1914 Şubat ayında Meis adası haricinde İtalya'nın işgal etmiş olduğu adalar İtalya'ya, İmroz ve Bozcaada haricinde Yunanistan'ın işgal etmiş olduğu adalar ise Yunanistan'a bırakılması kararını aldı. Sadece, gene Konferansa gore bu kararın hukuki kıymet kazanabilmesi için İtalya ve Yunanistan'ın Osmanlı ile ayrı ayrı birer antlaşma yapması gerekiyordu. Bu antlaşmalar imzalanamadan I. Dünya Savaşı Patlak vermiştir.
Sonuçlar
- Batı Trakya, tüm Makedonya, Arnavutluk, Ege Adaları kaybedilmiş, Osmanlı Devleti'nin Avrupa'daki varlığı, Doğu Trakya ile sınırlandırılmıştır.
- 19. yüzyılda süregelen Osmanlı Devleti'nin parçalanma sürecinin zirve noktasına vardığı açıkça ortaya çıkmıştır.
- Balkanlardaki dinmeyen huzursuzluk I. Dünya Savaşı'nın sebepleri içinde yer almıştır
Sebep: Yazım hatası / Kırık görsel!
1. Balkan Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin yenik olmasının sebepleri nedir?
Sebep: Sual düzeni!
I. BALKAN SAVAŞI (1912-1913)
Savaşın Sebepleri
1-Rusya'nın Balkanlarda takip etmiş olduğu Panislavist siyaset
2-Balkanlardaki gelişmelerin, Osmanlı tarafınca, takip edilememesi
3-Fransız ihtilalinin tesiri (Milliyetçilik ve bağımsızlık)
4-Türklerin Balkanlardan tamamen atılmak istenmesi
Izah etme: Harp başlamadan ilkin; Arnavutluk, Makedonya, Selanik ve Yanya Osmanlı'nın elindeydi.
5-Trablusgarp Savaşı esnasında, Osmanlı Devleti'nin kuvvetsiz bulunduğunun anlaşılması
6-Kiliseler problemininin Balkan devletlerinin lehine neticelenmesi
7-Balkan devletlerinin Osmanlı'ya karşı ittifak kurmaları
8-İngiltere'nin, 1908'de Estonya'nın başkenti Reval'de meydana getirilen görüşmeler sonucunda, Rusya'yı Balkan politikasında özgür bırakması
Sebep: Yazım hatası / Alıntı sual!
1. Balkan Savaşı'nı sona erdiren antlaşma hangi antlaşmadır?
Sebep: Sual düzeni!
Sebep: Sual ve yanıt düzeni!
1. Balkan Savaşı'nın neticeleri nedir?
Sebep: Sual düzeni!
Birinci Balkan Savaşı
1789 Fransız İhtilâlinin dünyaya yaymış olduğu milliyetçilik akımı neticesinde, imparatorluklar dahilinde bulunan milletler, bağımsızlık için harekete geçmişler ve bazı devletlerin destek ve yardımları ile ayaklanmışlardı. Osmanlı tarihinde 19. yüzyıl, bu tür ayaklanmalar zamanlarıdır. Balkan Yarımadasında çok çeşitli milletler yaşamış olduğu için, milliyetçi ayaklanmalar, en fazla burada görüldü.
Balkanlarda çıkan ayaklanmaları, daha çok 17. yüzyılda gelişmeye süregelen ve en büyük gayesi, Baltık Denizine ve bilhassa Akdenize çıkmak olan Rusya kışkırtıyordu. Akdenize inmek için ilkin Karadenizi, sonrasında İstanbul ve Çanakkale boğazlarını ele geçirmesi gerekiyordu. İşte Rusya, bu gayeye ulaşmak için her yola başvurmaktan geri kalmamıştır. Bu yollardan biri de ırk ve din bakımından akraba olduğu Balkan prensliklerini alet olarak kullanıp, bu genç devletleri Osmanlı Devleti'nin varlığını sona erdirmeleri için kışkırtmaktı. Osmanlılar, Trablusgarpta savaşırlarken, Sırbistanın başkenti Belgrattaki Rus elçisi harekete geçerek, Balkanlarda Osmanlı Devletinin elinde kalan son toprak parçalarının Sırbistan ile Bulgaristan içinde paylaşılması için teşebbüste bulunmuş oldu. Buna karşılık Sırbistan, Bulgaristanı bir tarafa iterek kendi menfaatlerini temin için Babıali ile anlaşmaya uğraşıyordu. Balkan devletleri arasındaki çıkar çatışmalarından gafil olan dönemin İttihat ve Terakki hükümeti, Sırbistanın bu çok uygun teşebbüslerine aldırış bile etmedi. üstelik, İkinci Abdülhamid Han'ın Balkan ülkelerinin birleşmesini önlemek için tahrik etmiş olduğu kilise ihtilafı, çıkarılan ittihad-ı anasır kanunuyla halledildi. Bu durum ise, Bulgaristan ve Yunanistanın arasındaki ihtilafı çözdüğü için, şimdi her ikisi için de ortak düşman, Osmanlı Devleti olmuştu. Neticede kısa bir süre için ilkin Sırbistan ve Bulgaristan içinde kurulan ittifaka Karadağ ve Yunanistan da katıldı. Böylece Balkanlarda Osmanlı Devletine karşı harekete geçme hazırlıkları tamamlanmış oldu.
Bu sırada Türk ordusu subayları iki partiye ayrılmış durumdaydı. Hükümet ise, Rusların Balkanlarda muharebeye müsaade etmeyeceği hususundaki yalan teminatına inanmıştı. Nitekim Sofya elçiliğinden hariciye nazırı olan Asım Bey, 15 Temmuzda, Meclis-i Mebusan'da; Balkanlardan imanım kadar inanırım! zamanı cümlesini ihtiva eden bir söylev söyleyerek, harp ihtimalinin bulunmadığını iddia etmişti. Ek olarak Asım Beyin yerine gelen yeni Hariciye Nazırı Ermeni Gabriel Noradingiyan da Rusyanın teminatının kati bulunduğunu hükümete bildirmişti. Bu inandırıcı teminatlar neticesinde Rumelindeki en iyi 120 tabur asker terhis edilmişti.
Balkan devletleri ittifaktan sonrasında Osmanlı Devletine isteklerini bildirdiler. Bu ittifaktan haberi olmayan İttihatçılar, harp için yüksek tahsil talebesini kışkırtarak, Babıali önünde Harb diye bağırtmış ve hükümet aleyhinde nümayiş yaptırmışlardı. Harbin kolay geçeceğini zannediyorlardı. Oysa müttefikler, Türkiyeye karşı uygulayacakları savaşı ve bölme projelerini en ince teferruatına kadar tespit etmişlerdi.
8 Ekim 1912de Karadağ Prensliği, Osmanlı Devletine harp açtı. Onu 18 Ekimde Bulgaristan ve Sırbistan, birkaç gün sonrasında da Yunanistan takip etti.
İkmal ve Levazım Teşkilatının bozulmuş olduğu Osmanlı ordusu, seferberliğini çok geç yapabildi. Terhis edilip Anadoluya gönderilen 120 taburu, savaşın sonunda bile tekrardan tabanca altına alamadı.
Bulgaristana karşı çıkacak kuvvetler 5 kolordu halinde, Doğu Ordusu namıyla toplandı ve Birinci Ferik Abdullah Paşanın kumandasına verildi. Edirne mevkiindeki bağımsız kuvvetler Şükrü Paşa'nın emrindeydi. Yunanistana karşı, Selanikte bir kolordu ve Yanya Kalesindeki kuvvetler bırakılmıştı. Karadağa karşı kuvvetler İşkodra Kalesinde toplanmıştı. Sırbistana karşı Makedonyayı Garb Ordusu kumandanı müstakbel sadrazam Birinci Ferik Ali Rıza Paşa savunacaktı.
Savaşı yönetim kabiliyetinden yoksun Nazım Paşanın hiçbir hazırlığı olmayan orduyu, derhal Bulgarlara karşı taarruza geçirmesiyle hezimet başladı ve artık arkası alınamadı. Osmanlı orduları, Bulgarlara karşı tüm Trakyayı bırakarak, Çatalcaya kadar çekilmek zorunda kalmış olduğu şeklinde, Sırbistana karşı Kumova'da yenilmişti. 6 Kasımda Prevezeyi alan Yunanlılar, Veliahd Konstantin idaresindeki büyük kuvvetlerini Selanik üstüne gönderdiler. Selaniki savunmakla görevli jandarma paşası Tahsin Paşa, tek tabanca atmadan, çok önemli kolordusunu tüm silahları ile birlikte Yunanlılara teslim etti. Sultan İkinci Abdülhamid Han devrinde ihtilas (devlet malını zimmetine geçirmesi) suçu tespit edilmiş olan Tahsin Paşa, o devirde menkub (aşama ve haysiyetten düşmüş) olduğu sebebi öne sürülerek, Selanik kolordusunun başına getirilmişti. Tüm Şimal Arnavutluk da Sırp-Karadağlılar tarafınca işgal edildi.
Selanikin düşmesinden 8 gün ilkin, artık Hakan-ı sabık diye anılan Sultan İkinci Abdülhamid Han, İstanbula getirilmişti. Sultan Abdülhamid Hanı Selanikten almaya, nazırlarından Vezir Damat Germiyanoğlu, Arif Hikmet ve Damat Çavdaroğlu Mehmed Şerif paşalar gitmişlerdi. Sultan Abdülhamid Han'ın, muhafızlarının yanında, ikisi de alim ve kıymetli eserler sahibi damatlarıyla hitabı meşhurdur. Gazete okuması yasak olduğundan, kulaktan almış olduğu bilgi haricinde, siyasal durumu etraflı bir halde bilmeyen Sabık Hakan, dört Balkan devletinin ittifakına ve bu ittifakın haber alınmamasına şaşkınlık etmiştir. Makedonyada kiliseler meselesinin İttihatçılar vasıtasıyla ortadan kaldırıldığını öğrenince, Balkanların ittifakını bununla izah etmiş, fakat ittifakın öğrenilmesi karşısında elçilerin, ataşelerin ne iş yaptıklarını sormuştur. Tanrı, bu hallere sebep olanları, Kahhar ismiyle kahretsin; devleti batırdılar! diyerek büyük bir teessürle gemiye binmiştir.
Selaniki yakalayan Yunanlılar, hemen sonra Ege adalarından Bozcaada, Limni, Somatraki ve Taşoz adalarını işgal ettiler.
22 Ekim 1912 tarihinden beri Şükrü Paşa kumandasında Edirneyi savunma eden Osmanlı birlikleri, İstanbul ile bağlantı kesik olduğundan tabanca, cephane noksanlığı ve açlık şeklinde sebeplerle teslim olmak zorunda kaldılar.
üst üste gelen mağlubiyetler üstüne Osmanlı Devleti, Bulgaristana müracaat ederek ateşkes istedi. Böylece 3 Aralık 1912de imza edilen ateşkes antlaşması (mütareke) ile silahlı çatışma durmuş oldu. Balkan devletleri ile Osmanlı Devleti içinde antlaşma, 30 Mayıs 1913te Londrada imzalanmıştır. Bu sulh antlaşması ile Osmanlı Devleti, Ege adalarının durumunun tayinini ve Arnavutlukun sınırlarının çizilmesi işini büyük devletlere bırakmakta, Giriti hukuken Yunanistana terk etmekte ve Midye-Enez hattının batısında kalan toprakları da Balkan devletlerine vermekte idi. Bu antlaşma ile kendisini kahramanca savunmasına karşın yiyecek sıkıntısından düşman eline geçen Edirne de Bulgaristan sınırları içinde kalıyordu. Böylece Bulgaristan, Kavala ve Dedeağaç arasındaki toprakları da alarak Ege Denizine ulaşıyordu.
2500 senelik Türk tarihinin büyük felaketlerinden kabul edilen Balkan Harbinde Türkler, Anadoludan sonrasında ikinci anayurt haline gelmiş olan Rumelini bıraktılar. Rumeli, 550 senedir Türk yurduydu. Birçok bölgede Türkler, ezici ekseriyet halindeydiler.
93 Harbi'nde görülen göç ve göçmen felaketinin daha şiddetlisi, Balkan Harbinde cereyan etti. Yüz binlerce Türk, tüm varlıklarını bırakarak, eriye eriye, İstanbula eriştiler ve Anadoluya dağıldılar. Balkanların, bilhassa Bulgarların yaptıkları zulüm, tüyler ürpertici idi. Onbinlerce sivil Türk, hanım, yaşlanmış, çocuk ve bebekler dahil olmak suretiyle, her türlü işkencelerle doğrandı.
İkinci Balkan Savaşı
Birinci Balkan Harbinde Osmanlı Devletinin ağır mağlubiyete uğrayıp Balkanlardan çekilmesi sonucunda, Balkanlarda siyasal bakımdan büyük bir boşluk ve dengesizlik meydana geldi. Ganimetin paylaşılmasında anlaşamayan Balkan devletleri, birbirine düştüler.
Sırbistan askeri, hareket dolayısıyla Sırp-Bulgar ittifakının çizdiği ve kendisine ayırdığı arazi parçasından daha büyük bir bölgeyi ele geçirmişti. Sırpların bu arazi bölgelerini geri vermemesi anlaşmazlığın düğüm noktasını teşkil ediyordu. Öteki taraftan Londra Konferansı'nda en büyük oranı Bulgaristanın alması, öteki müttefiklerin hoşnutsuzluğuna sebebiyet vermişti. Bulgarların Ege kıyısına ulaşmış olmasını, Yunanlılar, sert tepki ile karşılamışlardı. Bu husus, Yunanistan ile Sırbistanı birbirine yaklaştırmış ve aralarında ittifak anlaşması akdine sebep olmuştu. Sırbistan ile Yunanistanın birbirlerine yaklaştıklarını gören Bulgaristan, bu iki devlete tam hazırlıklarını yapmadan ilkin 29-30 Haziran 1913te hücum etti. Sadece Bulgar ordusu, Yunanlılar ve Sırplar tarafınca Makedonyadan çıkarıldı. Bu sırada Bulgaristandan hisse almak isteyen Romenler de muharebeye girdiler ve kısa zamanda Bulgar Dobrucasını ele geçirdiler. Bulgar orduları, birkaç cephede savaşmak zorunda kalmış olduğu için yenilmeye başladı.
Osmanlı Devleti de bu fırsatı kaçırmadı ve tüm özellikleri ile bir Türk şehri olan Edirneyi geri aldı.
Bu yenilgiler üstüne Bulgarlar, bir taraftan Romanya kralına başvurarak Balkan devletleriyle, bir taraftan da Babıaliye başvurarak Osmanlı Devletiyle sulh yapmak istediler.
İkinci Balkan Savaşı sonunda, Bulgaristanla öteki Balkan devletlerinin imzaladıkları 10 Ağustos 1913 tarihindeki Bükreş Antlaşması, Romanya ile Bulgaristanın yeni sınırını belirliyor, Tunanın güneyinde kalan mühim bir arazi parçasını, Cenup-Dobruca dahil, Romanyaya bırakıyordu.
Osmanlı Devleti ile Bulgaristan içinde 29 Eylül 1913 tarihinde, imzalanan İstanbul Antlaşması ile Bulgaristan; Kırklareli, Dimetoka ve Edirneyi, Osmanlı Devletine iade etti. Antlaşmada Bulgaristanda kalan Türklerin de durumu ele alınmakta, Türklerin iyelik haklarına saygı gösterime başlayacağı de belirtilmekteydi.
Osmanlı Devleti ile Yunanistan içinde imzalanan 14 Kasım 1913 tarihindeki, Atina Antlaşması ile, Girit, kati olarak Yunanistana bırakıldı. Ege adalarının nasıl biteceği da büyük devletlerce kararlaştırılacaktı. Büyük devletler sadece 1914 Şubatında Londrada bu adalardan İmroz, Bozcaada ve Meis bir yana, diğerlerinin Yunanistana ve İtalya işgalinde olanları da İtalyaya kalmasına karar verdiler. Sadece bu karar üstünde hemen hemen bir anlaşmaya varılamadan, Birinci Dünya Harbi çıktı. Sırbistanla antlaşma ise 13 Mart 1914te İstanbulda imza edildi. Sırbistanla Osmanlı Devletinin artık ortak sınırı olmadığından, bir tek Sırbistanda kalan Türklerin durumları düzenlenmiştir.
Böylece, Sultan İkinci Abdülhamid Hanın 1909da tahttan indirilmesinin üstünden hemen hemen dört yıl geçmeden, Osmanlı İmparatorluğu, Afrika ile ilgisini kesmiş, Balkanlarda ağır toprak yitirilmesine uğramış, Bulgaristandan geri almış olduğu Edirne ile Doğu Trakyada kalabilmiştir.
Balkan Savaşlarının Neticeleri
Balkan Savaşlarının Osmanlı Devleti ve Öteki Devletler Açısından Neticeleri Balkan Savaşlarının Osmanlı Devleti açısından oldukça mühim neticeleri olmuştur. Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı Devleti;
- Tüm Makedonya'yı, Batı Trakya'yı, İmroz (Gökceada) ve Bozcaada dışındaki Ege Adalarını yitirdi.
- Arnavutluk Osmanlı Devleti'nden ayrılarak bağımsızlığını duyuru etti.
- Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki varlığı Doğu Trakya ile sınırlandı.
- Osmanlı Devleti'nin, kendisinden ayrılan bu minik devletlerle bile başa çıkamayacak kadar kuvvetsiz olduğu ortaya çıktı.
- İttihat ve Terakki Cemiyeti, yönetimi tamamen ele geçirdi ve orduda ıslahata girişti.
- Almanya'dan subaylar getirerek Osmanlı ordusunun tekrardan yapılandırılmasına gidildi.
- Osmanlı Devleti ile Almanya içinde yakınlaşma başladı.
- Osmanlı Devleti Balkanlar'daki hâkimiyetini yitirdi.
- Balkanlar'daki Türkler azınlık durumuna düştü ve Balkan Türkleri problemi ortaya çıktı.
- Ege Denizi'ndeki Osmanlı üstünlüğü sonlandı ve Ege Adaları problemininin ortaya çıkmasına niçin oldu.
Balkan Savaşlarının Osmanlı Devleti ve Öteki Devletler Açısından Neticeleri Balkan Savaşlarının Osmanlı Devleti açısından oldukça mühim neticeleri olmuştur. Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı Devleti;
- Tüm Makedonya'yı, Batı Trakya'yı, İmroz (Gökceada) ve Bozcaada dışındaki Ege Adalarını yitirdi.
- Arnavutluk Osmanlı Devleti'nden ayrılarak bağımsızlığını duyuru etti.
- Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki varlığı Doğu Trakya ile sınırlandı.
- Osmanlı Devleti'nin, kendisinden ayrılan bu minik devletlerle bile başa çıkamayacak kadar kuvvetsiz olduğu ortaya çıktı.
- İttihat ve Terakki Cemiyeti, yönetimi tamamen ele geçirdi ve orduda ıslahata girişti.
- Almanya'dan subaylar getirerek Osmanlı ordusunun tekrardan yapılandırılmasına gidildi.
- Osmanlı Devleti ile Almanya içinde yakınlaşma başladı.
- Osmanlı Devleti Balkanlar'daki hâkimiyetini yitirdi.
- Balkanlar'daki Türkler azınlık durumuna düştü ve Balkan Türkleri problemi ortaya çıktı.
- Ege Denizi'ndeki Osmanlı üstünlüğü sonlandı ve Ege Adaları problemininin ortaya çıkmasına niçin oldu.
Sebep: Alıntı sual kaldırıldı!
Bu ileti 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
- Osmanlı Devleti'nin Balkanlardan atılmak istenmesi!
- Milliyetçilik akımının tesiri!
- Osmanlı Devleti'nin içinde bulunmuş olduğu fena koşullar!
- Avrupa devletleri ile Rusya'nın kışkırtıcı bir siyaset izlemesi!
- Batı Trakya, Makedonya, Arnavutluk ve Ege Adaları kaybedildi!
- İttihat ve Terakki Partisi yönetimi ele geçirdi!
- Londra Antlaşması ile Midye-Enez'in batı kısmı Balkan devletlerine verildi!
- Balkanlarda kaybedilen son toprak parçası Arnavutluk bağımsız oldu!
- Osmanlı ordusunun kuvvetsiz ve siyasal çekişme içinde olması!
- Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp'ta İtalya ile harp içinde olması!
- Harp öncesi İttihat ve Terakki Partisi ile İtilaf Fırkası arasındaki siyasal çekişme!
Malazgirt Savaşı'nın sebep ve neticeleri nedir?
Balkan Savaşı'nın sebepleri nedir?
2. Balkan Savaşı'nın sebep ve neticeleri nedir?
YORUMLAR