DEVİR, -vri Ar. devr TDK, Türk Dil Kurumu 1. Kendine özgü bir özellik taşıyan süre parçası: â€Bana sorarsanız devrimiz tembih d...
DEVİR, -vri Ar. devr
TDK, Türk Dil Kurumu
1. Kendine özgü bir özellik taşıyan süre parçası:
â€Bana sorarsanız devrimiz tembih devri olmaktan çıktı.†-B. Felek.
2. Dönme, dönüş:
Tekerin devri.
3. Aktarılma:
Malın otomobilden vagona devri.
4. Bir malın mülkiyetini ya da bir mal üstündeki hakkı bir başkasına geçirme.
5. Bir görevin bir kimseden bir başkasına geçmesi:
Devir teslim töreni.
6. Devamlı ve tertipli değişme, çevrim.
7. fiz. Bir hareket, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda meydana getirilen başka hareketlerden oluştuğunda hareketlerin her biri ya da bunların yapılması için geçen devamlı aralığı, periyot.
8. esk. Dolaşma:
Şehrin çevresinde iki devir yaptık.
TDK, Türk Dil Kurumu
â€Bana sorarsanız devrimiz tembih devri olmaktan çıktı.†-B. Felek.
2. Dönme, dönüş:
Tekerin devri.
3. Aktarılma:
Malın otomobilden vagona devri.
4. Bir malın mülkiyetini ya da bir mal üstündeki hakkı bir başkasına geçirme.
5. Bir görevin bir kimseden bir başkasına geçmesi:
Devir teslim töreni.
6. Devamlı ve tertipli değişme, çevrim.
7. fiz. Bir hareket, birbirinin aynı olan ve eşit zamanlarda meydana getirilen başka hareketlerden oluştuğunda hareketlerin her biri ya da bunların yapılması için geçen devamlı aralığı, periyot.
8. esk. Dolaşma:
Şehrin çevresinde iki devir yaptık.
DEVİR
Devir, Ezoterizm ve Sufilik'te kullanılan bir terimdir. Kimi sufilere bakılırsa madde aleminde ruhlar ilkin cansız madde, sonrasında nebat, sonrasında hayvan, sonrasında insan biçiminde doğarak, ‘insan-ı kamil' olma yolunda devamlı olarak gelişir, olgunlaşırlar. Anlamı ruhçuluktaki terimlerle reenkarnasyon yöntemiyle ruhsal tekamüldür. Ruhun maddeye gömülüş yayına kavs-i nüzul, insan-ı kamil olma yolundaki yükseliş yayına ise kavs-i uruc adı verilir.
Devir
- (Devr) (C: Edvâr) Nakil. Birisinin uhdesinden ötekinin uhdesine geçirmek.
- Bir şeyi sonuna kadar okuyup bitirmek. Geçmiş dersleri anımsama.
- Bir şeyin çevresinde dolaşmak. Dönme.
- Gezi. Bir memleketi dolaşmak.
- Bir şeyin kendi mihveri üstünde dönmesi.
- Aktarma, bir şeyin bir kaptan ya da bir yerden diğerine nakli.
- Bir şeyin diğerine teslimi.
- Bir bölük ya da ekip askerin teftiş ya da emniyeti muhafaza için dolaşması.
- Bazı ehl-i tarikatın dönerek ettikleri zikir, gökyüzü.
- Müzikte, her ölçüye verilen isim olup, umumiyetle büyük ölçüler ve peşrevler için kullanılır.
- Tas: Dünyaya gelme (Nüzul), geldiği yere dönme hali (Uruc).
- Dairevî bir hareket. Bir şeyin öteki bir şey çevresinde dönmesi. Dolaşmak.
- Müddet. Vakit. Çağ.
- Bir şeyi başkasına devretmek.
- Biri birisini icad etmek. (Bak: Hudus)
devir ingilizcesi
1. revolution, turn.
2. revolving, turning.
3. period, epoch, era, age.
4. tour, circuit.
5. cycle; period.
6. aktarma.
- açmak to begin a new era.
1. revolution, turn.
2. revolving, turning.
3. period, epoch, era, age.
4. tour, circuit.
5. cycle; period.
6. aktarma.
- açmak to begin a new era.
YORUMLAR