Feridüddin-i Attar’ın Mantıku’t-Tayr adlı kitabının konusu nedir, özellikleri nelerdir? Mantıku’t-Tayr kısaca özeti. MANTIKU’T-TAYR Mantı...
Feridüddin-i Attar’ın Mantıku’t-Tayr adlı kitabının konusu nedir, özellikleri nelerdir? Mantıku’t-Tayr kısaca özeti.
MANTIKU’T-TAYR
Mantıku’t-Tayr (Kuş Dili), İranlı şair Ferîdüddin-i Attâr‘ın (1193-1235) Farsça yazdığı alegorik bir eserdir. Gülşehrî, bu eseri esas alarak aynı adla Türkçe bir mesnevi yazmıştır.
Kırşehirli bir mutasavvıf olan Gülşehrî’nin 1317 yılında tamamladığı “Mantıku’t-Tayr”ını, Ferîdüddin-i Attâr’ın eserinin basit bir tercümesi olarak değerlendirmek yanlıştır. Bir Mevlevî olan Gülşehrî, bu eserdeki asıl temayı kendi üslubuna göre ele almış, asıl eser olan Farsça “Mantıku’t-Tayr”da olmayan bazı hikâye ve fıkralarla eserini zenginleştirmiş, ayrıca Attâr’ın Esrârnâme’si ile Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden de yararlanmış, hatta eserine “Kelîle ve Dimne” ile “Kâbûsnâme”den bazı parçalar almıştır.
Mantıku’t-Tayr, ilk bakışta son derece anlaşılmaz gibi görünen bir algılayış ve yaşayış biçimi olan tasavvuf? değerler sisteminin kavramlarını, kuşlar arasında geçen bir öykü etrafında somutlaştırarak anlatan, bu yönüyle de Batı edebiyatındaki fabllara benzeyen manzum bir eserdir.
Mantıku’t-Tayr’daki temel öykü şu şekilde özetlenebilir:
Hüthüt’ün “ak(ı)l”ı, Sîmurg un “Tanrı”yı sembolize ettiği öğretici bir metin olan “Mantıku’t-Tayr”da asıl verilmek istenen mesaj, “vahdet-i vücut” yani “varlığın birliği” anlayışıdır. Bu anlayışa göre kâinatta bir tek varlık (vücut) vardır, o da Allah (vücut-ı mutlak)’tır. Bizim bu dünyada gördüğümüz her şey, Allah’ın, bir ayna olan bu yokluk (dünya) âlemindeki yansımalarından ibarettir. Yani bu dünyada gördüğümüz ve “var” dediğimiz şeylerin hiçbiri aslında gerçek anlamda “var” değildir.
Allah, içinde yaşadığımız dünyada çeşitli şekillerde aralıksız olarak tecelli ettiği, bir anlamda göründüğü için canlı cansız bütün şeyler aslında “yok” oldukları, gerçek vücuda sahip olmadıkları halde “var” gibi görünürler. İnsanlar öldükleri zaman gerçek varlığa (Allah’a) kavuşarak Allah’ta yok (fânî) olurlar.
Tasavvufçuların amacı daha yaşıyorken dünyevi isteklerden sıyrılarak başka bir deyişle ölmeden önce ölerek Allah’a kavuşmak, onda yok olmaktır. İşte Mantıku’t-Tayr, bu düşünceyi açıklamak ve ispat etmek üzere kaleme alınmış öğretici bir metindir.
Gülşehri’nin “Feleknâme” isimli tasavvuf temalı Farsça bir mesnevisi ile “Arûz Risâlesi” isimli Farsça bir eseri daha vardır. Gülşehri’nin bu eserleri Farsça yazmış olmasını, dönemin zihniyeti ve edebi zevkiyle açıklamak doğru olur. Dönemin zihniyetine rağmen Gülşehrî’nin “Mantıku’t-Tayr”ı Türkçe yazması bile başlı başına önemli bir olaydır. Bu durum, şairin Türk diline verdiği önemi gösterir. Eserin dilinin o döneme göre gayet anlaşılır olması da şairin dil bilinciyle yakından ilgilidir.
YORUMLAR