YAZAR a. 1. Bilimsel, sanat içerikli vb. bir kitap yazmış olan kimse; müellif: Bu ders kitabının yazarı kim? Bir tıp yapıtının yazar...
YAZAR a.
1. Bilimsel, sanat içerikli vb. bir kitap yazmış olan kimse; müellif: Bu ders kitabının yazarı kim? Bir tıp yapıtının yazarı. Bu romanın yazan aslında bir pilot.
2. Yazınla uğraşan, yazınsal yapıtlar üreten kimse; muharrir: Eski yazarlar. meşhur bir yazar. Uygar yazarlar. Oyun yazarı. Başanlı bir yazar. Ümit veren genç bir yazar. (Bk, ansikl. böl.)
3. Mesleği, bilhassa gazete ve dergilerde herhangi bir mevzuda yazı yazmak olan kimse: Spor yazarı. Yazı yazarı.
4. Bir yazarın yapıtı ya da yapıtlarının tümü: On sekizinci yüzyıl yazarlarını iyi bilmek. Uygar yazarları okumak.
5. Yazar çizer, yazmayı iş ya da uğraş edinmiş kimse için kullanılır: Yazar çizer ekibi bu kahûsde toplanır.
—sıf. Teknol. KAYDEDİCİ'nin eşanlamlısı.
—ANSİKL Yazınsal yapıtlardan da anlaşıldığı benzer biçimde yazarı işi, söyleyeceklerini kalıplara uygun, kurallı ve uzmanlaşmış şekilde aktarmak olan ve işin güzel duyu yanını umursamayan ya da ikinci plana iten yazıcılardan, kâtiplerden ve sekreterlerden ayırmak gerekir Yazar söylemi ve ifade dillerini ilgili oldukları alanlann haricinde yakalar, bundan dolayı de dili ve dili kullanımıyla kati bir toplumsal sınıflandırmanın haricinde kalır. Fakat yazann bu dışta kalışı, toplumsal ortamda belli bir yerinin bulunmadığı anlamına gelmez. Fakat mimesise, taklide bağlı olan bu temsilcilik işlevinin yazara durağan(durgun) bir kimlik verebilmesi için yazarın kendi yaratıcılığını bir meslek olarak ele almaması gerekir. Yazarlık mesleği eesnel olarak kurulmuştur, fakat toplumsal kurumlara direkt katılma benzer biçimde bir işlevi yoktur: trajedi şairi ve politika adamı Sophokles; kendini sanatın koruyuculuğu ve Augustus'a övgüler yazmaya kaptırmış olan Vergilius; kralın vakanüisleri olan Boileau ve Racine böyledir. Fakat yazar birinin ya da bir kesimin sözcüsü olmayı bıraktığı an, konumunun yasadığında bir zorlanma başgösterir Bu durumda yazar hakkaten bir yaratıcı olur, şu demek oluyor ki söylediği şeyler ve anlattığı dünya içinde yetke sahibi tek şahıs olur. Fakat bu yetkesini yalnızca kendisinden almıştır. Uygar yazarın bu yalnızlığı toplumsal sınıfların belirlenmesinden, bu sınıfların sonucu olan söylem ve öğretim biçimlerinin hiyerarşisinden, bilhassa de cemiyet içindeki insanoğlunun kendinden öncekiler, çağdaşları ve kendinden sonrakilerle söyleşi kurabildiği ayrıcalıklı bir alan olan yazılı sözün statüsünden lanır. Kitabın ve yazann görevi artık, toplumun estetiğe ve imgeleme gücüne dayalı konumunu yoğunlaştırmak ve özetle vermektir, bu konum mesleğin ve yazının hususi durumuna bağlıdır. Jean-Paul Mütevazı, idiot de la famille' de yalnızca meslektaşlarının dar topluluğu içinde kendini tanımlamak zorunda kalan bir yazarın hikâyesini vermiştir. Uygar eleştiri, yazar'ı ve yazan'ı karşı karşıya getirerek, yazının anlayışını kurarak, yazarı, söylemini tüm öteki söylemlerin çevresinde kuran ve bu çevrelerin her birine yer veren, bu çevrelerin hiçbirinden olmayan biri olarak tanımlar.
Yazar va besteci kurumlan internasyonal kontadaraayonu (Confödöration Internationale des sociötös d'au- teurs et compositeurs) [C.I.S.A.C.j. 1926' da kurulan bu internasyonal örgütün bünyesinde bir çok ülkenin sanatçı ve bestecilerinin toplandığı örgütler (müzik, tiyatro oyunu, edebiyat, grafik sanatları, plastik sanatlar, fotoğraf) bir araya gelmiştir. Merkezi Paris'tedir ve başlıca görevi bu kuruluşlar içinde eşgüdüm sağlamaktır.
Gösterim: 25
Boyut: 19.1 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Gösterim: 23
Boyut: 6.8 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Gösterim: 21
Boyut: 22.3 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Gösterim: 20
Boyut: 12.5 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
1. Bilimsel, sanat içerikli vb. bir kitap yazmış olan kimse; müellif: Bu ders kitabının yazarı kim? Bir tıp yapıtının yazarı. Bu romanın yazan aslında bir pilot.
2. Yazınla uğraşan, yazınsal yapıtlar üreten kimse; muharrir: Eski yazarlar. meşhur bir yazar. Uygar yazarlar. Oyun yazarı. Başanlı bir yazar. Ümit veren genç bir yazar. (Bk, ansikl. böl.)
3. Mesleği, bilhassa gazete ve dergilerde herhangi bir mevzuda yazı yazmak olan kimse: Spor yazarı. Yazı yazarı.
4. Bir yazarın yapıtı ya da yapıtlarının tümü: On sekizinci yüzyıl yazarlarını iyi bilmek. Uygar yazarları okumak.
5. Yazar çizer, yazmayı iş ya da uğraş edinmiş kimse için kullanılır: Yazar çizer ekibi bu kahûsde toplanır.
—sıf. Teknol. KAYDEDİCİ'nin eşanlamlısı.
—ANSİKL Yazınsal yapıtlardan da anlaşıldığı benzer biçimde yazarı işi, söyleyeceklerini kalıplara uygun, kurallı ve uzmanlaşmış şekilde aktarmak olan ve işin güzel duyu yanını umursamayan ya da ikinci plana iten yazıcılardan, kâtiplerden ve sekreterlerden ayırmak gerekir Yazar söylemi ve ifade dillerini ilgili oldukları alanlann haricinde yakalar, bundan dolayı de dili ve dili kullanımıyla kati bir toplumsal sınıflandırmanın haricinde kalır. Fakat yazann bu dışta kalışı, toplumsal ortamda belli bir yerinin bulunmadığı anlamına gelmez. Fakat mimesise, taklide bağlı olan bu temsilcilik işlevinin yazara durağan(durgun) bir kimlik verebilmesi için yazarın kendi yaratıcılığını bir meslek olarak ele almaması gerekir. Yazarlık mesleği eesnel olarak kurulmuştur, fakat toplumsal kurumlara direkt katılma benzer biçimde bir işlevi yoktur: trajedi şairi ve politika adamı Sophokles; kendini sanatın koruyuculuğu ve Augustus'a övgüler yazmaya kaptırmış olan Vergilius; kralın vakanüisleri olan Boileau ve Racine böyledir. Fakat yazar birinin ya da bir kesimin sözcüsü olmayı bıraktığı an, konumunun yasadığında bir zorlanma başgösterir Bu durumda yazar hakkaten bir yaratıcı olur, şu demek oluyor ki söylediği şeyler ve anlattığı dünya içinde yetke sahibi tek şahıs olur. Fakat bu yetkesini yalnızca kendisinden almıştır. Uygar yazarın bu yalnızlığı toplumsal sınıfların belirlenmesinden, bu sınıfların sonucu olan söylem ve öğretim biçimlerinin hiyerarşisinden, bilhassa de cemiyet içindeki insanoğlunun kendinden öncekiler, çağdaşları ve kendinden sonrakilerle söyleşi kurabildiği ayrıcalıklı bir alan olan yazılı sözün statüsünden lanır. Kitabın ve yazann görevi artık, toplumun estetiğe ve imgeleme gücüne dayalı konumunu yoğunlaştırmak ve özetle vermektir, bu konum mesleğin ve yazının hususi durumuna bağlıdır. Jean-Paul Mütevazı, idiot de la famille' de yalnızca meslektaşlarının dar topluluğu içinde kendini tanımlamak zorunda kalan bir yazarın hikâyesini vermiştir. Uygar eleştiri, yazar'ı ve yazan'ı karşı karşıya getirerek, yazının anlayışını kurarak, yazarı, söylemini tüm öteki söylemlerin çevresinde kuran ve bu çevrelerin her birine yer veren, bu çevrelerin hiçbirinden olmayan biri olarak tanımlar.
Yazar va besteci kurumlan internasyonal kontadaraayonu (Confödöration Internationale des sociötös d'au- teurs et compositeurs) [C.I.S.A.C.j. 1926' da kurulan bu internasyonal örgütün bünyesinde bir çok ülkenin sanatçı ve bestecilerinin toplandığı örgütler (müzik, tiyatro oyunu, edebiyat, grafik sanatları, plastik sanatlar, fotoğraf) bir araya gelmiştir. Merkezi Paris'tedir ve başlıca görevi bu kuruluşlar içinde eşgüdüm sağlamaktır.
Gösterim: 25Boyut: 19.1 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Gösterim: 23Boyut: 6.8 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Gösterim: 21Boyut: 22.3 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Gösterim: 20Boyut: 12.5 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Kaynak: Büyük Larousse
Mehmet Güler (Yazar)
Gönül Yazar
Ali Arslan (Yazar)
YAZARLIK a. Yazarın işi ya da mesleği; muharrirlik: Yazarlık yaşamına gazetede başladı.
Kaynak: Büyük Larousse
Yazar
Yazar terimi, aslında yazılı bir iş üreten hepimiz için kullanılabilmekle beraber, genel anlamda yaratıcılığını kullanarak ustalaşmış bir halde yaratı üreten ya da değişik formatlarda çok sayıda eseri olan kişiler için kullanılır.
Yetkin yazarlardan, anlattıkları düşünceleri ya da betimlemeleri tutarlı bir sanat görüşü içinde yazmaları ve kullandıkları dili doğru ve güzel bir şekilde kullanmaları beklenir.
Bir yazar, değişik formatlarda yazılar yazabilir; şiir, roman, kısa hikâye, güfte, senaryo benzer biçimde. Yazdıkları yazım türlerine nazaran değişik sıfatlar da alabilir; Ozan, güftekâr, hikâyeci, senarist, makaleci, köşe yazarı benzer biçimde.
Yazarın eserleri, mensup olduğu toplumun kültürüne katkıda bulunur ve toplumda bir sanatçı olarak kabul edilir.
Yazar terimi, aslında yazılı bir iş üreten hepimiz için kullanılabilmekle beraber, genel anlamda yaratıcılığını kullanarak ustalaşmış bir halde yaratı üreten ya da değişik formatlarda çok sayıda eseri olan kişiler için kullanılır.
Yetkin yazarlardan, anlattıkları düşünceleri ya da betimlemeleri tutarlı bir sanat görüşü içinde yazmaları ve kullandıkları dili doğru ve güzel bir şekilde kullanmaları beklenir.
Bir yazar, değişik formatlarda yazılar yazabilir; şiir, roman, kısa hikâye, güfte, senaryo benzer biçimde. Yazdıkları yazım türlerine nazaran değişik sıfatlar da alabilir; Ozan, güftekâr, hikâyeci, senarist, makaleci, köşe yazarı benzer biçimde.
Yazarın eserleri, mensup olduğu toplumun kültürüne katkıda bulunur ve toplumda bir sanatçı olarak kabul edilir.
yazar
isim
1 . Bilim, edebiyat, sanat alanında kitap yazan kimse, müellif.
2 . Bilhassa gazete ve dergilerde herhangi bir mevzuda yazı yazan kimse, muharrir.
Birleşik Sözler
yazarçizer
yazar hakkı
yazar kasa
isim
1 . Bilim, edebiyat, sanat alanında kitap yazan kimse, müellif.
2 . Bilhassa gazete ve dergilerde herhangi bir mevzuda yazı yazan kimse, muharrir.
Birleşik Sözler
yazarçizer
yazar hakkı
yazar kasa
yazar ingilizcesi
- writer; author
yazarlık
isim
yazarlık etmek
Birleşik Sözler
köşe yazarlığı
oyun yazarlığı
isim
- Yazar olma durumu ya da yazarın mesleği.
yazarlık etmek
Birleşik Sözler
köşe yazarlığı
oyun yazarlığı
Mehmet Güler (Yazar)
Gönül Yazar
Ali Arslan (Yazar)
YORUMLAR