Abdülkadir-i Geylânî hazretleri [kuddise sır- ruhû], bir gün mihrapta oturmuş zikir ve mu- rakabe ile meşgulken gâibden bir ses ...
Abdülkadir-i Geylânî hazretleri [kuddise sır-
ruhû], bir gün mihrapta oturmuş zikir ve mu-
rakabe ile meşgulken gâibden bir ses geli-
yor: “Ey Abdülkadir kulum! Ben senden bü-
tün amel yükümlülüklerini kaldırdım.”
Abdülkadir-i Geylânî hazretleri [kuddise sırruhû]
bu sözü duyar duymaz sesin geldiği yöne
elindeki tesbihi kurşun gibi fırlatarak, “Defol
lânetli şeytan!” diye haykırıyor.
Foyasi ortaya çıkan şeytan, “Ben bu şekilde nice âbidleri,nice zâhidleri yoldan çıkardım. Ama sen biran olsun tereddüt edip tuzağa düşmedin.
Nasıl anladın beni?” diye soruyor.
Geylânî hazretleri [kuddise sırruhû], he-
pimizin ibret alması gereken şu sözlerle ce-
vap veriyor şeytana: “İki şeyle tanıdım seni.
Birincisi akaid ilmi. Bu ilimle biliyorum ki
Allah bir yönden hitap etmez. O her yerdedir.
Oysa senin sesin bir yönden geldi. İkincisi
fıkıh ilmidir. Buna göre de peygamberler da-
hil hiç kimseden amel mecburiyeti kaldırıl-
mamıştır.”
YORUMLAR