çökkün ödat 1 . Çökmüş olan: "Kumral saçlarının çevrelediği çökkün yüzünü eğerek elindeki iğne oyalı kar beyaz mendile uzun ...
çökkün
ödat
1 . Çökmüş olan:
"Kumral saçlarının çevrelediği çökkün yüzünü eğerek elindeki iğne oyalı kar beyaz mendile uzun uzun sümkürdü."- E. Şafak.
2 . zarf, mecaz Vücut, akıl ve ruhça gücü azalmış olan:
"Hakkaten de çökkün, mutsuz ve zavallı bulmuştu onu."- T. Buğra.
ödat
1 . Çökmüş olan:
"Kumral saçlarının çevrelediği çökkün yüzünü eğerek elindeki iğne oyalı kar beyaz mendile uzun uzun sümkürdü."- E. Şafak.
2 . zarf, mecaz Vücut, akıl ve ruhça gücü azalmış olan:
"Hakkaten de çökkün, mutsuz ve zavallı bulmuştu onu."- T. Buğra.
YORUMLAR