AFFEKT [afekt] a. (alm. Affekt). Psika- nal. Büyük L. *1. Dürtüsel enerji boşalımı süreci; dürtünün iki temel belirim biçiminden b...
AFFEKT [afekt] a. (alm. Affekt). Psika- nal.
Büyük L.
*1. Dürtüsel enerji boşalımı süreci; dürtünün iki temel belirim biçiminden biri (öteki, tasarımdır). [Bk. ansikl. böl ]
*2. Affekt niteliği, Freud'a göre gerçek affek- tin nicel dayanağını oluşturan ve ruhsal aygıtı etkileyen uyarılmaların toplamı. (Yoğunluğu değişebilen bu uyarılmalar, çağrışımsal ilintiler içine, girer ve bir ya da birçok tasarıma bağlanır.)
* ANSİKL. Freud, daha 1895'te ve Stu- dien über Hysteri'de, histeri belirtilerinin ortadan kalkması için hastanın, affekti sözel olarak dile getirmesi gerektiğini belirtmişti. Kısa bir süre sonra da, affektin, hatırlama sürecinden kopuk olabileceğini ve tasarımdan farklı bir yol izleyebileceğini gördü. Freud bu yolu, 1915'teki psikanaliz araştırmalarında ortaya koydu. Freud'a göre, tasarımı bastırılmış olduğu için affekt, bir başka tasarıma bağlanmak zorunda kalır ve bilinç tarafından, bu tasarımın belirımı olarak görülür. Affekt, dürtüsel " gerçekliğin tasarımıyla birlikte, bastırım sırasında bu ikisinin ayrılışına tanıklık eden şeydir Freud, bilinçdışı affekt- le bilinçdışı tasarımı birbirinden titizlikle ayırır. Sonuncusu “bastırıma uğrayınca, gerçek bir oluşum olarak bilinçdışı sistem içinde kalır, oysa bilinçdışında, bilinçdışı affekte, kendini geliştirememiş olan bir taslak tekabül eder ancak". Bilinçli sisteme ulaşabilmek için affektler bir boğuntuya dönüşürler. Öte yandan, dürtüsel etkinin belirimi, bilinçli sistemin ikame bir tasarım vermesine bağlı olabilir ve "o zaman, bu ikameye dayanarak affektin gelişmesi elanaklı olabilir ve affektin nitel özelliğini de bu ikame belirler". Böylece, dürtüsel etkinin nicel etkenini betimledikten sonra Freud, "bilinçli sistemde bir başka kılıkta tasarım olarak ortaya çıkmasını sağlayan delip-geçme başarılı olmadıkça", affektin genel olarak ortaya çıkmasını engelleyen sürecin önemini saptayabilmiştir. Bilince varabilmeleri için bilinçdışı tasarımların, bilinçönü sistemi içinde birçok ara evrelerden geçmeleri gerekir; çünkü “tasarımlar, hatırlamalar üzerinde temellenen yatırımlardır, oysa af- fektler ve duygular, son belirimleri duyumlar olarak algılanan boşalım süreçlerine tekabül ederlerâ€. Bu sonuncular, bilinçönüyle bilinç arasında bir ayırt etme yapmaya elvermeyecek biçimde doğrudan doğruya yayılırlar.
Büyük L.
*1. Dürtüsel enerji boşalımı süreci; dürtünün iki temel belirim biçiminden biri (öteki, tasarımdır). [Bk. ansikl. böl ]
*2. Affekt niteliği, Freud'a göre gerçek affek- tin nicel dayanağını oluşturan ve ruhsal aygıtı etkileyen uyarılmaların toplamı. (Yoğunluğu değişebilen bu uyarılmalar, çağrışımsal ilintiler içine, girer ve bir ya da birçok tasarıma bağlanır.)
* ANSİKL. Freud, daha 1895'te ve Stu- dien über Hysteri'de, histeri belirtilerinin ortadan kalkması için hastanın, affekti sözel olarak dile getirmesi gerektiğini belirtmişti. Kısa bir süre sonra da, affektin, hatırlama sürecinden kopuk olabileceğini ve tasarımdan farklı bir yol izleyebileceğini gördü. Freud bu yolu, 1915'teki psikanaliz araştırmalarında ortaya koydu. Freud'a göre, tasarımı bastırılmış olduğu için affekt, bir başka tasarıma bağlanmak zorunda kalır ve bilinç tarafından, bu tasarımın belirımı olarak görülür. Affekt, dürtüsel " gerçekliğin tasarımıyla birlikte, bastırım sırasında bu ikisinin ayrılışına tanıklık eden şeydir Freud, bilinçdışı affekt- le bilinçdışı tasarımı birbirinden titizlikle ayırır. Sonuncusu “bastırıma uğrayınca, gerçek bir oluşum olarak bilinçdışı sistem içinde kalır, oysa bilinçdışında, bilinçdışı affekte, kendini geliştirememiş olan bir taslak tekabül eder ancak". Bilinçli sisteme ulaşabilmek için affektler bir boğuntuya dönüşürler. Öte yandan, dürtüsel etkinin belirimi, bilinçli sistemin ikame bir tasarım vermesine bağlı olabilir ve "o zaman, bu ikameye dayanarak affektin gelişmesi elanaklı olabilir ve affektin nitel özelliğini de bu ikame belirler". Böylece, dürtüsel etkinin nicel etkenini betimledikten sonra Freud, "bilinçli sistemde bir başka kılıkta tasarım olarak ortaya çıkmasını sağlayan delip-geçme başarılı olmadıkça", affektin genel olarak ortaya çıkmasını engelleyen sürecin önemini saptayabilmiştir. Bilince varabilmeleri için bilinçdışı tasarımların, bilinçönü sistemi içinde birçok ara evrelerden geçmeleri gerekir; çünkü “tasarımlar, hatırlamalar üzerinde temellenen yatırımlardır, oysa af- fektler ve duygular, son belirimleri duyumlar olarak algılanan boşalım süreçlerine tekabül ederlerâ€. Bu sonuncular, bilinçönüyle bilinç arasında bir ayırt etme yapmaya elvermeyecek biçimde doğrudan doğruya yayılırlar.
YORUMLAR