Büyük L. AGAH ya da AGEH sıf. (fars. agah, ageh). Esk. 1. Bir şeyden haberi olan; bir şeye vâkıf:' 'Kimi derviş olur başlan...
Büyük L.
AGAH ya da AGEH sıf. (fars. agah, ageh). Esk. 1. Bir şeyden haberi olan; bir şeye vâkıf:' 'Kimi derviş olur başlangıcında külah/ Tarikat sırrına değildir âgâh'' (Geda- yi, XIX. yy ). *2. Uyanık. *3. Ûngörü- lü. *4. Agâh etmek, uyandırmak, aklını başına getirmek:' 'Eder her şahsı Hak ruhundan ilhâmat ile âgâh' ' (Leskofçalı Galip, XIX. yy.).
AGAH ya da AGEH sıf. (fars. agah, ageh). Esk. 1. Bir şeyden haberi olan; bir şeye vâkıf:' 'Kimi derviş olur başlangıcında külah/ Tarikat sırrına değildir âgâh'' (Geda- yi, XIX. yy ). *2. Uyanık. *3. Ûngörü- lü. *4. Agâh etmek, uyandırmak, aklını başına getirmek:' 'Eder her şahsı Hak ruhundan ilhâmat ile âgâh' ' (Leskofçalı Galip, XIX. yy.).
agâh
ödat, eskimiş (a:gâh) Farsça Â¥gÂ¥h
1 . Bilir, bilgili.
2 . Haberli.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
agâh olmak
Sebep: Moderaör Eklemesi
YORUMLAR