ALLAK BULLAK, Ruhsal, zihinsel karışıklığı yansıtan yüz ifadesi, düzeni, uyumu bozulmuş yer, şey için kullanılır: Sınavdan allak bu...
ALLAK BULLAK, Ruhsal, zihinsel karışıklığı yansıtan yüz ifadesi, düzeni, uyumu bozulmuş yer, şey için kullanılır: Sınavdan allak bullak bir yüzle çıktı, Ortalık allak bullaktı.
- Bir yeri, bir ortamı allak bullak etmek, oradaki eşyaları altüst etmek ya da var olan uyumu, düzeni yok etmek, karıştırmak: Polis, arama sırasında bütün evi allak bullak etti, Bir geldi, ortalığı allak bullak etti gitti.
- Bir şeyi (eylemi, durumu, zamanı, vb.) allak bullak etmek, onda düzensizliğe, karışıklığa yol açmak, altüst etmek, karmakarışık etmek: Freni patlayan kamyon trafiği allak bullak etti, Yaşamımı allak bullak eden bir olay, Bu yeni düzenleme yaz programımı allak bullak edecek.
- Bir kimseyi, zihnini, kafasını allak bullak etmek, onu sarsmak, ruhsal dengesini, düşüncelerinin akışını bozmak, düşüncelerine bulanıklık, karışıklık getirmek, karmakarışık etmek, altüst etmek: Ölüm haberi beni allak bullak etti, Kafamı allak bullak eden bir kitap.
- Midesini, içini allak bullak etmek, midesini bulandırmak, allak bullak olmak, karmakarışık duruma gelmek, altüst olmak, midesi bozulmak: Her taraf allak bullak oldu, Program değişirse çalışma saatlerim de allak bullak olur, Ölüm haberini duyunca allak bulak oldu, Otobüste, sarsıntıdan midem allak bullak oldu.
- Allak bullak olarak: Toplantıdan allak bullak çıktım.
Kaynak: Büyük Larousse
Allak Nedir?
YORUMLAR