Mustafa Kemal Atatürk ve örgütlenme, Mustafa Kemal Atatürk için siyasal örgütlenmenin önemi, anlamı nedir? Mustafa Kemal Atatürk...
Mustafa Kemal Atatürk ve örgütlenme, Mustafa Kemal Atatürk için siyasal örgütlenmenin önemi, anlamı nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'e bakılırsa ulusal bağımsızlık mücadelesi, tüm dünyaya açık bir halde ve halkın etkin desteğiyle yürütülmeliydi. Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk halktan kopuk gizli saklı örgütler içinde çalışmamış ve işgalci güçlere karşı düzensiz çete savaşlarına ve savaşçılarına güvenmemiştir.
Tamamen bir teşkilat adamı olan Mustafa Kemal Atatürk tüm misyonu süresince meşrutiyet ilkesi ve hukuka bağlı kaldı. Savaşım için çok geniş ve etkin bir örgütlenmeye girişti. Devrin diğeri devlet kurucuları kendilerini destekleyen çok azca örgüte haiz oldukları için, kurmuş oldukları devletler, bağımsızlık sonrası karışıklıklar içine girmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ise İzmir'in işgalinden sonrasında derhal Samsun'a geçerek dağınık direniş hareketlerini, yurtsever ordu komutanlarını tek komuta altında birleştirdi.
Mustafa Kemal Atatürk'e bakılırsa uzun sürede yıkılmayacak sağlam ve gerçek cephe, halkın birliğinin oluşturduğu iç cepheydi. Bu yüzden ilkin Ankara'nın denetimini kabul etmeyen direnme hareketlerini aştı. Kuvvetli bir örgütlenme ile ülkenin iç bütünlüğünü sağlamış oldu.Mustafa Kemal Atatürk tüm mücadelesi süresince hukuka bağlılığını bırakmadı. Osmanlı hükümeti resmen çalışamaz hale gelinceye kadar T.B.M.M.'deki çalışmalarında Osmanlı Hükümetini tamamen reddetmedi.
Mustafa Kemal Atatürk'ün mücadelesinin aslı, ulusal ve savunulabilir sınırlar içinde çağdaş bir Türk devletinin kurulmasıydı. Kurtuluş savaşı sonrası mutlak gereklilik dışındaki mevzularda taviz vermekten çekinmemişti. Askeri harekâtı olabilecek en erken zamanda bitirip daha mühim olan kurulacak devleti örgütleme ve reformlarla uygar uygarlık düzeyine yükseltme çalışmalarına başladı.
Mustafa Kemal Atatürk üstün bir komutan olmasıyla birlikte iyi bir diplomattı.Dış politikada duygusal ve serüvenci değildi. ülkenin çıkarlarına en uygun düşen politikayı izlemişti. ülkenin dış sorunlarını barışsal yöntemlerle çözmeyi amaçlamıştı. Ona bakılırsa cenk kaçınılmaz ve yaşamsal olmalıydı. Milletin yaşamı söz mevzusu olmadıkça cenk suçtu. Bu siyasetini Yurtta sulh, Dünyada sulh sözüyle belirtmişti. İsmet İnönü'nün de söylediği benzer biçimde askeri harekâtla kazanabileceklerinden daha çok bölge, insan ve madde kaybı olmaksızın dış ilişkiler kanalıyla kazanılmıştı.
Mustafa Kemal Atatürk uygar uygarlığa bağlıydı. O'na bakılırsa Osmanlı'nın yıkılmasında temel nedenlerden biri de Avrupa ile bağlarının kesilmesi idi. Bu yanlışın yine yapılmamasını söylemişti. O'nun kati inancına bakılırsa, uluslar bağımsızlıkları için mücadelede başarıya ulaşmış bile olsalar, gelişme ve modernleşme yolunu gericiliğin ve karanlığın engellerinden temizleyemedikleri takdirde, uygar fikir ve dünya ile uyumlu bir halde yaşayamazlar ve eninde sonunda daha gelişmiş devletlerin kuklası olurlardı.
Sebep: İç başlık düzeni!
Mustafa Kemal Atatürk'ün spora verdiği ehemmiyet nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün matematiğe verdiği ehemmiyet nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk evveliyatına verdiği ehemmiyet nedir?
Bu ileti 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
Tamamen bir teşkilat adamı olan Mustafa Kemal Atatürk tüm misyonu süresince meşrutiyet ilkesi ve hukuka bağlı kaldı. Savaşım için çok geniş ve etkin bir örgütlenmeye girişti. Devrin diğeri devlet kurucuları kendilerini destekleyen çok azca örgüte haiz oldukları için, kurmuş oldukları devletler, bağımsızlık sonrası karışıklıklar içine girmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ise İzmir'in işgalinden sonrasında derhal Samsun'a geçerek dağınık direniş hareketlerini, yurtsever ordu komutanlarını tek komuta altında birleştirdi.
Mustafa Kemal Atatürk'e bakılırsa uzun sürede yıkılmayacak sağlam ve gerçek cephe, halkın birliğinin oluşturduğu iç cepheydi. Bu yüzden ilkin Ankara'nın denetimini kabul etmeyen direnme hareketlerini aştı. Kuvvetli bir örgütlenme ile ülkenin iç bütünlüğünü sağlamış oldu.Mustafa Kemal Atatürk tüm mücadelesi süresince hukuka bağlılığını bırakmadı. Osmanlı hükümeti resmen çalışamaz hale gelinceye kadar T.B.M.M.'deki çalışmalarında Osmanlı Hükümetini tamamen reddetmedi.
Mustafa Kemal Atatürk'ün mücadelesinin aslı, ulusal ve savunulabilir sınırlar içinde çağdaş bir Türk devletinin kurulmasıydı. Kurtuluş savaşı sonrası mutlak gereklilik dışındaki mevzularda taviz vermekten çekinmemişti. Askeri harekâtı olabilecek en erken zamanda bitirip daha mühim olan kurulacak devleti örgütleme ve reformlarla uygar uygarlık düzeyine yükseltme çalışmalarına başladı.
Mustafa Kemal Atatürk üstün bir komutan olmasıyla birlikte iyi bir diplomattı.Dış politikada duygusal ve serüvenci değildi. ülkenin çıkarlarına en uygun düşen politikayı izlemişti. ülkenin dış sorunlarını barışsal yöntemlerle çözmeyi amaçlamıştı. Ona bakılırsa cenk kaçınılmaz ve yaşamsal olmalıydı. Milletin yaşamı söz mevzusu olmadıkça cenk suçtu. Bu siyasetini Yurtta sulh, Dünyada sulh sözüyle belirtmişti. İsmet İnönü'nün de söylediği benzer biçimde askeri harekâtla kazanabileceklerinden daha çok bölge, insan ve madde kaybı olmaksızın dış ilişkiler kanalıyla kazanılmıştı.
Mustafa Kemal Atatürk uygar uygarlığa bağlıydı. O'na bakılırsa Osmanlı'nın yıkılmasında temel nedenlerden biri de Avrupa ile bağlarının kesilmesi idi. Bu yanlışın yine yapılmamasını söylemişti. O'nun kati inancına bakılırsa, uluslar bağımsızlıkları için mücadelede başarıya ulaşmış bile olsalar, gelişme ve modernleşme yolunu gericiliğin ve karanlığın engellerinden temizleyemedikleri takdirde, uygar fikir ve dünya ile uyumlu bir halde yaşayamazlar ve eninde sonunda daha gelişmiş devletlerin kuklası olurlardı.
Sebep: Bildiri düzeni!
YORUMLAR