Mustafa kemal atatürk'ün "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir" sözü neyi anlatır? “Tarih yazmak, tarih yapm...
Mustafa kemal atatürk'ün "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir" sözü neyi anlatır?
“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir nitelik alır.†(1931)
Tarih yazılırken, belgelenilirken gerçeklere ne olursa olsun sadık kalınmalıdır. Ters taktirde tarih yazmanın bir anlamı kalmaz ve okuyanı doğrulara yönlendirme, geçmişten ders alıp o hatalara düşmeme ya da o başarıların sırrını anlama amacına hizmet edemez.
Tarih gerçek vakalarla oluşur, ve zamanı yazanlar gelecek kuşaklara ulaşacak bu kıymetli eserleri yaratanlar da zamanı vakalara tarih,şahıs, vaka vb özelliklerini birebir, doğru ve gerçeğine sadık olarak yazmak zorundadırlar. Yoksa elbet gerçek bigün meydana çıkar ve hatta tarih kendisini yine eder.
''efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve gerileme sebeplerini ararken pek çok siyasal, askeri, toplumsal sebepler bulmakta ve saymaktır''
Tarihte bir çok devlet kurulmuş, gelişme, yükselme, duraklama, yükselme ve gerileme şeklinde dönemlerden geçmiştir. ülkelerin geçmişini incelerken bu devirleri, sebeplerini, neticelerini araştırmak, milletlerin askeri, siyasal ve toplumsal alandaki sebepleri doğru değerlendirip geleceğe ışık tutmalarını sağlamış olduğu için önemlidir.
''Tarih, hayal mashulü olması imkansız. Tarih yazarken gerçek vakaları bulmaya çalışmalıyız.''
Tarih, hem kronolojik olarak, hem de gerçek süre, yer ve kişilere dayalı olarak, yazılı ve sözlü belgelerle elde edilmiş bir daldır. Gerçekler yerine hayallerle yazılan tarihteki eksikler ve hatalar gerçeklerin yerini alamaz ve ne olursa olsun hayal mahsulu olduğu meydana çıkar. Geçmişi gerçeklerle yazmalıyız.
''Türk miletinin zamanı ,şimdiye kadar zannedildiği şeklinde yalnız Osmanlı tarihinden ibaret değildir. Türk'ün tarihiçok daha eskidir. Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlerede haiz olmuştur. Bu durumu aramak ,tetkit etmek Türklüğe ve cihana bildirmek biz için bir borçtur. Türk evladı ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulaccaktır.''
Türklerin zamanı Osmanlılardan çok önceye, Orta Asya'ya dayanır. Orta Asya'dan göç eden Atalarımız tüm bütün ülkelerce Türkleri temsil etmektedirler. Bu mevzuda araştırmalar vardır ve bu tarz şeyleri bulup, inceleyip, Türk tarihini küçüklere anlatmalıyız ki evveliyatına, geçmişine itimat duysun, gurur duysun ve haiz çıksın.
"Dağ ne kadar sarp olsa da yol üstünden aşar" sözü neyi anlatır?
''Felsefe merak ve hayretten doğmuştur'' sözü neyi anlatır?
"Tarih milletlerin yükselme ve gerileme sebeplerini ararken..." sözü ne anlatır?
Bu bildiri 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
Tarih yazılırken, belgelenilirken gerçeklere ne olursa olsun sadık kalınmalıdır. Ters taktirde tarih yazmanın bir anlamı kalmaz ve okuyanı doğrulara yönlendirme, geçmişten ders alıp o hatalara düşmeme ya da o başarıların sırrını anlama amacına hizmet edemez.
Tarih gerçek vakalarla oluşur, ve zamanı yazanlar gelecek kuşaklara ulaşacak bu kıymetli eserleri yaratanlar da zamanı vakalara tarih,şahıs, vaka vb özelliklerini birebir, doğru ve gerçeğine sadık olarak yazmak zorundadırlar. Yoksa elbet gerçek bigün meydana çıkar ve hatta tarih kendisini yine eder.
''efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve gerileme sebeplerini ararken pek çok siyasal, askeri, toplumsal sebepler bulmakta ve saymaktır''
Tarihte bir çok devlet kurulmuş, gelişme, yükselme, duraklama, yükselme ve gerileme şeklinde dönemlerden geçmiştir. ülkelerin geçmişini incelerken bu devirleri, sebeplerini, neticelerini araştırmak, milletlerin askeri, siyasal ve toplumsal alandaki sebepleri doğru değerlendirip geleceğe ışık tutmalarını sağlamış olduğu için önemlidir.
''Tarih, hayal mashulü olması imkansız. Tarih yazarken gerçek vakaları bulmaya çalışmalıyız.''
Tarih, hem kronolojik olarak, hem de gerçek süre, yer ve kişilere dayalı olarak, yazılı ve sözlü belgelerle elde edilmiş bir daldır. Gerçekler yerine hayallerle yazılan tarihteki eksikler ve hatalar gerçeklerin yerini alamaz ve ne olursa olsun hayal mahsulu olduğu meydana çıkar. Geçmişi gerçeklerle yazmalıyız.
''Türk miletinin zamanı ,şimdiye kadar zannedildiği şeklinde yalnız Osmanlı tarihinden ibaret değildir. Türk'ün tarihiçok daha eskidir. Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlerede haiz olmuştur. Bu durumu aramak ,tetkit etmek Türklüğe ve cihana bildirmek biz için bir borçtur. Türk evladı ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulaccaktır.''
Türklerin zamanı Osmanlılardan çok önceye, Orta Asya'ya dayanır. Orta Asya'dan göç eden Atalarımız tüm bütün ülkelerce Türkleri temsil etmektedirler. Bu mevzuda araştırmalar vardır ve bu tarz şeyleri bulup, inceleyip, Türk tarihini küçüklere anlatmalıyız ki evveliyatına, geçmişine itimat duysun, gurur duysun ve haiz çıksın.
tarih, tarih süresince yaşanmiış milletlerin yükselme we gerilme sebeplerini krolojik sırayla aktarır bunun sebebi tarih ilimiylede ilişkili olarak gelecek nesillere , milletler ders vermek , destek olmaktır.
tarihini iyi bilen uluslar aynı hatalarını tekrar yapmaz ve başarılarınıda daha artırır. fakat, bu açıklamaları yapabilmek için ne olursa olsun siyasal askari ve toplumsal alanlarında ayrı ayrı ve beraber değerlendirmeler incelemeleryapılmalıdır ki anlatılanlar gerçeklerle bağlantılı olsun amacına ulaşsın.
tarih yazmak,tarih yapmak kadar mühimdir.yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir nitelik kalır. efendiler ,tarih,milletlerin yükselme ve gerileme sebeblerini ararken pek çok siyasal askeri toplumsal sebebler bulmakta ve saymaktadır. tarih hayal mahsülü olması imkansız. tarih yazarken gerçek vakaları bulmaya çalışmalıyız
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanı şaşırtacak bir kalite alır.
Felaketler insanları, parlak zeka milletleri daima istekli ve yeni hamlelere sev üzüntü.
Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir süre inkar etmez. İnsan tarihin mânasını fakat olgun bir yaşa eriştikten sonrasında anlıyor. Ve tarih fakat bu yaştan sonrasında yazılabilir. Çok istek ederdim ki bir kaç arkadaşla birlikte hayatımızdan geri kalan zamanı tarih yazmakla geçirelim! (Yusuf Ziya Özer, Millet Gaz. 10.XI. 1939)
Zamanı icra eden akıl, mantık, muhakeme değildir, olurya bunlardan biride ziyade duygulardır. 1923 (Mustafa kemal atatürk'ün S.D. II, S. 116)
Tarih ne güzel aynadır. İnsanlar, bilhassa ahlâkta gelişmemiş kavimler, en büyük mukaddes kavramlar karşısında dahi pinti duygulara tâbi olmaktan nefislerini men edemiyor. Tarihin sinesine geçen büyük hâdiselerde, bu hâdiseler içinde âmil ve fâil olanların hal, hareket ve muameleleri onların ahlâk seviyelerini ne açık gösterir. 1915 (Mustafa Kemal, Anafartalar M.A.T. Yay: Uluğ İğdemir, S. 27)
Tarihte şanlar, şöhretler kazanmış bir çok insanoğlu millî noktadan fazilete haiz değildir. Meselâ hakikaten askerî kudret sahibi olan, Moskova'ya kadar giden, yangınlar harabeler üstünden Fransız ordusunu sürükleyip eriten Napolyon'u düşünürüz. Onun hareketleri Fransız milletinin hakiki ve millî menfaatlerine değildir, kendi cihangirane emellerini doyum içindi. Bu durumu doyum için Fransa'nın milyonlarca seçkin evlâdını eritti ve nihayet hepinizin bilindik âkıbete uğradı. Bizim Osmanlı tarihindeki en büyük ve şanlı görülen hareketleri de aynı noktadan incelem, aynı mahiyette karşılaştırma etmek mümkündür. 1923 (Mustafa kemal atatürk'ün S.D. II, S. 161-162)
Ankara ve İstanbul şehirlerinden herhangi birine "Mustafa kemal atatürk"ismi verilmesi için bir kanun teklifinin hazırlığı üstüne verdiği çözüm:
Bir adın tarihte kalması ve ağızlarda söylenmesi için, şehirlerin temellerine sığınmak koşul değildir. Tarih zorlanmayı sevmeyen nazlı bir peridir. Fikirleri tercih eder. (Falih Rıfkı Atay, Babanız Mustafa kemal atatürk, S. 135)
Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de haiz olmuştur. Bu durumu aramak, incelem etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek biz için bir borçtur. (Afetinan, Mustafa kemal atatürk Hakkında H.B., S. 297)
Türk evladı ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. (Afetinan, Mustafa kemal atatürk Hakkında H. B., S. 297)
Türkleri tüm dünyaya geri bir millet olarak tanıtan görüş bizim de içimize girmiştir. Dörtyüz çadırlık bedevî bir kabileden bir imparatorluk ve millet tarihini başlatmak suretiyle imparatorluk zamanında Türklerin görüşü de bu merkezdeydi. Evvelâ millete, tarihini, asîl bir millete mensup bulunduğunu, tüm medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin evlatları bulunduğunu öğretmeliyiz. 1930 (Ahmet Hamdi Başar, Atatürkle 3 ay, S. 122)
Eğer bir millet büyükse kendisini tanımakla daha büyük olur. (Hikmet Bayur, T.D.K., Türk Dili, Belleten, No: 33, 1938, S.16)
Türk çocuklarında kabiliyet her milletinkinden üstündür. Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, büsbütün Türk evlatları kendileri için lâzım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Bu tarihten Türk evlatları bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle hiç kimseye boyun eğmeyeceklerdir. (Şemsettin Günaltay, 1951 Muhteşem Türk Dili Kurultayı, S. 33)
Bizler Balkanları niçin kaybettik biliyor musunuz? Bunun tek bir sebebi vardır. Bu da İslâv araştırma cemiyetlerinin kurduğu Dil Kurumlarıdır, bizim içimizdeki insanların millî tarihlerini yazıp millî şuurlarını uyandırdığı süre bizler Balkanlarda Trakya hudutlarına çekildik. (Enver Behnan Şapolyo, 1951 Muhteşem Türk Dili Kurultayı, S. 54)
Bir Toplantı esnasında Türk Tarih Kurumu üyelerine açıklanmıştır:
Ben fani bir insanım, bigün öleceğim, ebatlarına ve üstün kabiliyetlerine inandığım Türk Milleti'nin gerçek tarihinin yazılmasını sağlığımda görmek isterim. Onun için bu toplantılarda kendimden geçiyor, her şeyi unutuyor, sizi yoruyorum. Beni affedin. 1933 (Uluğ İğdemir, Mustafa kemal atatürk ve tarih, Açılış 1962-1963, M.T.T.B., S. 24)
Alemdar Mustafa Paşa ile Mustafa Reşit Paşa'yı severim, fakat Alemdar'ın çok az kültürü olsa idi Cumhuriyet ilân ederdi. Mustafa Reşit Paşa'nın çok az kültürü, Alemdar'ın kudreti birleştirilseydi, ben tarihe başka bir vazife ile girerdim. (Enver Behnan Şapolya, Mustafa kemal atatürk ve Millî Savaşım Zamanı, S. 532)
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir nitelik alır.†K. Mustafa kemal atatürk
Mustafa kemal atatürk, milletimizi ve dünyayı eski bir tarih anlayışından, yeni bir tarih görüşüne götürmek ve bu yolda araştırmalar yapmak için, 12 Nisan 1931'de Türk Zamanı Incelem Cemiyeti'ni (Türk Tarih Kurumu) kurmuştur. Türk Tarih Tezi diye bir sav ortaya atılmıştır. Kültür kendi alanında yeni bir tarih görüşünün ifadesi olan bu teze bakılırsa; Türk milletinin zamanı şimdiye kadar yazıldığı şeklinde yalnız Osmanlı tarihinden ibaret değildir. Türk'ün zamanı epey eskidir ve temasta bulunmuş olduğu milletlerin medeniyetleri üstüne tesir etmiştir.
Osmanlı Devletinin ümmet zamanı anlayışından, Türk milletinin kendi evveliyatına ulaşması, millet zamanı anlayışını kabul etmesi mecburi idi. Millet zamanı anlayışını lüzumlu kılan hususi sebepler de vardı.
Bu tür durumlar :
Mustafa kemal atatürk, milletimizi ve dünyayı eski bir tarih anlayışından, yeni bir tarih görüşüne götürmek ve bu yolda araştırmalar yapmak için, 12 Nisan 1931'de Türk Zamanı Incelem Cemiyeti'ni (Türk Tarih Kurumu) kurmuştur. Türk Tarih Tezi diye bir sav ortaya atılmıştır. Kültür kendi alanında yeni bir tarih görüşünün ifadesi olan bu teze bakılırsa; Türk milletinin zamanı şimdiye kadar yazıldığı şeklinde yalnız Osmanlı tarihinden ibaret değildir. Türk'ün zamanı epey eskidir ve temasta bulunmuş olduğu milletlerin medeniyetleri üstüne tesir etmiştir.
Osmanlı Devletinin ümmet zamanı anlayışından, Türk milletinin kendi evveliyatına ulaşması, millet zamanı anlayışını kabul etmesi mecburi idi. Millet zamanı anlayışını lüzumlu kılan hususi sebepler de vardı.
Bu tür durumlar :
- Türklerin sarı ırktan olduğuna dair bütün ülkelerce yazılmış olan yanlış bilgiler.
- Türklerin sarı ırktan gösterilmesinin bir sonucu olarak uygar kabiliyet ve istidattan yoksun olduğu yolundaki hatalı görüş ve iddialar.
- Türk toprakları üstünde yabancıların zamanı iddiaları.
Tarih yazılırken, belgelenilirken gerçeklere ne olursa olsun sadık kalınmalıdır. Ters taktirde tarih yazmanın bir anlamı kalmaz ve okuyanı doğrulara yönlendirme, geçmişten ders alıp o hatalara düşmeme ya da o başarıların sırrını anlama amacına hizmet edemez.
"Dağ ne kadar sarp olsa da yol üstünden aşar" sözü neyi anlatır?
''Felsefe merak ve hayretten doğmuştur'' sözü neyi anlatır?
"Tarih milletlerin yükselme ve gerileme sebeplerini ararken..." sözü ne anlatır?
YORUMLAR