Eş görevli kelimeleri, söz öbeklerini ve cümleleri biçim ve anlam yönünden bağlayan kelimelere bağlaç denir. Üç çeşittir: Bağlaç Çeşitleri: ...
Eş görevli kelimeleri, söz öbeklerini ve cümleleri biçim ve anlam yönünden bağlayan kelimelere bağlaç denir. Üç çeşittir:
Bağlaç Çeşitleri:
1. Kelime Bağlacı : Sadece kelimeleri bağlar. Cümleleri bağlayamaz. Türkçe’de kelime bağlacı âileâ dir. Ali ile Ayşe okula gittiler.
âİleâ bağlacı âveâ bağlacının yerine kullanılabilir; fakat âveâ bağlacı hem kelimeleri, hem cümleleri bağlarken âileâ bağlacı sadece kelimeleri bağlayabilir. Ali ile Ayşe gitti. / Ali ve Ayşe gitti.
2. Cümle Bağlaçları : Sadece cümleleri bağlayabilen bağlaçlardır. Bu bağlaçlar kelimeleri bağlayamaz. Başlıcaları şunlardır: Ama, fakat, ancak, lâkin, yalnız, halbuki, varsayalım, diyelim, çünkü, mademki, madem, değil mi ki, ola ki, oysa, hiç olmazsa, hiç değilse, hoş, bununla birlikte, kaldı ki, ne var ki, şu var ki, yeter ki, nedir ki, gerçi, her ne kadar..
3. Ortak Bağlaçlar: Hem kelimeleri, hem de cümleleri bağlayabilen bağlaçlardır. Ortak bağlaçların çeşitleri şunlardır:
a. Sıralama Bağlacı (ve) : Eş görevli kelimeleri ve birbirini izleyen cümleleri bağlar. Ali ve Ayşe derslerine çok iyi çalışır. / Sabah erkenden kalktım ve okula gittim.
b. Eş Değerlik Bağlaçları (ya da, veya, yahut, veyahut): Bu parayı Ali ya da Ahmet alsın. / Çarşıdan kitap yahut dergi alalım.
c. Yineleme Biçimli Bağlaçlar (Yaâ¦ya, gerekâ¦gerek, daâ¦da, isterâ¦ister, hemâ¦hem, haâ¦ha, amaâ¦ama, neâ¦ne) : İster gel, ister gelme / Hem geziyor hem canı sıkılıyor / Sınıftan ya Ahmet’i ya Murat’ı çağır.
NOT: âNeâ¦neâ bağlacı olumsuzluk bildirir. Bu nedenle bu bağlacın bulunduğu cümlelerde fiiller genellikle olumludur. Bu kurala halk arasında günlük konuşmalarda pek uyulmaz. Böylece dil yanlışı olur.
Ne geldi, ne aradı. (Doğru) / Ne Ahmet, ne Ali geldi. (Doğru) / Ne Ahmet, ne Ali gelmedi. (Yanlış)
NOT : âDEâ Bağlacı Cümleye Şu Anlamları Katar:
1. Usanma :Yaz da yaz, biteceği yok.
2. Küçümseme: Bizimki okuyacak da, adam olacak.
3. Devamlılık: Çenesi açıldı mı, konuşur da konuşur.
4. İnat: Çocuk: âBalon da balon!â diye tutturdu.
5. Şart: Başarı, çalışılıp da kazanılır.
6. Aşırılık: Kızımız pek de güzelmiş.
7. Korkutma: Yerinden kalk ta göreyim.
8. Azar: Adam ol da öyle konuş!
9. Aşırı övünme: Şu şiiri okuyayım da bir görün!
10. Sebep-sonuç: Önüne bakmadın da çiğnedin.
11. Memnunluk: Ne iyi etmişim de, seninle tanışmışım!
12. Aşırı Beğenme: Araba da arabaymış ha!
NOT: âİleâ hem edat hem bağlaçtır. âİleâ çıkarılıp yerine âveâ getirildiğinde cümlenin anlamı bozulmuyorsa bu durumda âileâ bağlaçtır. Cümlenin anlamı bozuluyorsa edattır.
Babam ile pazara gittik. (Edat) / Babam ile annem çarşıya gitti. (Bağlaç)
Bazı cümlelerde âileâ den sonra virgül getirilirse, bağlaç olan âileâ edata dönüşür:Fatih ile Ali’ye haber gönderdim. (Bağlaç) / Fatih ile, Ali’ye haber gönderdim. (Edat)
NOT : Bağlaçlar cümlede tek başlarına öğe olmaz. Ancak başka öğelerin içinde yer alabilir. Kantinden simit ve çay aldım. (Belirtisiz Nesne)
Erkenden kalktım ve okula gittim. (Cümle dışı unsur)
Sen de al. (Cümle dışı unsur)Bağlaç Örnekleri:
açıkçası, ama, ancak, bile, çünkü, dahi, dE, dE.....dE, demek ki, fakat, gene, gerek...gerek(se), ha........ha, hâlbuki, hatta, hele, hem, hem de, hem.....hem (de), ile, ise, ister.....ister(se), kâh..........kâh, kısacası, ki, lâkin, madem(ki), nasıl ki, ne var ki, ne yazık ki, ne......ne (de), nitekim, oysa, oysaki, öyle ki, öyleyse, üstelik, ve, veya, veyahut, ya da, ya....ya (da), yahut, yalnız, yeter ki, yine, yoksa, zira.Bağlaçların Özellikleri
- Edatlardan farkı, zaten var olan anlam ilgilerine dayanarak bağ kurmasıdır. Edatlar ise yeni anlam ilgileri kurarlar.
- Bağlaçların yerine noktalama işaretleri kullanılabilir.
- Bağlaçlar cümleden çıkarılınca anlam bozulmaz, ama daralabilir. Bağlaçlar (ile hariç) önceki ve sonraki kelimeden ayrı yazılır. Bitişik yazılanlar bağlaç değil, ektir.
Örnek:
Eve gittim, fakat onu bulamadım. (bağlaç)
Konuşmak üzere ayağa kalktı. (edat)
Sözlüden yine zayıf almış. (zarf)
Ben de seninle geleceğim. (bağlaç)
Evde rahat çalışamadı. (çekim eki)
Sözde Ermeni soy kırımı (yapım eki)
Sen ki hep çalışmamı isterdin... (bağlaç)
Seninki de lâf işte... (çekim eki)
Evdeki hesap (yapım eki)BAÄLAÇ ÇEŞİTLERİ
A.SIRALAMA BAÄLAÇLARI
âveâ
Cümleleri, anlam ve görev bakımından benzer veya aynı olan kelimeleri, sözleri ve öğeleri birbirine bağlar.
Duygu ve düşünce bir olmalıdır. özneleri
Köyünü, yaşlı dedesini ve ninesini özlemişti. nesneleri
Şiir ve roman okuma alışkanlığı edinin. nesneleri
Bana baktı ve güldü. cümleleri
Anlatılanları dinliyor ve çocuğa hak veriyordu. cümleleri
Aylarca ve yıllarca sustu. benzer kelimeleri
Binlerce yerli ve yabancı turist geldi. sıfatları
- âveâ bağlacı yerine virgül veya â-İpâ, â-ErEkâ zarf-fiil ekleri de kullanılabilir:
Masaya yaklaştı ve kitabı aldı.
Masaya yaklaştı, kitabı aldı.
Masaya yaklaşıp kitabı aldı.
Masaya yaklaşarak kitabı aldı.
Not: âveâ bağlacından önce noktalama işareti kullanılmaz, bu bağlaçla cümle başlamaz. Çağdaş şiirde söze etki ve çekicilik katmak için kullanılmaktadır, ama doğru değildir.
âveâ bağlacı yerine & işaretini kullanmak son derece yozlaştırıcıdır.âile, -lEâ
âveâ ile görevleri aynı olmasına rağmen her zaman birbirinin yerine kullanılamazlar. âileânin kullanım alanı daha dardır.
âileâ cümleleri birbirine bağlamaz; sadece aynı görevdeki kelimeleri bağlar.
Duygu ile düşünce bir olmalıdır.
Yaşlı dedesi ile ninesini özlemişti.
Edebiyatımızda en çok eser verilen türler şiir ile romandır
Not: Edat olarak kullanılan ve zarf yapan âileâden farklıdır.
Mehmet ile Ali sinemaya gittiler. (bağlaç)
Mehmet, Ali’yle sinemaya gitti. (edat)
Mehmet heyecanla yerinden kalktı. (edat)B. EŞDEÄERLİK BAÄLAÇLARI
âya da, veya, yahut, veyahutâ
Aynı değerde olup da birinin tercih edilmesi gereken iki seçenek arasında kullanılırlar.
Biriniz gideceksiniz: Sen ya da kardeşin.
Bisiklet veya motosiklet alacağım.
Sen, ben veya başkası...
Sen olmasan yahut (veyahut) seni görmesem dayanamam. C. KARŞILAŞTIRMA BAÄLAÇLARI
âya....yaâ
İki seçenek sunulduğunda kullanılır.
Bunlar birbirinin zıttı olabilir
Biri yapılmadığında diğerinin yapılması gerekebilir.
Ya beni de götür ya sen de gitme.
Ya gel ya gelme.
Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin [1]âhem.....hem (de)â
Her ikisi de geçerli olan iki durumu anlatır. Bunlar zıt da olabilir, eşdeğer da.
Hem çalışmıyor hem (de) yakınıyorsun.
Hem kitap okuyor hem de müzik dinliyor. Aynı andaâne......ne (de)â
- Aynı görevdeki kelimeleri, kelime gruplarını ve öğeleri birbirine bağlar.
Ne şiş yansın ne kebap. özneleri
Gönül ne kahve ister ne kahvehane. nesneleri
Ne İzmir’e gitmiş ve Bursa’ya. dolaylı tümleçleri
- Cümleleri de birbirine bağlar:
Üç yıldır ne bir telefon açtı, ne de bir mektup yazdı.
Onu ne gördüm ne de tanıdım.
Ne aradı ne (de) sordu.
Ne kızı verir, ne de dünürü küstürür.
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur.
- Cümleleri -yapı bakımından olumlu oldukları hâlde- olumsuz yapar. Yüklem olumlu durumdadır.
Ne kendi rahatsız oldu ne de halkı huzursuz etti. (kendisi rahatsız olmadı, halkı da huzursuz etmedi)
Yüklem olumsuz çekimlenirse anlatım bozukluğu meydana gelir.
Ne çay ne kahve içmedi.â âNe çay içti ne kahveâ olmalıydı.
- Zıt anlamlı iki sıfatla birlikte kullanılarak onların arasında bir durum ifade eder.
Dışarıdaki hava ne soğuk ne sıcak.
Yaptığı işe ne kolay ne de zor denebilir.
Not: âNe zor, ne acı günler yaşadıkâ örneğinde âne zorâ ve âne acıâ sözleri ayrı ayrı da (biri olmadan) kullanılabileceği için buradaki âneâler bağlaç oluşturmaz. âdE....dE, gerek......gerek, olsun.....olsun, kâh......kâh, ha......haâ
Öğeleri ya da cümleleri birbirine bağlarlar.
Öğretmeni de arkadaşları da onu çok merak ettiler. özneleri bağlamış.
Annesini de babasına da özlemişti. nesneleri bağlamış.
Tatil boyunca dinlenmiş de gezmiş de. yüklemleri bağlamış.
İzmir’e de Aydın’a da uğrayacağız. dolaylı tümleçleri
Fizikten de anlamam kimyadan da.
Gerek sen gerek(se) o, güzel çalıştınız.
Gerek baba gerek anne tarafından bir akrabalıkları yok.
Ali olsun, Ahmet olsun, ikisi de çalışkan ve zekîdirler.
Kâh yıkılıyor, kâh kalkıyor, ama yılmıyor.
Ha Ali ha Veli, ne fark eder?D. KARŞITLIK BAÄLAÇLARI
âama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık kiâ
âama, fakat, lâkinâ aynı anlamlı bağlaçlardır. âyalnız, ancak, ne var ki, ne yazık kiâ de bunlara yakın bağlaçlardır.
- âama, fakat, lâkin, yalnız, ancak, ne var ki, ne yazık kiâ bağlaçları, aralarında zıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi, cümleyi birbirine bağlar.
Çok tembeldi, ama başarılı oldu.
Yemek az, ama doyurucu.
Yerinde ve zamanında konuşmaya dikkat ediyorum, ama bazen yanlış anlaşılıyorum.
Hızlı yürüdü, ancak yetişemedi.
Bu işe başlıyorum, ancak bugün bitiremem.
Hava nemliydi, fakat yağmur yağmıyordu.
Altmış yaşında, kır saçlı; fakat dinç bir adam bağırdı.
Bunları götür, yalnız diğerlerini getirmeyi unutma.
Not: Bir cümle bu bağlaçlardan biriyle başlayabilir. Bu durumda bu bağlaçlar iki bağımsız cümleyi birbirine bağlamış olur..
... Ne var ki sanatçıyı bu yüzden eleştirmek doğru olmaz.
- âne yazık kiâ bağlacı çok kötü ve acı sonları bildirir.
İnsanlara hep vefa gösterdi; ne yazık ki kendisi onlardan vefa görmedi.
- âne var kiâ bağlacı çaresizlik ifade eder.
En yüce duyguların tohumları ekildi; ne var ki dünya, insanları kendisine benzetmişti.
- âama, fakat, lâkin, yalnız, ancakâ, neden, şart, uyarma bildirir
Arkadaşının kalbini kırdı, ama çok pişman oldu.
Bizimle gelmene izin veririz, ama yolda fazla soru sormayacaksın.
- Sadece âamaâ bağlacı pekiştirme anlamı katar.
Güzel, ama çok güzel eserler bırakmış atalarımız.
- Yine sadece âamaâ, cümle sonunda, dikkat çekmek için kullanılır.
Bak kızarım ama!
Böyle söylersen darılırım ama!
âhiç olmazsaâ ve âhiç değilseâ
Çarşıdan elimiz boş döndük. Hiç olmazsa iki kaset alsaydık.
âoysa, oysaki, hâlbukiâ
Aralarında zıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi âtersine olarak, -dİğİ hâldeâ anlamlarıyla birbirine bağlar.
Onu özledim, oysa gideli çok olmadı.
Gelemeyeceğini söyledi, hâlbuki vakti vardı.
Not: Bu bağlaçlar anlam bakımından zıt olmayan cümleler arasında kullanılırsa anlatım bozukluğuna yol açar.
Her zaman birinciydi, oysa çok çalışırdı. (anlatım bozuk)E. GEREKÇE BAÄLAÇLARI
âçünküâ
âŞundan dolayı, şu sebepleâ anlamlarına gelir.
Neden bildirir.
Eve gittim, çünkü babam çağırmıştı.
Otobüse yetişemedik; çünkü evden geç çıkmıştık.âmadem(ki)â
Madem gelecektin, haber verseydin. âziraâ
âçünküâ anlamında kullanılır.
Allah'a sığın şahs-ı halîmin gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektirâyoksaâ
Ver diyorum, yoksa yersin dayağı.ânasıl kiâ
Acele etmez, ağırdan alır; nasıl ki bu akşam ağırdan alıyor.âdeğil mi kiâ
F. ÖZETLEME BAÄLAÇLARI
âkısacası, demek ki, açıkçası, öyleyse, yani, özetle, o hâlde, anlaşılıyor kiâ
... Kısacası kendimizi toparlamalıyız.
... Demek ki ülkemiz bunlardan dolayı gelişmiyor.
... Açıkçası bu işi istemiyorum.
... Öyleyse gidelim arkadaşlar. G. PEKİŞTİRME BAÄLAÇLARI
âbile, dE, hem de, dahi, üstelik, hatta, ayrıca, bundan başkaâ
Bu bağlaçlardan bazıları bazı durumlarda birbirlerinin yerine kullanılabilirler.
- âbileâ kullanılan bir cümle daha önce kullanılmış bir cümlenin ya devamıdır ya da devamı gibi görünür.
Bunu sen bile başarabilirsin.
Bağırsan bile duymaz.
Tembel adam, olur, demiş. Demiş ama yerinden bile kalkmamış.
Hatta parasını bile ödemişti. / Hatta parasını ödemişti bile.
Çölde suyun bir damlası bile değerlidir.
- âbileâ yerine âdeâ veya âdahiâ de kullanılabilir.
Bunu sen de başarabilirsin.
Bağırsan da duymaz.
Tembel adam, olur, demiş. Demiş ama yerinden dahi kalkmamış.
Hatta parasını dahi ödemişti. / Hatta parasını ödemişti dahi.
Çölde suyun bir damlası dahi değerlidir.
- âhatta, hem de, ayrıca, üstelikâ
Belle, kazmayla, hatta elleriyle kazıdılar.
Gördüm, hatta konuştum da.
Konuşmuyor; üstelik gülmüyor da.
Çalışıyor, hem de sabahtan akşama kadar.H. âDE, Kİ, İSEâ BAÄLAÇLARI
âdEâ
- Her zaman kendinden önceki kelimeden ayrı ve de, da şeklinde yazılır; bitiştirilmez, te, ta şeklinde yazılmaz. âyaâ ile birlikte kullanıldığında da ayrı yazılır: âya daâ
Kelimenin son hecesine kalınlık-incelik bakımından uyar.
- Genellikle âdahi, bile, üstelik, hattaâ bağlaçlarıyla özdeştir.
Bu soruyu Ali de bildi dahi, bile
Artık gönlümü alsa da önemi yok. dahi, bile
- Cümleleri, aynı görevdeki kelimeleri ve sözleri birbirine bağlar ve değişik anlamlar katar:
Sorsan da söylemem asla
Erzakını hazırla da pikniğe gidelim.
Cümleleri bağlamış, burada pikniğe gitmek için erzak hazırlama şartı var.
Biraz müsaade etsen de işime baksam rica, istek, yalvarma
Büyüyecek de bana bakacak. Küçümseme, alay
Çalışıp da kazanacaksın. şart
Dün bizi bekletti de gelmedi. yakınma
Çalışayım da gör neler yapacağımı. övünme
Düzenli çalıştı da başarılı oldu. için, neden-sonuç
Koşsan da yetişemezsin. değişmezlik
Bütün yıl okumamış da şimdi kitap kurdu oluverdi.
Zıt anlamlı cümleler arasına girmiş.
- Tekrarlanan kelimelerin arasına girerek anlamı güçlendirir:
Ev de ev olsa bari küçümseme
Çalış da çalış... abartma
- âamaâ bağlacının yerine kullanılabilir; cümleleri ve öğeleri birbirine bağlayabilir:
Hızlı hızlı koştu da yetişemedi. cümleleri bağlamış
- Edattan ve zarftan sonra gelerek anlamı pekiştirebilir:
O kadar da soğuk değil.
Böyle davranmanız hiç de iyi olmadı.âkiâ
Sadece âkiâ biçimi vardır.
Kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır.
Türkçe değil, Farsça bir bağlaçtır ve Türkçe cümle yapısına aykırı olarak kullanılır.
- Anlam bakımından birbiriyle ilgili cümleleri birbirine bağlar.
Bir şey biliyor ki konuşuyor. (sebep-sonuç)
Baktım ki gitmiş. (şaşkınlık)
Ancak ne yazık ki böyle olmadı.
- Birisinden alıntı yapılacağı zaman kullanılır.
Atatürk diyor ki: ... (açıklama)
- Özneyle veya tümleçlerle ilgili açıklama yapılacağı zaman kullanılır. Bazen âkiâ ile başlayan bu açıklama iki kısa çizgi arasında verilir.
Ben ki hep sizin için çalıştım. (pekiştirme)
Siz ki beni tanırsınız, neden böyle düşünüyorsunuz?
O yerden -ki herkes kaçar- sen de kaç.
- âkiâ kullanılan bazı cümlelerin âkiâden sonraki kısmı söylenmez.
Sınavı kazanabilir miyim ki... (kuşku)
Bu adama güvenilmez ki! (yakınma)
Acaba çocuğa kızarlar mı ki? (endişe)
- Tekrar edilen kelimeler arasında kullanılır.
Adam belâ ki ne belâ...
- Abartma anlamı katar.
Bugün öyle yorgunum ki...
- Bu bağlaç birkaç örnekte kalıplaşarak bitişik yazılmaktadır.
Belki, çünkü (burada ünlü uyumuna girmiş), hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki.âiseâ
Karşılaştırma ilgisi kurar, karşıtlığı güçlendirir.
Yağmur yağıyor, evim ise çok uzakta. (bağlaç)
Adam konuşuyor, çocuksa hep susuyordu. (bağlaç)
Ek-fiilin şart çekimiyle karıştırılabilir.
Çocuk başarılıysa sınıfını geçer. (ek-fiilin şartı)YAPI BAKIMINDAN BAÄLAÇLAR
1. BASİT BAÄLAÇLAR
Ek almamış (kök hâlindeki) zarflardır. ve, ile, de, fakat, eğer...2. TÜREMİŞ BAÄLAÇLAR
Yapım eki almış zarflardır. kısaca, yalnız, üstelik...3. BİRLEŞİK BAÄLAÇLAR
Birden fazla kelimeden oluşurlar ve bitişik yazılırlar. yoksa, hâlbuki...4. ÖBEKLEŞMİŞ BAÄLAÇLAR
Birden fazla kelimeden oluşur ve ayrı yazılırlar. ya da, ne var ki, hem de...
YORUMLAR