Yalnız geceleri ava çıkan yırtıcı kuşlar. Tanrıça Athena’mn amblemi olan kukumav, Eski Yunanlılara bakılırsa bir sağduyu simgesiydi. Buna ka...
Yalnız geceleri ava çıkan yırtıcı kuşlar.
Tanrıça Athena’mn amblemi olan kukumav, Eski Yunanlılara bakılırsa bir sağduyu simgesiydi. Buna karşılık Ortaçağ’da korkulu görünüşü ve gece avlanması yüzünden baykuşlar uğursuz sayılmış; ve bu boş inanç çağdaş denilen bir çok yörede dahi, günümüze kadar sürüp gelmiştir.
Oysa geceleri avlanan yırtıcı kuşlar insanoğlu için zararsızdır: çünkü bu tür durumlar muhteşem avcılık kabiliyetlerini bilhassa kemirgenlere, sürüngenlere ve zararı olan böceklere karşı kullanırlar. Baykuş gündüzleri uyur, gün batarken, şafak sökerken ya da dolunay var ise tüm gece avlanır. Çok iyi işittiği için en küçük hışırtıyı dahi duyabilir. O süre, sessiz uçuşu yardımıyla, avına uyandırmaksızın yaklaşır, sonrasında kuvvetli tırnaklarla donanmış pençelerini öne doğru uzatarak onun üzerine çullanır: kurban, bu tırnaklarla âdeta hançerlenir ve boğulur.
Geniş Bir Familya
Baykuşla kukumav birbirine çok benzer. Bu tür şeyler ama başının üstünde bulunan ve boynuzu çağrıştıran (tepelik) tüylerin varlığına ya da yokluğuna bakılırsa birbirlerinden ayırt edilebilir: baykuşlar (büyük puhu, minik puhu ya da cüce baykuş) tepeliklidir, kukumavda ise tepelik yoktur.
Büyük puhu, gece kuşlarının en irisi ve en görkemlisidir: kanat açıklığı 1,60 metreye varabilir. Büyük puhu minik avları, hasta ya da yaralı kuşları yer. Minik puhu ya da cüce baykuş adından da anlaşılacağı benzer biçimde, oldukça ufaktır: ama bir ardıçkuşu kadardır.
Kukumavlar içinde, en iyi bilineni, alaca baykuş’tur; tepeliği bulunmadığı halde bizde peçeli baykuş benzer biçimde buna da baykuş denir. Kendine özgü bir ötüşü olan alaca baykuş değişik besinlerle beslenir, ayrıca yumuşakçaları, kurbağaları ve kuşları da yer. Şimal Afrika’da, Şimal ve Orta Avrupa’da, Şimal Asya’da yaşayan aslolan kukumav ise yırtıcı gece kuşlarının en küçüğüdür: kanat açıklığı 30 santimetreyi geçmez.
Gölge ve Işık
Gece yırtıcıları renkleri algılayamaz ve ışıktan korkarlar. Buna karşılık gözleri karanlıkta çok iyi görür. Sanıldığının tersine, ışık onların görüşünü büsbütün kör etmez; büyük bölümü, gündüz de oldukça iyi görür: uzun kuyruklu kukumav benzer biçimde bazıları yazın kutuplarda dahi yaşayabilir.
YORUMLAR