SU Su insan vücudunda ve yeryüzünde en fazla bulunan maddedir. Solunum için oksijen gerekliyse susuz da yaşamak mümkün değildir. Av...
SU
Su insan vücudunda ve yeryüzünde en fazla bulunan maddedir. Solunum için oksijen gerekliyse susuz da yaşamak mümkün değildir.
Averaj olarak yetişkinlerin vücut ağırlığının % 55-75'i sudur (ortalama 38-46 litre). Bu yüzdeler kişiye, vücut bileşimine, yaşa, cinsiyete ve başka faktörlere bağlı olarak değişmektedir.
Su: Lüzumlu Bir Gıda Ögesi
Vücudumuzda su neler yapar? Bunun cevabı susuzluğu gidermekten daha uzundur! Susamak, arabanızda sinyal ışıklarının yanması benzer biçimde uyarıcı bir etkiye haizdir. Bu fizyolojik duyu emareleri, vücudunuzun pek çok işlevini yerine getirmek için daha çok sıvıya gereksinim duyduğunu gösterir. Susama hissinizi gidermek için sıvı alırsınız.
Su, 1 kısım oksijen ve 2 kısım hidrojenden oluşmuş kolay bir yapıdır. Kalori içermez. Her vücut hücresi, dokusu, organı ve vücudun her türlü fonksiyon gören işlemlerinde su gereklidir. Su aslına bakarsak vücudun en yüksek oranda gereksinim duyduğu gıda ögesidir.
İnsan vücudunun her yerinde gerçekleşen tüm fonksiyonlar (hücre içinde ve haricinde) sulu bir ortamda gerçekleşir. Su, vücut sıcaklığını ortalama 370C'de tutarak düzenler. Bilhassa fizyolojik aktivite benzer biçimde pek çok vücut fonksiyonunda ısı üretilir. Terleme kanalıyla deriden buharlaşan su ile vücuttan ısı atılmaktadır.
Su, vücut hücrelerinde oksijen ve gıda ögelerinin taşınmasını ve atım ürünlerinin taşınarak atılmasını sağlamaktadır. Ağız, gözler ve burun benzer biçimde vücut dokularının nemlenmesini sağlar. Vücuttaki kan, gastrik sıvı, tükrük, amniyotik sıvı (fetüsün gelişmesinde) ve idrar benzer biçimde vücut sıvılarının büyük bir bölümü sudur. Su dışkının yumuşamasını sağlayarak kabızlığın önlenmesine destek verir. Eklemlere yardım sağlar ve vücut organlarının, dokularının korunmasını sağlar.
Vücut fonksiyonlarının tertipli olması ve dehidratasyondan korunmak için vücudun devamlı bir su kaynağına gereksinimi vardır. Dışarıda meydana getirilen yoğun çalışmalarda bilhassa de sıcak ve nemli günlerde vücuttan su kaybedilir. Vücuttan bir tek 0.5-1 kilogramlık su kaybı susama hissini oluşturur. Belli bir miktar daha fazla yitik vücutta dayanıklılık ve güçte azalmalara niçin olur. Orta düzeyde dehidratasyon fizyolojik performansı bozar. Uzun süre yüksek sıcaklıkta sıvı kaybı yaşayan kişilerde sıcak çarpması ya da ısı şoku riski bulunmaktadır. Vücuttaki sıvı miktarının % 20 azalması ile yaşamsal risk oluşmaktadır.
Su, rejimde tüm gıda ögelerinden daha çok miktarlarda mevcuttur. Temel ları içtiğimiz su ve başka içeceklerdir. Yediğimiz sıvı besinlerdeki su da bir ihtimal düşündüğünüzden daha çok sıvı sağlar. Kereviz, salatalık, domates, kavun, karpuz benzer biçimde sulu sebze ve meyveler % 90'dan daha çok su ihtiva ederler. Ekmek benzer biçimde kuru besinlerde de bir miktar su mevcuttur. Bu bölümdeki “Besinler: Sıvı Kaynakları†tablosu bir takım besinlerdeki su oranlarını göstermektedir.
Vücudumuzda da su yapılmaktadır. Vücut hücrelerinde karbonhidrat, protein ve yağlardan enerji üretimi esnasında toplam su miktarının ortalama %15'i sağlanmaktadır. Metabolizma sonucu enerji oluşumuyla beraber son olarak ürün sudur.
Sıvılar: Ne Kadarı Yeterlidir?
Yetişkinlerde günlük averaj 2.5 litre (ortalama 10 kupa) su, terle (oturduğumuzda dahi) , idrarla, dışkıyla ve solunumla kaybedilmektedir.
Sıcak ve nemli havalarda ya da ağır fizyolojik aktivitede sıvı kaybı epey fazladır. Başka gıdalardan değişik olarak vücut, suyu depolamaz ve ihtiyacın arttığı durumlarda extra bir sağlamaz. Dehidratasyondan korunmak ve vücudun düzgüsel emek vermesi için vücut fonksiyonları ile kaybettiğimiz sıvıları yerine koymalıyız.
Günlük su ihtiyacımız ne kadardır?
Su ihtiyacı vücudun kullandığı enerji miktarına bağlı olarak değişiyor. Yetişkinlerde enerji harcamasının her kalorisi başına 1-1.5 ml gereklidir. Her 1000 kalori için 1-1.5 litre ya da günlük 2000 kalorilik rejimde ortalama 8 kupa su alınmalıdır.
İnsanların birçoğunun içme suyundan, başka içeceklerden ve besinlerin içindeki sudan günlük 8-12 kupa kadar suya ihtiyacı mevcuttur. Vücut ağırlığı sıvı ihtiyacını etkileyen bir faktördür. İklim, fizyolojik aktivite düzeyi, rejim ve bir takım fizyolojik farklılıklar da sıvı ihtiyacını etkileyebilen başka faktörlerdir. Mesela:
- Çok sıcak ya da soğuk ısılara maruz kalındığında düzgüsel vücut sıcaklığının sağlanması için vücut daha çok su harcamaktadır.
- Ağır iş ya da egzersizde terleme ya da deriden buharlaşma kanalıyla vücuttan su kaybı fazladır. Günlük su ihtiyacınız olan şeyi karşılamak için 8 kupa su ile başlayın. Aktivitenizin süresinin ve şiddetinin artmasına bağlı olarak her bir saatte 1-3 kupa kadar fazla su için.
- Uzun soluklu havayolu seyahatlerinde ya da sıcağa maruz kalındığında, su deriden buharlaşır. Mesela tayyare yolculukları sonucu dehidratasyon oluşabilir.
- Hamilelik ve emziklilik döneminde hanımefendilerin vücutlarındaki sıvı ihtiyacı çoğalmaktadır.
- Hastalık durumlarında da sıvı ihtiyacı değişiyor. Ateş, ishal ve kusma durumlarında su kaybı fazladır. Sağlığınızla ilgilenen uzmanın önerilerini yerine getirin ve dehidratasyonu önlemek için bolca su ve başka sıvıları tüketin.
- Yüksek posalı rejim tüketiyorsanız, kabızlığı önlemek için vücudunuz fazladan suya gereksinim duyar.
Kafi sıvı tükettiğinizi idrak etmek için idrarınızı deneyin. Az oranda ve koyu renk idrar, kafi sıvı tüketmediğinizi gösterir. Temelde susama duygusu daha çok içmeniz icap ettiğinin bir emaresidir. Ortalama olarak duru bir idrarın anlamı kafi sıvı aldığınızın göstergesidir.
Yoğun fizyolojik aktivite sonrası vücut ağırlığının denetim edilmesi de başka bir yöntemdir. Vücudun her 0.5 kilo ağırlık yitirilmesine karşılık 2 kupa sıvı almalısınız.
Dikkat: Daima susuzluk hissediyorsanız ya da çok idrara çıkıyorsanız, sağlığınızla ilgilenen kişilerle konuşun. Çünkü bu emareler diabetin göstergeleri olabilir. Diğer yandan, premenstrual sendrom haricinde vücutta su tutulması, böbrek ve karaciğer sorunlarının bir göstergesi de olabilir.
Sıhhat İçin Su İçin
Vücudunuzdaki su oranını düzgüsel düzeylerde tutmak için gün süresince kafi su ( 8-12 kupa) tüketin. Süt, meyve suyu ve başka bir takım içeceklerin temeli sudur ve günlük su alımına katkıda bulunurlar. Bununla beraber, tükettiğiniz katı besinler de (tam olarak ölçemeseniz de) günlük su alımınıza katkıda bulunurlar.
Kafein içeren kahve, çay ve bir takım alkolsüz içecekler ile alkollü içecekler vücudunuza su elde eden iyi lar değildirler. Kafein ve alkol, diüretik tesir göstererek ve idrarda artış yaparak vücuttan su yitirilmesine niçin olur. Bununla beraber kafeinsiz içeceklerin diüretik tesiri yoktur.
Su tüketiminizi artırmanız gerekiyorsa..
- Gün içinde kahve araları yerine su arası verin. Bilinçaltında bir şeyler içme isteğiniz var ise masanızda bir kupa su bulundurun.
- Yemeklerinizde ve ara öğünlerinizde suya ehemmiyet verin. Yiyeceklerinizi su, süt ya da meyve suyu ile tamamlayın. Yemeğinize kimi zaman de çorba ile başlayın.
- Suyun olduğu bölgelere gittiğinizde su için.
- Ara öğünlerinizde kendinizi meyve suyu, süt ya da su ile canlandırın.
- Partilerde ve başka toplumsal toplantılarda alkollü içecekler yerine soda için
- Bilhassa sıcak havalarda fizyolojik aktivite öncesi, sırası ve sonrasında su için. Egzersiz esnasında her 15 dakikada bir 300-600 mL kadar su tüketin. Susamayı beklemeyin.
- Seyahatlerinizde yanınızda bir şişe su bulundurun. Dışarıda geziyorsanız çantanızda su taşıyın.
Tayyare seyahatleri dehidratasyona niçin olur. Mevsimlere Gore HidrasyonSoğuk günlerde üşüdüğünüzde ya da yazın çok sıcak rutubetli günler benzer biçimde çok fazla ısı değişikliklerinde vücudunuzun düzgüsel sıcaklığını korumak için suya ihtiyacı vardır.
Dehidratasyon bir tek yazları ortaya çıkan bir mesele olarak görülebilmektedir. Fakat vücudu iyi hidrate edebilmek kış döneminde de önemlidir. Havalar değişmeye başladığında pek çok insan evin içinde yaşamaya başlar. Buradaki hava akımı derideki nemi buharlaştırır. Susadığınızı hissetmeseniz de su kayıplarınızın karşılanmasına ihtiyacınız vardır. Dışarıdaki soğuk havalarda da bir ihtimal karı kürekle temizlerken, paten ya da kayak yaparken ya da giysileri üst üste giydiğinizde de terleyebilirsiniz.
İçecek Olarak Ne Var?
Su, kolay olarak pek çok mevcut içecekler içinde en iyi seçimdir! Meyve suyu ya da süt de iyi içecek seçimlerindendir ve suyun yanı sıra bir takım gıda ögelerini de sağlarlar. Mesela meyve suları A ve C vitaminlerini, süt de kalsiyum sağlamaktadır. Kahve, çay, alkollü ve alkolsüz içecekler, süt ve meyve suyu benzer biçimde beslenme yararları sağlamamaktadırlar.
Niçin su içmeliyiz?
Başlangıç olarak, su kalori içermez. Fazladan kalori almaktan sakınıyorsanız bu hakkaten bir avantajdır. Alkolsüz düzgüsel içecekler ve alkollü içecekler kalori ihtiva ederler. Suda sodyum miktarı da azdır ve yağ ve kolesterol içermez. Kafein alımınıza dikkat mi ediyorsunuz? Kahve, çay ve başka bir takım içeceklerin aksine, su kafein içermez.
Musluk Suyuna Karşı Şişe Suyu
Musluk suyu ya da şişe suyu; hangisini içmeliyiz? Her ikisi de hükümet tarafınca denetlenmektedir. Bilhassa su, büyük kent suyu sistemlerinden geliyorsa musluk suyunun içilmesi şişe suyu kadar güvenlidir.
Direkt Musluktan
Şimdi derhal musluğunuzu açın. İçme sularının büyük bölümü musluktan akan sudan sağlanır. Pek çok insan için bu düzgüsel kabul edilmekte, fakat dünyanın bir takım yerlerinde musluktan akan suyun içilmesi lüks olarak kabul edilmektedir. Musluk suyunun güvenli kullanılması için pek çok hastalığın sebebi olan bakterilerin öldürülmesinde klor kullanılır.
Klor pek çok halk sağlığı sorunundan korunmak için tavsiye edilen suyun dezenfeksiyonunda kullanılmaktadır. Hakikaten de klorlamanın kolera, hepatit ve başka bir takım hastalıkların oluşmasını önlemek için güvenli, etkili ve uygulanabilir tek yöntem olduğu bilinmektedir. Trihalomethan (THM) isminde bir yan ürün (sudaki klor ile organik madde reaksiyonundan oluşan bir bileşik) hakkında bir takım sorular yıllardan bu zamana kadar vardır. Eğer organik madde var ise, THM miktarı çok azdır ve kanser riskini meydana getirmek için kafi değildir. Halk sağlığı yönünden bakılacak olursa, THM'nin tesirleri endemik bir vaziyet yaratmaktan oldukça uzaktır.
Şaşırtıcı olarak su tek başına içme suyunun içinde bulunan tek gıda ögesi değildir. İçme suyu damıtılmadıkça ve demineralize edilmedikçe değişik oranda flor, kalsiyum, sodyum, demir ve magnezyum benzer biçimde mineralleri içerebilir. İçme suyunun bileşimini membaı ve geçirildiği işlemler belirler. Yeraltı larından elde edilmiş sular daha yüksek mineral konsantrasyonuna haizdir. Yağmur ve kar sularından oluşan su, kayalardan ve kumdan sızarak bu yoldaki mineralleri toplar. Bu vaziyet, yer altı sularının tabii olarak florlu olmasını açıklamaktadır.
Suyun yumuşak ya da sert olması içindeki mineral miktarına bakılırsa değişmektedir. Sert sular daha fazla kalsiyum ve magnezyum içerirken, yumuşak sular daha çok sodyum ihtiva ederler. Aslen yumuşak ve sert sular içinde lezzet farkı bulunmamaktadır. Bununla beraber demirin az miktarı dahi suyun tadına çok az metalik tat katar, fakat bu miktar rejimle alınan demir miktarına kıyasla çok önemsizdir.
Sert sulardaki mineraller sabunun etkisiyle karıştığından dolayı, bir takım bireyler yumuşak suyu tercih ederler. Sert sular zaman içinde su kullanılan işlemlerde köpük ve mineral birikmesine yol açarlar. Bu vaziyet da zaman içinde ak çamaşırların griye dönmesine niçin olur.
Su yumuşatıldığında, başka mineraller azalırken sodyum eklenmiş olur. Fakat pek çok insan için sodyum miktarı ilgilenilecek kadar mühim değildir. Sert sulara ekleme meydana getirilen miktar, suyun sertlik derecesine bağlıdır. Su tamamen yumuşatıldığında her kupadaki sodyum miktarı ortalama 39 miligramdır. Genel anlamda tamamen yumuşatmaya gerek olmamaktadır. Yumuşatılmış kent sularında averaj sodyum miktarı her kupa için 22 miligramdır. Ihmal etmeyin, kendi su kaynağınız yumuşatılma işleminden geçirilmiş olmayabilir.
Yumuşatılmış su istiyorsanız, bu konuyu bir tek sıcak suyla sağlayabilirsiniz. Bu yolla sodyuma hassas bir kişiyseniz içtiğiniz soğuk suyla extra sodyum almamış olmuş olursunuz.
Şişe Suyu Hakkında Düşünceler
Son yıllarda şişe suyu kullanımı artmıştır. Bu suların bir büyük bölümü mineral su, saf su, soda, suyu ve pınar suyu benzer biçimde niteliklere haizdir.
Şişe ve musluk suyunun her ikisi de güvenli olmasına karşın niçin şişe suyu içeriz? Tüketici araştırmalarına bakılırsa bir takım insanoğlu tatlarından dolayı tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Şişe suları çoğu zaman klor içermezler ama bu suyun tadını çok etkilemez. Bazıları da şişe sularını, alkolsüz içeceklere, kafeinli içeceklere ve alkollü içeceklere karşı sıhhatli bir seçenek olarak içmektedirler. Bir takım başka içeceklerin yerine, şişe suları tüketiciler tarafınca kalori, kafein ve alkol içermediğinden dolayı tercih edilmektedirler.Ve bunların işe, pikniğe ya da sıhhat kulüplerine taşınması kolaydır.
Şişe sularının etiketlerindeki suyu, mineral su benzer biçimde ifadeler kesinlikle doğru olmalıdır. Şişe suları, şehre ait su larından geliyorsa, saf su işlemlerinden geçirilmediyse etiketinde bilgi verilmesi gerekmektedir.
Bir takım insanoğlu şişe suyunun musluk suyundan daha sıhhatli bulunduğunu düşünmektedir. Büyük kent suyu sistemlerinde şişe ve musluk sularının her ikisi de güvenli ve sağlıklıdır. Ama suda kurşun olduğu endişesi taşınan yerlerde şişe suyu bilhassa hamile hanımlar ve çocuklar için iyi bir alternatiftir. Şişe suları kurşun içermez.
Bir takım aşçılar yiyeceklerin pişirilmesinde şişe suyunu tercih eder. Şişe suyu çorba, türlü benzer biçimde yemeklerin lezzetini etkileyebilen klor içermez. Kurşunlu boru ya da kurşunlu lehimlerin kullanıldığı evlerde, şişe suyu çorbalara, türlülere ve başka uzun süre pişen yemeklerde kullanılabilecek iyi bir seçenek olabilir. Pişme zamanının uzamasıyla musluk suyundaki kurşun daha konsantre olmaya başlayabilir.
BAKINIZ
Karbonhidratlar ve Beslenmedeki Önemi
Et, Et ürünleri ve Beslenmedeki Önemi
Ekosistemde gıda zinciri ve gıda ağının önemi nedir?
Su içmenin yararları
Su içmek niçin bu kadar mühim? Suyun yararları neler? Su tüketimimizi iyi mi artırabiliriz?
Su içme alışkanlığına haiz değilseniz, bugünü başlangıç alıp bundan sonrasında kucak kucak su içmenizi tavsiye ediyoruz. Pudra.com'un su içme alışkanlığını edinmek için önerilerini Su içmeyi unutma! adlı yazıdan okuyabilirsiniz.
Peki niçin su içmek bu kadar mühim? Daha çok su tüketmek için ne yapmalıyız? Memorial Hastanesi'nden Uz. Dr. Selahattin Türen suyun sağlığımız açısından önemini şöyleki konu alıyor:
Az su içenlerde bitkinlik, dikkat güçlüğü ve bellek bozukluklukları görülebilir
"Sıhhatli erişkin bir erkekte vücut ağırlığının %60'ını, hanımda %50'sini su oluşturur. Bu oranlar yenidoğan bir bebekte %70- 75 iken yaşla beraber azalır. İnsan beyninin %95'ini ve akcigerlerin %90'ını su oluşturur. Vücuttaki tüm sistemler, organlar ve hücreler kafi su olmadan fonksiyonlarını sürdüremezler. Hücre içinde gerçekleşen tüm yaşamsal metabolik vakalar ama hücre içinde su kafi ise gerçekleşebilmektedir. Vücut sıvısının %2 benzer biçimde minik bir oranda azalması dahi hafifçe bitkinlik, yakın hafizada hafifçe bozulma, dikkati toplamada ve meydana getirilen işe odaklanmakta güçlüklere niçin olur. Vücut sıvısının azalmasına basitçe 'dehidratasyon' denir. Gün boyu devam eden hafifçe yorguluğun en sık sebeplerinden birisi de hafifçe dehidaratasyondur.
Su niçin yaşamın membaı?
Peki niçin su içmek bu kadar mühim? Daha çok su tüketmek için ne yapmalıyız? Memorial Hastanesi'nden Uz. Dr. Selahattin Türen suyun sağlığımız açısından önemini şöyleki konu alıyor:
Az su içenlerde bitkinlik, dikkat güçlüğü ve bellek bozukluklukları görülebilir
"Sıhhatli erişkin bir erkekte vücut ağırlığının %60'ını, hanımda %50'sini su oluşturur. Bu oranlar yenidoğan bir bebekte %70- 75 iken yaşla beraber azalır. İnsan beyninin %95'ini ve akcigerlerin %90'ını su oluşturur. Vücuttaki tüm sistemler, organlar ve hücreler kafi su olmadan fonksiyonlarını sürdüremezler. Hücre içinde gerçekleşen tüm yaşamsal metabolik vakalar ama hücre içinde su kafi ise gerçekleşebilmektedir. Vücut sıvısının %2 benzer biçimde minik bir oranda azalması dahi hafifçe bitkinlik, yakın hafizada hafifçe bozulma, dikkati toplamada ve meydana getirilen işe odaklanmakta güçlüklere niçin olur. Vücut sıvısının azalmasına basitçe 'dehidratasyon' denir. Gün boyu devam eden hafifçe yorguluğun en sık sebeplerinden birisi de hafifçe dehidaratasyondur.
Su niçin yaşamın membaı?
- Vücutta taşıyıcı göreve haiz olan su, hücrelere gıda ve oksijen taşır, atıkları uzaklaştırır.
- Böbreklerin toksik maddelerden temizlenmesine destek verir.
- Kan ve lenf sisteminin büyük bir kısmını oluşturur.
- Vücut sıcaklığının düzenlenmesinde rol alır.
- Kan basıncını denetim eden elektrolitlerin dengelenmesine ve taşınmasına destek verir.
- Sıcak havalarda vücudu serin meblağ ve soğuk havalarda vücut izolasyonu sağlar.
- Yeteri kadar tüketildiğinde, cildin daha düzgün, daha yumuşak, daha parlak ve daha esnek olmasını sağlar.
- Tükürük ve mide salgısında bulunarak, besinlerin sindirilmesinde vazife alır.
- Su, emziren hanımlarda, süt üretimini artırır.
- Bağışıklık sisteminin görevini yapabilmesi için su gerekmektedir. Bu özelliği ile zinde ve dinç kalmada destek verir.
- Eklemlerin kayganlığını sağlar.
- Su tüketimi azaldıkça, vücutta depolanan yağ miktarı artmaya başlar ve kilo alımı gerçekleşir.
İçme suyu ya da tabii sularının çoğu mıntıkadan mıntıkaya degişmekle beraber; bir takım minarelleri ihtiva eder. Vücudumuz için lüzumlu olan minarellerin bir kısmını içtiğimiz sulardan elde ederiz. Bu tür durumlar içinde kalsiyum, magnezyum ve sodyum daha çok oranda olanlardır. Flor, iyot ve başka yaratı elementlerin de bir kısmını içtiğimiz sulardan sağlarız.
Su tüketim miktarı çevresel ve şahsi şartlara bakılırsa değişiyor
Su tüketiminin sağlığımız için çok mühim olduğu senelerdir anlatılır. Peki, günlük su tüketimi ne kadar olmalıdır? Bu mevzuda uzmanların değişik görüşleri olsa da genellikle averaj günlük su tüketiminin 2-2.5 litre olmasi tavsiye edilir. Bu durumu 8x8 kısaca gunde 8 kez 8 onz (250 ml ya da bir su bardağı) su içilmesi şeklinde de işitmiş ve okumuş olabilirsiniz. Bu miktarlar averaj miktarlardır. İdeal olan ise su ihtiyacının kişinin durumuna ve mevcut hastalıklarına, hava sıcaklığına ve aktivite düzeyine bakılırsa ayarlanmasıdır.
Kafi su içip içmediğinizi kontrol etmek için 3 minik ipucu
Kafi su içip içmediğinizi kontrol etmek için 3 minik ipucu
- Susuzluğunuzu gidermek için içtiğiniz su miktarının minimum 2 katını tüketin.
- Günboyu ve sık sık su için ve su içmek için susamayı beklemeyin.
- İdrar renginiz koyu sarı renkli ise kafi oranda su içmiyorsunuz anlamına gelir. İdrar renginiz koyu sarıdan açik ve saydam renge dönüştüğünde kafi oranda su tüketiyorsunuz anlamına gelir.
Kimler daha çok su tüketmeli?
- Yüksek proteinli rejimle beslenenler.
- Lifli gıdalardan varlıklı beslenenler.
- Bulantı kusma ve ishal ile sıvı kaybının arttığı zamanlar
- Ağır fizyolojik aktivite yapanlar
- Çok sıcak ortamlarda olup, çok fazla terleyen kimseler daha çok su tüketmelidirler.
Su daima yaşam kaynağınız olmayabilir
Vücutta fazla oranda sıvının olduğuna işaret eden durumlarda (bacaklarda ödem ve karında asit); kalp yetmezliği, böbrek yetmezligi, siroz ve kronik karaciğer hastalığı benzer biçimde ara sıra sıvı alımının belirgin bir miktarla kısıtlanması tedavinin mühim bir parçasıdır. Bu benzer biçimde durumda olan hastaların doktorlarının tavsiyelerine uymaları daha doğru olacaktır.
Çay, kahve, kola suyun yerini tutmaz
İçeceklerin hiçbiri suyun yerine geçemez. Su, kalori içermez ve asiditesi yoktur. Kafeinli içeceklerin fazla tüketilmesi; çarpıntıya niçin olurken; bu içeceklerin bununla beraber fazla şeker ve krema tüketilmesi de gereksiz kalori alınmasına kısaca kilo artışlarına sebep olabilir. Bununla birlikte kafeinin idrar söktürücü özelliği de olduğundan fazla tüketildiginde ilkin sıvı alımı artmış olur, ama bir süre sonra idrarla sıvı kaybı artar.
Kola ve benzeri asitli içecekler mideye hastalık verdiği benzer biçimde; alınan asidin tesirini azaltmak için vücut oldukça fazla su harcamak zorunda kalır."
Su tüketiminizi çoğaltmak için tavsiyeler:
Vücutta fazla oranda sıvının olduğuna işaret eden durumlarda (bacaklarda ödem ve karında asit); kalp yetmezliği, böbrek yetmezligi, siroz ve kronik karaciğer hastalığı benzer biçimde ara sıra sıvı alımının belirgin bir miktarla kısıtlanması tedavinin mühim bir parçasıdır. Bu benzer biçimde durumda olan hastaların doktorlarının tavsiyelerine uymaları daha doğru olacaktır.
Çay, kahve, kola suyun yerini tutmaz
İçeceklerin hiçbiri suyun yerine geçemez. Su, kalori içermez ve asiditesi yoktur. Kafeinli içeceklerin fazla tüketilmesi; çarpıntıya niçin olurken; bu içeceklerin bununla beraber fazla şeker ve krema tüketilmesi de gereksiz kalori alınmasına kısaca kilo artışlarına sebep olabilir. Bununla birlikte kafeinin idrar söktürücü özelliği de olduğundan fazla tüketildiginde ilkin sıvı alımı artmış olur, ama bir süre sonra idrarla sıvı kaybı artar.
Kola ve benzeri asitli içecekler mideye hastalık verdiği benzer biçimde; alınan asidin tesirini azaltmak için vücut oldukça fazla su harcamak zorunda kalır."
Su tüketiminizi çoğaltmak için tavsiyeler:
- Su içmek için susamayı beklemeyin.
- Yemeklerle beraber ve yiyecek aralarinda su için.
- 8x8 kuralını ihmal etmeyin. Günde 8 kez 8 onz (240 ml, 1 su bardağı) su için.
- Kendinize su içmek için güzel bardaklar ya da şık bir sürahi satın alabilirsiniz.
- Çabalama ortamınızda ve evinizde belirleyeğiniz bölümlere “su iç†yazılı notlar asabilirsiniz.
- Ofis bilgisayarınıza su hatırlatması programlarından kurabilirsiniz. Böylelikle siz işinize konsantre olmuş çalışıyorken, ekranda beliren su şişesi size su vaktinin geldiğini hatırlatır.
Sabahları Aç Karnına Sıcak Su İçmenin Yararları...
Sabahları kalkar kalkmaz bedenimize ilk olarak ılık su girdiğinde neler olur asla düşündünüz mü? Sabahları kalkınca bir kupa ılık su içmenin vücudumuz için çok mühim olduğuna dair bir çok mevcuttur. Meydana getirilen bir çok çabalama sabahları kahvaltıdan ilkin içilen bir bardak ılık suyun sağlığımız için çok yararlı bulunduğunu göstermiştir. Bu yazıyı okuduktan sonrasında bir ihtimal siz de sabahları aç karnına ılık su içmeyi tecrübe etmek isteyecek ve farkı ne olursa olsun görmüş olacaksınız.
İşte Sıcak Suyun Yararları:
Ağrıyı Yatıştırır ve Azaltır
Ilık su, en etkili tabii ilaçtır. Kas krampları için birebirdir, çünkü, kılcal damar sirkülasyonunu düzeltir ve kasları rahatlatır. Bununla birlikte regl periyodu sancılarının azaltılmasında da çok etkilidir. Suyun sıcak tesiri karın kaslarını rahatlatarak karın ağrılarını yatıştırır.
Kilo Kontrolüne Destek Olur
Sıcak / Ilık su vücut sıcaklığını yükselterek metabolizmayı hızlandırır. Bu yolla vücut daha kısa sürede daha çok kalori yakar. Bununla birlikte, sabahları içilen bir bardak ılık su böbreklerin ve başka boşaltım organlarının daha iyi çalışmasını sağlar.
Yaşlanmayı Geciktirir
Yaşlanmayla beraber vücudumuzda toksik bileşenler artar. Sıcak su vücudumuzda biriken toksinleri atmamıza destek olduğundan, yaşlanma sürecini yavaşlatır ve cildin elastikiyetini arttırır.
Sindirim
Netice olarak, vücuttaki su eksikliğinde kramplar ve vücutta şişmeler görülmektedir. Sabahları kahvaltıdan ilkin içeceğimiz bir bardak sıcak su bağırsaklarımızın çalışmasını teşvik edecek ve vücut fonksiyonlarımızın düzgüsel şekilde çalışmasına yardım edecektir.
Sirkülasyon
Bir kupa sıcak su, kan dolaşım sistemimizin iyileşmesine de destek olacaktır.
Sabahları kalkar kalkmaz bedenimize ilk olarak ılık su girdiğinde neler olur asla düşündünüz mü? Sabahları kalkınca bir kupa ılık su içmenin vücudumuz için çok mühim olduğuna dair bir çok mevcuttur. Meydana getirilen bir çok çabalama sabahları kahvaltıdan ilkin içilen bir bardak ılık suyun sağlığımız için çok yararlı bulunduğunu göstermiştir. Bu yazıyı okuduktan sonrasında bir ihtimal siz de sabahları aç karnına ılık su içmeyi tecrübe etmek isteyecek ve farkı ne olursa olsun görmüş olacaksınız.
İşte Sıcak Suyun Yararları:
Ağrıyı Yatıştırır ve Azaltır
Ilık su, en etkili tabii ilaçtır. Kas krampları için birebirdir, çünkü, kılcal damar sirkülasyonunu düzeltir ve kasları rahatlatır. Bununla birlikte regl periyodu sancılarının azaltılmasında da çok etkilidir. Suyun sıcak tesiri karın kaslarını rahatlatarak karın ağrılarını yatıştırır.
Kilo Kontrolüne Destek Olur
Sıcak / Ilık su vücut sıcaklığını yükselterek metabolizmayı hızlandırır. Bu yolla vücut daha kısa sürede daha çok kalori yakar. Bununla birlikte, sabahları içilen bir bardak ılık su böbreklerin ve başka boşaltım organlarının daha iyi çalışmasını sağlar.
Yaşlanmayı Geciktirir
Yaşlanmayla beraber vücudumuzda toksik bileşenler artar. Sıcak su vücudumuzda biriken toksinleri atmamıza destek olduğundan, yaşlanma sürecini yavaşlatır ve cildin elastikiyetini arttırır.
Sindirim
Netice olarak, vücuttaki su eksikliğinde kramplar ve vücutta şişmeler görülmektedir. Sabahları kahvaltıdan ilkin içeceğimiz bir bardak sıcak su bağırsaklarımızın çalışmasını teşvik edecek ve vücut fonksiyonlarımızın düzgüsel şekilde çalışmasına yardım edecektir.
Sirkülasyon
Bir kupa sıcak su, kan dolaşım sistemimizin iyileşmesine de destek olacaktır.
Kaynak: bilgiustam.com/
Yazar: Buket Sağbasan
Yazar: Buket Sağbasan
İnsanın yaşamını devam ettirmesi için minimum oksijen kadar mühim olan suyun, vücutta bir çok görevi de bulunmakta. Son yıllarda bilhassa rejim listelerinin kafa köşesinde yer edinen suyun vücudumuz ve hayatımızı sıhhatli bir biçimde devam ettirebilmemiz için büyük önemi bulunmakta. İnsan yapısı, yiyecek yemeden dört hafta yaşayabilirken, su içmeden yaşayabilme süresi ise bir tek 3-4 gün. İnsan bedeninin 2/3'ü sudan oluşurken, her insanoğlunun kendini zinde hissetmesi için günde 2.5 litre suya ihtiyacı bulunmakta.
Eğer vücutta az su bulunursa, kan yoğunlaşıyor ve bu da organlara çok az oranda oksijen ve gıda maddesi taşınmasına niçin oluyor. Fakat içtiğiniz su miktarı çok aşırıya kaçarsa, bu da vücut için negatif sonuçlar doğurabiliyor.Çünkü böbrekler çok fazla çalışır ve sık sık wcye çıkmanıza niçin olup, vücudunuzdaki kalsiyumun atılmasına niçin olur. Vücudunuzun su alımının kafi olup olmadığını anlamanın en etkili yolu, idrara uyanık olmak. Açık renkli idrar, su ihtiyacını doğru karşıladığınızı gösterir. Eğer idrarınız koyu renkli ise, bu yeterince su almıyorsunuz anlamına gelir.
SUYUN VüCUT İÇİN ÖNEMİ
- Vücut sıvılarında bulunarak, eklemlerin kayganlaşmasına niçin olur. İdrarla zararı olan maddelerin atılmasını sağlar.
- Tükürük ve mide salgısında bulunarak, gıdaları sindirir.
- Hücre ve kas dokularını kuvvetlendirir. Karbonhidratları, yağları, proteinleri, hormonları ve oksijeni, kanda bulunarak kaslara taşır. Zararı dokunan maddeleri dokulardan uzaklaştırmayı sağlar.
- Teni gerginleştirir, parlaklık kazandırır.
ŞİŞMANLIĞA KARŞI SU
Vücut bilhassa geceleri su almadığı için, sabahları uyandığınızda derhal bir bardak su içmeyi dikkatsizlik etmemelisiniz.
Vücudun su toplamaması için, bolca oranda su içmek gerekir. Su miktarında azalma oldukça, vücutta depolanan yağ miktarı da artmaya başlar. Nedenine ulaşınca; böbrekler kafi oranda su almazlarsa, iyi çalışmazlar. Bu vazife de karaciğerin olur. Karaciğer böbreklerin görevini üstlendiğinde ise, daha az yağı enerjiye dönüştürür. Bu da zayıflamayı son aşama negatif etkisinde bırakır.
Vücut bilhassa geceleri su almadığı için, sabahları uyandığınızda derhal bir bardak su içmeyi dikkatsizlik etmemelisiniz. Öğlen ve akşam yemeklerinden ilkin içeceğiniz bir bardak su, iştahı bastırıp, mideyi doldurur ve sindirime iyi gelir. Spor yapmadan ilkin içilen bir bardak su da gene metabolizmayı çalıştırırken, kas glikojeninin tükenmesinin önüne geçer.
SUYUN RAHATLATICI ETKİSİ...
Günün tüm yorgunluğundan ve stresinden arınmanız için yapmanız ihtiyaç duyulan en mühim şey; şöyleki bolca köpüklü bir banyo. Suyun rahatlatıcı tesiri, aslına bakarsak sandığımızdan epey fazla...
Su bir tek temizlenmek için değildir, arınıp, yenilenmek ve bitkinlikten kurtulmak için de birebir...
Yıkandığınız suyun sıcaklığının, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına itina göstermelisiniz. Çok sıcak su, kanın yüze doğru atak etmesine niçin olur ve ana merkezler görevini daha zor yaparlar. Sıcak su, bir takım dolaşım bozukluklarını da doğurabilir, kalbi zayıf olanlar üstünde ise daha fena etkisinde bırakır yaratır. Sıcak suyun bir dezavantajı da, deriyi yumuşatması ve varislerin daha da ortaya çıkmasını sağlamasıdır. Bunun yanı sıra çok soğuk suyun da bir takım zararları bulunmaktadır: Bilhassa yaz aylarında tercih edilen soğuk su, serinletmek yerine aksine terletir. Kan damarlarının ilkin daralmasına, peşinden derhal genişlemesine niçin olur. Bu yüzden, ideal banyo suyunun sıcaklığı, 33 ile 37 aşama içinde değişiyor. Eczaneden edineceğiniz bir termometre ile suyun sıcaklığını ölçmeniz mümkün. İdeal su sıcaklığı içinde, minimum 15 dakika kalmayı da dikkatsizlik etmemelisiniz...
DERİYE KAYBETTİĞİ SUYU YENİDEN VERİN
Eğer banyo çıkışında vücudunuzda kırmızılık oluştuysa ve kaşınıyorsanız, suyunuz fazla klorlu ya da kireçli anlamına gelir. Kireçli su ise, vücudu kurutup, sertleştirir. Bu sebeple, banyo sonrası, vücudunuza rutubet kazandıracak kremler sürmenizde yarar var.
Kokulu ve renkli banyo tuzlarından kattığınız suda yıkanırsanız, tuzların canlılık verme ve bitkinlik alma özelliğinden de faydalanabilirsiniz. Gülsuyu ve gliserin eklenmiş su ile meydana getirilen banyo ise, deriye kaybetmiş olduğu suyu tekrardan verir.
Suyun Yararları
- Su vücutta metabolizma artıklarının atılması için bir araçtır. Su vücudun termostadı ısı düzenleyicisidir. Vücutta su ter olarak atılırken ısı da beraber atılır. Bu yüzden vücut ısısı azalır. Ter buharlaşmak için vücuttan ısı alır. Bu şekilde vücudun ısısı düşer.Vücutta lüzumlu olan maddeleri lüzumlu bölgelere taşırlar.
- İnsanın susamasıyla suya ihtiyacını belirtir. Lüzumlu olan su o anda alınarak su ihtiyacı giderilir. Bir insan günde yiyecek ve içeceklerle dışarıdan 2.9lt vücuttaki kimyasal reaksiyonlarla 0.1 lt olmak suretiyle toplam 3 lt su alır. Buna karşılık kaybedilen su idrarla l.5 lt ten kanalıyla (terleme şekliyle) 0.9 lt solunum ile 0.4 lt ve dışkı ile 0.2 lt. dir.
- İnsanlar su ihtiyaclarını; meteor suları yer altı suları ( kuyu ve artezyen) ve yeryüzü sularından (ırmak göl) karşılarlar.
- Dağlık yüksek bölgelerdeki dere ve göl sularında organik maddeler bulunmamakla beraber çözünmüş organik tuzlar vardır
Karbonhidratlar ve Beslenmedeki Önemi
Et, Et ürünleri ve Beslenmedeki Önemi
Ekosistemde gıda zinciri ve gıda ağının önemi nedir?
YORUMLAR