Cenup ABD’nın en büyük ülkesi ve futbol yıldızlarının ülkesi olan Brezilya’nın zamanı ile ilgili bilgiler. 15. yüzyıl sonlarında Avrupalıla...
Cenup ABD’nın en büyük ülkesi ve futbol yıldızlarının ülkesi olan Brezilya’nın zamanı ile ilgili bilgiler.
15. yüzyıl sonlarında Avrupalılar, ABD Kıtası’na ayak basmadan ilkin, Brezilya’nın ormanlık bölgelerinde, gelişmiş bir uygarlık kuran İnkalar yargı sürüyordu. İspanyol ve Portekiz yayılmacılığının başlarında Portekizliler, İspanya ile imzalanan ve Papalık tarafınca onaylanan 1494 Tordesillas Antlaşması’na dayanarak Brezilya’ya girdiler. Ülkeye Avrupalıların yerleşmesi 1510’da başladı. Engizisyonun baskısından kaçan ve Avrupa’dan sürülen Yahudi topluluklarının bir kısımı Brezilya’ya göç etti. 1525′ te Badyoz Konferansı ile Portekiz’in, Brezilya topraklarındaki egemenliğini Papalık da onayladı. 1532′ de, Alfonso de Souza komutasındaki sömürgeciler, Brezilya’ya gelmiş olarak yerleşim hareketini başlattılar. 1533’te, Francisco Pizzaro’ nun, İnka İmparatorluğu’nu yıkmasıyla ülkede Portekiz’in fiili egemenliği kesinleşti.
Brezilya’ya şekerkamışının girmiş olduğu bu zamanda Sao Paulo, Olinda ve Bahia çevresinde yerleşim birimleri kuruldu, buralardaki topraklar şekerkamışı tarımı meydana getiren Avrupalılara verildi. Portekiz Kralı II. Juan, 1538’de, Brezilya’yı krallığa bağlı bir valilik haline getirdi. 1539’da, merkeziyetçi bir yönetim kurularak başına Portekiz kralını temsil eden bir vali atandı. Bahia, Brezilya Genel Valiliği’nin merkezi oldu. İlk vali olan Tome de Sausa (1549-1553), mecburi askerlik hizmeti getirerek yeni şehirler yaptırdı. Aynı dönemde kıyı şeridinde şekerkamışı, kakao, kahve, pamuk ve tütün ekimi meydana getirilen işletmeler kuruldu. 1542’den sonrasında Afrika’dan giderek artan sayıda köle getirilmeye başlandı. 1549’da, Salvador sömürge başkenti oldu. 1554’ten sonrasında Cizvit misyonerleri Sao Paulo’yu kurarak ülkenin iç kesimlerinin keşfedilmesi sürecini başlattı. 1580’de, Portekiz Kralı Sebastino ölünce Brezilya, Portekiz ile beraber İspanya Krallığı’ nın yönetimi altına girdi. İtalyanların, Brezilya’yı ele geçirme girişimleri Açores Savaşı ile (1582) durduruldu, Hollandalılar 1624’te Bahia’yı ele geçirerek, 1637’de Pernambuco’ya (Recife) yerleştiler. Brezilya, 1640’ta tekrardan Portekiz yönetimine girdi. 1655’te, Minas Gerais’te, 1719’da Mato Groso’da altın bulundu. 1728’de, Brezilya dünyanın en fazlaca altın çıkarılan ülkesiydi. Brezilya’da maden yataklarının işletmeye açılmasıyla Sao Paulo ve Şimal-doğu’dan kitlesel göç yoğunlaştı. Bu zamanda kıymetli maden ticareti yollarının üstünde bulunan ve giderek büyüyen Rio de Janeiro, 1763’te başkent oldu. 18. yüzyıl sonlarına doğru altın yatakları tükenince, ziraat tekrardan ehemmiyet kazanmaya başladı.
Geniş hayvancılık bölgeleri (Estancias) oluşturuldu. 1750’den sonrasında, Portekiz Kralı Jaoa, bir yenileştirme uygulamasına girişti. Imar ve eğitim emek harcamaları hızlandırıldı. Göçmenlere yerleşim kolaylığı sağlandı. Tarımsal ve madensel üretim desteklendi. 1775’te yerli halkın köle olarak satılması yasaklandı, buna rağmen Afrika’dan getirilen kölelerin sayısı çoğaldı. Nüfusun % 30′ unun köle olduğu ülkede, Fransız devrimci fikir akımlarının da etkisiyle patlak veren Tridansets Ayaklanması (1789) kolayca bastırıldı. 1800’den sonrasında Brezilya’nın Portekiz ile ilişkisi yeni bir boyut kazanmıştır. Fransa’nın Portekiz’i işgal etmesi ve Napolyon ordularının Lizbon’a ilerlemesi üstüne, kral ailesi, Brezilya’ya firar etti (1807). Bu şekilde Rio de Janeiro 1821 ‘e kadar Portekiz Krallığı’nın da başkenti oldu. 1816’da VI. Joao Portekiz ve Brezilya kralı unvanıyla tahta çıktı. 1817’de Pernambuco ve şimal illerinde cumhuriyetçi hareketler hız kazanmıştır; 1821’de, VI. Joao, Portekiz’e dönünce büyük oğlu Pedro’yu naib olarak Brezilya’da bıraktı. 7 Eylül 1822’de, Brezilya’nın bağımsızlığını duyuran Pedro, I. Pedro unvanıyla tahta çıkanldı. Brezilya’daki Portekiz birlikleri Avrupa’ya döndü. 1824’te ABD, 1825’te de Portekiz, Brezilya’nın bağımsızlığını tanıdılar. Uruguay’ın ele geçirilmesi için meydana getirilen İtuzaingo Savaşı’nda (1827), Brezilya, Arjantin’e yenilince Uruguay’ı kati olarak yitirdi.
I.Pedro, 1831’de çıkan ayaklanmayla tahttan, beş yaşındaki oğlu yararına çekilerek Portekiz’e döndü. 1840’ta tahta çıkan II. Pedro döneminde demiryolu şebekesi kuruldu, kahve, kauçuk ve pamuk dışsatımına başlandı; ticaretin geliştirilmesine çalışıldı. 1864-1870 içinde Paraguay ile savaşıldı, ABD ve Avrupa ülkeleriyle ilişkiler geliştirildi. II. Pedro, 1888’de köleliği resmen kaldırınca, büyük toprak sahipleri, II. Pedro’ya karşı tavır aldılar. Bunun yanı sıra, kilise ve ordu da imparatora olan desteğini çekti. 15 Kasım 1889’da ayaklanan ordu, II. Pedro ile ailesini Avrupa’ya sürgüne gönderdi. Ayaklanmayı başlatan Manuel Deodoro da Fonseca yönetimi ele geçirdi. 14 ay devam eden mutlakiyet sürecinin arkasından, 1891’de, ABD Anayasası’ndan esinlenerek kuvvetli bir başkanlık sistemi kuruldu. Aynı yıl cumhuriyetin duyuru edilmesiyle Fonseca, cumhurbaşkanı oldu.
Bir süre sonrasında yerine geçen Peixoto döneminde de bunalım aşılamayınca ordu, yönetimi sivil hükümete bırakmak mecburiyetinde bırakıldı. Prudente de Maraese Banos, 1894’te Brezilya’nın ilk sivil cumhurbaşkanı seçildi. Maraese döneminde (1894-1898) siyasette, Manuel Ferraz de Campos Salles döneminde (1898-1902) de ekonomide kararlılığın sağlanmasına çalışıldı. Kuzeydoğu bölgesinde, Antonio Maciel önderliğinde patlak veren ayaklanma 1897’de bastırıldı. F. Rodrigues Alves (1902-1906) döneminde başkent Rio de Janeiro tekrardan düzenlenerek büyük bir liman yapılmış oldu. Alfonso Penna’ nın cumhurbaşkanlığı esnasında (1906-1909) ekonomide gelişme sürdü. 1910′ a kadar meydana getirilen anlaşmalarla, Brezilya ile Arjantin, İngiliz Guyanası, Fransız Guyanası, Bolivya, Peru ve Uruguay arasındaki sınır anlaşmazlıkları çözümlendi. Brezilya 26 Ekim 1917’de Almanya’ya cenk duyuru etti. Epitacio de Silva Pessona’nın cumhurbaşkanlığı döneminde (1919-1922), cenk esnasında süregelen endüstrileşme hızlandı. Cumhurbaşkanlığı döneminde (1922-1926), ordudaki ayaklanma girişimleriyle uğraşan A. Silva Bernardes, devamlı sıkıyönetime başvurmak mecburiyetinde bırakıldı. Luis Pereira de Sousa döneminde (1926-1930), kahve üretimindeki büyük artış sebebiyle üretim fazlası hayata merhaba dedi. Öte yanda, 1929 Dünya Iktisat Bunalımı esnasında istemin ve kahve fiyatlarının düşüşü, ülkede büyük bir ekonomik sarsıntı yarattı. Ekim 1930’da Rio Grande del Sul Valisi Getulio Vargas, ordu ve halkın desteğiyle de Sousa’yı devirdi. 1931’de devlet borçlarının ödenmesi için üç senelik bir maratoryum diye deklare edildi. 1934′ te hazırlanan yeni anayasa ışığında, Kurultay tarafınca cumhurbaşkanı seçilen Vargas döneminde iktisat devlet denetimine alındı.
ABD’nin parasal yardımıyla demir-çelik endüstrisinin temelleri atıldı. Vargas, uygar Brezilya’nın kuruluşuna öncülük etti. Kasım 1935’te patlak veren ayaklanma, kanlı bir şekilde bastırıldı. Kasım 1937’de anayasa halkoyuna sunulmadan tüm politik partileri kapatan Vargas, diktatörlüğünü duyuru etti. Nisan 1938’de Portekizce tahsil dili olarak kabul edildi. İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında yansızlığını duyuran Brezilya, 1942’de, Almanya ve İtalya ile diplomatik ilişkilerini keserek ABD’nin yanında harbe girdi. Harp sonrasında da, ABD ile Brezilya içinde bir takım iktisat antlaşması imzalandı. Ekim 1945’te askeri bir hükümet darbesiyle devrilen Vargas’ın yerine General En-rico Gaspar Outra (1946-1950) devlet başkanı oldu. 1947’de, Komünist Parti yasadışı diye deklare edildi, aynı yıl SSCB ile ilişkiler kesildi. Ekim 1950 Seçimleri’ nde Vargas tekrardan cumhurbaşkanı seçildi. Vargas, tutucuların ve ordunun baskısıyla Ağustos 1954’te görevden ayrılmak mecburiyetinde bırakıldı. Yerine yardımcısı Joao Cafe Filho (1954-1956) geçti. 1956’da cumhurbaşkanı seçilen Juscelino Kubitschek de Oliveira döneminde (1956-1960), dış borçlanma yöntemiyle imar ve sanayide göreceli bir gelişme sağlandı. 21 Nisan 1960’ta Brasilia başkent oldu. Fakat, enflasyonun önüne geçile-meyince ülke tekrardan bunalımın eşiğine geldi. Ocak 1961’de seçimleri kazanan Janio Auadros, yansızlaşmaya yönelik bir siyaset izleyerek ABD ile ilişkileri geliştirdi. Auadros, tutucuların baskısıyla karşılaşınca, cumhurbaşkanlığının yedinci ayında görevinden ayrılmak mecburiyetinde bırakıldı. Yerine geçen Joao Belchior Marques Goulart (1961 -1964) da, toplumsal reformlara önem vererek bağımsız dış siyaset çizgisini sürdürmeye çalıştı.
Toprak reformuna karşı çıkan toprak sahipleriyle reformdan yana köylüler içinde, Mart 1964’te çatışmalar patlak verince, bir askeri darbe sonucu, Goulart görevinden alınarak (Nisan 1964) sürgüne gönderildi. 9 Nisan 1964’da General Lastello Branco devlet başkanı oldu. Ranieri Mazzili’nin geçici hükümeti esnasında, tüm politik partiler kapatıldı, basına sıkıdüzen kondu, ülkenin önde gelen 400 politika adamının yurttaşlık hakları sınırlandırıldı. 30 bin devlet memuru görevden alındı, ülke çapında binlerce şahıs tutuklanarak yargılandı. Askeri hükümet, yılda % 90’a varan enflasyon hızını düşürmeye çalıştı. 1964-1966 içinde alınan önlemlerle enflasyon oranı % 38’e düşürüldü. 27 Ekim 1964 Kararnamesi’nin arkasından siyasal yapı tekrardan düzenlenerek, iki dereceli seçim yönetimi getirildi. 15 Kasım 1966’da meydana getirilen genel seçimlerde, ARENA, parlamentoda çoğunluğu sağlamış oldu. “Brezilya Birleşik Devletleri” ismi “Brezilya”ya dönüştürüldü. Branco’nun ardılı seçilen General Arthur da Costa a Silva, Mart 1967’de devlet başkanı oldu. Silva, Branco’nun iktisat politikasını sürdürdü. Aralık 1968’de, Costa, hükümetteki askeri sağ kanadın baskısıyla meclisi dağıttı, basına sıkıdüzen koydu ve ölünceye kadar (Ağustos 1969) yönetimde kaldı. Ekim 1969’da, Emilio Garrastazu Medici, generaller tarafınca devlet başkanı seçildi. Medici, Kasım 1970’te sol muhalefeti tümüyle siyasal yaşamdan uzaklaştırarak hükümete bağlı yeni bir meclis oluşturdu. 1967-1974 içinde “ekonomik mucize” ismi verilen bir gelişme gerçekleşti. MDB, 1974 Seçimleri’nde oyların % 65’ini ile birlikte iktidara geldi. Ernosto Geisel devlet başkanı oldu. ARENA Partisi’nin talibi olan ve Mart 1979’da cumhurbaşkanı seçilen Joao Baptista da Oliveira Figueiredo döneminde de demokrasiye geçiş emek harcamaları sürdürüldü. Muhafazakâr Popülist Parti, 18 yıl aradan sonrasında Kasım 1982’de meydana getirilen ilk özgür genel seçimle Devlet Başkanı Figuerido’nun vazife süresi sona erince, yeni başkanın Temsilciler Meclisi, Senato ve 23 eyaletin temsilcilerinden oluşan ortak meclis tarafınca seçilmesi kararlaştırıldı. Ocak 1985’te 686 üyeli Seçim Kurulu muhalefetteki Brezilya Demokratik Hareket Partisi (PMDP) talibi Tancredo Neves’i devlet başkam seçti, 21 senelik askeri yönetimi sona erdirdi, sivil yönetime geçildi. Başkanlık yeminini yerine getiremeden ölen Ne-ves’in yerine yardımcısı Jose Sarney yemin ederek devlet başkanlığı görevini üstlendi (Nisan). Sarney, Komünist Parti de içinde olmak suretiyle, siyasal partilere getirilen tüm yasaklamaları kaldırdı; Neves’in yolunda yürüyeceğini açıkladı. Kasım 1986’da, yeni bir anayasa hazırlayarak ve kendi vazife süresini saptayarak Kurucu Meclis’in seçilmesini kararlaştırdı. Kasım 1986′ da yapıları genel seçimlerde; 487 üyeli Temsilciler Meclisi’nde 259 iskemle, 69 üyeli Senato’da 44 iskemle kazanan Brezilya Demokratik Hareket Partisi yönetime geldi. Reis Sarney ve Maliye Bakam D. Funaro, ekonomide kararlılık sağlama amacıyla bir takım tedbir paketini “Tropik Planı” (Plano Tropikal) adıyla uygulamaya soktular. Ilk başlarda gözlenen umutvar gelişmeler, fiyatların 9 ay sonrasında özgür bırakılmasıyla tersine döndü. Diktatörlük sürecinin sona ermesinden bu yana, halkla güvenlik güçlerini ilk kez karşı karşıya getirdi.
YORUMLAR