buğulu sıfat 1 . üzerinde buğu bulunan, buğulanmış: "Güneş sanki buğulu bir tülbendin arkasına saklanmış, alev alev."...
buğulu
sıfat
1 . üzerinde buğu bulunan, buğulanmış:
"Güneş sanki buğulu bir tülbendin arkasına saklanmış, alev alev."- A. İlhan.
2 . Yaşlı, nemli:
"Hüseyin Ağa, aşağıda koruk sıkmış, buğulu bardaklarla geldi."- Y. Z. Ortaç.
3 . mecaz Süzgün, dalgın bakışlı olan (göz):
"Buğulu gözlerinde o eski yakamozlar parladı."- H. E. Adıvar.
4 . mecaz Dokunaklı, pes (ses):
"Buğulu bir sesi var. Ben böyle sese biterim."- H. Taner.
sıfat
1 . üzerinde buğu bulunan, buğulanmış:
2 . Yaşlı, nemli:
"Hüseyin Ağa, aşağıda koruk sıkmış, buğulu bardaklarla geldi."- Y. Z. Ortaç.
3 . mecaz Süzgün, dalgın bakışlı olan (göz):
"Buğulu gözlerinde o eski yakamozlar parladı."- H. E. Adıvar.
4 . mecaz Dokunaklı, pes (ses):
"Buğulu bir sesi var. Ben böyle sese biterim."- H. Taner.
YORUMLAR