Çarpık ödat 1 . Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı: "İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu."...
Çarpık
ödat
1 . Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı:
2 . mecaz
Fena:
3 . Gerektiği benzer biçimde olmayan, muntazam olmayan.
4 . zarf, mecaz
Aksi, ters, huysuz bir halde:
ödat
1 . Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı:
"İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu."- Ç. Altan.
2 . mecaz
Fena:
"Böylesi anlarda, diziyi çarpık bir nazarla takip etmekten geri duramıyor."- E. Şafak.
3 . Gerektiği benzer biçimde olmayan, muntazam olmayan.
4 . zarf, mecaz
Aksi, ters, huysuz bir halde:
"Nedense Makbule, bu davetten çarpık dönüyordu."- R. N. Güntekin.
Birleşik Sözler
- çarpık çurpuk
- çarpık kentleşme
YORUMLAR