Fransız düşünür, ütopik sosyalizminin Saint Simon’dan sonrasında gelen en mühim temsilcisi Fourier, varlıklı bir kumaş tüccarının erkek evla...
Fransız düşünür, ütopik sosyalizminin Saint Simon’dan sonrasında gelen en mühim temsilcisi Fourier, varlıklı bir kumaş tüccarının erkek evladıdır. Lise öğrenimini Cizvit Okulu’nda tamamladı. 19 yaşlarında Lyon’a yerleşti ve ticaretle uğraşmaya başladı. Aynı yıl Jironderlerin Lyon’da düzenlemiş olduğu bir ayaklanmaya katıldı. Tutuklandıysa da hapisten kaçarak ölümden kurtuldu.
1794’de askere yazıldı, fakat hastalığı sebebiyle ordudan ayrıldı. Bu tarihten sonrasında Paris’e yerleşen Fourier, bir süre değişik ticari işletmelerde satıcılık ve kâtiplik şeklinde işler yapmış oldu. 1803’te iş yaşamından uzaklaştı ve yaşamının geri kalan kısmında, toplumsal, tutumsal ve felsefi öğretisini yaymak ve fikirlerini yaşama geçirmek için çalıştı.
Fourier’in fikirleri, 18. yüzyıl felsefi düşüncesinin, Tanrı’ya ermişliği gaye edinen, sihir ve büyüyle karışmış gizemci bir akım olan Teosofizm’den ve J. J. Rousseau’nun tabii iyimserciliğinden etkilenmiştir.
Bireyciliğe ve rekabete dayanan cemiyet yapısına karşı olan Fourier’ye nazaran insan, gerçekte iyidir, insanlık; yabanilik, barbarlık ve ataerkillik dönemlerinden oluşan, acılarla dolu bir yolu geçerek, uygarlık dönemine ulaşmıştır. Oysa toplumsal ve tutumsal yapıya örgütsüzlük, akıldışılık ve kaba kuvvet egemendir. Uygarlık, çözemediği ve devamlı olarak tekrardan yarattığı çelişkiler içinde bir kısır döngüde ilerlemektedir.
Fourier, uygarlık döneminde yaşanmış olan bu sorunların nedenini, kurallarına nazaran yaşanması ihtiyaç duyulan bir "toplumsal yasa" nın şimdiye kadar bulunamamış olmasında görür. İktisatçıların ve felsefecilerin bu yasayı sağlamak yerine, son zamanların düzeni kimin çıkarınaysa ona hizmet ettiklerine, düzenin yaşaması için kuramlar yarattıklarına dikkat çektikten sonrasında kendi geliştirdiği "tutkular öğretisi" nin soruna kati bir cevap getirdiğini savunur.
Bu öğretiye nazaran insan, 12 arzusunun etkisindedir. Ekranda görülen pencereden beşi duyulara ilişkindir; 4’ü grup tutkusudur (arkadaşlık, sevgi, aile sevgisi ve hırs); 3'ü de dağıtıcı tutkulardır (planlama, değişiklik yapma, birleştirme). Bu tutkuların özgürce gelişmesi sağlanırsa, tek bir üstün tutkuda (sevgi) birleşilir.
Kapitalizmin insan üstündeki etkilerini maddeci bir yorumla eleştiren, insanlığın tarihini diyalektik yöntemle inceleyen Fourier’nin toplumcu fikir zamanı içinde mühim bir yeri vardır.
YORUMLAR