Ciddi ödat (ciddi: ) Arapça cidd³ 1 . Latife olmayan, gerçek: "Kısa zamanda yarı latife, yarı ciddi eleştiri edecek kadar y...
Ciddi
ödat (ciddi: ) Arapça cidd³
1 . Latife olmayan, gerçek:
2 . Ağırbaşlı:
3 . Titizlik gösterilen, ehemmiyet verilen:
4 . Tehlikeli, kaygı veren, ağır, vahim, tehlikeli sonuç:
5 . Eğlendirme amacı gütmeyen.
6 . Gülmeyen:
7 . Güvenilir, sağlam, mühim:
8 . zarf Ehemmiyet vererek, gerçek olarak:
9 . zarf Güvenilir şekilde:
ödat (ciddi: ) Arapça cidd³
1 . Latife olmayan, gerçek:
"Kısa zamanda yarı latife, yarı ciddi eleştiri edecek kadar yakınlaşmışlardı."- T. Buğra.
2 . Ağırbaşlı:
"Ben onu pek ciddi bir genç olarak tanırım."- H. R. Gürpınar.
3 . Titizlik gösterilen, ehemmiyet verilen:
"Bu zamanda yazara mevzu üstünde vukuf, ciddi incelemeler koşul koşulur."- H. Taner.
4 . Tehlikeli, kaygı veren, ağır, vahim, tehlikeli sonuç:
"Hastalığımızın oldukça ciddi olduğuna işaret etmekten kendimizi alamadık."- B. Felek.
5 . Eğlendirme amacı gütmeyen.
6 . Gülmeyen:
"O ciddi bir tavırla önemli bir şey anlatmaya hazırlanmış gibiydi."- Y. K. Karaosmanoğlu.
7 . Güvenilir, sağlam, mühim:
"Ciddi bir gazetede genç bir muharririn şu sözleri beni hâlâ düşündürüyor."- O. S. Orhon.
8 . zarf Ehemmiyet vererek, gerçek olarak:
"Size bunu ciddi söylüyorum, yalan değil!"- .
9 . zarf Güvenilir şekilde:
"Çok ciddi durunca muhteşem olduklarını sanıyorlar."- A. Kutlu.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- ciddiye almak
YORUMLAR