Cüzzam iyi mi bir hastalıktır? Cüzzam (miskin hasatlığı) nın emareleri, özellikleri, tedavisi hakkında bilgi. Cüzzam; Mikroplu, korkulu bi...
Cüzzam iyi mi bir hastalıktır? Cüzzam (miskin hasatlığı) nın emareleri, özellikleri, tedavisi hakkında bilgi.
Cüzzam; Mikroplu, korkulu bir hastalıktır. Deride bazı urlarla başlar, yer yer kangrenlere neden olur. Çok uzun devam eden bu hastalık, hastanın vücudunu kemirip harap eder, en sonunda onu ölüme götürür.
Miskin hastalığı çok eski çağlardan bu zamana kadar bilinir. Bazen salgın halinde dünyayı sarmış, insanların gözünü korkutmuştur. Ayrıca, hastalığın yayılmasını önlemek için, cüzamlıları ayırırlar, ayrı binalara kapatırlardı. Bu şeklinde bölgelere «miskinler tekkesi» denilmiştir.
Miskin hastalığının mikrobunu en önce 1873’te, İsveçli tıp bilgini Gerhart Hansen buldu; bundan dolayı, küçük bir çomakçık biçimindeki bu mikroba «Hansen basili» denilmiştir.
Mikrop, hastaların burunlarından akan sümükte çok bulunmaktadır. Bundan başka, hastaların teni üstünde çıkan yumru şekli şişliklerde de vardır. Hastalık sağlamlara hastayla temastan geçer. En fazla küçüklere geçer. Yaşlılara geçmiş olduğu az görülür. Son araştırmalarda, miskin illetine uğramış kimselerin bu hastalığa genellikle çocukluk çağlarında tutuldukları anlaşılmıştır. Karı-kocadan birinin hastalıklı olması durumunda, senelerce birlikte yaşamalarına karşın, cüzzamın ötekine geçmediği çok görülmüştür. Hastalığın kuluçka süresi çok uzundur. Bir cüzamlıyla temas eden kimsenin ama yıllardan sonrasında cüzzama tutulduğu vardır.
Emareleri: Cüzzam kırıklıkla, kafa ağrısıyla başlar. İnatçı bir nezle hali vardır. Bu nezle senelerce sürebilir. Bir süre sonra, yüzde, kollarda, ellerde, bacaklarda, vücudun daha başka yerlerinde siyahımtırak lekeler belirir. Buralarda kaşınmalar, karıncalanmalar başlar, bir süre sonra bir duygusuzluk (hissizlik) görülür. Gitgide bu lekelerin bölgeleri sertleşir, kıllar dökülür, ufacık sert yumrular çıkar. Ayrıca, kaşların, bıyıkların, sakalların dökülüp buralarda urlar belirmesi hastaya korkulu bir şekil verir. Bu yüze hekimlikte «aslan yüzü» denilir. Hasta gittikçe zayıflar, sararır solar, kansızlaşır. Bu zayıflamaya verem, frengi, yılancık, zatürre şeklinde başka bir hastalık da binerse hasta ölüme sürüklenir. Bir takım hastalarda sert yumrular ağızda, dilde, boğazda, burunda, gözlerde de çıkar. Buralardaki yaralar çevrelerindeki dokuları kemirirler. Ayrıca, el ve ayak parmakları çürüyüp dökülür.
Hastalık yıldan yıla ilerler. Cüzamlı, duygusuz, uyuşuk vücudu ile, bitkin, miskin bir halde yaşamaya devam eder.
Tedavi: Hastalık, burun akıntısından, yumrulardan alınan parçalar mikroskopla muayene edilerek kati şekilde anlaşılır. Eskiden miskin hastalığının «şolmogra yağı» denilen bir tek ilacı vardı. Bugün yeni keşfedilmiş ilaçlarla, daha başka maddelerle hastalık başarı ile tedavi edilmektedir.
YORUMLAR