Sürekli ordular iyi mi kurulmuştur? İlk sürekli orduyu kim ve ne vakit kurmuş ve sürekli tertipli ordular iyi mi kurulmaya başlanmıştır? Av...
Sürekli ordular iyi mi kurulmuştur? İlk sürekli orduyu kim ve ne vakit kurmuş ve sürekli tertipli ordular iyi mi kurulmaya başlanmıştır?
Avrupa’da, Otuz yıl Savaşları’ndan sonrasında orduların esasını tekrardan süvari himayesindeki piyade teşkil etmeye başlamış, süvari birlikleri daha önceki önemini kaybetmişti. XVII. yüzyılda İsveç Kralı II. Gustaf yeni bir ordu sistemi kurdu, ulusal ve sürekli bir ordunun temellerini attı. Bu usulü XVIII. yüzyıl içinde tüm diğeri Avrupa devletleri de benimsediler. Ayrıca kara ordusuna pek ehemmiyet vermeyen, tüm varlığını donanmaya bağlayan İngiltere’de İsveç’i örnek ile birlikte yeni ordular kurdu.
XVIII. yüzyılda, ABD’daki savaşlar ordular üstünde büyük değişikliklere yol açtı, cenk taktiği değişti. Yalnız menfaata dayanan eski orduların yerini sürekli orduların alması askerlik faaliyetinde da büyük yenilikler sağlamıştr. Bundan sonra askerlik bir vazife haline geldiği için askere alınanlar uzunca bir süre sürekli olarak orduda kalıyor, hizmetine karşılık ücret alıyordu. Ustalaşmış subayların görevlerine bağlılığı, uyanıklığı eskisinden daha fazlaydı. Ayrıca, tüm ordularda üniforma da kullanılmaya başlanmıştı.
O devirlerde ordu mevcutları, genel olarak, 100.000’in altındaydı. Topların gelişmesi de ordu teşkilatında çok büyük değişikliklere yol açtı. Napolyon daha sonraları: «Top, ordu teşkilatında tam bir ihtilal yapmış oldu» demiştir.
Yurt İçin Cenk
Ordu teşkilâtında en büyük değişikliklerden birisi de Fransız İhtilâli’nden sonraki yıllarda olmuştur. Fransa’da o zamana kadar orduyu gerçekleştiren aylıklı askerlerin yerini, 1798’den sonrasında, yurtseverlik duygusu ile çarpışan askerler aldı. Bu, orduya o zamana kadar bilinmeyen bir coşku, hareket getirdi. Askerden kaçma vakaları çok azaldı. Avusturyalılar’ın, Prusyalılar’ın ilerlemesini durdurmak için 1793’te Fransa’da 300.000 şahıs tabanca altına alındı. Bir süre sonra 18-25 yaşlar arasındaki hepimiz askere çağırıldı, gelmek istemeyenlere ağır cezalar verildi. Yalnız sakatlar askere alınmıyordu. ay içinde tabanca altına alınanların sayısı 1.000.000’u bulmuştu ki, bu, Eski İranlılar zamanından bu yana görülmemiş bir sayıydı.
XIX. yüzyılda geriye kalan yurttaşların tabanca altına alnması ile kurulacak sürekli orduların bir milletin varlığını devam ettirmenin en büyük teminatı olduğu anlaşılmıştı. Yüzyılın başlarında tüm devletler için en büyük örnek Napolyon’du. Bu yüzyılın ilk yarısına kadar ordularda mühim bir farklılık göze çarpmaz. Ama, buğu makinasının, bir süre sonra telefonun, en sonunda da telsizin, bisikletin gelişmesi ordu teşkilâtında tekrardan büyük değişikliklere yol açtı. Bundan sonra sanayi, ulaştırma da orduların gerek kuruluşunda, gerek savaşlarda büyük roller oynuyordu.
Amerikan İç Savaşı da, dönemin çağdaş ordularının ilk büyük savaşıydı. Bu harpte nüfusu 9.000.000 olan Güneyliler 500.000 kişilik, nüfusu 22.000.000 olan Kuzeyliler ise 1.000.000’luk bir ordu kurmuşlardı. Orduyu meydana getirenler nerede ise tamamen gönüllüydü. Her iki tarafın subayları da aynı askerî okullarda yetişmişti. İlk zırhlı gemiler, denizaltı gemisi, demiryolu, telgraf bu harpte kullanıldı.
YORUMLAR