Doğum

Düzgüsel Vaginal Doğum Genel Bilgiler Doğum, rahim adelesinin bir takım istemsiz kasılmaları ile süregelen ve bebeğin anne vücu...

Düzgüsel Vaginal Doğum


dogum




Genel Bilgiler

Doğum, rahim adelesinin bir takım istemsiz kasılmaları ile süregelen ve bebeğin anne vücudunu terketmesi ile sonlanan bir vakadır. Doğumun başlamasına neden olan unsur ayrıntılı olarak bilinmemekle beraber anne ve bebekten lanan karmaşa bir çok faktörün sonucu olduğu bilinmektedir.

Doğumda iki tür etkiden söz edilebilir.
  • Hormonal değişimler
  • Mekanik değişimler
Hormonal değişimler: Gebelik süresince progesteron , uterus adelesinin kasılmalarını önler. Estrojenlerin tesiri ise kasılmaları arttırıcı yöndedir. Gebeliğin son aylarında estrojen salgılanması, progesteron salgılanmasından daha çok artar ve bu şekilde progesteronun uterus adelesinin kasılmasını önleyici tesiri de ortadan kalkmış olur. Böylelikle estrojen hormonunun kasılmaları artırıcı tesiri ile doğum vakası başlamış olur.


Gebeliğin sonlarında bebeğin başının tazyiki ile rahim ağzının uyarılması, hipofizden oksitosin ismi verilen hormonun salgılanmasını arttırır. Oksitosinin de rahim adelelerinin kasılmasını artırıcı tesiri vardır. Bununla birlikte gebeliğin sonlarına doğru plasentadan relaxin ismi verilen, rahim ağzı ve vaginadaki dokularda gevşemeye yol açan bir başka hormon daha salgılanır. Özetlemek gerekirse özetlersek estrojen ve oksitosin doğum vakasının başlaması için lüzumlu olan kasılmaları artırıyor, relaxin ise rahim ağzının ve vaginadaki dokuların gevşemesini sağlayarak doğum vakasının gerçekleşmesi için katkıda bulunmakta.
Mekanik değişimler: Doğum vakasında bir tek hormonal değişikliklerin olması kafi olmuyor; olayın bir de mekanik değişimlerle ilgili yanı var. Gebeliğin sonlarına doğru bebeğin hareketleri ve rahim adelesinin bebeğin büyümesiyle gerilmesi hormonal değişimlerle beraber, rahim adelelerinde doğumu başlatan kasılmalara niçin olur. Gebelik süresince uterusda zayıf, ritmik kasılmalar periyodik olarak aslına bakarsanız vardır. Gebeliğin sonlarına doğru bu kasılmalar gittikçe artarak rahim ağzında gerilmeye ve bebeğin doğum kanalına itilmesine niçin olur. Doğum vakasının başlarında kasılmalar 30 dakikada bir görülürken doğum ilerledikçe 1-5 dakikada bir görülmeye ve yoğunluk olarak artmaya başlar. Uterus ve karın kaslarının beraber kasılmaları bebeği her kontraksiyonda küçük çapta daha aşağı iter. Doğumların ortalama % 95'inde bebek başla gelir, kalanların büyük kısmında ise makat gelişi vardır. Doğum, fertilizasyondan (döllenmeden) averaj 266 gün sonrasında gerçekleşir. Ama genel anlamda gün hesabı fertilizasyon gününe bakılırsa değildir son görülen sayı günü üstünden hesaplanır. Son görülen sayı günü hesabına bakılırsa gebelik süresi averaj 280 gündür.

Doğum Aşamaları

İlk belirgin belirsiz kasılmalar hipofiz bezinden oksitosin salgılanmasını uyarır. Bu vaziyet derhal peşinden küçük çapta daha kuvvetli kasılmalara neden olur. Adele kasılmaları yukarıdan aşağıya doğru dalgalanmalar şeklinde oluşurlar ve bebeği rahim ağzına doğru iterler. Bu aşamada rahim ağzı genişlemeye başlar ve en geniş çapı olan 10 santimetre'lik genişliğe yaklaşır. Bebeğin içinde bulunmuş olduğu su kesesi (Amniyon kesesi) doğumun herhangi bir aşamasında kendiliğinden yırtılabilir ya da tıbbi müdahale ile açılır. Her iki yolda da sonuçta açılmış kesedekı amniyon sıvısı boşalır. Amnion kesesi erken açılırsa doğumu başlatma sinyaline niçin olabilir. Doğumun başladığının başka bir göstergesi ise servikal mukusun (rahim ağzındaki tıkaç)vajinadan atılmasıdır. Gerek amniyon sıvısının gelmesi, gerekse de mukus tıkacının atılması doğumun kesinlikle başladığının göstergesidirler. Bu aşamadan bebeğin tamamen çıkışına kadar geçen süre gebeler içinde farklılıklar gösterir. Bebekler çoğu zaman kafa gelişi ile doğarlar (sefalik pozisyon). Başka ihtimaller içinde pozisyonlar komplikasyonara yol açabileceklerinden daha ileri tıbbi girişimleri gerektirebilir.

Yenidoğanın kafa kemikleri hemen hemen birbirine kaynamadığı için kafa kemiklerinin birbirinin üstüne binme özellikleri vardır. Bu özellikleri olmasaydı, kafanın vajinadan geçişi büyüklüğü sebebi ile olanaksız olurdu. Bebek doğduğunda göbek kordonu ile plasentaya hala bağlı durumdadır. Bebek uterustan çıkarıldıktan sonrasında göbek kordonu, derhal hem anne, hem de bebek tarafınca bağlanır ve ortadan kesilir.

Doğumun birinci evresi; tertipli uterus kasılmaları ile başlar. Uterus kasılmaları başta 20-30 dakikada bir oluşurken gitgide sıklaşmaya başlar. Uterusun kasılmaları son dönemde her 2-3 dakikada bir olmaya başlar. Birinci evre ilk doğumda averaj 14 saat sürer, sonraki doğumlarda bu süre kısalır. Bu evrenin en mühim fonksiyonu rahim ağzının açılmasıdır.

Doğumun ikinci evresi; bebeğin gerçek doğumudur. Süresi birden fazla dakika olabileceği şeklinde birden fazla saate kadar uzayabilir. Eğer birinci evrede su kesesi açilmamışsa dönemde kesinlikle açılır.

Doğumun üçüncü evresi; ortalama 20 dakika sürer. Plasentanın ve kalan uterus sıvılarının çıkması ile geçen süredir. Çoğu zaman bebeğin çıkışından sonrasında 30 dakika içinde başlar, ek uterus kasılmaları ile gerçekleşir. Bu dönemdeki kasılmalar bununla beraber plasentanın uterus duvarından ayrılması ile açılan kan damarlarının kapanmasına da destek verir.





  • Yeni doğum yaptım, yeşil kart sahibi olarak doğum yardımı alabilir miyim?


  • Doğum Kontrolü ve Doğum Denetim Sistemleri,metotları


  • Erken Doğum (Miad Öncesi Doğum)



Doğum Emareleri

Doğum emareleri türlüdür.gebelik süresince Rahmin kasılmasından dolayı yalancı doğum ağrıları-sancıları olabilir.Buna aldanmamak ve telaşlanmamak lazımdır.Doğum ağrıları-sancıları düzenlidir, gittikçe sıklaşır ve şiddetlenir.Doğum sancıları aniden bire kesilirse, küçük çapta hareket etmekte yarar vardır.Bir süre sonrasında sancılar yine adım atacaktır.




Ağrılar-sancılar : Karında sayı sancılarına benzer bir ağrı-sancı belirir ya da şehir ve kasıklarda hafiften hafiften ağrılar-sancılar başlar.Bu ağrılar-sancılar düzenlidir, ilk doğumda 10-12 saat sürebilir.


Bu sürenin uzun kısmını hastanede geçirmektense evde saat tutup sancıların arası beş dakikaya indiğinde doktoru arayarak hastaneye gitmek daha yerindedir.Evde geçirilen sürede ılık bir banyo yapmak, hafifi bir şeyler yiyecek ve ağır hareketlerle evin içinde dolaşmak faydalıdır.

Nişan Gelmesi : Doğum sancıları başlamadan ilkin vajinadan gelen kanlı sıvıya, halk içinde nişan denir.Doğumun ilk safhalarında rahim ağzını tıkayan mukuslu, kanlı sıvının gelmesi, nişan gelmesi diye adlandırılır.Bu durumda, sancının başlamasını ya da suyun gelmesini beklememelidir.fakat nişan doğumdan bir iki gün öncede gelebilir.Onun için doktora görüşüp ondan sonrasında hastaneye gitmelidir.

Su Gelmesi : Bebeğin içinde bulunmuş olduğu su kesesinin yırtılıp akmasıdır.Bu durumda doktora haber verip derhal hastaneye gitmekte yarar vardır.Bebeğin kafası doğum yoluna girmişse, yolu tıkayacağı için fazla oranda su gelmez.Suyu silerken bebeğin hastalık mikropları kapma olasılığı fazla olduğundan temiz havlu ya da hanım bağı kullanılmalıdır.sancılar başladığında paniğe kapılmadan, sakin olmaya çalışmalıdır.bu esnada yanında tecrübeli bir kimsenin olması anne adayını rahatlatacaktır.


Hastaneye gelindiğinde; hekim ya da ebe annenin gerilim ve ateşini ölçmeli, nabzı saymalı ve vajinadan muayene ederek rahim ağzının ne kadar açıldığını bakmalıdır.bebeğin kalp atışlarında ayrıca sık sık denetim edilir.Hekim ya da ebe doğumun gidişini değerlendirmek için belirgin sürelerle hastayı muayene edecektir.


Doğum süreci başladığında, hormon değişimleri sebebiyle sert olan rahim ağzındaki kaslar gevşer.Sık sık gelen ağrılar-sancılar rahim ağzını inceltir ve şiddetli sancılar neticesinde rahim ağzı iyice açılır ve bebek çıkar.


Sancı aralarında hareket etmek ve yeterince dik durmak bebeğin rahim ağzına daha iyi yerleşmesini sağlar.Sancıyı unutmaya analiz etmek için, dikkatinizi nefes alma verme üstünde toplamalı ve her gelen sancıyı, sizi bebeğinize kavuşturacak bir dalga olarak yorumlamalısınız.


Bebeğin yüzü anne karnına dönükse, başı ı bel kemiğine yaslandığı için annede bel ağrısına niçin olur.Bu durumda ağrıyı gidermek için bele hafifçe masajlar yapmalı, sancı aralarında oraya sıcak bir şeyler koymalıdır.Emekleme durumuna gelip, bebeğin ağırlığını sırttan uzaklaştırmak da ağrının hafiflemesini sağlar.kalçayı öne arkaya hareket ettirerek, sancı aralarında da yürüyerek, doğum sürecine ve sancının hafiflemesine destek olunabilir.


Sancıların başlangıcında ve sonunda, burundan derin nefes alıp, ağızdan hızla vermelidir. Duvara, masa ya da yatağa dayanarak yardım alabilir.iskemle ye ters oturarak, öne doğru yerde diz çökerek ya da emekleme şekli şeklinde pozisyonlar ile birlikte da rahatlamaya çalışılır.


Sancıların süresi bir dakikayı bulduğunda ve araları da bir dakikaya düştüğünde, doğum bundan böyle yaklaşmış sayılır.Ikınma isteği vardığında ebeye haber verilir.ıkınma isteği geçince derin ve rahat nefes verilir.bu devrede rahim ağzı ortalama 10 santimetre açılmışsa bundan böyle bebek geliyor anlamına gelir.




Doğum


Gebeliğin (çocuğun ya da yavru memelinin anne vücudunda gelişmesi) en yüksek noktası ve bağımsız bir yaşamın başlangıcı.


En ilkel memeliler dışındaki tüm memeliler, doğum yaparlar. Tekdelikliler (Monotremata) ve aşağı hayvanların büyük bölümü, yumurtlayarak ürerler ve bunların kuluçkaya yatmaları, yüksek memelilerin doğurmasına karşılık gelir. Doktorlar, doğumun başlamasına neyin niçin olduğu mevzusunda kati bir bilgilere haiz değillerdir. En yaygın kanı, doğumu, annenin kan dolaşımındaki hormonal değişimlerin başlattığıdır.


Doğum vakasının başladığını gösteren ilk işaret, dölyatağı kaslarının tertipli aralıklarla kasılmasıdır. Doğum ağrıları-sancıları olarak adlandırılan bu kasılma ilk başlarda her 20 dakikada bir gerçekleşir, birden fazla saat içinde ise daha sıklaşır. Bu vakit içinde bebek, dölyatağı boynunu genişletecek şekilde ve başı yere dönük olarak iyice aşağı iner. Doğumun ilk evresi böylelikle biter. Bu evre, ilk kez doğum meydana getiren bir hanımda 24 saatten fazla sürmez. Daha evvel doğum yapmış hanımlarda ise bu süre, 12 saatten fazla değildir. Bu evrenin belirgin bir aşamasında, bebeği saran zarlar açılır ve amniyon sıvısı dölyatağından dışarı boşalır.


Doğumun ikinci evresinde, ilk evredekine benzer, fakat daha kuvvetli kasılmalar kanalıyla bebek dölyolundan aşağı itilir ve dış dünyaya çıkar. Bu evre en fazla 2 saat sürer ve doğumun en ağrılı evresidir. Bebeğin başı dölyolundan geçerken, anneye anestezi uygulanabilir. Hekim ya da ebe, doğuma elleriyle ya da kimi vakit forseps kanalıyla destek olurlar. Eğer anne doğumun ikinci evresinde büyük güçlük çekerse, hekim, sezaryen ismi verilen cerrahi bir müdahalede bulunmaya karar verebilir ve bebeği, annenin karnını yararak dışarı çıkartır. Bebek doğar doğmaz, solunum sistemi ve ağzındaki sıvılar temizlenir ve nefes alması sağlanır. Kimi durumlarda solunum, sun'î solunum kanalıyla başlatılabilir.


Bebek nefes almaya başladıktan sonrasında, bebeği anneye bağlayan göbek kordonu kesilir ve bağlanır. Bir süre sonrasında doğumun üçüncü evresi başlar. Dölyatağı kasılmalarıyla, bu kez de "son" (göbek kordonu ve plasenta) dışarı atılır. Bu kasılmalar, bununla beraber dölyatağındaki kanamayı da durdurur. Düzgüsel bir doğum, döllenmeden 280 gün sonrasında gerçekleşir. 37. haftanın sonunda gerçekleşen doğumlara erken doğum denir. Erken doğan bebeklerin büyük bölümü, tıbbî kontrol altında bakıma alınırlar ve yaşama şansları yüksektir. Ama, dölyatağında 28 haftadan daha az kalmış bir bebek, çoğu zaman yaşamaz.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi


DOĞUM ŞEKİLLERİ



Doğum.cc Doğum şekilleri nedir? Düzgüsel vajinal doğum hangi koşullarda? Düzgüsel vajinal doğum evreleri nedir? Epizyotomi ne demek?Kimlere epizyo uygulanır? Vakum forseps doğum nedir, koşulları nedir? Suda doğum hangi koşullarda? Sezeryan ne vakit? Sezeryan tekniği, avantajları? Sezeryan sebebiyle karşılaşılabilecek problemler? Bebekte doğum a bağlı yaralanma- sakatlanma niçin olur ?

Düzgüsel Doğum , vakum ve forseps doğum , suda doğum, sezeryan ;
Düzgüsel Doğum

Doğum , derhal meydana gelen bir süreç değildir, bilhassa ilk doğum 20 saate kadar sürebilir, doğal olarak bundan böyle ilaçlarla kontrollü ve daha kısa sürelerde doğum gerçekleştiriliyor.Ama ikinci ya da üçüncü bebek geliyorsa doğum daha süratli olacaktır, daha süratli hareket edilir.

Sancılar sıklaştığında yanınıza lüzumlu eşyalarınızı ile birlikte (Gecelik , terlik,çorap, hijyenik ped, Bebek bezi, zıbın, tulumu, ..) hastaneye başvurunuz.

Hastanede yapılacak muayene ile doğumun başlayıp başlamadığı bilgisi verilecektir.

Hastanede doğumun başlayıp başlamadığı rahim ağzında yumuşama ve açılma ile anlaşılır.

Gebeliğin son haftalarından itibaren rahim kasılmalarında artma olur, bu tür şeyler karnınıza elinizi koyarak hissedilebilir. Bu kasılmaların belli başlı bir düzeni yoktur.

Doğumun başladığının işareti olan kasılmalar düzenlidir ,giderek daha sıklaşır, güçlenir.

Ayrıca bir takım gebelerde , gebelik süresince rahim boyunu tıkayan müküs tıkaç atılabilir ki bu da doğumun takip eden 24 - 48 saat içinde olabileceğini izah edebilir.

Gene doğum ağrılarıyla birlikte su akıntısı olabilir , aslen su akıntısı genel anlamda rahim ağzı genişlemesi esnasında olur,bu vaka kendiliğinden eğer olmazsa hekim rahim ağzı açıklığı 5 santimetre olunca kendi açar.Su akıntısı evde gerçekleşirse yan yatar pozisyonda en kısa zamanda hastaneye gidilmeli , bebeğin göbek kordonu sarkma riski vardır.

Doğumun hızını tanzim etmek , süreyi kısaltmak için serum içinde bir takım ilaçlar verilebilir, belirgin açılma sonrası su kesesi açılabilir.Ağrılar-sancılar esnasında hamile hanım devamlı kardiyotoko cihazında bağlı kalır, bebek kalp sesleri takip edilir.

Doğum ağrıları-sancıları süresince tertipli iyi nefes alabilmek , bebeğinize giden oksijenide düzenler.

Doğum bilinmiş olduğu suretiyle ağrılı bir vakadır, bu ağrılar-sancılar kimi gebeyi çok zorlayabilir, bu durumlarda ağrı-sancı yok etme yöntemlerine başvurulabilir.En sık olarak epidural anestezi kullanılır, bu teknikte hamile hanımda gövdenin alt kısmında ağrı-sancı hissi kaldırılır,doğum kolaylaşır.
Doğum ağrılarını hafifletmede kuvvetli bir ağrı-sancı kesici olan meperidin de çok kullanılır.Doğum ağrıları-sancıları bebek çıkmaya yakın çok güçlenir, annede ıkınma hissi uyanır, bu zamanda bebek tam çıkımda iken anne kuvvetli ıkınma ile bebeği dışarı iter.Ilkin bebeğin başı çıkar, sonrasında omuzları ve takiben gövdesi gelir, göbek bağı kesilir.Bebek doğduktan sonrasında ağlar, hayata gözlerini açmıştırBebek çocuk doktoru tarafınca evvelinde ısıtılmış masada incelenir, kalp atışları,nefes alışı,refleksleri,rengi değerlendirilir…Bebek sıhhatli ise annesinin kucağına ilk temas için teslim edilir.

Bir sürü vajinal doğumda bebeğin kafasının daha rahat çıkmasını sağlamak , kontrolsüz yırtıkları önlemek için çıkımda genital mıntıkaya epizyo uygulanır.(Lokal anestezi sonrası makas ile kesilir)

Bununla birlikte epizyo bebek çok büyükse, forseps ya da vakum uygulanacaksa da açılır.Açılan epizyo doğum sonrası dikilerek kapatılır. Epizyonun ana gayesi bebeğin başı çıkarken genital bölgesinin çok fazla gerilme ve yırtılmasının önlenmesidir, ama bir başka gayesi da o bölgedeki kasların gerilmesinin önlenerek uzun solukta oluşabilecek idrar torbası, kalınca barsak ve rahim sarkması şeklinde problemlerin en üye indirilmesidir.Açılan epizyo sonrası genel anlamda pek iz kalmazsa da bazılarında bünyesel nedenlerle iz kalabilir.Epizyo tamiri sonrası en sık görülen yakınma ağrıdır , bu ağrı-sancı çoğu zaman ağrı-sancı kesicilere iyi yanıt verir. Epizyo olan mıntıkaya buz torbası uygulamalı yararlı olabilir.Kimi zaman minik damar sızmaları sonrası kan birikmesi görülebilir , o durumda epizyo açılarak damar mevcuttur ve bağlanarak tekrardan kapatılır.

Epizyo dikişlerinin açılması şartları , genel anlamda enfeksiyon oluşması sonrası görülür.İyi bakım yapılmaması , fazla hareketlilik ,erken cinsel ilişki de tetikler. Tedavide ya ilaç verilip kendiliğinden kapanmasına talih verilir , yada çok derinse irin kurutulup yine dikiş atılır.
Müdahaleli doğum ( Vakum ve forseps )

Doğum vakasının başarıyla gerçekleştirilmesi anne adayının da yardımıyla ama mümkün olur.

Ama kimi zaman her şeye karşın bebek aşağıya itilemeyebilir(uzamış doğum eyleminde anne yorulabiir,yada epidural anesteziye bağlı.) , bebek riske girmeden doğuma müdahale gerekebilir.Bu maksatla vakum ya da forseps uygulanır.

Müdahaleli doğumun bir başka sebebi ise , bebeğin kalp atışlarında bozulma olması, sorun bulguları olması durumunda bebeğin oksijensiz kalmasını engellemek için vakum ya da forseps uygulanır.

Forseps ya da vakum uygulamalarından hangisinin seçileceği doktorun deneyimi ile ilgilidir, iki yöntem içinde netice açısından fark yoktur.

Vakum ya da forseps uygulamasında ön şart rahim ağzının tam açık olması ve bebek başı seviyesinin uygun olmasıdır.Elbet kemik çatı darlığı olmamalı, bebek çok küçük ya da iri olmamalıdır.

Forseps kaşığa çok benzeyen iki ayrı metal parçasından oluşur, bebeğin başının etrafına yerleştirilir, ve hekim çekerek bebeğin doğumunu gerçekleştirir.

Vakum ise negatif tazyik yaratabilen bir boru ve ucunda bebeğin başına uygulanacak bir çan'dan oluşur.Bu çan bebeğin başına yerleştirilir , sonrasında negatif tazyik oluşturulur, sonrasında hekim ıkınma esnasında çanı çekerek bebeğin doğmasını sağlar. Vakum uygulanan bebeklerin başlangıcında doğum sonrası şişme görülebilir, belirgin bir süre sonrasında kaybolur.

Vakum ya da forseps uygulamalarına bağlı olarak annede derin vajinal yırtıklar oluşabilir, bebek kafa ve yüzünde şişlik,sıyrıklar olabilir, işlem başarısız olup sezeryan a gidebilir.Suda doğumSon yıllarda seçenek doğum sistemleri,metotları içinde suda doğum da ilgi çekmektedir.

Anne karnında bebeğin su kesesi içinde bulunması sebebiyle , doğum esnasında su içinde olayın gerçekleştirilmesiyle daha tabii bir ortam sağlanabileceği tezi ileri sürülmüştür.

Suda doğum ilk kez 1800 lü yıllarda Fransa'da gerçekleştirilmiş, ama ondan sonrasında geçen sürede suda doğum mevzusu çok incelenmemiştir.Halen en sık Rusya, İngiltere ve Fransa ‘da bulunan kliniklerde uygulanmaktadır.Suda doğum da , gebenin stresini azaltarak, su içinde kasların gevşemesini sağlayarak ve bu şekilde daha az ilaç kullanarak konforlu bir doğum amaçlanır.

Suda doğum da hususi hazırlanmış 37 aşama su içeren küvette doğum gerçekleştirilir.

Suda doğum meydana getirecek hamile de vajinal ya da ten enfeksiyonu ve yakıcı hastalığı bulunmamalı , bebek kalp atımlarının yakın takip gerekliliği olmamalı, kanamalı olmamalı , bebekte duruş bozukluğu bulunmamalıdır.Suda doğum un annenin doğum ağrılarını azalttığı iddia edilir, buna rağmen bebek için bazı riskler taşır ;Suda doğum larda bebek ölüm oranları binde 1 seviyelerinde olup ,düzgüsel doğum seviyeleri ile benzer bulunmuştur.Bebeğin içinde bulunmuş olduğu küvetteki suyun temizliği problem olabiliyor, bebek su kanalıyla irin kapabilir.

Suda doğum un takip edeni esnasında bebeğin kalp atımları takip edeni yapılamıyor, mühim bir dezavantajıdır.

Bebek suda doğum esnasında su yutarsa, beynimiz fonksiyonlarında bozulma olabilir, nadiren boğulma da görülebilir.Suda doğum yapılırken , bebeğin derhal dışarı çıkılması esnasında göbek kordonu kopması riski görülebiliyor.Suda doğum , halen yararları kati gösterilememiş seçenek bir doğum şeklidir,

Uygun koşullarda ve deneyimli bir doktor takibinde yapılabilir.
Sezeryan ile doğum

Sezeryan ile doğumda bebek , hamile hanım karnına meydana getirilen cerrahi kesiden çıkarılır.

Bir çok durumda doğum sezeryan ile gerçekleştirilmek durumunda kalınabilir.

Çoğu zaman düzgüsel vajinal doğumun riskli olduğu durumlarda anne ya da bebeğin risklerini azaltmak için uygulanır.Doğumun düzgüsel yollardan olmasının mümkün olmadığı durumlarda doğum başlamadan ilkin sezeryan planlanır, gebelik 38. haftadan sonrasında sonlandırılır.
Düzgüsel doğum yapılamayacak durumlar nedir?

En sık sebep Kafa- pelvis uygunsuzluğu dur; bebeğin kafası ile anne adayının kemik çatısı içinde uyumsuzluk halidir (çatı darlığı ),başka sık sebep bebek kalp atışlarında düşme saptanması ,bebek kakasının anne suyuna karışması şartları (mekonyum aspirasyon riski) ,doğumda başarısız vakum ya da forseps uygulaması , tüp bebek sonrası, ileri yaş oluşan gebelikler, daha önceki doğumun sezeryan ile gerçekleştirilmiş olması , çoğul gebelik( ikizlerde bilhassa ilk bebek ters ise),bebek yan geliş duruyorsa ( Bebek gebeliğin erken dönemlerinde yan durabilir.ama son haftalarda duruşun düzelmesi gerekir) , Ters geliş ( makat - bebeğin önde gelen kısmının popo olması) ,bebeğin eşinin (plasenta) rahim ağzını kapatması durumunda(çok fazla kanama yapma riski) ,plasentanın doğum gerçekleşmeden erken ayrılması(dekolman) acil bir durumdur , Bebek kordonunun sarkması durumunda , İri bebek ( ağırlığının 4000 gramdan fazla olması) ya da minik bebek ( ağırlığının 1500 gramdan az olması ) durumları , bebeğe ait sakatlıklarda( doğum yolu zedelenmesi olmasın diye), annede genital siğl ya da herpes hastalığı ,kısa süre önce vajinal ameliyat ya da miyom aldırmış olunması sezeryan gerekçeleridir.

Tüm bunların yanı sıra isteğe bağlı sezeryan da 38. Hafta sonrası uygulanmaktadır.
Sezeryan hazırlığı , tekniği ve sezeryan sonrası

Elektif sezeryan sonucu verilmişse, hamilenin bir gece ilkin en geç saat 12'ye kadar bir şeyler yiyip,içmesine izin verilir, sabah yatış için hastaneye gelinir.(Ameliyattan önceki minimum 6 saatlik süre aç ve susuz geçmelidir.)Bunun sebebi anestezi esnasında midenin dolu olmasına bağlı olarak akciğerlere mide içinde ne olduğunun kaçmaması içindir.Sezeryan öncesi hemşire ameliyat bölgesinindeki tüyleri traş eder, bağırsak boşaltılması için lavman yaptırır.Bir takım hastanelerde idrar torbasına sonda yerleştirilir.

Ameliyathane'de koldan serum takılır, parmağa oksijen ölçümü için mandal takılır, ayrıca gebenin karın bölgesi antiseptik solüsyonla temizlenir,örtü örtülür.Geriye kalan anestezi ve ameliyata geçilir.

Ilkin karın teni kesilir, ortalama 10-12 santimetre kadar , cilaltı doku,fasya,kaslar,karın zarı kesildikten sonrasında karın boşluğuna girilir.Rahim kesisi sonrası bebek çıkartılır, göbek bağı kesilerek çocuk doktoruna teslim edilir.(Bu süreç 5-15 dk sürer)Bebek çıktıktan sonrasında eşi de alınır, temizlik sonrası rahim katları ve sonrası karın katları kapatılır.Sezeryan ameliyatı duruma bakılırsa 30-60 dakika sürebilir.Ameliyat sonrası gözlem odasında 30-45 dakika anesteziklerin vücuttan atılması-uyanma için beklenir.

Sezeryan olunan ilk gün küçük çapta sıkıntılı geçer , sonda genel anlamda 8 saat kadar tutulur,idrar çıkışı izlenir.Damardan 2-3 litre sıvı ve ağrı-sancı kesicilerle antibiyotikler verilir, ortalama 8 saat sonrası sıvı beslenme de başlar.Sonda alınması ve beslenme ile birlikte hasta ayağa kaldırılarak küçük çapta hareket etmesi beklenir.Hareket yardımıyla bağırsak emek harcaması aktive edilecek , damarlarda yatmaya bağlı pıhtılaşma riskleri azalacaktır.Sezeyan olanlarda en kısa zamanda emzirme teşvik edilir, bu şekilde rahim kaslması da sağlanarak doğum sonu kanamalar azalacaktır.

Sezeryan sonrası ilk sabah pansuman yapılır, kesi yeri incelenir.Yumuşak gıdalar verilir , gün süresince bebekle ilgilenilmesi ve hareket edilmesi beklenir.Gaz çıkartılması sonrası karın gerginliği azalır, wcye çıkılması ile de vücut toparlanmasının başladığı anlaşılır, taburculuk vakti gelmiştir.

Evde de fazla iş yapmadan, gaz meydana getirecek gıdalardan uzak durarak , istirahatle günler geçirilir, çoğu zaman ameliyattan 1 hafta sonrası denetim edilir, yara yerine bakılır.

Tam iyileşme düzgüsel doğum sonrası olduğu şeklinde 6 haftayı bulacaktır(Lohusalık süresi).
Sezeryan sonrası dikkat edilecek noktalar nedir?
Eğer sezeryan ‘ ı takip eden günler içinde 38 aşama ve üstü ateş oluyorsa, kanama fazla geliyorsa, akıntı fazla ve kokuluysa, karındaki kesi etrafı kızarık-şiş-akıntılıysa, bacaklarda ağrı-kızarıklık ısı artışı var ise hastaneye gidilmelidir.Niçin sezeryan olanlar takip eden gebeliktede sezeryan olmak zorundadır?Önceki gebeliğinde sezeryan olanlarda eski rahim kesisi ne kadar iyi onarım edilmiş olursa olsun, rahim kası bütünlüğü bozulmuştur.Bebek büyüyünce eski kesi yerinde gerginlik, ve açılma - yırtılma olabilir.Bu şekilde bir durumda anne ve bebek ağırbaşlı yaşamsal risk taşırlar.Bu yüzden bir sürü merkezde sezeryan sonrası yine sezeryan tercih edilir.
Doğum ve bebek yaralanması (sakatlanması)

Doğum yaralanması nedir?
Doğum eylemi esnasında bebeğin doğuma bağlı fizyolojik yaralanması (sakatlanması ) halidir. (Doğum travması)

Her ne kadar doğum yaralanması olmasın diye jinekolog çaba gösterse de 1000 doğumda 6-8 oranında bu durumla karşılaşılır.Yenidoğan süreci ölümlerinin de ortalama % 2 sinin sebebidir.

Son yıllarda doğum yaralanması olgularında görülen azalma , ultrason ve bebek takiplerinde risklerin saptanmasıyla ve sezeryan uygulamalarıyla olmuştur.

Bebek ne kadar iri ise doğum yaralanması riski de o denli fazladır.Genel anlamda büyük bölümü doğum yaralanması neticeleri iyidir.
Doğum yaralanması niçin olur?

Sıkıntılı bir doğuma bağlı olarak ya da iri bir bebekte, ya da bebeğin duruş bozukluklarında doğum yaralanması olabilir.

Genel anlamda sebepler şu şekilde sıralanabilir;

*İlk gebelik olması.

*İri bebek , doğum kilosu 4000gr ve üstü.

*Bebek kafa büyüklüğü

*Bebekte mevcut türlü sakatlıklar

*Prematür bebek , 37 hafta öncesi erken doğum

*Bebek suyunun az olması

*Kafa pelvis uygunsuzluğu - çatı darlığı

*Distosi , sıkıntılı doğum(gebelik esnasında çok fazla kilo alımı,20kilo ve üstü!)

*Uzamış doğum eylemi

*Vakum forseps uygulanması

*Makat (Ters bebek) doğumları.

Sık görülen doğum yaralanmaları hangileridir?

Doğum eyleminde sık karşılaşılan doğum yaralanmaları;

*Bebek kafa teninde yumuşak doku şişmesine bağlı durumlar.( günde kendiliğinden geçer, bilhassa vakum ile doğum lıdır .)

*Bebek kafasında kan toplanması ,kafa kemikleri içinde kanama alanı olmasından lanır, doğumdan birden fazla sonrasında şişme olur, büyüklüğü bakımından kaybolması 15 gün 3ay kadar sürebilir , eğer kanama alanı büyükse bir takım bebeklerde sarılık sebebi olabilir.

*Bebek yüzünde ya da kafasında sıyrıklar , bebeğin doğum kanalında ilerlemesi esnasında anne kemik çatısıyla temasından lanabilir , ya da vakum forseps uygulamalarından da oluşabilir.

*Bebekte göz içi kanamaları olabilir , tekinde ya da her ikisinde görülebilir, göz bebeği çevresinde kırmızı bant olur, 1 hafta içinde kaybolur, zarar vermez.

•Bebek yüzüne doğum esnasında tazyik olursa , yüz siniri zarar görebilir, vakum forseps doğumda da olabilir , bebek ağlarken fark edilir , hasarlı tarafta yüz mimikleri olmaz-göz kapanmaz, eğer hasar hafifse birden fazla haftada düzelir, ağırbaşlı ise cerrahi gerekebilir.

*Brakial nüzul , kol ve ellere giden sinir yumağında zedelenme olursa gelişir , çoğu zaman omuz takılması durumunda görülür.

Görülme sıklığı 1000 doğumda 2-3 civarındadır, çoğunlukla Erb felci görülür (Kol hareketsiz ,el tutma hareketini yapabilir) Klumpke felcinde el hareketi de yoktur.

Bebek zedelenen taraf kolunu döndüremez ve katlayamaz.
Meydana getirilen bir araştırma da ;

4. ayda bebeklerin % 88 i düzelirken , 12.ayda % 92 si , 48.ayda % 93 ü düzelmiştir.

Olgularda ilk hafta kol hareketsiz olarak dinlendirilir , sonraki hafta edilgen egsersiz başlanır, kaslarda kontraktür oluşumu önlenmeye çalışılır.

Cerrahi yapılmasını ilk yıl içinde önerenler de bulunmakla birlikte, bu mevzuda tam bir düşünce birliği hemen hemen yoktur.

*Köprücük kemiği kırıkları doğum eyleminde en sık görülür, omuz takılması halinde ya da ters doğumlarda olur, iyileşmesi hızlıdır, eğer ağrılı ise kol hareketi kısıtlanıp bandaj kullanılır.







  • Yeni doğum yaptım, yeşil kart sahibi olarak doğum yardımı alabilir miyim?


  • Doğum Kontrolü ve Doğum Denetim Sistemleri,metotları


  • Erken Doğum (Miad Öncesi Doğum)


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Doğum
Doğum
http://www.tip2000.com/doktorlar/images/dogum.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/dogum.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/dogum.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content