Düzen Nedir?

seviye Gösterim: 273 Boyut: 19.3 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/> Antik Çağ mimarlığında daha çok sütun ...

seviye


Ad: düzen.JPGGösterim: 273
Boyut: 19.3 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>



Antik Çağ mimarlığında daha çok sütun ve saçaklıkların düzenlenmesiyle birbirinden ayrılan beş temel üslup. Başlıca beş seviye vardır. Bunlar Dor, İon, Korent, Toskana düzenleri ile İon ve Korent düzenlerinden türetilmiş kompozit düzendir. Bir düzenin en belirleyici parçası sütun başlığıdır. Fakat tüm düzenler içinde, ayrıntılarda da birçok farklılık vardır.





Rönesans ve barok dönem mimarları, Romalı mimar Vitruvius'un İÖ 1. yüzyılda yazdığı De architectura (Mimarlık üstüne) adlı yapıtından yola çıkarak geliştirdikleri bir güzel duyu yasası ile klasik düzenlerin kullanımını kurala bağladılar. Buna gore Dor ve Toskana düzenleri yapının zemin katında, İon düzeni orta katta, Korent düzeniyle kompozit seviye de üst katta kullanılmalıydı (bak. binişik seviye). Kurallar ek olarak, düzenlerin tüm öğelerinin oranlarını belirliyor, Yunanlıların hayal bile edemeyecekleri, Romalıların da nadir olarak dikkate aldıkları ince ayrıntıları dahi kapsıyordu. Ek olarak bak. Dor düzeni; İon düzeni; korent düzeni; kompozit seviye; Toskana düzeni.

: Ana Britannica







  • Şiirde uyum ve seviye nedir, niçin gereklidir?


  • Gövde eğitiminde seviye alıştırmaları nedir?


  • Toplumun seviye ve yapısını daha iyi duruma getirmek için meydana getirilen değişimler nedir?



DüZEN




1. Her bir öğesi yerli yerinde olan, düzenlenişi ile akla yatkın gelen bir bütünün, bir yerin durumu: Bir odanın dü zeni. Kitaplarını düzene koymak. Düşüncelerine bir seviye vermek.

2. Bir toplumu, toplumsal, siyasal, ekonomik, yasal yönetimsel vb. açılardan düzenleyen kurumlar ve yasalar dizgesi Düzene saygılı olmak. Düzeni korumak.




3. Tutarlı bir bütünü oluşturan yasa ve kuralların tümü; .öğeler arasındaki uyum, denge: Evrenin düzeni. Tabiatın düzenini bozmak.

4. Hile, dolap,

5. Seviye oluşturmak, bir işyerini lüzumlu vasıta gereci sağlayarak çalışır duruma getirmek; hile ve oyuna başvurmak. ll Seviye vermek, tertipli, derli toplu bir duruma sokmak.


—Ask. Arazide birliğin, denizde donanmanın, havada bir grup hayg taşıtının eğitim, manevra ya da cenk amacıyla almış olduğu ya da alabileceği durum. (Mesela: kol düzeni, saldırı düzeni.) [Bk ansikl. böl ] II İkili, üçlü, dörtlü seviye, askeri birliklerin düzenlenmesinde benimsenen ikili, üçlü, dörtlü emek harcama biçimi. (Günümüzde, alayların oluşturulmasında dörtlü seviye izlenir, bunlar dört taburu, taburlar da dört bölüğü ihtiva eder.) ll Muharebe düzeni, değişik birliklerin eskiden, savaşmak için, bugün ise tatbikat ve geçit töreni için aldıkları düzenleme. ll Yanaşık seviye, eskiden harpte, bugün ise eğitim ve törenlerde birliklerin almış olduğu düzenleme.


—Ask. denize. Esas pruva düzeni, cenk gemilerinin borda numaralarına gore birbirlerinin dümen suyunda seyrederken almış olduğu seviye. II Yanaşık seviye, YANAŞIK NİZAMın eşanlamlısı.


—Elekktrotekn. Anma düzeni, bir elektrik düzeneğinde, anma değerleri ve emek harcama koşulları kümesi.


—Isıl mot. Külbütör düzeni, külbütörler ve bunların desteklerle donatılmış taşıyıcı millerinden oluşan tüm. ll Yağlama düzeni, birmotorun yağlama yağını, dolaşım pompasından kranKmilinin ve kam milinin yataklarına götürmüş olan boru donanımı


—rikt. düş. tar. Organik seviye, fizyokratlarla klasiklere gore (A. Smith), devamlı ve her şey için geçerli olan ve ortaya çıkarılması ihtiyaç duyulan yasaların tümü. (Fizyokratlara gore seviye, Tanrı tarafınca istenip kurulmuştur [tanrısal düzen]. Klasiklere gore ise, hükümet bireyler arasındaki rekabetin [kişisel çıkar], özgürlüğe saygılı bir halde serbestçe işlemesine karışmadığı durumda, bir "görünmez el" yardımıyla kendiliğinden gerçekleşir.)


—Kur. tar. Seviye akçesi, Yeniçeri ocağı'na alınma aşamasında gereksinimlerini karşılamaları için çömez oğlanlarına dağıtılan para. (Bu para iki altından oluşurdu.)


—Mad. oc. Ocak düzeni, bir yolun, bir sanat yapısının ya da mühim donanımların yıkımında kullanılan patlayıcı maddeleri gerektiği anda ya da daha ilkin yerleştirmek için meydana getirilen işlerin tümü. (Ocak düzeni, yıkım planının bir bölümünü oluşturur.)


—Metalür]. Bir kristal ağında, değişik cinsten atomların muntazam dağılımı. (Bazı alaşımlarda kristal yapının düzene girişi, bunların mekanik ve fizyolojik niteliklerinin, daha hususi olarak manyetikliğinin değişmesi biçiminde görülür)


—Mim. Modüler bir orana gore işlenen, ayaklık, sütun (ya da ayak) ve saçaklık benzer biçimde yalın ya da bezemeli öğeleri içeren ayrık ya da bitişik taşıyıcıların klasik düzenlemesi. ll Bir cephenin ayak ya da sütun olmasa bile aynı oranlara gore işlenmesi. ll Belirli kurallara bağlı mimari düzenleme (örn. yunan, ojiv,şimal, Akdeniz düzeni). [Bk. ansikl. böl.]
Attike düzeni, attike katı denilen daha yüksek bir kata karşılık gelen ve bir ana düzenin üstünde yer edinen, kısa gömme ayaklardan oluşan seviye.
Beş seviye, dor, toseana, ion, korinthos üslupları ve karma üslup. ll Binişiklendirmeye gore dor üzerine lon ve onun da üzerine korinthos üslubu gelecek L: çimde sıralanan seviye.
Pers düzeni, gövdesi heykel biçiminde (karyatid, telamon) olan seviye.
Rüstik seviye, gövdesi, dallı budaklı bir ağaç gövdesi benzer biçimde kabartmalı seviye.
Ulusal seviye (transız, İspanyol vb. düzeni), bir hükümdarın zaferi anısına geliştirilen seviye.


—Müz. Türk halk müziğinde kullanılan telli çalgılarda, seslendirilecek parçanın özelliğine gore meydana getirilen akort. (Bk. ansikl. böl.)


—Radiletiş. Çok alıcılı seviye, ayrı bir radyoelektrik işaretinin, uygun şekilde eşlenmiş ve bölgeleri ya da kutuplanmalarıyla farklılaşan antenlere bağlanmış birçok alıcı tarafınca alınması. (Radyo dalgalarının fading etkilerini zayıflatmaya yarayan bu teknik, belli aniden, bu fadinglerin birbirinden birkaç dalga boyu uzaklıktaki noktalarda ya da alınan alanın mesela yatay ve dikey bileşenleri üstünde değişik olmaları ilkesine dayanır.)


—Ruhbil. Bir etkenin düzeni, etken çözümlemesinde, elde edilmiş olduğu çözümleme düzeyiyle tanımlanan bir etkenin özelliği. (Kendi aralarında bağıntılı olan dolaylı etkenler kullanıldığında, bu bağıntılar çözümlenebilir. O süre ikinci dereceden denilen etkenler de elde edilir. Birinci dereceden etkenler, başlangıç değişkenleri arasındaki bağıntıların çözümlenmesiyle elde edilmiş etkenlerdir.)


—Sesbilg. Belli bir dilde, eklemleme noktaları aynı olan ünsüz sesbirimler bütünü (örn. türkçede İpi, Ibl ve İmi çiftdudaksıl düzenini oluşturur).


—Siber. Dinamik bir sistemin düzeni, bir dinamik sistemin ihtiva ettiği integral alıcıların, kısaca enerji depolarının (gövdeler, volanlar, kondansatörler, özindüktanslar vb.) sayısı. (Bu dolayısıyla sistemin dinamik davranışını belirleyen diferansiyel denklemler sisteminin de düzenidir.)


—ANSİKL. Ask. Bilhassa XVIII. yy.'da süvari sınıfı için taktik alanda bir yenilik yapılmadıysa da, piyade sınıfı için durum değişikti. Tüfeğin geniş çapta kullanımıyla piyade sınıfı harpte en mühim unsur durumuna geldi. Alaybozanın kullanımı, piyade erlerinin, yanlamasına, 5-6 adım aralıklarla, derinliğine 6-8 sıra oluşturarak dizilmesini gerektiriyordu (derinliğine seviye), bu da sıralardan birinin devamlı atış durumunda olmasını sağlıyordu. Tüfeğin kullanım kolaylığı, askerleri yalnızca üç sırada (üç sıralı saf düzeni) ve dirsek dirseğe (saf düzeni) yerleştirme olanağı veriyordu, bu durumda da düşman aralıklardan yararlanamıyordu.


Ek olarak bu iki seviye piyadeye hareket kolaylığı sağlıyordu. üçlü kol düzeninden, üçlü hat düzenine geçiş, ateşin en verimli halde kullanımını sağlamış oldu. Çarpışma yöntemiyle cenk alışkanlığı öylesine yaygındı ki, Friedrich II' nin "savaşın ateş üstünlüğü ile kazanmış olduğu" düşüncesinin benimsenmesi için büyük tartışmalar gerekti. Bu ilkenin benimsenmesine rağmen, kol düzenini korumak için çaba sarfeden harekât yanlıları ile hat düzenini korumak için çaba sarfeden ateş yanlıları arasındaki tartışmalar sürüp gitti. Bu münakaşa, yüzyıl sonunda, prusya yönteminden esinlenilen ve kol düzeninden hat düzenine geçmek için piyade harekâtlarının çabukluğuna dayanan karma düzenin benimsenmesiyle sonuçlandı. Fransa'da Guibert ve mareşal Broglie tarafınca tavsiye edilen bu seviye, 1794'te Fleurus'de Jourdan tarafınca uygulandı.


Friedrich II, taktiğinin en kusursuz öğesi olan piyade birliğinin eğitimi yardımıyla, hakikaten büyük bir hareket çabukluğu kazanmıştır. Öncü gücüyle düşmanı hareketsiz bırakarak saldırı edilen cephede toparlanmalarına süre tanımadan, birliklerini tek bir komutla "sağa (ya da sola) saf " düzenine sokarak birden düşman kanadına saldırı ediyordu. Yürüyüş yönüne gore yanlamasına tertiplenen prusyalı bölüklerden esinlenerek yanlamasına seviye adında olan ve piyadenin kanat haler tarafınca yapılırdı.


Piyade muharebesinde ondan sonra oluşan köklü değişimler, XVIII. yy.'ın sonlarında muharebeye yeni bir görünüm verdi. Silahların gelişmesiyle kolay geometrik biçimli birçok seviye (üç sıralı, yanlamasına, vb.) önemini yitirdi fakat, yanaşık seviye, XIX. yy'da ve XX. yy'ın başlangıcında, 1914'e kadar talimnameden çıkarılmayan kol ve hat düzenlerinin uygulanmış olduğu çarpışma ve manevralarda piyadenin olağan bir hareket biçimi olarak kaldı. Topçu ve piyade ateş gücündeki muhteşem artış, Birinci Dünya savaşı'nda havacılığın ve zırhlı birliklerin ortaya çıkışıyla kusurlu olduğu gözden kaçmayan alışılmış cenk düzenlerinin kullanımı sonlandı. Böylece,savaşanların araziyi en geniş halde kullanmalarını gerektiren dağınık seviye ortaya çıktı. Yanaşık seviye, uygar ordularda birliklere disiplin ve beraberlik ruhunu vermek amacıyla korundu. Yanaşık seviye biçimleri (üçlü, dörtlü, yürüyüş kolu) bilhassa askeri birliklerin toplanmalarında ve geçit törenlerinde kullanıldı.


Yukarıda genel olarak sözü edilen düzenler Türk silahlı kuvvetleri'nin talimnamelerinde de yer alır Eğitimde, gerektiğinde de savaşlarda kullanılmış ya da kullanılmaktadır. Kara birliklerinin hareket biçimine uyduğu ve yararları görüldüğü için terk edilmemiştirûzellıkle öncü ve bulgu birliklerinde yürüyüş ve kol düzeni, saldırı ve savunmada hat düzeni uygulanmaktadır. Kıbrıs sulh harekatı'nda, tüm bu düzenler gerektiğinde uygulanmış, birlik ve beraberlik sağlaması açısından üstün yararları gözlenmiştir. Her türlü düzende, bilhassa hat düzeninde avcılar arasındaki mesafeler belli ölçülere gore artırılarak araziye yayılma sağlanmaktadır.


—Mim. Mimarlık düzenleri terimi, yaygın bir inanışın tersine Rönesans'ta ortaya çıkmış çağdaş bir kavramdır ve yaygınlaşmasını Vignola'ya ve onun 1562'de piyasaya çıkan Regola detti cinque ordini d'architettura (Beş mimarlık düzeninin kuralları) adlı yapıtına borçludur, tek antik kaynağımız olan Vitruvius bu terimi bilmiyordu. İ.Û. I. yy.'da yaşayan bu romalı, De Architectura'smn III. kitabında ion tarzındaki bir tapınağın düzenlemelerini betimliyor; IV. kitabında dor ve korinthos tarzlarını inceliyor, ahşap ve yerli toşcana tapınağına hususi bir yer ayırıyordu. üç yunan sütün kategorisini adlandırmak için Vitruvius, genus sözcüğünü kullandı.


Bu terim, ya Cl. Perrault'un 1683'te Ordonnance des cinq espöces de colonnes (Beş sütun türünün düzenlenmesi) adlı yapıtında olduğu benzer biçimde "tür" sözcüğüyle, ya da Vit ruvius'un pythagorasçı' 'evlenme üçgeni ' ne benzetilebilecek adam bir dor, dişi bir ion ve ergen bir korinthos üçlüsü arasındaki ayrımına daha uygun düşmesi için "cins" sözcüğüyle karşılandı. Vitruvius, her ne kadar insan gövdesine yşptığı bu göndermeden ve bu göndermenin yol açmış olduğu modüler "bakışım"dan genel bir yasa çıkarmadıysa da hümanistler, onun metniyle inceledikleri kalıntılar (doğrusunu söylemek gerekirse Vitruvius'tan sonraki kalıntıları incelemişlerdi) arasındaki ayrılıkları izah etmek için bu birleştirici yolu tutmakta yarar gördüler. Ölçülerin uyuşmadığı yerde, üslup çeşitlemelerinin -ion ile korinthos arasındaki karma sütun başlığı benzer biçimde vitruviusçu basitliği açıklanamaz bir duruma getirmiş olduğu yerde, tekbiçimli bir ilkeyi ileri sürerek, beş ayrı düzenlemeyi de ilke kapsamına aldılar. Hatta sütun ve saçaklığa ayaklık öğesini de ilave ederek başlangıçtaki iki öğenin üçlü partisyonunu da tamamladılar.


Bu "mantık"ın üçlü düzeltim ile Roma kateşizminin zafer kazandıkları tarihte, Gesu kilisesi'nin gelecekteki yapımcısı Vignola ile doruğuna varması içimdeki sanatçılar da, sıraları ulaşınca sütuna mukaddes niteliğini tekrardan kazandırmaya giriştiler. Nitekim Ph. Delorme, bilhassa Tuileries'de, iklime olmasıyla birlikte kral müşterisinin zevkine de uyarlanmış bir seviye gerçekleştirmiş oldu. Bir yüzyıl sonrasında, Louvre için gene fransız seçimi bir seviye sözkonusu ol du. Ribard de Chamoust adlı biri tarafınca Louis XVI ya tavsiye edilen ve Etrüsk düşkünlüğü sonucu Claude Nicolas Ledoux' nun kübik kabartmalar içine yerleştirdiği toscana düzeni ya da yunan dorunu yeğ leyen "doğal†bir fransız düzenine yönelik araştırmalarsa, yeniklasikçilik araştırmaları içinde yer aldı. XIX. yy. başındaki yeniyunanlılarla arkeoloji durumuna, gotik ya da çinli' 'düzenlerce öykünmek durumuna gelen modüler seviye, varlığını borçlu olduğu şekilleri bir yana iterek yaşaya mazdı. Gene de Auguste Perret benzer biçimde beton uzmanları, modüler düzene bağlı kalmak gerektiğine inandılar.


—Müz. Türk halk müziğinde bağlama ai leşinden çalgıların çok sayıda düzeni vardır. Bunların başlıcaları ana'seviye ya da bağlama‘ düzeni, kara‘ seviye, karanfil' düzeni, acem' düzeni, cura' düzeni, ruzba' düzeni, müstezat' düzeni, Köroğlu' düzeni, tambura' düzeni, türkmen' düzeni, abdal' düzeni ya da bozlak' düzeni ve çöğür' düzeni'dır.


Bağlamaya seviye, başlıca üç yöntemle verilir: kara seviye, karanfil düzeni nde olduğu benzer biçimde, alt ve orta tellerin sesi durağan(durgun) tutulup üst teliri sesi değiştirilerek; abdal düzeni, müstezat düzeni 1nde olduğu gi bi alt ve üst tellerin sesi durağan(durgun) tutulup orta telin akordu değiştirilerek ya da Köroğlu düzeni'nde olduğu benzer biçimde orta ve üst telin sesi değiştirilip, alt telin sesi durağan(durgun) tutularak.

Kaynak: Büyük Larousse




Seviye
TDK, Türk Dil Kurumu


isim


1 .
Belli yöntem, ilke ya da yasalara gore kurulmuş olan durum, uyum, düzen, sistem.

2 .
Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca gore sıralanması, konsept.

3 .
Yerleştirme, düzenleme:

"Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus bazı aletler vardır."- R. N. Güntekin.


4 . Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim.

5 .
(mecaz) Bir hiç kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli saklı karar, dolap, komplo.

6 .
(mecaz) Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo.

7 .
(mecaz) Dolap, hile:

"Hile, seviye dağarcığından normal olarak yeni bir şey bulup çıkaracak."- E. E. Talu.


8 . (müzik) Müzik aletlerinde ses ayarı, akort.

9 .
(cemiyet bilimi) Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine gore ilişkileri:

"Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende her insanın bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var."- N. Meriç.


10 . (halk ağzında) Alet edevat ekibi.

11 .
(halk ağzında) Bez dokuma tezgâhı.


Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

  • seviye oluşturmak
  • seviye vermek (ya da düzene koymak ya da düzene sokmak)
Birleşik Sözler

  • seviye açıklaması
  • seviye bağları
  • seviye teker
  • bozuk seviye
  • çekidüzen
  • kaba seviye
  • kara seviye
  • kurulu seviye
  • öncel seviye
  • sıkı seviye
  • toplumsal seviye
  • yanaşık seviye
  • kamu düzeni
  • kölelik düzeni
  • cenk düzeni
  • toplumsal seviye
  • merasim düzeni
  • yağış düzeni


düzenleme




ARANJMAN olarak da bilinir, müzikte geleneksel anlamıyla, bir kompozisyonun, temel özellikleri korunarak, yazıldığından değişik ses, çalgı ya da müzik toplulukları için uyarlanması. Sık sık transkripsiyonla anlamdaş kullanılmakla beraber önceleri transkripsiyon, emsalsiz yapıtın değişik bir ses ya da çalgı için işlenerek zenginleştirilmiş biçimini ifade ederdi. Mesela Franz Liszt ve Ferruccio Büsoni, J. S. Bach'm org yapıtlarına, virtüözlüğü gerektiren piyano transkripsiyonları yazmışlardı. Sonraları kavramların karşılıklı tanımı değişerek düzenleme, müziğin özgürce işlenmesi, zenginleştirilmesi ya da basitleştirilmesi anlamına gelmeye başladı. Popüler müzikte ve cazda ise düzenleme bir çok kez “partisyon†ile anlamdaş kullanılır.


Çalgı müziğinin başlangıç döneminde vokal müzik düzenlemelerinin hususi bir önemi vardı. Mesela ortaçağ sonlarıyla Rönesans periyodunun motet, şanson ve missa bölümlerini de kapsayan çoksesli vokal yapıtları, klavye ya da lavta çalgıcılarının birkaç müzisyen için yazılmış müziği tek başına çalabilmelerine olanak verecek halde, ses perdeleri yerine parmak pozisyonlarını gösteren tablatura sistemiyle yazılıyordu.


Barok dönemde (y. 1600-1750), büyük olasılıkla çalgı müziğinin ehemmiyet kazanması ve vokal kompozisyonun önemini yitirmesinden dolayı, düzenlemeye duyulan ilgi azaldı. Antonio Vivaldi'nin keman konçertolarını klavsen ve org için düzenleyen Bach, bu genellemenin dışındadır.


Piyanonun ehemmiyet kazanılmış olduğu 19. yüzyılda düzenleme tekrardan yaygınlaştı. Liszt hem Schubert'in şarkılarını, hem de Wagner'in müzik dram sahnelerini piyanoya uyarladı. Brahms, başlangıçta iki piyano için yazdığı Joseph Haydnın Bir Teması üstüne Çeşitlemeler adlı kendi yapıtının ve sol el piyano etüdü olarak tekrardan uyarladığı Bach'm Re Minör Partita'sından “Çhaconneâ€un orkestra düzenlemelerini yazdı. 20. yüzyılda da Arnold Schoenberg Bach'ın, Georg Matthias Monn'un ve Brahms'ın müziğinden incelikle işlenmiş varlıklı orkestra düzenlemeleri yapmış oldu. Yeni kompozisyon sayılabilecek bu emekler II. Dünya Savaşı öncesinde Sto- kowski ve Respighi benzer biçimde müzikçilerin yapmış olduğu popüler Bach düzenlemelerinden tümüyle farklıydı.


Bilhassa, opera ve bale müziklerinin piyano düzenlemeleri, sahneleme hazırlığı açısından büyük ehemmiyet taşır. Yazım sorunları içeren eski müzik notalarının konser ya da gosteri için yazılmış biçimleri çoğunlukla son aşama öznel düzenleme örnekleridir.

: Ana Britannica





  • Şiirde uyum ve seviye nedir, niçin gereklidir?


  • Gövde eğitiminde seviye alıştırmaları nedir?


  • Toplumun seviye ve yapısını daha iyi duruma getirmek için meydana getirilen değişimler nedir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Düzen Nedir?
Düzen Nedir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/55604d1475221868-duzen-nedir-duzen.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/duzen-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/duzen-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content