Entelektüel TDK Vikipedi ödat Fransızca intellectuel 1 . Bilim, teknik ve kültürün değişik dallarında hususi tahsil görmüş (kims...
Entelektüel
TDK Vikipedi
ödat Fransızca intellectuel
1 . Bilim, teknik ve kültürün değişik dallarında hususi tahsil görmüş (kimse), aydın, münevver:"Pek sevinmez görünmek, bazı entelektüel bozuntularının oldum olasıya başvurdukları kirli bir numaradır."- H. Taner.
2 . Düşünce sorunlarıyla ilgili:"Entelektüel bir emek harcama."- .
Entelektüel, zekasını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da kişisel amaçlarına erişmekte kullanan şahıs. Entelektüel kelimesinin kökeni Latince intellectus (idrak etmek) sözcüğüne dayanır ve günümüzde çoğu zaman şu anlamlardan birinde kullanılır:
- Kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut mevzularla derinlemesine ilgilenen şahıs.
- Mesleği, mal ve hizmet üreten öteki meslek gruplarından değişik olarak, düşünce ve bilgi üretmek ve/ya da yaymak olan şahıs (akademisyenler, bilim adamları vb).
- Kültür ve sanat mevzularında uzman kabul edilen, bu konulardaki bilgisi birikimi kültürel bir otorite olmasına olanak elde eden ve cemiyet karşısında çeşitli mevzularda değerlendirmeler meydana getiren şahıs.
Tarihçe
İlk toplumlarda şefler, şamanlar, din adamları, filozoflar, düşünüş, bilgi ve kavrayış önderleri oldular. Sadece Rönesans'tan günümüze filozoflar, bilim adamları, sanatçılar, ansiklopedistler bilgi ile toplumları değişime uğratabilmişlerdir. Buna karşın ilk entelektüelden, Platon'dan Aristo'dan bu yana güneş altında yeni bir şey yoktur. Terim entelijensiya şeklinde geniş çapta düşünce dünyası kişilerini tanımlamada kullanılmaktadır. 19. yüzyılda Rusya ve Polonya'daki önder anlamı eskimiştir.
Osmanlı'da ulema (alimler) bilgiyi kuran, taşıyan, egemen hale getiren bir sınıftı. Cumhuriyet'te ise Türk aydınlanmasının aydınları ortaya çıktı. Düşünce hayatına ilişkin bu tarif iki tip aydın üretti: Ruhban, gelenekçi entelektüel ve laik, yenilikçi entelektüel. Her ikisinde de ilkçağdan kalma misyonculuk, kısaca bilgisiz kitleyi adam etme tavrı görüldü. Kavramın öznesi Yeniçağda bilginin bireyselleşmesi ve spekülatiften aksiyona geçmesiyle bir sınıfın, bir ideolojinin temsilcisi olarak yerleşti. Siyasal iktidarın karşısında oldu.
Sadece dünya politik ve ekonomik gelişimleri, entelektüeli sınıfından, ulusundan kopararak, derslik üstü bir sırça köşk düşünürü haline getirdi. En yaşamsal kavramlar olan insan hakları, yoksulluk, eşitlik, özgürlük yerine milliyetçilik, gelenekçilik, devletçilik savunucusu bir kitle halinde düşünce dünyasının statükocusu kimliğine büründü. Bir davanın inatçı savunuculuğundan otoritenin sözcülüğüne, devrimcilikten mistikliğe, toplumculuktan içedönüklüğe evrildi. Entelektüel esas anlamıyla hiçbir yere bağlı olmayan çoğunlukla beraber sefil iken, devletin eteğine yapıştı. Sürgün ve ezilmişlerden yana iken, iktidarların teorisyeni oldu.
Yeni Osmanlıların düşünce dünyasındaki devrimciliği yankı uyandırdı, sadece derhal hepsi halk gözünde yabancı, devlete ya da bir yere avuç açan işgören tipinde aydınlardı. Her şey ikiye bölünmüştü, alaturka ve alafranga. Entelektüel ütopyacılık halka düşman, ayrı bir dil geliştiren bir yola girdi. Kendisinin bile anlamadığı bir dil: Eğitsel sorunsalların strüktürel analizinin yapıçözümsel izlekleri.. benzer biçimde tarzanca düşünüp konuşmaya başladı. Meslekleşenler, kısaca topluma hekim, avukat, öğretmen olarak katılanlar halka gidecek yerde Batı'da kurtuluş aradı. Işgören zihniyeti, fikriyatı öldürdü, çıkarcılığı körükledi.
YORUMLAR