Faş isim, eskimiş (fa:ş) Farsça fÂ¥ş "Gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek" anlamlarındaki faş...
Faş
isim, eskimiş (fa:ş) Farsça fÂ¥ş
"Gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek" anlamlarındaki faş etmek, "belli olmak, açıklanmak, ortaya çıkmak" anlamlarındaki faş olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz:
"Ona en büyük sırrını faş etmek, ona imdi yukarıda, kocasının yanı başında yemek yiyen Güzide'yi göstermek istemişti."- N. Hikmet.
"Sırrının faş olduğu gün ona ölümden başka çıkar yol kalmazdı."- R. H. Karay.
isim, eskimiş (fa:ş) Farsça fÂ¥ş
"Ona en büyük sırrını faş etmek, ona imdi yukarıda, kocasının yanı başında yemek yiyen Güzide'yi göstermek istemişti."- N. Hikmet.
"Sırrının faş olduğu gün ona ölümden başka çıkar yol kalmazdı."- R. H. Karay.
YORUMLAR