Doğada geniş bir alanda yer edinen Fil ile ilgili olarak genel bilgilerin yer almış olduğu yazımız. Fil iyi mi yaşar ne benzer biçimde özell...
Doğada geniş bir alanda yer edinen Fil ile ilgili olarak genel bilgilerin yer almış olduğu yazımız. Fil iyi mi yaşar ne benzer biçimde özellikleri vardır?
Kara hayvanlarının en büyüğü: FİL
Fil, karada yaşayan hayvanların en büyüğü ve ağırıdır. Hortumlu memelilerdendir. Yükseklikleri yerden 4-5 metre, ağırlıkları da 4-5 ton kadardır. Üst dudakla burun birleşerek uzamış, kalınca güçlü bir hortum şekline girmiştir.
Fil Afrika ve Asya’nın sıcak bölgelerinde yaşar. Bugün için yeryüzünde iki çeşit fil vardır: Afrika ve Asya fili. Bazı bilginler Sumatra ve Borneo adalarında yaşayan, boyca daha minik bir fil cinsini üçüncü çeşit olarak gösterirler.
Afrika Fili. — Başı vücuduna gore küçüktür, durağan(durgun) geniş kulakları, fırlak alnı vardır. Sırtı hafifçe kamburdur. Boyları çoklukla 5 metreye yaklaşır. Dişleri çok uzun ve ağırdır; dişlerin 100 kilo. gelenlerine rastlanır.
Asya Fili. — Afrika filinden daha küçüktür; dişleri daha kısa, kulakları daha küçük, alnı daha çukurdur. Asya’nın derhal tüm sıcak bölgelerinde bulunur. Beyaz renkli olanları Siyam’da mukaddes sayılır.
FİLLER GECE GEZERLER
Filler ot yiyerek beslenirler. Çoklukla kalabalık sürüler halinde sulak ormanlarda, bataklık kıyılarındaki geniş topraklarda yaşarlar. Ara sıra suya girerek hortumlarına çektikleri suyu üstlerine fışkırtarak yıkanmaktan büyük zevk duyarlar. Gündüzleri ormanların kuytu köşelerinde geçiren filler geceleri, karınlarını doyurmak suretiyle, dolaşmaya çıkarlar. Kent ve kasabaların civarlarındaki ekili bölgelere büyük zararlar verdiklerinden insanoğlu bu tarz şeyleri tuzaklar kurarak, çukurlar kazarak avlarlar. Öte taraftan fildişinin yüksek kıymeti yüzünden bilhassa Afrika fili sürekli olarak avlandığından sayıları gittikçe azalmaktadır.
FİL AİLELERİ
Filler 60-70 yıl kadar yaşarlar. Dişileri, 22 aylık gebelikten sonrasında, bir çok vakit birer yavru dünyaya getirirler. Doğan yavru 1 m. yüksekliğindedir. Fil 20 yaşma doğru tam gelişmiş duruma gelirse de 16 yaşlarında yavrulayabilir.
Filler aile halinde yaşarlar. Birkaç aile biraraya gelmiş olarak sürüleri meydana getirirler. Her ailede bir adam, 8 dişi bulunur. Tek başına gezen filler ailelere karışmazlar, müthiş öfkeli olurlar. Her önüne gelene, hatta insanlara bile saldırırlar. Filler çiftleşme mevsimi haricinde munis ve sakin tabiatlıdırlar.
FİLİN GÖRDÜĞÜ İŞLER
Birçok yerlerde fillere tuzaklar kurarak yakalarlar, terbiye etmek için aç bırakırlar. Sonrasında da evcilleşmiş başka fillerin arasına salıverirler. Böylece, fillere kısa zamanda emirlere uymasını öğretmek mümkündür.
Hindistan’ın birçok bölgelerinde filler birçok alanlarda kullanılır. Ayrıca, büyük yapı işlerinde ağır yüklerin taşınmasında fillerden geniş olarak faydalanılır. Evcilleşmiş fillerin de aralarında çiftleşip çoğalmaları fillerin iş yerlerinde olmasıyla birlikte cambazhanelerde de beslenip yetiştirilmesini kolaylaştırır. Eskiden savaşlarda canlı birer kale, tank işleri gören filler bugün Endonezya ve Hindistan’da bir taşım hayvanı olarak kullanılıyor.
FİLİN HORTUMU
Filin hortumu ona hem dokunma, hem de koklama organı işini görür. Hortum aslında burnun üst dudakla birleşerek çok uzamış olmasından başka birşey değildir. Hortumun ucunda iki delik görünür: Bunlar hayvanın burun delikleridir, bir çok kimsenin sandığı benzer biçimde ağza değil, burun boşluğuna açılır. Hayvan içine çekerek doldurmuş olduğu suyu, hortumunu kıvırarak ağzma boşaltır. Otlamak istediği vakit da hortumu ile koparttığı otları gene hortumunu kıvırarak ağzına bırakır. Filin gözlerinin zayıf olmasına karşılık kulakları, burnu çok kuvvetlidir. Rüzgâr kendine doğru esiyorsa, kilometrelerce uzaktaki kokuları alabilir.
Filin hortumunun ucunda minik bir parmağı çağrıştıran bir çıkıntı vardır. Bu çıkıntı çok hassastır. Fil bununla yerdeki bir leblebi tanesini bile alabilir. Hem bu çıkıntı, hem de ağzının kenarındaki uzunca kıllar birer dokunma organı işini görür.
FİL YARASINI İYİ EDER
Filin derisi de çok hassastır, bazı yerlerinde minik böceklerin sokmaları bile derhal derisinin kanamasına neden olur. Fil, vücudu yaralandığı vakit, hortumu ile yerden almış olduğu çamuru bu yaranın üstüne sıvar, böylece kendi kendini iyi etmeye çalışır.
Fil güçlü bir hayvandır. Bunun için aslan, kaplan, gergedan benzer biçimde hayvanlardan korkmaz, önüne ne gelirse çiğner, geçer. Sık ormanlardan geçerken önüne çıkan orta boy ağaçları, hortumunu ağacın gövdesine dolayarak söker, atar, böylece kendine neden olur.
FİLDİŞİ FİLİN SİLÂHIDIR
Ağzının iki yanından dışarı doğru çıkan ve nerede ise bir insan uzunluğunda olan «fildişleri» filin savunmasına yarar. Bu dişler yavrularda, çok yaşlılarda bulunmaz.
Filin tarih öncesi çağlardan kalma atalarının fosillerine rastlanıyor. Hindistan’da Üçüncü Süre’dan, Avrupa’da Dördüncü Süre’dan kalan fil fosilleri bulunmuştur. Bu fosillerden filin atalarının şimdikinden çok daha iri bulunduğunu anlıyoruz. Üstelik, bu fillerin dişleri, şimdikilerinin dişlerinden hem daha uzun, hem de daha kıvrıktı. Ortaya çıkışı insanla beraber olan uzun tüylü dev cüsseli mamutlar da zaman içinde ortadan kalkmıştır.
YORUMLAR