Gıda Takviyeleri MsxLabs.org Bitkiler, vitaminler, proteinler, mineraller, aminoasit ve l-carnitine gibi bileşenlerin ekstratlarında...
Gıda Takviyeleri
MsxLabs.org
Bitkiler, vitaminler, proteinler, mineraller, aminoasit ve l-carnitine gibi bileşenlerin ekstratlarından yapılmış,
kapsül, tablet veya sıvı şelinde tüketiciye sunulan ürünlerdir.
Kişinin günlük alacağı doza göre ayarlanırlar. Hassas yapınız var ise veya hassas hastalığınız var ise; doktora danışmakta fayda vardır.
Bitkileri şekilli hâle getirmek için jelatin kullanılır. Jelatin; hayvanların kemik-kıkırdak aralarında bulunan bir maddedir. Bitkileri şekilli hâle getirmek için domuz etinin yağını jelatin yerine kullanırlar. Bu sağlık için uygun değildir. Bu tip ürünler ucuz olur.
MsxLabs.org
Bitkiler, vitaminler, proteinler, mineraller, aminoasit ve l-carnitine gibi bileşenlerin ekstratlarından yapılmış,
kapsül, tablet veya sıvı şelinde tüketiciye sunulan ürünlerdir.
Kişinin günlük alacağı doza göre ayarlanırlar. Hassas yapınız var ise veya hassas hastalığınız var ise; doktora danışmakta fayda vardır.
Bitkileri şekilli hâle getirmek için jelatin kullanılır. Jelatin; hayvanların kemik-kıkırdak aralarında bulunan bir maddedir. Bitkileri şekilli hâle getirmek için domuz etinin yağını jelatin yerine kullanırlar. Bu sağlık için uygun değildir. Bu tip ürünler ucuz olur.
Gıda boyalarının üretimi ve sağlığa zararları nasıldır?
Besin Gıda Teknolojisi - Ev Yönetimi ve Beslenme Öğretmeni
Cep Telefonlarının Sağlığa Olumsuz Etkileri
Gıda/Besin Takviyeleri ve Sağlığa Etkileri
1. Gıda Takviyesi Nedir?
Diyet veya beslenme takviyeleri ismi de verilen gıda takviyelerinin ardında yatan fikir, yeterli miktarlarda tüketilmeyen besinlerin tedarik edilmesidir. Gıda takviyeleri, hap, tablet, kapsül, sıvı, vb. formunda sağlanan vitaminler, mineraller, aminoasitler, yağ asitleri ve diğer maddeler olabilir. Gıda takviyeleri, çeşitli dozlarda ve farklı kombinasyonlarda mevcuttur. Bununla birlikte, vücudumuzun işlev göstermesi için, her besinden sadece belirli bir miktar gerekmektedir ve daha yüksek miktarlar, daha iyi bir etki yaratmayabilir. Bazı maddeler, yüksek dozlarda olumsuz etki gösterebilir ve zararlı olabilir. Tüketici sağlığını korumak amacıyla, takviyeler sadece uygun bir günlük doz önerisi ve o dozun aşılmaması için uyarı ifadesiyle birlikte yasal olarak satılabilir.
Takviye kullanımı Avrupa içerisinde değişkenlik gösterir. Örneğin, Almanya ve Danimarka'da (yetişkin nüfusun sırasıyla %43 ve %59'u) yaygınken, İrlanda ve İspanya'da (sırasıyla %23 ve %9) daha az kullanılır. Kadınlar, erkeklere kıyasla daha fazla takviye kullanır.
Kimin gıda takviyesine ihtiyacı vardır?
Takviyeler, dengeli ve sağlıklı bir beslenmenin yerini tutmaz. Bol miktarda meyve, sebze, tam tahıl, yeterli protein ve sağlıklı yağlar içeren bir diyet, normalde sağlık için gerekli olan tüm besinleri sağlamalıdır. Çoğu Avrupa ülkesi, topluma yönelik mesajların, gıda temelli beslenme ilkelerine odaklanması gerektiği konusunda hemfikirdir. Takviyeler, bu ilkelerin önemli bir öğesi değildir. Fakat sağlıklı ve dengeli olarak beslenmesine rağmen, doğurganlık yaşındaki kadınlar, özel ilaçlar alan kişiler gibi, takviyeler hakkında tavsiyelere ihtiyacı olan belirli nüfus grupları veya bireyler de mevcuttur.
Kısmen modern yaşam tarzının sonucu olarak, herkes sağlıklı bir şekilde beslenemeyebilir. Avrupa'da yapılan beslenmeyle ilgili araştırmalar, çeşitli mikro besinlerin alınması gerekenin altında alındığını ortaya koymaktadır. AB tarafından finanse edilen EURRECA projesi, C vitamini, D vitamini, folik asit, kalsiyum, selenyum ve iyotun yetersiz olarak alındığını tespit etmiştir. Ulusal araştırmalar arasında yakın zamanda yapılan bir karşılaştırma, D vitamini alımının yaygın bir sorun olduğunu, düşük mineral alımının ise belirli yaş grupları arasında daha muhtemel olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin, Danimarka, Fransa, Polonya, Almanya ve İngiltere'deki genç kızların yeterli demir alımlarıyla ilgili endişeler mevcuttur.2 Genç kadınlardaki yetersiz demir alımı, bebeklerde düşük doğum ağırlığı, demir yetersizliği ve gecikmiş beyin gelişimi riskini de artırıyor. Folik asit değerleri de gebe kalabilecek kadınlar için çok önemlidir. Gebe kalmadan önce folik asit almaya başlamaları ve hamileliğin ilk 12 haftası boyunca buna devam etmeleri önerilir. Yeterli folik asit değerleri, spina bifida gibi siniryolu kusuruna sahip bebek doğurma riskini düşürebilir. Yakın zamanda yapılan araştırmalar, Avrupalıların %50-70'inde D vitamini eksikliği olduğunu göstermektedir. D vitamini değerlerinin sadece besin alımına değil, aynı zamanda UV ışığına maruz kalmaya da bağlı olması Kuzey Avrupa ülkelerinde D vitamini takviyesinin önerilmesi için daha sağlam bir zemin oluşturur. Daha fazla araştırma yapılmasına yönelik çağrılar olsa da, bazı ülkelerde (İngiltere, İrlanda, Hollanda ve İsveç dahil), nüfusun belirli grupları için D vitamini takviyesi almaları konusunda öneriler halihazırda mevcuttur.
Risk altında kabul edilen gruplar farklı ülkelerde değişiklik gösterse de, yaygın olarak endişe duyulan gruplar Tablo 1'de gösterilmiştir.
Belirli nüfus grupları için özel riskler
Bazı bireylerin sağlığında rol oynamasına rağmen, tüm takviyeler herkes için yararlı değildir. Aslında, belirli takviyelerin, özellikle yüksek dozlarda alınması, bazı kişilere önerilmez. Bazı çalışmalar, multivitaminlerin aşırı besin alımı riskinin artmasına katkıda bulunduğunu göstermiştir ve multivitaminlerin, gıdalardan alınan mikro besinleri daha fazla dikkate alarak formüle edilmesi gerektiği belirtilmiştir.2 Bireyler, etiket okumaya özellikle özen göstermeli ve takviyenin onlar için uygun olduğundan emin olmalıdır. Hamile kadınlar için, örneğin balıkyağı dahil olmak üzere A vitamini (retinol) içeren takviyeler, önerilen doz büyük ölçüde veya uzun bir süre boyunca aşıldığında zararlı olabilir ve doğum kusurlarına yol açabilir.
Çalışmalar, sigara içenlerin, özellikle yüksek beta karoten içeren bazı takviyelere karşı temkinli olması gerektiğine de dikkat çekmiştir. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), bu alandaki kanıtları değerlendirmiş ve sigara içenler dahil, genel nüfusta günde 15 mg'nin altında β-karoten alımının güvenli olduğu sonucuna varmıştır.
Sonuç
Bazı nüfus gruplarına belirli takviyeler almaları tavsiye edilir. Genel mesaj şudur: Sağlıklı ve dengeli bir beslenme şekli benimseyin, takviyelerin ve takviye edilmiş besinlerin etiketlerini dikkatlice okuyun ve Önerilen Günlük Miktarları (RDA'lar) aşan çoklu dozlar almaktan kaçının. Tereddütteyseniz, bir besin takviyesi seçmeden önce, diyetisyene veya doktora danışın.
2. Gıda Takviyelerinin Sağlığımıza Etkisi Nedir?
Sağlığımıza faydalı olduğunu düşündüğümüz gıda takviyelerini kullanmak yerine dengeli ve düzenli beslenerek vücudumuzun ihtiyacı olan desteği alabiliriz. Unutmayın ki, aldığımız gıda takviyeleri gerçek besinlerin yerini tutamaz.
Son yıllarda, gıda takviyelerine ve vitaminlere rağbetin yoğun olduğu görülmektedir. Nerdeyse nüfusun yarısı, çeşitli gıda takviyeleri içeren ürünler kullanmakta; vitamin, mineraller, bitkisel ürünler ve protein tozu içeren bu ürünlere milyonlarca lira harcamaktadır.
Peki, gıda takviyelerine bu kadar ilgi niye? Birçok insan takviye gıdaların sağlığa fayda sağladığına, hastalıklardan koruduğuna ve en kötüsü de zararlı olmadığına inanmaktadır. Ancak, bu tür ürünleri destekleyecek yeterli bilimsel veri yoktur ve tüketiciler doktor kontrolü dışında kullanılan takviye ürünlerin ilaçla etkileşimlerinden veya diğer potansiyel risklerinden haberdar değillerdir.
Öncelikle gerçek besinleri tüketiniz
Sağlığımıza faydalı olduğunu düşündüğümüz gıda takviyelerini kullanmak yerine dengeli ve düzenli beslenerek vücudumuzun ihtiyacı olan desteği alabiliriz. Unutmayın ki, aldığımız gıda takviyeleri gerçek besinlerin yerini tutamaz. Taze meyve ve sebze gibi besin maddelerinin vücudumuza sunduğu faydalı ve koruyucu hazineyi takviye gıdalarda, vitamin ve mineral haplarında bulamazsınız.
Daha fazlası her zaman daha iyi olduğu anlamına gelmez
Sağlığınıza fayda sağlayacağını düşünürken fazla miktarda aldığınız gıda takviyeleri, hücresel toksisite(zehirlilik) veya diğer besinlerin emiliminin azalması gibi bazı problemlere yol açabilir. Bununla birlikte, özellikle tedavi dönemlerinde almakta olduğunuz tedavilerle etkileşime geçerek yan etkilerini azaltabilecekleri gibi yan etkileri arttırması da mümkündür. Buda, hastalığınız için çok olumsuz sonuçlar doğurabilir. Böylesine bir durum iki tarafı keskin bir kılıç gibidir. Vücudumuza faydası dokunsun diye aldığımız takviye ürünler, doğal olarak oluşan koruma hareketini engelleyebilir. Bu nedenle, daha fazla gıda takviyesi alarak daha iyi olacağınızı düşünmemeniz gerekir.
Gıda takviyelerinin bilimsel dayanağı var mı?
Bir gıda takviyesi önerildiğinde, söz konusu takviye ürünle ilgili yapılan bilimsel araştırmanın ve sonuçta insan sağlığına olan katkılarının anlatılması gerekir. Ancak, bazen yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar genelden çok, belli bir grup veya bölgeye göre alınmış olabilir. Örneğin; Japonya'da yaşayan erkeklerde prostat kanseri görülme oranının çok daha düşük olmasının sebebi daha çok soya tüketmelerine bağlanabilir. Bu çokta doğru olmayabilir. Çünkü, Japon erkekleri çok miktarda balık, sebze ve meyvede tüketirler ve tüm bu faktörler prostat kanseri riskini azaltabilir.
Gıda takviyelerini bilimsel araştırmalara dayandırmaya çalışmalarındaki en önemli sebep, üreticilere finansal getirisinin oldukça kayda değer olmasıdır. Bu sebeple, vitamin, mineral ve diğer takviyeleri üreten üreticiler, bazen henüz tamamlanmamış bir araştırmanın sonuçlarını zorlayabilmektedir. Hatta, henüz devam eden araştırmaların eksik verilerini ve netleşmemiş sonuçlarını dayanak gösterebilmektedir. Halbuki, uzun dönemde takviye ürünlerin insan sağlığına olan faydaları ve zararları incelenerek net sonuçlar alınması gereklidir. Bu sebeple, almak istediğiniz veya size önerilen gıda takviyesinin üzerinde yazan bilimsel araştırma sonuçlarını muhakkak doktorunuza danışmalı, faydaları ve zararları konusunda bilgi edinmelisiniz.
Bilinçli bir tüketici olun
Gıda takviyesinin üzerindeki ambalajında insan sağlığına faydaları bilimsel araştırmalarla destekleniyorsa; örneğin paketin üzerinde “meme sağlığını destekler†gibi bir ibare gördüğünüzde kendinize “Bu tam olarak ne anlama geliyor?†diye sorun. Büyük bir ihtimalle, ürünün meme kanseri riskini azaltabilecek kesin bir kanıtı olmadığı görülecektir. Takviye gıda besin pazarı, dikkatimizi çekiyor olabilir ancak unutmayın ki, pazarın iddialarının aksine bilimsel araştırmalar bu ürünlerin faydalarını desteklemek zorunda değildir. Daha somut bilimsel araştırma sonuçlarına ulaşana kadar gıda takviyelerini kullanmak yerine daha sağlıklı beslenmek için doğal gıdalar tüketmek fayda sağlayacaktır.
Gıda takviyesi almak ne zaman anlamlıdır?
Çoğumuz bol miktarda sebze ve meyve tüketerek dengeli beslenirken, bazı kişiler gıda takviyelerinden fayda sağlayabilir.
Gerçek gıdalarla beslenmek, genel sağlık durumunuz için daha uzun vadede fayda sağlayacak “sihirli bir ilaç†gibidir. Ölçülü ve çeşitli gıdalarla beslenmek bize ihtiyacımız olan besinleri sağlayacaktır. Eğer bir gıda takviyesine gerçekten ihtiyacınız varsa doktorunuza başvurmalısınız. Doktorunuz, sağlık durumunuza ve varsa aldığınız ilaçlara uygun, size zarar vermeyecek takviyeleri verecektir. Ayrıca, doktorunuz tarafından onaylanan gıda takviyesini, önerilen orandan fazla kullanmayın. Bu ürünleri üreten firmaların verdiği bilgiler doğrultusunda sakın karar vermeyin. Daha da önemlisi, almak istediğiniz takviye ürün hakkında ne bildiğinizden emin olun. Unutmayın ki, sağlıklı kalmak için en iyi yol, aslında bol miktarda sebze meyve tüketmek ve düzenli egzersiz yapmaktır.
3. En Gerekli Besin Takviyeleri
Hangi besin takviyesini kullanmanız gerektiği konusunda sürekli farklı şeyler duymaktan bıktınız, değil mi? Endişelenmeyin. Bugün bu takviyeleri üçe indirerek bütün kafa karışıklıklarınızı gidereceğim.
İki dozda almaya özen gösterin
MULTİVİTAMİN
Aslında sağlığınız için gerekli olan besin maddelerinin büyük çoğunluğunu meyve ve sebze bakımından zengin sağlıklı bir diyetle almanız gerekir. Fakat günlük kullanacağınız bir multivitaminle hepsini aldığınızı garantilemiş olursunuz. Günde bir multivitamin meme kanseri, kolon kanseri ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıklara karşı koruma oluşturur. Normal bir multivitamin A, C, D, E, K vitaminleriyle potasyum ve çinko gibi minarellerin de olduğu yaklaşık 10 vitamin ve 10 mineral içerir. Multivitamininizin iyodin içerip içermediğine de dikkat edin. İyodin, bazı üreticiler tarafından vitaminlerden çıkarılan ve aslında kalp, tiroit, beyin ve diğer hayati organlarınız için önemli olan bir mineral. Multivitamin satın alırken yüzde 100 günlük değer (% 100 daily value) etiketi taşıyan kutuları tercih edin. Ayrıca günlük değerleri yüzde 500 gibi yüksek dozlardan kaçının. Çünkü yediğiniz gıdalardan da sürekli gerekli vitamin ve mineral alıyorsunuz. Ayrıca multivitamininizi iki dozda almaya özen gösterin. Bir yarısını sabah diğer yarısını gece alın, çünkü vücudunuz o kadar vitaminin hepsini birden aynı anda ememez.
Denizden gelen mucize
OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ VE BALIKYAĞI
Omega-3 yağ asitleri, beyin fonksiyonlarını geliştiren, kalbimizi, damarlarınızı koruyan, kırışıklarla savaşan, eklemlerinizin sertleşmesini önleyen ve daha birçok işe yarayan mucize yağlar. üç çeşit omega-3 yağ asidi var:
Alfa-linolenik asit (ALA, ceviz, ketentohumu ve zeytinyağında bulunuyor); dokosaheksaenoik asit (DHA, en çok balık yağında bulunuyor); eikosapentaenoik asit (EPA, yine balık yağında bulunuyor). Bütün omega-3 veya balık yağı takviyeleri aynı değildir. Satın alırken unutmamanız gereken en önemli şey 600 mg DHA içeriyor olması. Bu dozu alabilmek için birden fazla kapsül almanız gerekebilir. DHA, beyin dokusunun geniş bir kısmını kapsayan yağ asidi. Yalnızca beyin fonksiyonlarını desteklemekle kalmıyor aynı zamanda beynin enerji saklama ve kullanma fonksiyonlarını da geliştiriyor. Depresyonla savaşmaya yardımcı olduğu kanıtlandı. Bu besin takviyesini kahvaltıda alın. Balıkyağını daha uzun süre saklamak ve bozulmasını önlemek için buzdolabında saklayabilirsiniz.
Diş, kemik ve kas sağlığınız için
KALSİYUM VE MAGNEZYUM
Vücut kalsiyum eksikliği çektiği zaman bu besin maddesini kemiklerden alıyor ve bir anlamda kendi kendisini tüketmeye başlıyor. Bu da kemiklerinizin güçsüzleşmesine neden oluyor. Magnezyumla birlikte alınan kalsiyum sadece kemiklerimizi desteklemekle kalmıyor aynı zamanda diş ve kas sağlığımızı da koruyor. Bu iki minerali birlikte almanız gerek çünkü kalsiyum tek başına kabızlığa neden olabilir. 600 mg kalsiyum ve 400 mg magnezyum içeren bir takviye tercih edin ve günde bir kere, bir bardak dolusu suyla birlikte tüketin. Yalnız dikkat: Bu besin takviyesini multivitamin aldıktan sonraki bir-iki saat içinde almayın çünkü kalsiyum vücudun diğer besin maddelerini emmesini önlüyor.
Bu 3 altın kuralı asla aklınızdan çıkarmayın!
1-Günde beş taneden fazla farklı besin takviyesi kullanmayın.
2-Eğer kullanırsanız olası negatif ilaç etkileşimleriyle karşı karşıya kalabilirsiniz.
3-Bu yüzden takviye kullanmadan önce mutlaka doktorunuza veya bir sağlık uzmanına danışın.
*****
Alıntı yapılan siteler:
Diyet veya beslenme takviyeleri ismi de verilen gıda takviyelerinin ardında yatan fikir, yeterli miktarlarda tüketilmeyen besinlerin tedarik edilmesidir. Gıda takviyeleri, hap, tablet, kapsül, sıvı, vb. formunda sağlanan vitaminler, mineraller, aminoasitler, yağ asitleri ve diğer maddeler olabilir. Gıda takviyeleri, çeşitli dozlarda ve farklı kombinasyonlarda mevcuttur. Bununla birlikte, vücudumuzun işlev göstermesi için, her besinden sadece belirli bir miktar gerekmektedir ve daha yüksek miktarlar, daha iyi bir etki yaratmayabilir. Bazı maddeler, yüksek dozlarda olumsuz etki gösterebilir ve zararlı olabilir. Tüketici sağlığını korumak amacıyla, takviyeler sadece uygun bir günlük doz önerisi ve o dozun aşılmaması için uyarı ifadesiyle birlikte yasal olarak satılabilir.
Takviye kullanımı Avrupa içerisinde değişkenlik gösterir. Örneğin, Almanya ve Danimarka'da (yetişkin nüfusun sırasıyla %43 ve %59'u) yaygınken, İrlanda ve İspanya'da (sırasıyla %23 ve %9) daha az kullanılır. Kadınlar, erkeklere kıyasla daha fazla takviye kullanır.
Kimin gıda takviyesine ihtiyacı vardır?
Takviyeler, dengeli ve sağlıklı bir beslenmenin yerini tutmaz. Bol miktarda meyve, sebze, tam tahıl, yeterli protein ve sağlıklı yağlar içeren bir diyet, normalde sağlık için gerekli olan tüm besinleri sağlamalıdır. Çoğu Avrupa ülkesi, topluma yönelik mesajların, gıda temelli beslenme ilkelerine odaklanması gerektiği konusunda hemfikirdir. Takviyeler, bu ilkelerin önemli bir öğesi değildir. Fakat sağlıklı ve dengeli olarak beslenmesine rağmen, doğurganlık yaşındaki kadınlar, özel ilaçlar alan kişiler gibi, takviyeler hakkında tavsiyelere ihtiyacı olan belirli nüfus grupları veya bireyler de mevcuttur.
Kısmen modern yaşam tarzının sonucu olarak, herkes sağlıklı bir şekilde beslenemeyebilir. Avrupa'da yapılan beslenmeyle ilgili araştırmalar, çeşitli mikro besinlerin alınması gerekenin altında alındığını ortaya koymaktadır. AB tarafından finanse edilen EURRECA projesi, C vitamini, D vitamini, folik asit, kalsiyum, selenyum ve iyotun yetersiz olarak alındığını tespit etmiştir. Ulusal araştırmalar arasında yakın zamanda yapılan bir karşılaştırma, D vitamini alımının yaygın bir sorun olduğunu, düşük mineral alımının ise belirli yaş grupları arasında daha muhtemel olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin, Danimarka, Fransa, Polonya, Almanya ve İngiltere'deki genç kızların yeterli demir alımlarıyla ilgili endişeler mevcuttur.2 Genç kadınlardaki yetersiz demir alımı, bebeklerde düşük doğum ağırlığı, demir yetersizliği ve gecikmiş beyin gelişimi riskini de artırıyor. Folik asit değerleri de gebe kalabilecek kadınlar için çok önemlidir. Gebe kalmadan önce folik asit almaya başlamaları ve hamileliğin ilk 12 haftası boyunca buna devam etmeleri önerilir. Yeterli folik asit değerleri, spina bifida gibi siniryolu kusuruna sahip bebek doğurma riskini düşürebilir. Yakın zamanda yapılan araştırmalar, Avrupalıların %50-70'inde D vitamini eksikliği olduğunu göstermektedir. D vitamini değerlerinin sadece besin alımına değil, aynı zamanda UV ışığına maruz kalmaya da bağlı olması Kuzey Avrupa ülkelerinde D vitamini takviyesinin önerilmesi için daha sağlam bir zemin oluşturur. Daha fazla araştırma yapılmasına yönelik çağrılar olsa da, bazı ülkelerde (İngiltere, İrlanda, Hollanda ve İsveç dahil), nüfusun belirli grupları için D vitamini takviyesi almaları konusunda öneriler halihazırda mevcuttur.
Risk altında kabul edilen gruplar farklı ülkelerde değişiklik gösterse de, yaygın olarak endişe duyulan gruplar Tablo 1'de gösterilmiştir.
Tablo 1
Belirli nüfus grupları için özel riskler
Bazı bireylerin sağlığında rol oynamasına rağmen, tüm takviyeler herkes için yararlı değildir. Aslında, belirli takviyelerin, özellikle yüksek dozlarda alınması, bazı kişilere önerilmez. Bazı çalışmalar, multivitaminlerin aşırı besin alımı riskinin artmasına katkıda bulunduğunu göstermiştir ve multivitaminlerin, gıdalardan alınan mikro besinleri daha fazla dikkate alarak formüle edilmesi gerektiği belirtilmiştir.2 Bireyler, etiket okumaya özellikle özen göstermeli ve takviyenin onlar için uygun olduğundan emin olmalıdır. Hamile kadınlar için, örneğin balıkyağı dahil olmak üzere A vitamini (retinol) içeren takviyeler, önerilen doz büyük ölçüde veya uzun bir süre boyunca aşıldığında zararlı olabilir ve doğum kusurlarına yol açabilir.
Çalışmalar, sigara içenlerin, özellikle yüksek beta karoten içeren bazı takviyelere karşı temkinli olması gerektiğine de dikkat çekmiştir. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), bu alandaki kanıtları değerlendirmiş ve sigara içenler dahil, genel nüfusta günde 15 mg'nin altında β-karoten alımının güvenli olduğu sonucuna varmıştır.
Sonuç
Bazı nüfus gruplarına belirli takviyeler almaları tavsiye edilir. Genel mesaj şudur: Sağlıklı ve dengeli bir beslenme şekli benimseyin, takviyelerin ve takviye edilmiş besinlerin etiketlerini dikkatlice okuyun ve Önerilen Günlük Miktarları (RDA'lar) aşan çoklu dozlar almaktan kaçının. Tereddütteyseniz, bir besin takviyesi seçmeden önce, diyetisyene veya doktora danışın.
2. Gıda Takviyelerinin Sağlığımıza Etkisi Nedir?
Sağlığımıza faydalı olduğunu düşündüğümüz gıda takviyelerini kullanmak yerine dengeli ve düzenli beslenerek vücudumuzun ihtiyacı olan desteği alabiliriz. Unutmayın ki, aldığımız gıda takviyeleri gerçek besinlerin yerini tutamaz.
Son yıllarda, gıda takviyelerine ve vitaminlere rağbetin yoğun olduğu görülmektedir. Nerdeyse nüfusun yarısı, çeşitli gıda takviyeleri içeren ürünler kullanmakta; vitamin, mineraller, bitkisel ürünler ve protein tozu içeren bu ürünlere milyonlarca lira harcamaktadır.
Peki, gıda takviyelerine bu kadar ilgi niye? Birçok insan takviye gıdaların sağlığa fayda sağladığına, hastalıklardan koruduğuna ve en kötüsü de zararlı olmadığına inanmaktadır. Ancak, bu tür ürünleri destekleyecek yeterli bilimsel veri yoktur ve tüketiciler doktor kontrolü dışında kullanılan takviye ürünlerin ilaçla etkileşimlerinden veya diğer potansiyel risklerinden haberdar değillerdir.
Öncelikle gerçek besinleri tüketiniz
Sağlığımıza faydalı olduğunu düşündüğümüz gıda takviyelerini kullanmak yerine dengeli ve düzenli beslenerek vücudumuzun ihtiyacı olan desteği alabiliriz. Unutmayın ki, aldığımız gıda takviyeleri gerçek besinlerin yerini tutamaz. Taze meyve ve sebze gibi besin maddelerinin vücudumuza sunduğu faydalı ve koruyucu hazineyi takviye gıdalarda, vitamin ve mineral haplarında bulamazsınız.
Daha fazlası her zaman daha iyi olduğu anlamına gelmez
Sağlığınıza fayda sağlayacağını düşünürken fazla miktarda aldığınız gıda takviyeleri, hücresel toksisite(zehirlilik) veya diğer besinlerin emiliminin azalması gibi bazı problemlere yol açabilir. Bununla birlikte, özellikle tedavi dönemlerinde almakta olduğunuz tedavilerle etkileşime geçerek yan etkilerini azaltabilecekleri gibi yan etkileri arttırması da mümkündür. Buda, hastalığınız için çok olumsuz sonuçlar doğurabilir. Böylesine bir durum iki tarafı keskin bir kılıç gibidir. Vücudumuza faydası dokunsun diye aldığımız takviye ürünler, doğal olarak oluşan koruma hareketini engelleyebilir. Bu nedenle, daha fazla gıda takviyesi alarak daha iyi olacağınızı düşünmemeniz gerekir.
Gıda takviyelerinin bilimsel dayanağı var mı?
Bir gıda takviyesi önerildiğinde, söz konusu takviye ürünle ilgili yapılan bilimsel araştırmanın ve sonuçta insan sağlığına olan katkılarının anlatılması gerekir. Ancak, bazen yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar genelden çok, belli bir grup veya bölgeye göre alınmış olabilir. Örneğin; Japonya'da yaşayan erkeklerde prostat kanseri görülme oranının çok daha düşük olmasının sebebi daha çok soya tüketmelerine bağlanabilir. Bu çokta doğru olmayabilir. Çünkü, Japon erkekleri çok miktarda balık, sebze ve meyvede tüketirler ve tüm bu faktörler prostat kanseri riskini azaltabilir.
Gıda takviyelerini bilimsel araştırmalara dayandırmaya çalışmalarındaki en önemli sebep, üreticilere finansal getirisinin oldukça kayda değer olmasıdır. Bu sebeple, vitamin, mineral ve diğer takviyeleri üreten üreticiler, bazen henüz tamamlanmamış bir araştırmanın sonuçlarını zorlayabilmektedir. Hatta, henüz devam eden araştırmaların eksik verilerini ve netleşmemiş sonuçlarını dayanak gösterebilmektedir. Halbuki, uzun dönemde takviye ürünlerin insan sağlığına olan faydaları ve zararları incelenerek net sonuçlar alınması gereklidir. Bu sebeple, almak istediğiniz veya size önerilen gıda takviyesinin üzerinde yazan bilimsel araştırma sonuçlarını muhakkak doktorunuza danışmalı, faydaları ve zararları konusunda bilgi edinmelisiniz.
Bilinçli bir tüketici olun
Gıda takviyesinin üzerindeki ambalajında insan sağlığına faydaları bilimsel araştırmalarla destekleniyorsa; örneğin paketin üzerinde “meme sağlığını destekler†gibi bir ibare gördüğünüzde kendinize “Bu tam olarak ne anlama geliyor?†diye sorun. Büyük bir ihtimalle, ürünün meme kanseri riskini azaltabilecek kesin bir kanıtı olmadığı görülecektir. Takviye gıda besin pazarı, dikkatimizi çekiyor olabilir ancak unutmayın ki, pazarın iddialarının aksine bilimsel araştırmalar bu ürünlerin faydalarını desteklemek zorunda değildir. Daha somut bilimsel araştırma sonuçlarına ulaşana kadar gıda takviyelerini kullanmak yerine daha sağlıklı beslenmek için doğal gıdalar tüketmek fayda sağlayacaktır.
Gıda takviyesi almak ne zaman anlamlıdır?
Çoğumuz bol miktarda sebze ve meyve tüketerek dengeli beslenirken, bazı kişiler gıda takviyelerinden fayda sağlayabilir.
• Gıda alerjisi gibi sağlık durumu bazı gıdaları tüketmeye elverişli olmayan veya bazı besinlerin emilimini engelleyen karaciğer veya gastrointestinal hastalıkları olan kişiler
• Genellikle günde 1,500 kalorinin altında alabilen kaloriden kısıtlı diyeti olan kişiler
*Hamile olan veya hamilelik planlayan kadınlar - prenatal vitaminler, bazı gıdalardan elde edilen faydayı sağlar.
*Güneş ışığına fazla maruz kalmamış ve D vitamini eksikliği olan kişiler
• B 12 vitamininin emilimi yaş ilerledikçe azaldığı için ihtiyacı olduğu tespit edilen 50 yaş üstü kişiler
Gerçek gıdalarla beslenmek, genel sağlık durumunuz için daha uzun vadede fayda sağlayacak “sihirli bir ilaç†gibidir. Ölçülü ve çeşitli gıdalarla beslenmek bize ihtiyacımız olan besinleri sağlayacaktır. Eğer bir gıda takviyesine gerçekten ihtiyacınız varsa doktorunuza başvurmalısınız. Doktorunuz, sağlık durumunuza ve varsa aldığınız ilaçlara uygun, size zarar vermeyecek takviyeleri verecektir. Ayrıca, doktorunuz tarafından onaylanan gıda takviyesini, önerilen orandan fazla kullanmayın. Bu ürünleri üreten firmaların verdiği bilgiler doğrultusunda sakın karar vermeyin. Daha da önemlisi, almak istediğiniz takviye ürün hakkında ne bildiğinizden emin olun. Unutmayın ki, sağlıklı kalmak için en iyi yol, aslında bol miktarda sebze meyve tüketmek ve düzenli egzersiz yapmaktır.
3. En Gerekli Besin Takviyeleri
Hangi besin takviyesini kullanmanız gerektiği konusunda sürekli farklı şeyler duymaktan bıktınız, değil mi? Endişelenmeyin. Bugün bu takviyeleri üçe indirerek bütün kafa karışıklıklarınızı gidereceğim.
İki dozda almaya özen gösterin
MULTİVİTAMİN
Aslında sağlığınız için gerekli olan besin maddelerinin büyük çoğunluğunu meyve ve sebze bakımından zengin sağlıklı bir diyetle almanız gerekir. Fakat günlük kullanacağınız bir multivitaminle hepsini aldığınızı garantilemiş olursunuz. Günde bir multivitamin meme kanseri, kolon kanseri ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıklara karşı koruma oluşturur. Normal bir multivitamin A, C, D, E, K vitaminleriyle potasyum ve çinko gibi minarellerin de olduğu yaklaşık 10 vitamin ve 10 mineral içerir. Multivitamininizin iyodin içerip içermediğine de dikkat edin. İyodin, bazı üreticiler tarafından vitaminlerden çıkarılan ve aslında kalp, tiroit, beyin ve diğer hayati organlarınız için önemli olan bir mineral. Multivitamin satın alırken yüzde 100 günlük değer (% 100 daily value) etiketi taşıyan kutuları tercih edin. Ayrıca günlük değerleri yüzde 500 gibi yüksek dozlardan kaçının. Çünkü yediğiniz gıdalardan da sürekli gerekli vitamin ve mineral alıyorsunuz. Ayrıca multivitamininizi iki dozda almaya özen gösterin. Bir yarısını sabah diğer yarısını gece alın, çünkü vücudunuz o kadar vitaminin hepsini birden aynı anda ememez.
Denizden gelen mucize
OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ VE BALIKYAĞI
Omega-3 yağ asitleri, beyin fonksiyonlarını geliştiren, kalbimizi, damarlarınızı koruyan, kırışıklarla savaşan, eklemlerinizin sertleşmesini önleyen ve daha birçok işe yarayan mucize yağlar. üç çeşit omega-3 yağ asidi var:
Alfa-linolenik asit (ALA, ceviz, ketentohumu ve zeytinyağında bulunuyor); dokosaheksaenoik asit (DHA, en çok balık yağında bulunuyor); eikosapentaenoik asit (EPA, yine balık yağında bulunuyor). Bütün omega-3 veya balık yağı takviyeleri aynı değildir. Satın alırken unutmamanız gereken en önemli şey 600 mg DHA içeriyor olması. Bu dozu alabilmek için birden fazla kapsül almanız gerekebilir. DHA, beyin dokusunun geniş bir kısmını kapsayan yağ asidi. Yalnızca beyin fonksiyonlarını desteklemekle kalmıyor aynı zamanda beynin enerji saklama ve kullanma fonksiyonlarını da geliştiriyor. Depresyonla savaşmaya yardımcı olduğu kanıtlandı. Bu besin takviyesini kahvaltıda alın. Balıkyağını daha uzun süre saklamak ve bozulmasını önlemek için buzdolabında saklayabilirsiniz.
Diş, kemik ve kas sağlığınız için
KALSİYUM VE MAGNEZYUM
Vücut kalsiyum eksikliği çektiği zaman bu besin maddesini kemiklerden alıyor ve bir anlamda kendi kendisini tüketmeye başlıyor. Bu da kemiklerinizin güçsüzleşmesine neden oluyor. Magnezyumla birlikte alınan kalsiyum sadece kemiklerimizi desteklemekle kalmıyor aynı zamanda diş ve kas sağlığımızı da koruyor. Bu iki minerali birlikte almanız gerek çünkü kalsiyum tek başına kabızlığa neden olabilir. 600 mg kalsiyum ve 400 mg magnezyum içeren bir takviye tercih edin ve günde bir kere, bir bardak dolusu suyla birlikte tüketin. Yalnız dikkat: Bu besin takviyesini multivitamin aldıktan sonraki bir-iki saat içinde almayın çünkü kalsiyum vücudun diğer besin maddelerini emmesini önlüyor.
Bu 3 altın kuralı asla aklınızdan çıkarmayın!
1-Günde beş taneden fazla farklı besin takviyesi kullanmayın.
2-Eğer kullanırsanız olası negatif ilaç etkileşimleriyle karşı karşıya kalabilirsiniz.
3-Bu yüzden takviye kullanmadan önce mutlaka doktorunuza veya bir sağlık uzmanına danışın.
*****
Alıntı yapılan siteler:
YORUMLAR