Bir durumun ya da sonucun olmasını gerektiren nedendir. Gerekçeden söz edilebilmesi için ortada bir sonucun, duruÂmun bulunması gerekir. * ...
Bir durumun ya da sonucun olmasını gerektiren nedendir. Gerekçeden söz edilebilmesi için ortada bir sonucun, duruÂmun bulunması gerekir.
* Evden dışarı çıkacak vaktim yok.
* Bugün çok yoruldum.
* Hafta sonu sizinle pikniğe gidemeyeceğiz.
* Bu yıl bir takım bölgelerde kuraklık olabilir.
Yukarıdaki tümcelerde mevcut bir vaziyet söz mevzusudur. Dört tümce de birer gerekçe gerektiriyor. Gerekçe bildiren cümÂleler, başına "çünkü" bağlacı getirilerek okunabilir.
"Hafta sonu sizinle pikniğe gidemeyeceğiz; İzmir'den amcamlar geliyor." Pikniğe gidememenin öne sürülen sebebi İzmir'den konuk geleÂcek olmasıdır.
ÖSS'de "gerekçe" ile ilgili sorular sorulmaktadır. Bu soruÂlarda "Hangi tümcede yargı sebebi öne sürülerek beraber verilÂmiştir?" ya da "Numaralanmış cümlelerden hangisi kendinÂden önceki yargının öne sürülen sebebi durumundadır?" kalıbı kulÂlanılmaktadır.
Yukarıdaki örnek cümleler için gerekçeler yazalım:
* Evden dışarı çıkacak vaktim yok; yarına yetiştirmem ihtiyaç duyulan ödevlerim var.
* Bugün çok yoruldum; sabahtan akşama kadar asla oturmadan çalıştım.
* Bu yıl bir takım bölgelerde kuraklık olabilir; bahar aylarında neredeyse asla yağmur yağmadı.
Yukarıda da belirtildiği benzer biçimde "gerekçe" ile ilgili sorularda "çünkü"den yararlanılabilir. "Numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki yargının gerekçesidir?" ifadeÂsiyle sorulan sorularda gerekçe olabileceğini düşünÂdüğünüz cümlelerin başına "çünkü" getirerek o cümlenin gerekçe olup olamayacağını anlayabilirsiniz: Birazcık hızla etmeliyiz, (çünkü) Uçağın kalkmasına bir saat kaldı.
** "Gerekçe" cümleleri ile "neden-sonuç ilişkisi" olan cümleleri birbirine karıştırmayın. "Niçin-sonuç ilişkisinde" ilkin bir niçin, sonrasında bu nedene bağlı ortaya çıkan bir netice vardır: Havalar ısındı; okullarda devamsızlıklar arttı. (Niçin-sonuç)
** Niçin-sonuç ilişkisi olan tümcelerde kesinlikle bitmiş, ortaya çıkmış bir vaziyet vardır. Gerekçe bildiren tümcelerde ilkin bir vaziyet, olgu vardır, bir süre sonra gerekçe yer alır.
"Bir saatte Kadıköy'e gidemeyiz: bu saatte trafik çok sıkışıktır." "... hangisinde yargı sebebi öne sürülerek beraber verilmiştir?" kalıbıyla sorulan sorularda kesinlikle sonuçlanmış bir vaziyet olması gerekmez, belirgin bir yargı olması yeterlidir.
Öğle saatlerinde dışarı çıkmayın; hava çok sıcak. Bu tümcede sonuçlanmış bir iş, vaziyet yoktur.
Örnek Sual: (2 Mayıs 1999)
(I) Mustafa kemal atatürk'ün Söylev'i, yalnızca söz söyleme sanatı içinde ele alınacak kadar tek yönlü bir kitap değildir. (II) Olayların anlatımında büyük romancılarda görülen bir kurgulama kabiliyeti vardır. (III) Kitabın büyük bölümü sayfaları, yaşanmışlığın yanı sıra anlatımıyla şiir yüklüdür. (IV) Mustafa kemal atatürk, bu kitapta başarı göstermiş bir denemeci ustalığıyla karşıtlarını eleştirir. (V) İnÂsana özgü değerleri pozitif negatif yönleriyle sergiler. (VI) Varlıklı bir karakterler kitabı da sayılabilecek bir yapısı olan Söylev'in, bu yönüyle genç kuşakları yönlendirecek, etkisinde bırakan bir havası vardır.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangiÂsinde yargı, sebebi öne sürülerek beraber verilmiştir?
A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI.
Çözüm: E
Örnek Sual: (1998-ÖSS)
Okul öncesi eğitimin, çocuğun gelişiminde büyük ehemmiyet taşımış olduğu tartışılmaz bir gerçek.
Aşağıdakilerden hangisi, bu tümcede belirtilen yargının bir öne sürülen sebebi niteliğindedir?
A) Anaokulu, yuva ve kreşlerin sayısı her geçen gün artıÂyor ve bu tür durumlar devamlı gelişiyor.
B) Anne - babalar evlatları için en iyiyi bulma ve yapma uğraşı içindeler.
C) Çocuklar paylaşma ve mesuliyet duygularını oyunla geliştirirler.
D) Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişiminin mühim bir bölümü okul çağından ilkin tamamlanmaktadır.
E) Son yıllarda anaokullarında evladı değişik yönleriyle geliştirmeyi amaçlayan yeni yöntemler deneniyor.
Çözüm: D
YORUMLAR