Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, hekim uyarısı ya da önerisi değildir. GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI OK...
Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, hekim uyarısı ya da önerisi değildir.
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
OKüLOPLASTİK CERRAHİ KAPAK ENFEKSİYONLARI
(Kapak İltihabı)
Kapak Kenarı İltihabı (Blefarit):
Göz kapaklarının sık görülen iki taraflı iltihabıdır. Kapakların kirpikleri içeren 2 mm'lik kenar kısmını meblağ. Kapaklarda yanma, kaşınma ve batma hissine neden olur. Kirpik diplerinde kepeklenme, kızarıklık ve kapak kenarında kalınlaşma vardır. Bununla birlikte göz kapak kenarlarında ters kirpik (trikiazis) ve kirpiklerin dökülmesi (madarozis) gelişebilir. Ek olarak arpacık (hordeolum) ve şalazyon gelişimine niçin olabilir. Tedavide en mühim husus göz kapağının temizliğidir. Kirpik dipleri bebek şampuanı ile yıkanmalıdır. Bir el havlusu yardımıyla kapaklar üstüne uygulanan sıcak pansuman, kepeklenme ve yağlı akıntıları yok etmede oldukça faydalıdır. Ekranda görülen pencereden yarar alınamazsa antibakteriyel göz damlaları tedaviye eklenmiş olur.
Arpacık (Hordeolum):
Kirpik diplerinin ve göz kapağında yağ salgılayan bezlerin (meibomius) minik bir apsesidir. Emareleri; kapak içinde ya da kapak üstünden öne doğru uzanan, kırılgan, kızarık, sivilceye çok benzeyen şişkinliktir. Pek çok olay kendiliğinden iyileşir ya da irin kirpik diplerine yakın bir mıntıkadan dışarıya boşalır. En mühim adım sıcak pansumandır. Antibakteriyel göz damlaları tedaviye eklenebilir. Bir takım vakalar küçük bir cerrahi işlemle tedavi gerektirebilir.
Kapak Bezinin Kisti (Şalazyon):
Arpacıktan sonrasında gelişebilir ya da kapak bezlerinin ağızlarının tıkanması ile yağ salgılarının bezin içinde birikmesi ile ortaya çıkar. Kapakta ağrısız, sert ve yuvarlak bir şişlik şeklinde görülür. Şişkinlik arpacıktan daha büyüktür. En sık uygulanan tedavi şekli cerrahidir. Bir takım vakalarda şişliğin içine iğne ile iltihabın geçmesine destek olan ilaç (steroid ) enjekte edilir.
Göz Uçuğu (Herpes Simpleks):
Uçuk virüsü (Herpes Simpleks) deriyi tuttuğu şeklinde gözü ve göz kapaklarını da tutabilir. Genelikle tek taraflıdır. Yüzde kırmızı zemin üstünde öbekler halinde, saydam, minik, inci tanesi (vezikül) şeklinde gelişir. Hafifçe bir kapak şişkinliği olabilir. Veziküller yırtılır ve bir süre sonra kabuklanarak bir çok gün içinde iyileşir. Gözde ve bulunmuş olduğu ten çevresinde ağrıya sebep olur. Gözün ön tarafındaki kornea tabakasını tutabilir. Tedavide virüslere karşı etkili göz damlaları ve kremleri (asiklovir) kullanılır. Hijyen amaçlı olarak kabarcıklara temastan kaçınılmalıdır.
İmpetigo:
Çoğunlukla çocuklarda fena hijyen koşulları ya da travma sebebiyle ortaya çıkan kapak cildinin bakteriyel iltihabıdır. Yüzde ve kapak cildinde kızarık bir zemin üstünde minik kırmızı döküntü şeklinde başlar. Bir süre sonra döküntüler vezikül halini alır. Son aşamada bu tür durumlar patlayarak üzerileri altın sarısı kabukla örtülür. Tedavide antibiyotik içerikli merhemler kullanılır. Yaygın tutulum halinde ise ağızdan antibiyotik verilir.
Yılancık (Erizipel):
Kızarıklık, ödem ve sertlik (endurasyon) ile karakterize olan ten ve ten altı dokusunun selülitidir. Kapağın tümünü tutabilen kızarık bir alan olarak başlar ve kısa zamanda sert ve ödemli bir görünüm kazanır. Ameliyat, travma sonrasında ya da önceki enfeksiyon zemininde gelişebilir. Koyu kırmızı renkli, kabarık ve çevre dokulardan keskin sınırlarla ayrılmıştır. Ateş ve bitkinlik vardır. Tedavide ağızda penisilin verilir.
KAPAK DEFORMİTELERİ (ŞEKİL BOZUKLUKLARI)
Ektropion ( Kapak Kenarının Dışa Dönmesi):
Senil, sikatrisyel ve paralitik tipleri mevcuttur.
Senil Ektropion:
Yaşlı hastaların alt göz kapağını meblağ. Alt kapakta yatay gevşeklik olduğundan yerçekimi etkisiyle alt göz kapağı dışa doğru döner. Kapak gözden uzaklaşmış olduğundan göz dış etkenlere daha kolay maruz kalır. Bu durumda göz enfeksiyonları, ağrı-sancı, ışığa çok fazla duyarlılık, çok fazla gözyaşı gelmesi (epifora) ve görme kaybı ortaya çıkabilir. Tedavisi cerrahidir.
Sikatrisyel Ektropion:
Türlü travmalar, kapak enfeksiyonları ve geçirilmiş tümör cerrahisi sonucu ten ve ten altı dokusunda ölü, sert bir katman (skar) oluşur. Bu skar alt ya da üst kapağın göz küresinden uzaklaşmasına niçin olur. Kırmızı tende, çillenme tarzında lezyonları olan ve ten kanserine gelişimine yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülür. Bu kişilerin ciltleri kuru ve gergindir. Bu kişilere koruyucu olarak güneş ışığını engellemiş olan losyonlar ve yağlı ten kremleri kullanılmalıdır. Tedavi cerrahidir.
Paralitik Ektropion :
Yüz sinirinin (fasiyal sinir) felci ile ortaya çıkar ve tek taraflı olarak görülür. Kapakların kapanması çok güçleşir. Sık aralıklarla gözyaşı damlaları ve jelleri kullanılır. Uykuda kapaklar açık kalıyorsa bantla kapatılır. Bu olgular göz hekimi tarafınca izlenmeli, kendiliğinden iyileşmiyorsa cerrahi girişim uygulanmalıdır.
Entropion (Kapak Kenarının İçe Dönmesi):
Kapak kenarı ve kirpikler korneaya temas ederek korneada zedelenmeye neden olur. Entropion alt ve üst kapakta görülebilir. Senil, sikatrisyel ve konjenital tipleri mevcuttur.
Senil Entropion:
En sık görülen tiptir ve yalnız alt kapağı meblağ. Yaşlılığa bağlı olarak kapak ve göz küresi arkasındaki dokuların gevşemesi sonucu ortaya çıkar. Tedavisi cerrahidir.
Sikastrisyel Entropion:
Hem alt hem üst kapağı tutabilir. Kimyasal yanıklar, blefarit ve türlü göz kapağı iltihapları sonucu ortaya çıkan ölü doku tabakasının (skar dokusu) göz kapağının iç yüzünü kısaltması ve buna bağlı olarak göz kapağını içe çekmesiyle ortaya çıkar. Tedavi cerrahi düzeltmedir.
Konjenital Entropion:
Kapağın kenar kısmının doğuştan itibaren içe dönük olmasıdır. Bu vaziyet çocuk büyüdükçe kendiliğinden düzelebilir. Kirpikler korneya değiyor, ışığa çok fazla duyarlılık ve hastalık hissine yola açıyorsa cerrahi tedaviye gidilebilir.
Trikiyazis (Kirpiklerin İçe Dönmesi) ve Distikiyazis (Yanlış Yerden Kirpik Çıkması):
Normalde dışa dönük olması ihtiyaç duyulan kirpiklerin kapak kenarından göz küresine temas edecek şekilde içe dönmesi trikiyazis; düzgüsel kirpiklerin gerisinden ikinci bir sıra kirpik çıkması distikiyazis olarak adlandırılır. Her göz kırpışıyla rahatsız edici bir batma hissine niçin olur. Tek ya da çift gözde görülebilir. Tedavide, kirpiğin bir forseps yardımıyla mekanik olarak çıkarılması (epilasyon), kirpik köklerinin -20 derecede dondurup-eritme işlemiyle çalışan kriyoterapi ya da kirpik köklerinin elektrik akımı ile tahrip eden elektroliz sistemleri,metotları uygulanır. Bu tedavi sistemleri,metotları ile geçmezse cerrahi tedavi yapılır.
Madurozis (Kirpiklerin Dökülmesi):
Kirpik sayısında azalma ya da bunun tümünün yok olmasıdır. Sebepleri içinde yanıklar, tümörler, tümörlere uygulana ışın tedavisi, sedef hastalığı (psöriazis), hipotiroidi, frengi hastalığı (sfiliz) yer almıştır. Tedavisi sebebe nazaran yapılır.
Poliosis (Kaş ve Kirpiklerin Beyazlaşması): Kaş ve kirpiklerin vaktinden ilkin beyazlaşmasıdır.
Dermatoşalazis (üst Göz Kapağı Teni Bollaşması):
Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan ve çoğu zaman çift taraflı görülen kapak cildindeki gevşemedir. üst göz kapağı teni kat kat bollaşıp kirpiklerin üstüne sarkarak görme alanının üst kısmını örtebilir. Bu olgularda kapak ağırlaşmış olduğundan göz kapaklarını açık tutmak zorlaşır. Göz kapakları poşet görünümü kazanmış, göz kapağı çizgileri kaybolmuştur. Tedavi cerrahidir ve eğer kişinin görmesinde, dış görünümünde problem yaratıyorsa yapılır.
Blefaroşalazis (Kapak Ödemi):
Daha çok genç bayanlarda ortaya çıkan, sebebi bilinmeyen üst göz kapaklarında bir çok gün içinde kendiliğinden ortadan kalkan ağrısız tekrarlayıcı ödem ataklarıyla karakterize ender bir klinik durumdur. Tekrarlayan ataklar sonucunda kapak teni incelir ve kırışır. Ataklar kesildikten sonrasında cerrahi tedavi gerekebilir.
Esansiyel Blefarospazm:
Göz küresi çevresindeki kasın (orbikülaris kası) istemsiz kasılmaları söz mevzusudur. 50 yaşın üstünde ortaya çıkar ve her iki gözde de görülebilir. Kasılmalar ilerleyici olup kapaklarda spazmlara ve buna bağlı olarak görme güçlüğüne yol açabilir. İleri dönemlerde göz kapakları açılamadığı için hastalar çalışamaz hatta kendi işlerini göremez hale gelirler. Tedavide ilk seçenek orbikülaris kasına botulinum toksini (botox) enjeksiyonudur. Toksinin her 4-6 ayda bir tekrarlanması gereklidir. Toksinden yararlanamayan olgulara cerrahi müdahale gerekebilir.
PTOZİS (Göz Kapağı Düşüklüğü):
üst göz kapağının düzgüsel seviyesinden daha alt tarafta olmasıdır. Bir ya da iki kapakta görülebilir. 4 tipi vardır. Miyojenik, nörojenik, mekanik, aponevrotik.
Miyojenik Ptozis:
üst göz kapağını açmaya yarayan kasın (levator kası) doğumsal ya da sonradan ortaya çıkan bozukluğuna bağlıdır. Aşağı bakışta bu kas gevşeyemediği için kapak aralığı açık kalır. üst kapaktaki ten katlantısı silinmiş ya da kaybolmuştur. Doğumsal miyojenik ptozise şaşılık, göz tembelliği (ambliyopi) ve göz kırma kusurları (hipermetropi ya da miyopi) eşlik edebilir.
Nörojenik Ptozis:
Doğumsal ya da sonradan ortaya çıkan bir sinir iletim bozukluğu sonucu ortaya çıkan ptozistir. En sık görüleni okülomotor sinir felci sonucu gelişenidir. Bu sinir felci doğumsal ya da sonradan ortaya çıkmış olabilir. Bu sinir felci sonucu göz küresini hareket ettiren kaslarda nüzul gelişir ve şaşılık ortaya çıkar. Bu sinirin fonksiyonu kendiliğinden düzelebileceği için cerrahi girişim sonucu verilmeden ilkin 6 ay beklenmeli ve ilkin şaşılık düzeltilmelidir.
Mekanik Ptozis:
Dermatoşalazis, büyük göz kapağı tümörleri (mesela nörofibrom) ve ağır göz kapağı ödemi şeklinde göz kapağı hareketliliğini zayıflatan rahatsızlıklar sonucu oluşabilir.
Aponevrotik Ptozis:
Düzgüsel üst göz kapağını açan kasın (levator kası) üst göz kapağına tutunduğu parçasının (aponevrozun) zayıflaması sonucu ortaya çıkar. Bu zayıflık hafifçe bir ayrışma ya da yapışma bozukluğu olabileceği şeklinde yaygın bir ayrışma neticesinde ortaya çıkabilir. Sebepleri içinde yaşlılık (yaşa bağlı kasın dejeneratif değişikliği) ve travma yer alabilir.
Tedavide ptozise yol açan etken göz önüne alınarak en uygun cerrahi yöntem uygulanır. (Levator kasının kısaltılarak üst göz kapağı yukarı kaldırılması ya da askılama yöntemi )
KAPAK TüMÖRLERİ
Viral Siğil (Skuamöz Hücreli Papillom): Çoğu zaman erişkinlerde en sık görülen kapak tümörüdür. Ağaç çileğini çağrıştıran bir satha haiz saplı ya da geniş tabanlı bir lezyondur. Tedavisi cerrahidir.
Seboreik Keratoz (Bazal Hücreli Papillom):
Yaşlı bireylerin yüz ve göz kapaklarında kabarık, ten üstüne yapıştırılmış şeklinde duran, keskin sınırı olan, kimi zaman tüm kapağı tutabilen ve çok fazla yağlanma gösteren bir lezyondur. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
Aktinik Keratoz (Senil Keratoz):
Ten yüzeyinden kabarık olmayan kuru kabuksu bir lezyondur. Tipik olarak çok fazla güneş ışığına maruz kalmış, yaşlı, açık tende fertleri etkisinde bırakır. Bir bölümü fena huylu tümöre dönüşebilir.
Ben (Nevüs):
Çoğu zaman kapağın kenar kısmında yer alır. Renkli bir hal alma eğilimindedir. Süratli bir gelişme olursa fena huylu tümörden şüphelenilmelidir.
Keratoakantom:
Göz kapağında nadiren görünür. Selim olmasına karşın süratli büyüyen tümör çoğu zaman başka yönleriyle sıhhatli bireylerde meydana gelir. Böbrek naklini takiben immünosüpressif tedavi görmekte olan hastalarda beklendiğinden daha sık bir biçimde görülür. Ortaya çıkış sırası; bir çok gün zarfında büyüklüğünün 2 yada 3 misline ulaşabilen pembe renkli bir kabartı (papül) , 2-4 santimetre çapına ulaştıktan sonrasında çoğu zaman büyümesi durur. 2-3 ay süresince durağan kalır ve bir süre sonra kendiliğinden geriler. Gerileme periyodu esnasında lezyonun merkezi kısmi keratinle dolu bir krater şekline dönüşür.
Ksantelazma:
Çoğu zaman yaşlı hastalarda ya da kolesterolü yüksek olanlarda bulunan (hiperkolesterolemi) sık görülen ve çoğunlukla her iki gözde ortaya çıkan lezyonlardır. Çoğu zaman göz kapaklarının iç taraflarında yerleşmiş bulunan, kolesterol ve yağ içeren, sarı renkte, ten altı lezyonlardır. Tedavi kozmetik sebeplerden dolayı yapılır.
Kapiller Hemanjiom:
Kapakların en sık görülen doğumsal, damarsal tümörüdür. Genişlemiş ve birbirleriyle birleşmiş (anastomoz yapmış) damarsal boşluklardan oluşur. Çoğu zaman bir yaşına kadar hızla büyürler. Ve daha sonraki 4-5 içinde kendiliğinden gerilerler. Kırmızı renkte kabarık lezyondur. Büyük olan ve üst kapağı tutanları tembelliğe (ambliyopi) yol açabilir. Bu olgularda lezyon içine steroid enjeksiyonu yapılır.
Düzgüsel Göz Kapiller Hemanjiom Molluskum Kontagiosum:
Derinin yüzey tabakasının (epidermis) viral (pox virüs) enfeksiyonudur. Lezyonlar mum damlası şeklinde kabarık yapıdadır ve merkezlerinde bir çukurluk vardır.
Fena Huylu (Malign) Kapak Tümörleri:
Bazal hücreli ve yassı hücreli kanser en sık görülen kapak tümörleridir. Açık tende, uzun soluklu güneşe maruz kalan ve ileri yaş grubunda bulunan bireylerde bulunma riski daha fazladır.
Bazal Hücreli Karsinom (BHK):
Fena huylu kapak tümörlerinin %95 ini oluşturur. En sık alt kapağı ve iç bölgeyi meblağ. Yavaş ve ağrısız gelişme gösterir. Yayılmamasına karşın bulunmuş olduğu yerin derinliklerine kadar uzanabilir. Tedavi edilmeyen tümörler göz küresini tahrip edip beyne kadar uzanabilir. Bu lezyonlardan parça alınmalı (biyopsi) ve tanısı konulduktan sonrasında cerrahi, radyoterapi ve krioterapi seçeneklerinden birisi tercih edilmelidir. İdeali cerrahi tedavidir.
Düzgüsel Göz Malign Karsinomlu Göz Yassı Hücreli Kanser:
Bazal hücreli kansere nazaran 40 kez daha seyrek olup daha çok üst kapağı meblağ. Kendiliğinden ortaya çıkabileceği şeklinde aktinik keratoz ve keratoakantoma zemininden gelişebilir. Yüzeyi sert bir kabukla örtülü kabarık lezyonlardır. Bir süre sonra kabuğun altında ülserasyon ortaya çıkar ve lezyon kenarları kabarıktır. Tedavi edilmediği takdirde bezelere (lenf düğümleri) yayılır. Vücudun her tarafına yayılma olasılığı vardır. Bazal hücreli kansere nazaran daha agresif seyreder. Tedavisi cerrahidir.
Malign Melanom:
Kapağı tutan malign melanomlar ender görülür. Öldürücü potansiyele haiz tümörlerdir. Ten melanomlarında renk değişikliği teşhis koydurucu özelliği teşkil etse de kapak melanomlarının yarısı renksiz olup, bu vaziyet teşhiste zorluklara neden olur.
Kaposi Sarkomu :
Çoğunlukla AIDS hastalarını etkileyen bir damarsal tümördür. Tümörün erken dönem emareleri içinde pembe, kırmızı-menekşeden kahverengiye farklılık gösteren ve yanlışlıkla ten altı kanama (hematom) ya da ben (nevüs) sanılan bir lezyondur. Büyük ve hızla büyüyen bir tümör ülsere olabildiği şeklinde kanayabilir de. Tedavisi radyoterapidir.
Sebase Gland Karsinomu (Sebase Bez Karsinomu):
Sebase bez karsinoması göz kapağında meibomian ya da Zeis adındaki bezinden lanır. Göz kapağı malign tümörlerinin %1-5'ini oluşturur. Çoğu zaman yavaş büyüyen, ağrısız, sarı renkli kitle görünümünde ya da kapakta diffüz kalınlaşma ve kirpik yitirilmesine yol açan bir kitle şeklindedir. Ilk başlarda şalazyon ya da kronik blefarokonjonktivit ile karışması sebebiyle doğru tanı ve uygun tedavi gecikir.
Esas olarak komşuluk kanalıyla yayılır. Nüksleri(yine) sık görülür. Uzak organ tutulumu lenf ve kan kanalıyla olur. Cerrahi tedavinin tek ya da kriyoterapi ile birlikte uygulanması en sık tercih edilen tedavi yöntemidir.
BAKINIZ
Maya Göz Hastalıkları Merkezi - Ankara
Göz ve göz sağlığı ile ilgili bilgi verir misiniz?
Göz kapağı düşüklüğü iyi mi tedavi edilir?
Göz Kapağı Düşüklüğü
Ön göz kapaklarından birinin ya da her ikisinin düşüklüğü, göz kapağını kaldırma görevini icra eden kasların zayıflığı sebebiyle ortaya çıkan bir durumdur. Bir takım çocuklarda bu vaziyet doğuştan görülür ve bu vakalarda, ambliyopiyi önlemek için cerrahi müdahale gerekebilir.
Doguştan oldugu süre bu genelikle tek gözü etkisinde bırakır. Kalltımsal oldugu sanılmaktadır. Yetişkinlerde vaziyet çoğu zaman göz kapagı adalelerinin gerginligini kaybetmesi şeklinde, yaşlanma etkisiyle olur; daha az çoğunlukla, bir yaralanma ya da şeker hastaııgı şeklinde, myasthenia gravis, nüzul, beynimiz tümörü, ya da boynun alt kısmındaki ya da akcigerin en üst kısmındaki kanser şeklinde hastalıkların sonucudur ki, bunların hepsi de sinir ve kas çalışmasını etkileyebilir.
Teşhis
Eger çocugunuzun göz kapakları, gözle görülebilecek kadar birbirlerinden değişik ise bilhassa bu farklılık gözlerden birinin ya da her ikisinin görüşünü engelleyecek seviyede ise göz doktorunuza gidin.
Doktorunuz gözü muayene edecek ve çocugunuzun genel sagııgı ile ilgili bir takım sual soracaktır. Vaziyet genel bir saglık sorunundan lanıyorsa tam bir saglık muayenesi tavsiye edilebilir.
Eğer ansızın kendi gözlerinizden birinin ya da her iki gözünüzün kapağının değişikliğini farkederseniz, doktorunuza gidin. Gene, sebebin bir genel sıhhat problemi olup olmadığını edinmek için muayene gerekebilir. Eğer problem uzun sürede yavaş yavaş gelişmişse yaşlanma sebebiyle olabilir.
Göz kapağını kaldıran kasın gücünün azalması:
Mitokondriyal miyopati, okülofaringeal müsküler distrofi ve miyotonik distrofi şeklinde eksternal oftalmopleji icra eden hastalıklarda göz hareketleri ile beraber göz kapağının hareketleri de bozulmuş olduğu için hastalar kapaklarını açmakta zorlanırlar. Hastalığın evresine nazaran hastaların görmelerini sağlayacak cerrahi tedavi sistemleri,metotları mevcuttur.
Sinir-kas kavşağını etkileyen hastalıklar:
Bu tür şeyler içinde Myastenia Gravis hastalığı oldukça önemlidir. Kapak düşüklüğünün gün içinde giderek artması en tipik özelliğidir. Beraber çift görmede olabilir. Tedavisi genellikle medikaldir. Nadiren cerrahi tedaviye gerek duyulur. Sinir-kas kavşağını etkileyerek göz kapağı düşüklüğü icra eden başka bir sebep ise göz çevresine meydana getirilen botulinum toksini enjeksiyonlarıdır. Yanlış uygulama geçici olarak kapak düşüklüğüne niçin olabilir.
Göz kapağını kaldırmayı elde eden sinirin (nörojenik) bozuklukları:
3.cü sinir göz kapağını kaldırmamızı sağlamaktadır. Felcinde göz kapağı düşüklüğü ile beraber göz hareketleri de bozulmuş olduğu için hastanın kapağı kaldırıldığında çift görmeden yakınma eder. Diyabet, hipertansiyon, anevrizma, tümör ve travma şeklinde sebeplerle göz kapağında nörojenik düşüklük olabilir. Diyabet ve hipertansiyon 3 ay içinde kendiliğinden düzelen ağrısız kapak düşüklüğü yaparlar. Tedavi önerilmez. Anevrizma sebebi ile oluşan 3. Sinir felci ağrılı olmaktadır. Anevrizma ve tümör şeklinde nedenlerle ptozis olduğunda sebebe yönelik müdahale acilen yapılmalıdır. Travma sonrası gelişenlerde tedavi için minimum 6 ay beklenmelidir. Bir pek çok geçici felce bağlı olduğundan kendiliğinden düzelmektedir.
Kasın tarsa yapıştığı kısmının uzaması ya da ayrılması (Aponevrotik ptozis):
Yetişkinlerde en sık görülen kapak düşüklüğü sebebidir. Kasın tars adlandırdığımız yardım dokuya yapışmasını elde eden elastik olmayan uç kısmı (aponevroz) genellikle göz kapağında yaşlanmanın tesiri ile ya uzayarak yada birleştiği yerden ayrılarak kapak düşüklüğüne niçin olur. Bununla birlikte travma, uzun soluklu kontakt lens ya da protez kullanımı şeklinde sebeplerle de aponevrotik ptozis oluşabilir. Cerrahi tedavi ile bu şartları düzeltmek mümkündür.
Mekanik sebeplerle göz kapağının düşmesi:
Tümör, ödem ya da enfeksiyon şeklinde göz kapağını ağırlaştıran sebepler ya da hareket etmesini engellemiş olan nedbe dokuları göz kapağında düşüklüğe niçin olurlar. Bu sebeplerin ortadan kalkması ile kapağın düşüklüğü düzelmektedir.
Göz kapağının yalancı düşüklüğü:
Gözün doğuştan minik olması (mikroftalmi) ya da asla olmaması (anoftalmi), ameliyatla alınmış olması, uygun olmayan protez kullanımı, aşağı doğru kayması, orbita yaralanması (blow-out kırığı) şeklinde sebepler göz kapağının az görünmesine niçin olurlar. Az görünmeye yol açan etken düzeltildiğinde göz kapağı da terfi edecektir.
Tedavi:
Eğer göz kapağınızın şartları görüşünüzü etkiliyorsa doktorunuza gidin. Eğer düşkünlük doğuştan gelen bir anormallikse ya da yaşlanma ya da yaralanma sebebiyle olmuşsa, adaleyi güçlendirmek için bir ameliyat yapılabilir. Eğer niçin myasthenia gravis, nüzul ya da şeker hastalığı şeklinde daha genel bir sıhhat sorunuysa, aslolan sebebin tedavisi göz kapağının durumunu düzeltebilir.
Doğuştan olmayan göz kapağı düşüklüğünü icra eden pek çok hastalık olduğundan tedaviden ilkin sebebin araştırılması gerekir. Bu sebeple hastanın öyküsü, göz muayenesi, göz kapağı ölçümleri, gerekirse orbita ve beynimiz manyetik rezonans görüntüleme ile değerlendirme ve nöroloji konsültasyonu istenir. Eski resimleri sebebin tespit edilmesine destek olabilir. Kapağın düşmesine yol açan etken ortadan kaldırıldığında kapak da düzelmektedir. Travma söz mevzusu ise minimum 6 ay beklenmeden cerrahi olarak kapak kaldırılmamalıdır. Aponevrotik ptoziste tedavi cerrahidir.
Cerrahi Yöntem:
Lokal anestezi altında yapılır. Genel anesteziye gerek kalmamıştır. İki taraflı düşüklük var ise iki kapağın ameliyatı eşzamanlı olarak yapılır. Kapağın yüksekliği ameliyat esnasında ayarlanır. Hastalar aynı gün evlerine dönerler. Istek edilen kapak yüksekliği elde edilmemiş ise bir çok gün içinde gözden geçirme ile bakışımlı görünüm elde edilir.
Burada yer edinen yazılar bilgilendirme amaçlıdır, İlaç önerisi ve tedaviler için lütfen doktorunuza başvurunuz..
Göz Hastalıkları (Arpacık)
Sık karşılaşılan bir sorundur. Nadiren cerrahi girişimler gerektirmekle beraber, çoğu zaman antibiyotik uygulamasıyla ve diğeri kolay yöntemlerle iyileştirilebilmektedir. Arpacık, etkilediği gözkapağı bezlerine nazaran ikiye ayrılır. Gözkapağının haricinde kirpiklere bağlı yağ bezleri vardır. Bu tür şeyler, gözün yüzeyini korumuş olan yağı (sebum) salgılarlar. Kimi zaman salgı bezi kanalı tıkanır ve içerde kalan bakteriler "dış" arpacığa niçin olurlar.
Gözkapağının içinde ise, "meibom bezleri" denen bir takım bez daha vardır. Bu tür şeyler da yağ bezleridir, fakat kirpiklerle bağlantılı değillerdir, gözkapağının arka yüzüne açılırlar. Burada oluşan bir tıkanıklık ve enfeksiyon da "iç" arpacığa niçin olur.
Arpacık daha çok, derileri kuru ve egzamaya eğilimlilerde görülür. Kepek ve pullanma bu koşullarda ortaya çıkar ve arpacık bunların etkisiyle oluşur. Başka enfeksiyonlarda olduğu şeklinde, genel olarak gövde sağlığının bozuk olması ve direnç düşüklüğü de arpacığın sık görülmesine niçin olur.
Arpacık ortaya ayrılmadan bir çok gün ilkin gözde kaşınma ve batma hissi başlar. Arpacık bir iki günde ortaya çıkar. Minik, ağrılı bir nokta şeklinde başlar; sonrasında şişerek belirgin kırmızı bir püstül (içi irin dolu kabarcık) halini alır. Dış arpacık kolayca tanınır. Ama iç arpacığın görülmesi için gözkapağını dışa doğru çevirmek gerekir. Şişen meibom bezi gözkapağını gerdiğinden iç arpacık, dış arpacıktan daha ağrılıdır.
Arpacıkla beraber gözkapağındaki ağrı-sancı ve batma hissi artar. Işık ağrıyı artırır (fotofobi) ve göz devamlı sulanır. Fotofobi, göz sulanması ve devamlı burnunu çekme, çocukta, kızamık şeklinde daha disiplinli bir hastalığı akla getirebilir.
Yeterince erken anlaşılırsa, antibiyotikli merhem ya da damlalar arpacık oluşumunu önleyebilir. Fakat, genellikle tanıdan ilkin püstül(ağızlaşma) oluşur ve antibiyotikler etkisiz kalır. Tek tedavi, oluşan iltihabın boşalmasını sağlamaktır. Sıcak kompres, kan akımını artırıp gözkapağını yumuşatarak ağrıyı azaltır ve enfeksiyonun iyileşmesini kolaylaştırır. Kolay bir sıcak kompres, tahta bir kaşığın çevresine pamuklu bir kumaş ya da pamuk sarıp sıcak suyun altına tutularak yapılabilir. Su dayanılabilir sıcaklıkta olmalı ve kaşık her seferinde kapalı göz üstünde minimum 10 dakika tutulmalıdır. Dış arpacığın yerleştiği kıl kökü kolayca fark edilir. Kirpik bir cımbızla alınırsa, arpacık kendiliğinden boşalır, ağrı-sancı ve şişlik azalır.Gözkapağının içinde ise, "meibom bezleri" denen bir takım bez daha vardır. Bu tür şeyler da yağ bezleridir, fakat kirpiklerle bağlantılı değillerdir, gözkapağının arka yüzüne açılırlar. Burada oluşan bir tıkanıklık ve enfeksiyon da "iç" arpacığa niçin olur.
Arpacık daha çok, derileri kuru ve egzamaya eğilimlilerde görülür. Kepek ve pullanma bu koşullarda ortaya çıkar ve arpacık bunların etkisiyle oluşur. Başka enfeksiyonlarda olduğu şeklinde, genel olarak gövde sağlığının bozuk olması ve direnç düşüklüğü de arpacığın sık görülmesine niçin olur.
Arpacık ortaya ayrılmadan bir çok gün ilkin gözde kaşınma ve batma hissi başlar. Arpacık bir iki günde ortaya çıkar. Minik, ağrılı bir nokta şeklinde başlar; sonrasında şişerek belirgin kırmızı bir püstül (içi irin dolu kabarcık) halini alır. Dış arpacık kolayca tanınır. Ama iç arpacığın görülmesi için gözkapağını dışa doğru çevirmek gerekir. Şişen meibom bezi gözkapağını gerdiğinden iç arpacık, dış arpacıktan daha ağrılıdır.
Arpacıkla beraber gözkapağındaki ağrı-sancı ve batma hissi artar. Işık ağrıyı artırır (fotofobi) ve göz devamlı sulanır. Fotofobi, göz sulanması ve devamlı burnunu çekme, çocukta, kızamık şeklinde daha disiplinli bir hastalığı akla getirebilir.
İç arpacığın tedavisi daha zor olsa gerek. Enfekte olan meibom bezi dışarı açılmaya çalışır ama kalınca gözkapağını delemez. Sonunda akyuvarlar enfeksiyonun üstesinden gelir ve emareler ortadan kalkar fakat geride mikropsuz bir irin kisti kalır. Meibom kisti, gözkapağının altında ağrısız, minik bir kitle halinde hissedilir ve fakat cerrahi girişimle çıkarılabilir. Lokal anestezi altında gözkapağı dışa çevrilerek kist alınır, çevresi temizlenir.
Gözü ovuşturmak, enfeksiyonu bulaştıracağı için zararlıdır. Kepeğin önlenmesi de önemlidir, çünkü arpacıkta görevi olduğu düşünülmektedir. Niçin blefarit, şu demek oluyor ki gözkapağı iltihabı ise, uzun soluklu antibiyotik tedavisi ve hafifçe kortizonlu damlalar etkili olabilir.
Bir sürü vakada niçin bilinememektedir.
Göz Kapağı Ameliyatları (Blefaroplasti)
Mühim:
İçerik, kullanıcıyı bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer edinen bilgiler, hiçbir süre bir doktor tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu tan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut ilaç tedavisinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez.
Göz kapağı estetiği; göz çevresindeki fazla, sarkan ya da torbalar oluşturan ten ve ten altı yağ dokusunun kısmen çıkartılarak kısmen de onarılarak daha sıhhatli ve güzel duyu bir görünüme kavuştulduğu ameliyatlara verilen genel isimdir. Göz kapağı estetiği yerine blefaroplasti terimi de kullanılmaktadır.
Sarkmış ve az üst göz kapağı ve şişmiş göz altı torbaları insana devamlı bitkin ve üzgünmüş şeklinde bir ifade verir. Bu bitkin ve yaşlı ifade yüzün geneli iyi durumda olsa dahi tüm yüze hakim olur. Çünkü gözlerimiz yüz ifademizin temelini oluşturur. Bir takım kişilerde sarkık göz kapakları yada belirgin göz altı torbaları aileseldir ve çok genç yaşlarda dahi kendisini belirgin eder. Pek çok kişide ise yaşlanmayla birlikte gelişen bir süreçtir. Gençlerde göz kapağı teni kısa ve gergindir. Artan yaşla birlikte üst göz kapağı teni gevşer ve esneyerek zaman içinde ikinci bir kat oluşturur. Disiplinli vakalarda bu ten katlantısı kirpiklerin köklerine kadar uzanır ve hatta bu hattı da aşarak görme alanına girebilir. Bu aşama disiplinli sarkmalar göz kapaklarını çok fazla kaldırarak bakma ihtiyacı doğuracağından kişiyi gün içinde devamlı yorar fakat şahıs bu vaziyet seneler içinde yavaş yavaş geliştiği için bu durumun bilincinde değildir. Alt göz kapağı teni de gevşeyerek sarkar ve kırışıklıklar ve ten torbaları oluşur.
Derideki gevşemeye ek olarak göz küresinin etrafındaki yağ yastıkçıkları da zaman içinde öne doğru gelmiş olarak fıtıklaşır. Bunun sebebi bu yağ yastıkçıklarını yerinde tutan dokunun yaşla beraber zayıflaması ya da bu yağ dokusunun miktarının artması olabilir.
Göz kapağı estetiğine ( Blefaroplasti ) çoğu zaman 30-40 yaş civarında gereksinim duyulur ve bu yaşlarda yüzün kalanı iyi durumda ise tek başına uygulanması yüzü çok etkili bir biçimde gençleştirir. Daha ileri yaşlarda tüm yüzün gençleştirilebilmesi için blefaroplasti ( göz kapağı estetiği ) orta yüz germe, kaş kaldırma ve alın germe yada tüm yüz germe şeklinde ameliyatlarla beraber yapılabilir.
Ameliyat çoğu zaman lokal anestezi ile sedasyon (sakinleştirici ilaçlar) eşliğinde yapılabilir. Fakat ek işlemler yapılacak ise yada hasta konforu açısından genel anestezi altında da yapılabilir.
Rutin bir göz kapağı estetiği ( blefaroplasti ) ameliyatı alt taraftaki aşamalardan oluşur;
- Her iki göz kapağına lokal anestezi uygulanır.
- üst göz kapağındaki fazla ten ameliyattan sonrasında iz bırakmayacak şekilde planlanan yerlerden kesilerek çıkarılır.
- Kas dokusunda fazlalık ya da zayıflık var ise fazla kısmı çıkarılır.
- Kas ve bağ dokusu alt kısmındaki sarkmış yağ yastıkçıklarının fazlası çıkartılır.
- Bağ dokusu ve kas sağlamlaştırılarak onarılır.
- İzin tamamı üst göz kapağı katlantısına saklanacak şekilde ten güzel duyu olarak dikilir.
- Alt göz kapağı teni iz asla belirgin olamayacak şekilde kirpik köklerinin derhal altından kesilerek açılır.
- Kas dokusunda fazlalık ya da zayıflık var ise fazla kısmı çıkarılır.
- Kas ve bağ dokusu alt kısmındaki sarkmış yağ yastıkçıklarının fazlası çıkartılır.
- Bağ dokusu ve kas sağlamlaştırılarak onarılır.
- Ten fazlası tespit edilir ve kesilerek çıkarılır.
- Alt göz kapağı teni iz bırakmayacak şekilde dikilir.
Göz Kapağı Hastalıkları
Göz kapağı hastalıkları çok kolay görünmekle beraber tedavi edilmediği süre disiplinli problemlere niçin olabilmektedir.
Şalazyon
Göz kapağında ki salgı bezlerinin iltihaplanmasıdır. Göz kapağında ağrı-sancı, kızarıklık ve şişlik meydana getirir. Erken dönemde tedavi edilmez ise bu sislikler kalıcı kistlere dönüşebilir. İlk basta ilaç tedavisi, daha ileri safhalarda kist içine enjeksiyon, bunların kafi olmadığı durumlarda ise cerrahi olarak kistin alınması işlemi yapılır.
Arpacık
Çoğu zaman şalazyon ile birbirine karıştırılır. Kirpik dibinde bulunan foliküllerin iltihaplanmasıdır.
Göz kapağı kenarında kızarıklık , duyarlılık ve sişlik oluşur. Sıcak kompres ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır.
Blefarit
Kirpik dibinde rastlanan enfeksiyondur. Çoğu zaman batma hissi ve göz kapağında ağrı-sancı yaparlar. Kapaklarda şişme, kızarıklık olabilir. Tedavi edilmez ise konjenktival ve korneal enfeksiyonlara niçin olabilir. Tedavisinde göz kapaklarının temizliği yapılır, antibiyotikli ilaç tedavisi uygulanır. Çoğu zaman gözyası kalitesinde düşme olduğundan yapay gözyası damlaları da verilir.
Entropion
Genel bir tanımlama ile kirpiklerin ve kapağın içe dönmesi denebilir. Kapakların ters dönmesi sebebi ile korneal iritasyonlar olabilir. Tedavide süre kazanmak için ilaç tedavisi uygulanabilirse de aslolan tedavi cerrahidir.
Ektropion
Göz kapağının dışa dönmesidir ki bu vaziyet sulanma ile beraberdir. Değişik sebepleri olsa da cevap cerrahi tedavidir.
Ptozis
Göz kapaklarının düşmesidir. Konjenital (doğumsal) olanlar büyük bir kısmını yapsa da pek çok travma ve yaşlılık şeklinde faktörler sebebi ile tutucu dokuların (aponuroz) ayrılması sebebi ile ortaya çıkar. Sistemim hastalıklar, yüz felçleri sonrasında da görülebilir. Tedavisi cerrahidir. Ptozis sistemim bir hastalığın emaresi olabileceği için genel vücut taramalarının da dikkatli yapılması gerekmektedir. Çocuklarda göz tembelliğine niçin olabileceği için mümkün olan en erken dönemde tedavi edilmelidir.
Maya Göz Hastalıkları Merkezi - Ankara
Göz ve göz sağlığı ile ilgili bilgi verir misiniz?
Göz kapağı düşüklüğü iyi mi tedavi edilir?
Kaynak:msxlabs.org
YORUMLAR