Hadisi Şerif hakkında, Hadisi Şerif nedir, kaç çeşit Hadis vardır? Hadis-i Şerif Nedir ? Hadis-i Şerif, Peygamber Efendimiz Hz....
Hadisi Şerif hakkında, Hadisi Şerif nedir, kaç çeşit Hadis vardır?
Hadis-i Şerif Nedir ?
Hadis-i Şerif, Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) 'in sözlü ifadelerinin tümünü kapsayan bir tanımdır.Hadis-i Şerifler, ortaya çıkmış en hayırlı ümmet için gömü değerindedir. Kur'an-ı Kerim'in en iyi tefsirini meydana getiren ve ona nazaran yorumlayan Peygamber, ümmetine tavsiyelerde ve öğütlerde bulunmuştur. Hatta bazı sözleri ayet hükmündedir. (Hadis-i Kudsiler benzer biçimde)
Hadis-i Şerifler sünnetlerin sözlü ifadeleridir, sünnet çeşitlerini özetlemek gerekirse izah etmek gerekirse;
1- Kavli sünnet; Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in sözleridir.
2- Fiili sünnet; Peygamber efendimiz (s.a.v)'in yapmış olduğu iş ve hareketlerdir.
3- Takriri sünnet; Peygamber efendimiz (s.a.v.)'in işaret etmiş olduğu ya da susku etmiş olduğu işlerdir.
İslam'ın temelini ve kaynağını sırasıyla şu 4 şey oluşturur:
1- Kur'an-ı Kerim
2- Sünnet
3- İcma
4- Ölçme
Görüldüğü benzer biçimde Sünnet, Tanrı'ın kelamından sonrasında İslamiyette en temel olarak kabul edilir.
Sünnet olan söz, eylem ve takrirlerin kesinlikle vahiyle bağlantısı vardır.
Hadis-i Şerif Lügatı
Hadîs Âlimi (Muhaddis):
Hadîs-i şerîf sahasında mütehassıs kimse. Çok sayıda hadîs toplayıp, senet ve metinleriyle ezberleyen, râvilerin cerh ve ta'dîl (güvenilir olup olmadıkları) noktasından durumlarını bilen, bu ilimde uzmanlık kazanıp kitaplar yazmış olan âlim. Muhaddisin çoğulu muhaddisîn'dir.
Hadîs İmâmı:
üç yüz binden çok hadîs-i şerîfi, râvîleri (rivâyet edenleri, nakledenleri) ile beraber bilen büyük hadis âlimi. Buna, hadîs müctehidi de denir.
Hadîs-i Âhâd:
Hep bir kimse tarafınca rivâyet edilen, bildirilen, müsned-i muttasıl (Resûlullah efendimize varıncaya kadar, rivâyet edenlerden yâni nakledenlerden hiçbiri noksan olmayan) hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Âmm:
Hepimiz için söylenmiş hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Cibrîl:
Peygamber efendimiz Eshâbı (arkadaşları) ile otururlarken, Cebrâil aleyhisselâmın insan sûretinde gelip; İslâm'ı, îmânı ve ihsânı sorduğunda Resûlullah efendimizin verdiği cevabları bildiren hadîs-i şerîf.
Hadîs-i Garîb:
Yalnız bir kişinin bildirdiği sahîh hadîs. Ya da, aradaki râvîlerden (nakledenlerden) birine, bir hadîs âliminin muhâlefet etmiş olduğu hadîs.
Hadîs-i Hâs:
Bir kimse için söylenmiş hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Hasen:
Bildirenler (râvîler) sâdık (doğru) ve emîn (güvenilir) olmakla birlikte hâfızası, anlayışı sahîh hadîsleri bildirenler kadar güçlü olmayan kimselerin bildirdiği hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Kavî:
Resûlullah efendimizin, söyledikten sonrasında, peşinden bir âyet-i kerîme okumuş olduğu hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Kudsî:
Mânâsı, Allahü teâlâ tarafınca, kelimeleri ise, Resûl-i ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem tarafınca olan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i kudsîleri söylerken, Peygamber efendimizi bir nûr kaplardı ve bu, hâlinden belli olurdu. (Abdülhak Dehlevî)
Hadîs-i Maktû':
Söyleyenleri (râvîleri), Tâbiîn-i kirâmakadar bilinip, Tâbiîn'den rivâyet olunan hadîs-i şerîfler. Tâbiîn'den rivâyet edilen, bildirilen maktû' hadîslerin sonraki râvîleri (nakledenleri) Ehl-i sünnet âlimlerinden iseler, bunlar hakîkaten hadîs-i maktû'dur. Mevdû sanmamalıdır. (İbn-i Kudâme-Buhârî)
Hadîs-i Mensûh:
Peygamber efendimiz tarafınca ilk zamanda söylenip, sonrasında değiştirilen hadîsler.
Hadîs-i Merdûd:
Mânâsı olmayan ve rivâyet şartlarını taşımayan söz.
Hadîs-i Meşhûr:
İlk zamanda bir şahıs bildirmişken, ikinci asırda şöhret kabul eden, yâni bir kimsenin Resûl-i ekremden, o kimseden de, çok kimselerin ve bunlardan dahî, başka kimselerin işittiği hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Mevdû:
Bir hadîs imâmının şartlarına uymayan hadîs-i şerîfler. Bir müctehid (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden yargı çıkaran âlim), bir hadîsin sahîh (doğru) olması için, lüzûm görmüş olduğu şartları taşımıyan bir hadîs için; "Benim mezhebimin usûlünün kâidelerine nazaran mevdûdur" der. Yoksa; "Resûlullah'ın sallallah ü aleyhi ve sellem sözü değildir" demez. (Dâvûd-ül-Karsî)
Hadîs-i Mevkûf:
Eshâb-ı kirâma kadar râvîleri (nakledenleri) hep bildirilip, sahâbî olan râvînin, Resûl-i ekremden işittim demeyip, bu şekilde buyurmuş söylediği hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Mevsûl:
Sahâbînin (Resûlullah efendimizin arkadaşları); "Resûlullah'tan işittim, bu şekilde buyurdu" diyerek haber verdiği hadîs-i şerîfler. Bunda, Resûl-i ekreme kadar rivâyet edenlerin asla birinde kesinti olmaz.
Hadîs-i Muddarib:
Kitab yazanlara, çeşitli yollardan, birbirine uymayan şekilde bildirilen hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Muhkem:
Te'vîle (yoruma, açıklamağa) muhtaç olmayan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Mu'allak:
Baştan bir ya da birkaç râvîsi(rivâyet edeni, nakledeni) ya da hiçbir râvîsi belli olmayan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Munfasıl:
Aradaki râvîlerden (nakledenlerden), birden ziyâdesi (fazlası) unutulmuş olan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müfterâ:
Müseylemet-ül-Kezzâb'ın ve ondan sonrasında gelen münâfıkların (kalbiyle inanmayıp, sözleriyle inandık diyenlerin), zındıkların (kâfirlerin), müslüman görünen dinsizlerin uydurma sözleri. Ehl-i sünnet âlimleri (Resûlullah efendimiz, dört halîfesinin ve ashâbının arkadaşlarının yolunda olan âlimler), müfterâ hadîsleri aramış, bulmuş ve ayırmışlardır. Din büyüklerinin kitablarında bu şekilde sözlerden hiçbiri yoktur.
Hadîs-i Mürsel:
Sahâbe-i kirâmın adı söylenmeyip, Tâbiîn'den (Sahâbeyi görenlerden) birinin, doğruca Resûl-i ekrem buyurdu ki söylediği hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müsned-i Münkatı':
Sahâbîden başka bir ya da birkaç râvîsi (nakledeni) bildirilmeyen hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müsned-i Muttasıl:
Peygamber efendimize kadar râvîlerden (nakledenlerden) hiçbiri noksan olmayan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müstefîz (Müstefîd):
Söyleyenleri üçten çok olan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müteşâbîh:
Te'vîle (açıklamaya, yorumlamaya) muhtâç olan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Mütevâtir:
Bir çok Sahâbînin Peygamber efendimizden ve başka bir çok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitâba yazılıncaya kadar, bu şekilde bir çok kimsenin haber verdiği hadîs-i şerîfler. Mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üstünde sözbirliği yapmaları müm kün değildir. Hadîs-i mütevâtire muhakkak inanmak ve bildirilenleri yapmak lâzımdır. İnanmayan kâfir olur, îmânı gider. (İbn-i Âbidîn)
Hadîs-i Nâsih:
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin, son zamanlarında söyleyip, önceki hükümleri değiştiren hadîs-i şerîfleri.
Hadîs-i Sahîh:
Âdil ve hadîs ilmini bilen kimselerden işitilen, müsned-i muttasıl (Resûl-i ekreme kadar, rivâyet edenlerin hepsi tam olup noksan bulunmayan), mütevâtir (bir çok sahâbînin rivâyet etmiş olduğu) ve meşhûr (önceleri bir şahıs bildirmişken, sonraları şöhret kabul eden) hadîsler.
Hadîs-i Şâz:
Bir kimsenin, bir hadîs âliminden işittim söylediği hadîs-i şerîfler. Hadîs-i şâzlar kabûl edilir, fakat sened (vesîka) olamazlar. Âlim denilen kimse meşhûr bir zât değilse, kabûl olunmazlar.
Hadîs-i Zaîf:
Sahîh ve hasen olmayan hadîs-i şerîfler. Zaîf hadîsi bildirenlerden birinin hâfızası, adâleti gevşek olur ya da îtikâdında (inancında) şübhe bulunur. Zaîf hadîslere nazaran fazla ibâdet yapılır; fakat ictihâdda bunlara dayanılmaz.
Ravi ve Özellikleri
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in söz ve fiillerini rivayet eden her kişiye ravi denir.Bir de "Senet" denilen kavram vardır Bu da, Hadis-i Şerif'i rivayet eden kişiler zinciridir.Esas ravi olan zatların hayatları, yaşam tarzları ve niyetlerindeki içtenlik çok önemlidir. Zira insanlığa ilim aktaran alimlere güvenmek söz mevzusudur. Bunlar, Tanrı (C.C.)'a olan teslimiyet ve inançları sebebiyle ortaya koymuş oldukları tavırları, sözleri, hayırlı amelleri bizlere bu yolda ne kadar güvenilebilir olduklarını gösteren sebeplerden sayılmaktadır.
Dolayısıyla ravi olan kişilerinde rivayet ettikleri hadis-i şerifleri önemseyerek dikkat etmemiz gerekiyor. Burada niyet hususuda önemlidir. Eğer bizlere ulaşan bir hadis-i şerif sahih olmasa dahi, sırf Tanrı rızası için Peygamber efendimiz bu şekilde buyurmuş diyerek amel edilirse elbetteki karşılıksız kalmayacağı bilinir. Fakat islamiyete uygun olmama mevzusu bundan müstesnadır.
Hadis-i Şerif rivayet eden meşhur ravilerin yanısıra, sahih olan 6 hadis kitabının toparlandığı kitaplar ve bilgiler günümüzde mevcuttur. (Kütüb-i Sitte benzer biçimde.)
Sebep: İç başlık düzeni!
Hadisi Şerifler
Ana-baba hakkı temalı ayeti kerime ve hadisi şerifler nedir?
Hadisi şerifler nedir?
Bu bildiri 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
Hadis-i Şerif, Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) 'in sözlü ifadelerinin tümünü kapsayan bir tanımdır.Hadis-i Şerifler, ortaya çıkmış en hayırlı ümmet için gömü değerindedir. Kur'an-ı Kerim'in en iyi tefsirini meydana getiren ve ona nazaran yorumlayan Peygamber, ümmetine tavsiyelerde ve öğütlerde bulunmuştur. Hatta bazı sözleri ayet hükmündedir. (Hadis-i Kudsiler benzer biçimde)
Hadis-i Şerifler sünnetlerin sözlü ifadeleridir, sünnet çeşitlerini özetlemek gerekirse izah etmek gerekirse;
1- Kavli sünnet; Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in sözleridir.
2- Fiili sünnet; Peygamber efendimiz (s.a.v)'in yapmış olduğu iş ve hareketlerdir.
3- Takriri sünnet; Peygamber efendimiz (s.a.v.)'in işaret etmiş olduğu ya da susku etmiş olduğu işlerdir.
İslam'ın temelini ve kaynağını sırasıyla şu 4 şey oluşturur:
1- Kur'an-ı Kerim
2- Sünnet
3- İcma
4- Ölçme
Görüldüğü benzer biçimde Sünnet, Tanrı'ın kelamından sonrasında İslamiyette en temel olarak kabul edilir.
Sünnet olan söz, eylem ve takrirlerin kesinlikle vahiyle bağlantısı vardır.
Hadis-i Şerif Lügatı
Hadîs Âlimi (Muhaddis):
Hadîs-i şerîf sahasında mütehassıs kimse. Çok sayıda hadîs toplayıp, senet ve metinleriyle ezberleyen, râvilerin cerh ve ta'dîl (güvenilir olup olmadıkları) noktasından durumlarını bilen, bu ilimde uzmanlık kazanıp kitaplar yazmış olan âlim. Muhaddisin çoğulu muhaddisîn'dir.
Hadîs İmâmı:
üç yüz binden çok hadîs-i şerîfi, râvîleri (rivâyet edenleri, nakledenleri) ile beraber bilen büyük hadis âlimi. Buna, hadîs müctehidi de denir.
Hadîs-i Âhâd:
Hep bir kimse tarafınca rivâyet edilen, bildirilen, müsned-i muttasıl (Resûlullah efendimize varıncaya kadar, rivâyet edenlerden yâni nakledenlerden hiçbiri noksan olmayan) hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Âmm:
Hepimiz için söylenmiş hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Cibrîl:
Peygamber efendimiz Eshâbı (arkadaşları) ile otururlarken, Cebrâil aleyhisselâmın insan sûretinde gelip; İslâm'ı, îmânı ve ihsânı sorduğunda Resûlullah efendimizin verdiği cevabları bildiren hadîs-i şerîf.
Hadîs-i Garîb:
Yalnız bir kişinin bildirdiği sahîh hadîs. Ya da, aradaki râvîlerden (nakledenlerden) birine, bir hadîs âliminin muhâlefet etmiş olduğu hadîs.
Hadîs-i Hâs:
Bir kimse için söylenmiş hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Hasen:
Bildirenler (râvîler) sâdık (doğru) ve emîn (güvenilir) olmakla birlikte hâfızası, anlayışı sahîh hadîsleri bildirenler kadar güçlü olmayan kimselerin bildirdiği hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Kavî:
Resûlullah efendimizin, söyledikten sonrasında, peşinden bir âyet-i kerîme okumuş olduğu hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Kudsî:
Mânâsı, Allahü teâlâ tarafınca, kelimeleri ise, Resûl-i ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem tarafınca olan hadîs-i şerîfler. Hadîs-i kudsîleri söylerken, Peygamber efendimizi bir nûr kaplardı ve bu, hâlinden belli olurdu. (Abdülhak Dehlevî)
Hadîs-i Maktû':
Söyleyenleri (râvîleri), Tâbiîn-i kirâmakadar bilinip, Tâbiîn'den rivâyet olunan hadîs-i şerîfler. Tâbiîn'den rivâyet edilen, bildirilen maktû' hadîslerin sonraki râvîleri (nakledenleri) Ehl-i sünnet âlimlerinden iseler, bunlar hakîkaten hadîs-i maktû'dur. Mevdû sanmamalıdır. (İbn-i Kudâme-Buhârî)
Hadîs-i Mensûh:
Peygamber efendimiz tarafınca ilk zamanda söylenip, sonrasında değiştirilen hadîsler.
Hadîs-i Merdûd:
Mânâsı olmayan ve rivâyet şartlarını taşımayan söz.
Hadîs-i Meşhûr:
İlk zamanda bir şahıs bildirmişken, ikinci asırda şöhret kabul eden, yâni bir kimsenin Resûl-i ekremden, o kimseden de, çok kimselerin ve bunlardan dahî, başka kimselerin işittiği hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Mevdû:
Bir hadîs imâmının şartlarına uymayan hadîs-i şerîfler. Bir müctehid (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden yargı çıkaran âlim), bir hadîsin sahîh (doğru) olması için, lüzûm görmüş olduğu şartları taşımıyan bir hadîs için; "Benim mezhebimin usûlünün kâidelerine nazaran mevdûdur" der. Yoksa; "Resûlullah'ın sallallah ü aleyhi ve sellem sözü değildir" demez. (Dâvûd-ül-Karsî)
Hadîs-i Mevkûf:
Eshâb-ı kirâma kadar râvîleri (nakledenleri) hep bildirilip, sahâbî olan râvînin, Resûl-i ekremden işittim demeyip, bu şekilde buyurmuş söylediği hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Mevsûl:
Sahâbînin (Resûlullah efendimizin arkadaşları); "Resûlullah'tan işittim, bu şekilde buyurdu" diyerek haber verdiği hadîs-i şerîfler. Bunda, Resûl-i ekreme kadar rivâyet edenlerin asla birinde kesinti olmaz.
Hadîs-i Muddarib:
Kitab yazanlara, çeşitli yollardan, birbirine uymayan şekilde bildirilen hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Muhkem:
Te'vîle (yoruma, açıklamağa) muhtaç olmayan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Mu'allak:
Baştan bir ya da birkaç râvîsi(rivâyet edeni, nakledeni) ya da hiçbir râvîsi belli olmayan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Munfasıl:
Aradaki râvîlerden (nakledenlerden), birden ziyâdesi (fazlası) unutulmuş olan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müfterâ:
Müseylemet-ül-Kezzâb'ın ve ondan sonrasında gelen münâfıkların (kalbiyle inanmayıp, sözleriyle inandık diyenlerin), zındıkların (kâfirlerin), müslüman görünen dinsizlerin uydurma sözleri. Ehl-i sünnet âlimleri (Resûlullah efendimiz, dört halîfesinin ve ashâbının arkadaşlarının yolunda olan âlimler), müfterâ hadîsleri aramış, bulmuş ve ayırmışlardır. Din büyüklerinin kitablarında bu şekilde sözlerden hiçbiri yoktur.
Hadîs-i Mürsel:
Sahâbe-i kirâmın adı söylenmeyip, Tâbiîn'den (Sahâbeyi görenlerden) birinin, doğruca Resûl-i ekrem buyurdu ki söylediği hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müsned-i Münkatı':
Sahâbîden başka bir ya da birkaç râvîsi (nakledeni) bildirilmeyen hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müsned-i Muttasıl:
Peygamber efendimize kadar râvîlerden (nakledenlerden) hiçbiri noksan olmayan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müstefîz (Müstefîd):
Söyleyenleri üçten çok olan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Müteşâbîh:
Te'vîle (açıklamaya, yorumlamaya) muhtâç olan hadîs-i şerîfler.
Hadîs-i Mütevâtir:
Bir çok Sahâbînin Peygamber efendimizden ve başka bir çok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitâba yazılıncaya kadar, bu şekilde bir çok kimsenin haber verdiği hadîs-i şerîfler. Mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üstünde sözbirliği yapmaları müm kün değildir. Hadîs-i mütevâtire muhakkak inanmak ve bildirilenleri yapmak lâzımdır. İnanmayan kâfir olur, îmânı gider. (İbn-i Âbidîn)
Hadîs-i Nâsih:
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin, son zamanlarında söyleyip, önceki hükümleri değiştiren hadîs-i şerîfleri.
Hadîs-i Sahîh:
Âdil ve hadîs ilmini bilen kimselerden işitilen, müsned-i muttasıl (Resûl-i ekreme kadar, rivâyet edenlerin hepsi tam olup noksan bulunmayan), mütevâtir (bir çok sahâbînin rivâyet etmiş olduğu) ve meşhûr (önceleri bir şahıs bildirmişken, sonraları şöhret kabul eden) hadîsler.
Hadîs-i Şâz:
Bir kimsenin, bir hadîs âliminden işittim söylediği hadîs-i şerîfler. Hadîs-i şâzlar kabûl edilir, fakat sened (vesîka) olamazlar. Âlim denilen kimse meşhûr bir zât değilse, kabûl olunmazlar.
Hadîs-i Zaîf:
Sahîh ve hasen olmayan hadîs-i şerîfler. Zaîf hadîsi bildirenlerden birinin hâfızası, adâleti gevşek olur ya da îtikâdında (inancında) şübhe bulunur. Zaîf hadîslere nazaran fazla ibâdet yapılır; fakat ictihâdda bunlara dayanılmaz.
Ravi ve Özellikleri
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in söz ve fiillerini rivayet eden her kişiye ravi denir.Bir de "Senet" denilen kavram vardır Bu da, Hadis-i Şerif'i rivayet eden kişiler zinciridir.Esas ravi olan zatların hayatları, yaşam tarzları ve niyetlerindeki içtenlik çok önemlidir. Zira insanlığa ilim aktaran alimlere güvenmek söz mevzusudur. Bunlar, Tanrı (C.C.)'a olan teslimiyet ve inançları sebebiyle ortaya koymuş oldukları tavırları, sözleri, hayırlı amelleri bizlere bu yolda ne kadar güvenilebilir olduklarını gösteren sebeplerden sayılmaktadır.
Dolayısıyla ravi olan kişilerinde rivayet ettikleri hadis-i şerifleri önemseyerek dikkat etmemiz gerekiyor. Burada niyet hususuda önemlidir. Eğer bizlere ulaşan bir hadis-i şerif sahih olmasa dahi, sırf Tanrı rızası için Peygamber efendimiz bu şekilde buyurmuş diyerek amel edilirse elbetteki karşılıksız kalmayacağı bilinir. Fakat islamiyete uygun olmama mevzusu bundan müstesnadır.
Hadis-i Şerif rivayet eden meşhur ravilerin yanısıra, sahih olan 6 hadis kitabının toparlandığı kitaplar ve bilgiler günümüzde mevcuttur. (Kütüb-i Sitte benzer biçimde.)
Sebep: Ileti düzeni!
YORUMLAR