hazır ödat Arapça §¥øir 1 . Bir iş yapmak için ihtiyaç duyulan her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya: "Her şe...
hazır
ödat Arapça §¥øir
"Her şey emre müheyya, hazır bir vaziyette bekliyor."- E. M. Karakurt.
2 . Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş:
"Yiyecek hazır, buyurun."- .
3 . Belirli bir halde yapılmış olarak satılan, alıcı bekleyen, ısmarlama karşıtı:
"Hazır elbise. Hazır ayakkabı."- .
4 . zarf Bir işi yapmak için ihtiyaç duyulan her şey tamamlanmış olarak:
"İçindeki her şeyle beraber dünyayı fethetmeye artık kendilerini hazır hissediyorlardı."- İ. O. Anar.
5 . zarf Bu fırsattan yararlanarak:
"Hazır çıkmışken yağ ile pirinç alayım."- R. N. Güntekin.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
hazıra dağlar dayanmaz
hazıra konmak
hazır bulunmak (ya da olmak)
hazırdan yiyecek
hazırda olmak (bir şeyi)
hazır etmek
hazır mezarın ölüsü
hazır ol!
hazır olmak
Birleşik Sözler
hazır beton
hazırcevap
hazır çorba
hazır kıymet
hazır giyim
hazır kahve
hazır kıta
hazır mama
hazır para
hazır yiyecek
hazır yiyici
YORUMLAR