Huzursuz Bacak (Restless Leg) Sendromu

Huzursuz bacak (Restless Leg) sendromu nedir? Huzursuz bacak sendromu otururken ve yatınca bacaklarda olağandışı bir hastalık hiss...


Huzursuz bacak (Restless Leg) sendromu nedir?


Huzursuz bacak sendromu otururken ve yatınca bacaklarda olağandışı bir hastalık hissi ile kendini gösteren çoğu zaman hastalar tarafınca tam olarak ifade edilemeyen ama uyluk, bacak ve ayaklarda, hatta bir takım hastalarda kollarda ürperme, kaşınma, ağrıma, ezilme, yanma, karıncalanma olarak ifade edilebilen bir takım hastalar ise kas krampı ya da uyuşma ile karıştırabilen bir hastalıktır. Bacaklardaki huzursuzluk hissi dinlenme zamanlarında ortaya çıkar. Hem bayanları hem de erkekleri etkisinde bırakır, herhangi bir yaşta başlayabilir ve yaşla beraber sertliği artar. Huzursuz bacak sendromu uyku standardını bozar, gündüz uykululuk haline yol açabilir. Hastalık hareketsiz kalma ile ortaya çıkar: bir süre uzanıldığında ya da oturulduğunda ortaya çıkar. Hareket etme ile yakınmalar azalır: bir takım hastalar önleyemedikleri bir hareket etme isteğinden bahsederler. Bacaklarını gerek yatakta hareket ettirmek gerekse bir çok adım yürümekle yakınmalar azalır. Yakınmalar akşamları artar: gündüz saatlerine gore akşamları aynı koşullarda yakınmalar daha yoğun izlenir. Uykuda bacak hareketleri sıktır: hastaların mühim bir kısmında uykuda bacak hareketleri sendromu olarak adlandırılan ayrı bir hastalık ile birlikteliği sıktır. Ortalama hastaların %80inde bu iki hastalık beraber gözlenir. Huzursun bacak sendromlu hastaların büyük kısmı yatmakta ya da yatakta uyanık kalmakta güçlük çekmektedirler. Gündüz meydana getirilen şekerlemelerde de hastalar sorun yaşayabilmektedirler. Hastalardaki emareler bacaklarda önemsiz hafifçe yakınmalardan, depresyonu neden olan, yaşamdan zevk alamama noktasına kadar giden geniş bir yelpazede kendini izah edebilir. Hastalığın sertliği süre içinde değişimler gösterebildiği şeklinde bazen kaybolup sonrasında gene ortaya da çıkabilir. Huzursuz bacak sendromu her yaşta hatta çocuklukta dahi ortaya çıkabilir. Çocuklarda büyümeye bağlı ağrılar-sancılar olarak algılanabilir. Hangi yaşta ortaya çıkarsa çıksın süre içinde ağırlığı çoğu zaman artış gösterir.




Huzursuz bacak sendromuna yol açan etmenler nedir?

Hastaların çoğunda huzursuz bacak sendromune yol açan faktörün ne olduğu tespit edilememektedir. Araştırmacılar beyinde dopamin seviyesinde dengesizlik olmasını görevli tutmaktadırlar. Ailesel geçiş önemlidir. Şu demek oluyor ki ebeveyninde huzursuz bacak sendromu olanlarda bu hastalığın ortaya çıkma ihtimali daha yüksektir. Bilhassa genç yaşta huzursuz bacak sendromuna yakalanan hastaların bu hastalığı çocuklarına aktarma ihtimali daha yüksektir. Gen haritalarının çıkarıldığı günümüzde huzursuz bacak sendromunun da geni bulunmuştur. Stres ile hastaların yakınmaları daha da şiddetlenmektedir. Gebelik ya da hormonal değişimler de geçici olarak yakınmaları artırabilir. Bir takım hanımlar huzursuz bacak sendromu ile ilk olarak hamilelikte bilhassa de hamileliğin son 3 ayında tanışırlar. İlk olarak hamilelikte bu yakınma ile karşılaşan hastalarda doğum yaptıktan 1 ay sonrasında yakınmalar geriler ve kaybolur. Huzursuz bacak çoğu zaman altta yatan mühim bir hastalık ile beraber değildir iken kimi zaman de periferik nöropati, demir eksikliği ya da böbrek yetmezliği ile beraber görülebilir.

Bu hastalara tanı iyi mi konur?

Huzursuz bacak sendromu hastalar yakınmalarını kolay ifade edemedikleri, bilhassa devletimizde doktorlar da tıp fakültelerinin çoğunda ders olarak anlatılmayan bir hastalık olduğundan bu mevzuda kafi eğitim almadıklarından kolay atlanabilen bir hastalıktır. Siz de kendinizde huzursuz bacak sendromu olup olmadığınından şüphelenebilirsiniz. Alt taraftaki soruların iki ya da daha fazlasına evet yanıtı veriyorsanız sizde huzursuz bacak sendromu olabilir:

Otururken ya da uzanırken bacaklarınızda tanımlayamadığınız fena bir his oluyor mu? Bu his sebebiyle bacaklarınızı hareket ettirmek zorunda kalıyor musunuz?

Bacaklarınızı hareket ettirmek bu yakınmalarınızı azaltıyor mu?

Bu yakınmalarınız günün ilerleyen saatlerinde daha çok mı oluyor?

Gündüzü uykunuz gelir mi? Kendinizi uykusuz hisseder misiniz?

Uykuda bacaklarınızı ya da kollarınızı ritmik olarak hareket ettirdiğiniz söylenir mi?

Ailenizde huzursuz bacak sendromu tanısı konmuş kimse var mı?

Huzursuz bacak sendromu tanısı için ne yazıkki hemen hemen bir kan testi ya da başka bir laboratuar testi yoktur. Doktorunuz gerek görürse altta yatan nedene yönelik bir takım kan testleri ya da başka testler önerebilir. Huzursuz bacak sendromu sebebiyle uyku testi yapnak çoğu zaman gerekmemektedir, ama birlikte rol alan periyodik ekstremite hareketleri sendromunu tespit etmek için bir gece uyku testi yapılması amacıyla uyku laboratuarında kalmanız gerekebilir.

Huzursuz bacak sendromu iyi mi tedavi edilir?


Demir eksikliği şeklinde altta yatan bir niçin var ise bu konuyu tespit edip tedavi etmek huzursuz bacak sendromunu da tedavi edecektir ama bu vaziyet pek çok süre mümkün olamamaktadır. Bu durumda da tedavi amacıyla yaşam şekli değişikliği önerileri ve ilaçlar ön plana çıkmaktadır. Bir takım bulantı ilaçları, depresyon ilaçlarının pek çok ve kalsiyum kanal blokajı icra eden ilaçlar (gerilim ve kalp hastalarında kullanılır) huzursuz bacak sendromunu kötüleştirebilir. Ağrı-sancı kesici ilaçlar işe yarayabilir, ılık banyo ve masaj yapmak şikayetleri azaltabilir, bacaklara sıcak ya da soğuk (ya da her ikisi dönüşümlü) uygulamak bacaklarda hastalık verici hissi azaltabilir. Gevşemek için meditasyon yapmak bir takım hastalarda işe yarayabilmektedir. Alt tarafta bir tabloda bulacağınız uyku hijyen kurallarına uymak hastaları rahatlatmaktadır.

Her gün aynı saatte uyanın,

Gündüz vakti olabildiğince aydınlık ortamlarda bulunun,

Sabah emek vermeye başlamadan ilkin küçük çapta yürüyüş yapın (İşe yürüyerek gidebilirsiniz) Günlük yürüyüş süresi averaj 45 dakikadan kısa olmasın,

Aldığınız kafeini (Kahve, çay, çikolata) kısıtlayın. Günde 2 fincandan fazla kahve içmeyin. Uykuya dalmakta ya da sürdürmekte sorununuz var ise kafeini tamamen hayatınızdan çıkarın,

Mümkün ise sigarayı azaltın, uyku ile ilgili sorununuz var ise sigarayı tamamen bırakmaya özen gösterin,

Alkol alımını kısıtlayın. Uyku ile ilgili sorununuz var ise alkollü içeceklerden tamamen uzaklaşın,

Uykunuz gelirse gündüz vakti kısa süreli uyuyabilirsiniz ama gece uykusuzluk çekiyorsanız gündüz uyumamalısınız,

Yatak odanızı uyuma ve cinsellik haricinde kullanmayın, yatak odanızı çabalama odası olarak kullanmamalısınız,

Yatak odanız ısı, ışık ve gürültü açısından sizi rahat ettirecek şartlarda olmalıdır,

Uykuya uyanmayı istek ettiğiniz zamandan 9 saat ilkin başlayın

Uyumadan 1 saat ilkin günlük aktiviteyi bitirmiş olun, 15 dakika süresince o gün yaşadığınız sıkıntıları, başarıları ve mutlulukları bir kağıda yazın sonrasında 45 dakika süresince gevşemeye özen gösterin, uyarıcı olmayan şeyler yapın (hafifçe şeyler okuyun, klasik müzik kulak verin, ılık köpüklü bir banyo yapın, meditasyon yapın, 1 bardak ılık ballı süt için)

Sonrasında yatağa girin, gözlerinizi kapatıp uykuya dalmanın tadını çıkarın

Eğer ortalama 15 dakika süreyle uykuya dalamadıysanız kalkın ve başka bir odaya gidin ve uykunuz gelinceye kadar gevşemeye özen gösterin, uykunuz ulaşınca yeniden yatağa gidin. Bu vaziyet yeniden edebilir ama kesinlikle her gün aynı saatte uyanmaya itina gösterin.








  • Klinefelter Sendromu (47, XXY Sendromu)


  • Di George Sendromu ve VCF Sendromu


  • Mustafa Kutlu'nun "Huzursuz Bacak" adlı kitabının özetini iyi mi bulabilirim?



Huzursuz Bacak Sendromu - Huzursuz Bacak Sendromu Nedir - HBS








Alıntı

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, hekim uyarısı ya da uzman önerisi değildir.




Huzursuz Bacaklar Sendromu (HBS) gösteren hastalar da yakınmalar, çoğu zaman akşamları dinlenme ve gece uyku saatlerinde başlar. Hastalar genellikle bacaklarda, genel likle dizlerle ayak bilekleri içinde "bacakları hareket et tirme dürtüsü" şeklinde duyu bozukluğu algılarlar. Bir takım hastalarda buna bacaklarda rahatsız edici uyuşmalar (paresteziler) de eklenmiş olur. Bu duyu emareleri uyku başlangıcın da, uykuya geçişte çıkmış olduğu şeklinde uykudan da uyandırabilirler. Duyu emarelerine bazen, daha çok bacaklarda gö rülen motor bozuklar (hareket artması) eklenmiş olur. Bu tür durumlar, bacaklarda periyodik hareketler olup, sıçratıcı-atmalar tarzındadır. Anlatılan duyu ve motor belirtilerin gece için de tekrarlayıcı karakteri, uykudan uyandırıp dolaşmalara yol açması, uykusuzluğa ve zaman içinde bunun kronikleşme sine (sürekli olmasına) varır. HBS, mühim bir uyku bo zukluğu nedenidir. Hastalar pek çok kez uykusuzluk nedeniy le doktora başvururlar.

ilk HBS olgusuyla ne süre karşılaştınız?


1978 senesinde, kısaca uzun seneler ilkin ilk hastamla karşılaştığımda bu sendromun ismini dahi duymamıştım. Tabii olarak tanısını da koyamadım. O zamanlar yukarıda şimdiki bilgilerimizle yaptığım ta nımlamadan, çoğumuzun haberi bulunduğunu sanmıyorum. Hastayı bana gönderen hekim dost bacaklardaki is temsiz sıçrama hareketlerine bakarak sara (epilepsi) ilaçla rı kullandığını, ama hastanın bundan yararlanmadığını, uykusuzluğun sebebi için tüm gece uykusu elektroense-falogramı (EEG) çekmemi istiyordu.


50 yaşlarında adam hasta, yirmi beş senedir şikâyetleri olan kıdemli bir subaydı. Anası ve kız kardeşinin de benzer yakınmaları varmış. Her gece, geç saatlere kadar şikâyet leri sebebiyle uyuyamayan aile fertleri, ev içinde dolaşır ve sonunda her birisi oda içinde ayrı köşelere kıvrılır, sızarlarmış. Başka bir deyimle, ayrı uyku köşeleri varmış. Uyu-yamamak temel şikâyetleriymiş.

Huzursuz Bacaklar Sendromu


Uykusuzluk, aileyle ilgili oluş, geceleri bacaklarında atmalar ve bunların sara tedavisinden yararlanmaması tanı koy mak için kafi değildi. Epilepsili olmadığı da anlaşılıyor du. Hastayı seyretmek için geceleri Gülhane Askeri Tıp Aka demisi (GATA-Ankara)'nde ana ilim dalı başkanı olarak Nöroloji Kliniği'ne geldiğimde gözlemlediğim iki tabloyu unutamıyorum:


Birincisi, hastanın karyola yatağını yere serip dizleri üstüne çökmesi, bir eliyle ayak bileğini, sırt tarafına doğ ru geriye bükmesi (hiperfleksiyon hali), başka eliyle baldır kaslarını yumruklaması, ızdıraplı yüz ifadesi, bacakların da onu rahatsız eden bir şeyler bulunduğunu hatırlatıyordu. Niçin bacaklarına vurduğunu sorduğumda, duyu emare lerine nispeten iyi geldiğini ve evinde "et tokmağıyla" vur duğunu söylemiş oldu.


İkincisi ise bir takım geceler eşiyle beraber geç saatlere kadar bezik oynar görmem ve bezik sayı kayıt tahtasının "tak tuk" sesleriyle karşılaşmamdı. Askeri hastane kurallarına ters düşen bu hale, hasta "belirtilerin çıkışını engelliyor, bana iyi geliyor" söylediği için susuyordum.

Bugün, yukarıda bahsettiğim iki davranışın da hastanın kendisini uyanık tutmak ya da uykuya geçişi engellemek için bulunduğunu anlamış bulunuyorum. Çünkü hastalık be lirtileri akşamları ve bilhassa geceleri uyku saatlerinde gö rülüyor ve sabaha karşı kendiliğinden düzeliyordu. Gün düzleri uyanıkken, neredeyse rahattı. Hasta âdeta gündüz halini yakalamak istiyordu.


1969 baskılı geniş hacimli bir İngilizce nöroloji ders ki tabında Restless Legs Syndrome (RLS) "Huzursuz Bacak lar Sendromu" isminde tanıya rastladım. O güne kadar RLS ismini asla duymamıştım. Kitap, "sinirsel ağrılar-sancılar ve si nir iltihapları" kısmına bir çok satır içinde HBS'den bahsediyor ve müracaat membaı olarak İsveçli Dr. Kari Ek-bom'un 1945 yılındaki yayınını gösteriyordu. Bugün HBS için "Sinir Hastalıkları" kitaplarında sayfalar içeren ayrı bir bölüm sağlamak mümkün.

Huzursuz Ayak


Dr. Ekbom, sendromu kafi sayıda olguda incelemiş, bilhassa bacaklarda görülen duyu emarelerine gore hasta ları; uyuşmalı (parestetik) ve ağrılı (aljik) olarak iki tipe ayırmıştı.


Dr. Ekbom'un 1945'deki yayınından öğrendiklerimi kısaca üzerinde durmak gerekirse; hastalık belirtilerinin ilk kez, 1672 senesinde İngiliz Doktor Sir Thomas Willis tarafınca gözlendiği anlaşılıyordu. O çağda "her derdin sebebi kirli kandır" kuramı geçerli olduğundan tüm şikâyetlerin teda visinde genel olarak hastalardan bolca kan alınmasının muhtemelen, HBS olgularının emare verip, göze batışında rol oynadığı anlaşılmaktadır. Çünkü demir eksikliği anemisi (kansızlık) bugün dahi HBS'nin mühim tetikleyici ne denlerinden birisi olarak bilinmektedir. Enteresan olan, ay rıca gene o dönemde HBS şikâyetlerinin "morfin" cinsi ilaçtan da yararlanmasıydı.


Morfin cinsi ilaçların bağımlılık yapmış olduğu ABD'daki Şimal-Cenup savaşından sonrasında kati anlaşıldığından, bü tün bütün ülkelerce kullanımları sınırlandırılmış ve HBS'li hasta lar için bir tedavi imkânı kalmamıştı.


Şartları hastaya anlatınca ne yapmış oldu? Yirmi beş senedir derdine çare bulunamaması sebebiyle çok üzüldü. Emareler ve uykusuzluk şiddetli idi. İntihan dü şündüğünü söylemiş oldu. Bunun üstüne "tıp nadiren tedavi eder, ama devamlı teselli eder" tıp kuramından hareketle ken disine bir teklifte bulundum: Sinir hastalıklarının tedavisin de kullandığımız, malum ve merkezi (santral) sinir sistemine etkili ilaçları sırayla tek tek deneyip, kendisine nispeten yararlı olanı bulmayı sınamak. Derhal kabul etti. Sırasıyla, sara tedavisinde kullanılan (dört ayrı grup ilaç), depresyon (karamsarlık) ve sıkıntıya karşı (üç ilaç), kas gevşetici (iki ilaç), ruh hastalıklarının tedavisinde kullanılan (bir ilaç) ve Parkinson hastalarında kullanılan 1-dopa'yı ayrı ayrı ve de ğişik dozlarda gece yatmadan bir saat ilkin aldı. Bir ilaçtan diğerine geçildiğinde, iki ilaç içinde etkileşim olmaması için 1 hafta ara (önceki ilaçtan arınma periyodu) bırakıl dı. Bu uygulamalar, hastanın arada taburcu olup geri gelme dönemleri de sayıldığında bir yıldan fazla sürdü.


18 Nisan 1980 gecesi, hasta 125 mg. 1-dopa + bensera-zide ile (Parkinson hastalarının tedavisinde kullanılan bir ilaç) iki saat, ertesi gece aynı ilacın 250 mg. ile dört saat şikayetsiz uyudu. Tüm gece rahat ve şikayetsiz uyuması için ilacın dozu gece saat 12 de 250 mg. ve sabah 5'te de 125 mg. kısaca gecede toplam 625 mg. yapılmış oldu ve bu doz hastanın şikâyetlerini tama yakın düzeltti.

İlaç, Parkinson hastalarında, "Dopamin (DA)" denilen ve bedende noksan üretilen ileti maddesinin yetersizliğini ye rine koymakla etkili oluyordu. 1-dopa'ya benserazide eklenmesinin sebebi, 1-dopa'nın tesir yapacağı beynimiz bölgesi ne ulaşamadan bağırsaklarda ve bedende değişik yerlerde parçalanmasını engellemekti. Böylelikle, 1-dopa'nın ekono mik kullanılması sağlanıyordu.


Hastamızda elde edilmiş netice; HBS'nin de Parkinson hastaları şeklinde vücuttaki düzgüsel ileti maddesi dopaminin yetersiz salınmasından ileri gelebileceğine işaret ediyordu.


Başka taraftan, ruh hastalarının tedavisinde kullanılan ve "dopamin" isminde ileti maddesini (transmitter) çok fazla sa lan nöronların-dopamin hücre gruplarının reseptörlerinin DA salgılamaları ve bu tarz şeyleri bloke eden ilaçların (nörolep-tikler) varlığı ve HBS'yi artırmaları 1950 yılından bu yana bili niyordu.

Bu netice hastayı ve sizi iyi mi etkiledi?


Hasta çok memnundu. "Etekleri zil çalıyor" denir ya, öyleki. Ben ise hem ümitli hem de şaşkındım. L-dopa'nın sendroma iyi tesiri, yeni HBS olgularında da gözlenmesi gerekiyordu.


1980'de bir olgu, onu izleyen iki yıl içinde aynı tanıda beş olgu topladım. Bu dört yeni olgu, aileyle ilgili özellikler gös teren ve emareleri şiddetli olan ilk olguya gore HBS yakın maları bakımından daha hafif-orta derecede idi ve olgusu na gore gece yatmadan ilkin 125 mg. ya da 250 mg. 1-dopa + benserazide tedavide kafi gelmişti.


HBS hastalarında 1-dopa'nın iyi gelmesi yanında, 17. asırda hastaların tedavisinde morfin cinsi ilaçtan yararlan ması dikkatimi çekmişti. Bu yüzden beş hastada 1-dopa'yı yavaş yavaş keserek, ayrı dönemde gece yatmadan bir saat ilkin 30-120 mg. kodein sülfat (morfin cinsi ilaç) verdim. Hastalar kodeinden de yararlandılar. İlk hastamdan, 1-do-pa'yla kıyaslamasını istediğimde, 1-dopa'nın kodeinden daha etkili bulunduğunu söylemiş oldu.

Beş olguyu tamamlayınca yurt haricinde yayınlama iyi mi oldu?


Noropsikofarmakolojik ilaçlar ve bunların beynin EEG ile ölçülen fonksiyonlarına tesirleri mevzularındaki bir mik tar bilgi birikimim sebebiyle 1-dopa'nın HBS'deki tesirinin yeni bir bulgu olabileceğini düşünerek, ilacın beş olgudaki tesirini nöroloji branşının mühim mecmuası Neurology der gisine (yeşil dergi) neşredilmek ümidiyle yolladım. Aldığım yanıtları faydası olabileceğini umarak anlatmak isterim:


Derginin iki ayrı bilimsel komite üyesi şöyleki diyordu: Birincisi, "olgu sayısının az bulunduğunu, plasebo (görünümü esas ilaç şeklinde ama içinde etkin madde yerine örneğin şeker konmuş) kontrollü bir çabalama olmadığını, hastalara ayrı ca kodein verildiğini, morfin cinsi ilaçların her şeye iyi gel diğini" yazıyordu. İkinci kritikçi ise benzer fikirlerden sonrasında, "1-dopa'nın, hastalığı tetikleyen yerde (ya da hasta lık odağında) tesir etmeyebileceğini eklememin doğru olacağını" söylüyor, o da yayını reddediyordu. Başka bir de yimle "ilaç, hastalık odağında (patolojinin olduğu yer) de ğil de ondan uzakta eksikliği yerine koyuyor olabilir" de memi istiyordu. Bunun ne demek bulunduğunu ileride daha iyi anlayabiliriz.

HBS'nin uyku bozukluğu icra eden mühim bir niçin ol duğunu vurgulayarak aynı yazıyı bir takım değişimlerle Arc of Neurology isminde başka mühim bir nöroloji dergisine yolladım. Derhal kabul edildi ve tıbbi literatürde öncelik aldı (1982).


1987'ye kadar on altı olgu topladımz. Niçin yayınını zın başlığını "HBS'nin dopaminerjik ilaçlarla tedavisi" olarak değiştirdiniz?

Huzursuz Ayak Sendromu


On altı olguluk HBS serisinin tedavisini tamamlayınca Clinical Neuropharmacology dergisine yolladım ve 1987'de gösterildi. Bu seride on üç olgu 1-dopa + bense-razide ile plasebo karşılaştırılmalı olarak incelenmiştir. Ge ri kalan üç olgudan ikisi hipotiroidili HBS olguları olup, yan tesir olarak çok fazla bulantı-kusma yaptığından 1-dopa'yı kullanamadılar. Onun yerine dopamin şeklinde tesir icra eden başka bir ilaç bromocriptine (hanımlarda bebeği sütten kesme ilacı olarak malum) alabildi. Geri kalan bir hasta ise pribedil (dopaminerjik etkili vazoaktif-damarlara etkili bir ilaç olarak takdim edilen) kullanmıştır.


Bu son ilaç başka bir doktor tarafınca o hastaya kısa süre önce verilmiş ve HBS emareleri hafifçe derecede iken kafi olmuş. Bizlere ulaştığında emareleri artmıştı. Pribedil'in dozu nu çoğaltmak semptomları giderdi. Pribedil de bromocrip-tin şeklinde dopamin tesiri icra eden (dopaminerjik) bir ilaçtı. Bu yüzden yazının başlığını daha geniş mealde "HBS'nin dopaminerjik (dopamin şeklinde etkili) ilaçlarla tedavisi" olarak belirttim. Bu deyim, 1987'de HBS tedavisinde ilk kez kullanılıyordu.

Bu on altı olguluk HBS tedavisi nörolojiye neler kazan dırdı?


L-dopa, dopaminin ön maddesi olup, ağızdan alındık-dan sonrasında ilaç, DA hücresi içinde dopamine dönüşür. Do paminerjik ilaçlar ise hücre içi işlem görmeden tesir yapa cağı DA hücre reseptörüne dopamin şeklinde bağlanır.


Her iki örnek ilaç uygulamaları, HBS tedavisinde bizlere yeni gözlemler kazandırdı. Şu şekilde ki ailesinde de benzer şi kâyetleri olan ilk HBS'li hastada günlük 625 mg.'lık 1-do pa tedavisi ortalama iki yıl süreyle başarı göstermiş kaldı. Bu süre sonunda sabah uyandıktan sonraki saatlerde HBS emare leri çıkmaya başladı. Gece uykuda görülen periyodik ba cak hareketleri (genellikle bacaklarda sıçrayıcı hareket ler) gündüz sabahlan uyanıkken ve daha şiddetli olarak görülüyordu. Uyanıkken bacaklarda çıkan sıçramalara, duyu emareleri de birlikte rol alıyordu. Bunun 1-dopa dozunun bir yan tesiri bulunduğunu değerlendirdim. L-dopa'yı 125 mg. dü şürüp yerine 2,5 mg. bromocriptine tablet koyulduğunda, sabahları görülen emare çıkışları kayboldu. Sonuçta hasta ya 500 mg. 1-dopa + benserazide'a ek olarak 2 tablet (5 mg.) bromocriptine vermek gerekti.


HBS olgularında, 1980'den 1996 yılına kadar (yakla şık on altı yıl sonrasında) 1-dopa uygulamalarında bu örnek yan etkisinde bırakır (semptomların gece yerine sabah ya da öğleden son raları ve daha şiddetli çıkması) görülmüştür. Dr. Ailen ve Earley tarafınca bu duruma "augmentation" ismi veril miştir. Anlamı, 1-dopa tedavisinin zaman içinde bir yan tesir olarak belirtilerin gündüz saatlerinde ve eskisinden daha şiddetli çıkması demekti. 1984 senesinde bu konuyu ilk gözlemle yen olduğum halde, HBS- 1-dopa ilişkisinde yeni bir yan tesir bulunduğunu anlayamamıştım.


O süre uyguladığım l-dopa'yı azaltıp dopaminerjik bir ilaç eklemek halen de geçerli. Günümüzde "ogmentasyon"un, kullanılan ilacın vücutta zaman içinde birikim yapma sından ileri geldiğini biliyoruz.

images






Huzursuz Bacak Sendromu Risk Faktörleri - Huzursuz Bacak Sendromu - HBS Risk Faktörleri




1. Yetersizlik halleri olabilir, demir eksikliği anemisi gi bi: İlk ilkin akla gelmeli ve kanda demir-ferritin düzeyi saptanmalıdır. Ferritin'in kandaki miktarı 45 mcg/ litre al tında ise demir tedavisi başlatılır ve kanda demir düzeyi belirgin aralarla denetim edilmelidir. HBS, kişinin kan verme sini izleyerek çıkabilir. Bu kişilere kan vermemeleri gerek tiği hatırlatılmalıdır.


2. Gebelik: HBS ilk kez gebelikte çıkabilir ve gebeliğin sona ermesiyle emareler olguların çoğunda kaybolur. Son raki gebeliklerde tekrarlayıp-tekrarlamayacağını kestir mek güçtür. Az bir kısım olguda emareler, gebelikten sonrasında da devam eder. Kimi zaman de mevcut HBS emareleri gebelikte şiddetlenir.


Hamilelikte olgular, gebeliğin HBS'yle ilişkileri yönün den bilgilendirilmelidir. Ters halde; bitkinlik, sorun, ka ramsarlık dönemlerinde HBS emarelerine hamile kişinin göstereceği tepkiler fazla olur. Şikâyetlerin, bu dönemlerde artabileceği ve doğumdan sonrasında kendiliğinden geçeceği yönünden güvence verilmesi uygun olur.


Emareler, gebeliğin son üç ayında çıkar ve doğumdan sonrasında dört hafta içinde kaybolur. HBS'nin, gebelikte gö rülme oranı bir çalışmada, 100 hamilenin 23'ünde saptan mış olup, hamile olmayan hanımlardaki görülme oranından (yüzde 13,9 ) yüksektir. Doğum yapmış 486 kişilik bir ça lışmada gebelikte HBS emareleri 55 kişide (yüzde 11,3) saptanmıştır. Bunların 18'inde emareler gebelikten ilkin de varken, 9 kişide gebelikte arttığı ve geri kalan 37'sinde (yüzde 7,6) gebelik öncesi HBS belirtilerinin olmadığı an laşılmıştır.


Aileyle ilgili özellikleri olan HBS olgularında, belirtilerin ge belikte çıkışı daha sıktır.

Huzursuz Bacak


Hamilelikte emareler çoğu zaman hafifçe derecededir; yor gunluk, uzanıp hafifçe kestirme ve uzun soluklu hareketsiz kalma arkası çıkarlar. Hamile şahıs, ayak bileklerini ovuş turma, baldır kaslarını sıkma, onlara masaj yapma, vurma ya da kalkıp adım atma kanalıyla kısa süreli de olsa emareler den kurtulmayı öğrenir.

Annedeki HBS belirtilerinin bebeğine bir ziyanı olmaz. Gebelikte çıkan HBS olgularında dopaminerjik tedavilere de gerek olmayabilir. Gereksinimleri ve gebelik sebebiyle artma sebebiyle demir içeren ilaçlar, B12 ve folik asit veri lebilir ve bu tür şeyler emareleri önlemede kafi olabilir.


Gebelikte HBS gelişiminde, "demir eksikliği" ve "foleat yetersizliği "ne ek olarak, hormonal değişimler, bacak damarlarına karnın büyüyüp tazyik yapması nedeniy le konjestiyon (kanın kalbe dönüşünde engel sebebiyle da marda şişme) de risk faktörleri içinde sayılabilir.

3. Son dönem böbrek hastaları: Kronik üremili böbrek hastalarında, diyaliz yapılsın ya da yapılmasın HBS çıkabi lir. Bu olgularda HBS görülme oranı, HBS'nin toplumda görülme oranından çok yüksektir.

Kanda üre, parathormon, kreatinin yükselmesi, anemi, üremik polinöropati risk faktörleridir. Bu hastalarda, PLMS endeksinin (bir saatlik uykuda PLMS sayısı) yüksek olması hastalarda "fena son"a işaret sayılmıştır. Olguların kan basınçları da çoğu zaman yüksek vardır. Bu hal, sem patik sinir sistemi akışının (adrenalin) artmış olması, do-pamin eksikliğine bir tepki olabilir ve bu da DA gereksini mini daha da arttırır.


4. Polinöropatiler: Alkol ya da diyabete bağlı polinöro-patiler (kollar ve bilhassa bacaklarda duyu bozukluğu ve kaslarda kuvvetsizliğe neden olan) duyu ya da motor sinir hücrelerinin hastalanmaları kimi zaman HBS'yle beraber görüle bilir. Alkolik ya da diyabetik polinöropatilerde (periferik si nir hastalığı) HBS görülme oranı toplumdaki görülme oranından fazla değildir. Bir çalışmada oranlar karşılıklı yüzde 7 ve yüzde 8 bulunmuştur.

Polinöropati HBS'yi tetikleyebilir, polinöropati düzelir, HBS devam edebilir.

Mevcut HBS'ye polinöropati sonradan eklenebilir.


5. Yaşlanma: Primer ve sekonder HBS olguları için ortak risk faktörüdür. HBS olguları yaşlanmayla artan bir çıkış eğilimi gösterir. Bu unsur tesirini yaş ilerledikçe başka bir nedene bağlı olmadan bilhassa tek başına (sporodik) olgularda izah edebilir. Tesirini, primer HBS olgularında şikâyetlerin ilerleyen yaşla artmasında da gö rüyoruz.


Yaşlanmanın, HBS'de yaşa bağlı hücre kaybından çok, mevcut subklinik (sessiz) genetik duyarlığın yaşlanmayla dopamine olan ihtiyacın karşılanamaması sonucu tetiklen-mesi olabilir. Risk faktörleri ya da çevresel faktörler, HBS'de işe karışan sinir dokularındaki dopamin ileti mad desi gereksinimini artırıp emareleri tetikleyebilir.

Huzursuz Bacak Özet


Her demir eksilikliği gösterende, hamilelikte ya da poli-nöropati halinde (diyabet-şeker hastası olanda ya da alkole bağlı periferik sinir hastasında) HBS gelişmediğine gore gelişen hastalarda esas olan "HBS'ye duyarlılığın" da ol ması gerekir. Bu duyarlık belirgin ise "primer" dediğimiz olgular gelişir. Duyarlık sessiz (sublinik), kısaca saklı ise an cak o takdirde risk faktörleri (başta yaşlılık) bu duyarlığı açığa çıkartabilir ve HBS gelişir.


HBS'deki bu duyarlık sendromdan görevli gen değişi minin (mutasyonun) Dopamin Reseptörü'ne Spesifik Bi reysel Duyarlık (DRSBD) şeklinde bozuk olmasındandır. Bu mevzu ileride detaylı anlatılacaktır.


HBS'nin tabii seyri ve klinik tipleri... 1. Aileyle ilgili (familyal) özellik gösteren olgular, 30 yaşın dan ilkin çıkar ve emareler yavaş ya da kurnaz seyreder ve ile ri yaşta sürekli hal alır. Baskın genle (otosomal domi nant) geçerse de belirtilerin kendilerini ortaya koyuşları değişkenlikler (variyabilite) gösterir. Familyal HBS olgularının yaşam ağacından (pedigri) HBS görülmesinde (çıkı şında) bu farklılıkları görebiliyoruz (biçim 2). Aileyle ilgili hususi likler gösteren hastaların yüzde 65'inde ailede benzer şikâ yetler görülmüştür. Her HBS olgusunda aileyle ilgili ilişki gösterilememektedir.


2. Belirtilerin 50 yaş üstünde çıkıp şiddetli seyrettiği ol gulardır. Bu tür durumlar, kendiliğinden ya da bir nedene bağlı (sekonder) olarak çıkabilir.


3. Ara sıra çıkan ve belirtilerin kendiliğinden senelerce kaybolduğu olgular.


4. Semptomların ileri yaşta çıkmış olduğu, ilerleyici seyir izle yen ve tek başına çıkan anlamında "sporodik" olgular şeklinde de olabilir.


HBS'nin ayırıcı tanısında göz önüne alınacak haller...


1. Bacaklardaki ağrılı haller: Kas, kas bağcıkları (ten-don) ve eklemlerin ağrılı hastalıkları (fibromyalji, romato-id artiritis vb.) akla gelebilir. Bu tür durumlar, HBS'nin ağrılı tiple riyle karışabilir. Fibromyaljiya olgularında, beraber HBS görülme oranı yüzde 30 şeklinde yüksek olup, kas kramplı fibromyalji olgularında yüzde 40'a varabilmektedir. Hare ketle belirtilerin düzelmemesi "fibromyalji" tanısını des tekler. Kaslarda sertlik, kramp ve romatizmal hallerde de şikâyetler HBS'deki şeklinde hareket etmekle düzelmez.


2. Nöroleptik kullanımına bağlı akut akatizi (NBA): Akut akatizi: Yerinde duramama, dolaşma dürtüsü al gılaması anlamına gelir. Emareler, çoğu zaman psikiyatrik hastaların tedavisinde kullanılan ve dopamin salan nigros-triatal DA sistem hücre reseptörlerini (organellerini) vazife dışı bırakan (bloke eden) "nöroleptik" ya da "psikotrop-da" denen ilaçların kullanımını izleyen saatler ya da gün içinde kısa sürede "akut" gelişir. Şahıs, akatizi emarelerini, HBS'li hasta şeklinde bacakları hareket ettirme dürtüsü, kalkıp dolaşma zorunluluğu şeklinde algılar. Bu yüzden HBS'ye de "akatiziye benzer sendrom" ismi da verilmiştir. Bu hal NBA ve HBS sendromunun aynı dopamin sisteminde -Di-ensefalospinal Dopamin System'in (DDS)- dopamin resep törlerini vazife dışı erteleyerek, "dopamin iletisinde yeter sizliğe" niçin olduklarını düşündürmektedir.

Bacak Huzursuzluğu


DDS, Parkinson hastalığında işe karışan, Nigrostriatal Dopamin Systera'inden değişik olup, görevleri de ayrıdır. Nöroleptik verilince HBS'li hastaların yüzde 75, kimi zaman yüzde 100'ünde, düzgüsel populasyonun ise ortalama yüzde 20'sinde NBA gelişir. NBA ve HBS olgularında akatizi ge lişmesi benzer bir genetik yatkınlığa bağlı olabilir. DRSBD şeklindeki gen değişimi (mutasyonu) NBA olgularında "yalnız nöroleptiklere hassas" olup, HBS'deki şeklinde EEG alfa aktivitesi sinir ağına genetik bir bağlantı taşımaz.

NBA olgularında bu yüzden uyku bozukluğu olmaz, fakat akatizi tüm vücutları içine alır. HBS bu yönlerden NBA'dan ayrılır.


3. Periyodik Bacak ve Kol (ekstemite) Hareketi Bozuk luğu (PLMB):


Buna, "HBS'nin duyu emareleri (duyu idrak etme bozuk luğu) olmayan tipi" de diyebiliriz. PLMS'ler HBS'deki şeklinde 4-90 sn. içindeki aralıklarla tekrarlarlar.

Bacaklarda görülmeleri belirgindir.


PLMB, yaşlanmayla uykuda PLMS görülme oranı faz lalığı şeklinde kendini gösterir. 30 yaş altında görülmeleri nadirdir. Bir çalışmada 65 yaş üstündekilerin yüzde 44, di ğer bir çalışmada 60 yaş üstündekilerin yüzde 5 8'inde, PLMS'ler bir saatlik gece uykusunda beş taneden fazla (anormal) bulunmuştur (Buna PLMS indeksinde "artma" denir).

PLMB'de çoğu zaman bacaklarda uykuda çıkan periyo dik hareketlerin (PLMS) indeksinin artması ve uyku bo zukluğu yapabilir. Uykusuzluk çeken 10 hastanın 2'sinde PLMB saptanmıştır.
PLMB alt taraftaki özellikleri izah edebilir;


a) Hastaların bazıları, geceleri çıkan bu istem dışı hare ketlerin (PLMS) bilincinde olmayabilir ve bu tür şeyler hastanın gündüz yaşantısını etkilemeyebilir.

b) Bacak hareketleri hastanın uykusunu bozabilir. Şahıs, sık uyanır ve tekrardan uyuyabilmesi güç olabilir. Bu hal, gündüzleri uyuklamalara ve işlerini rahatça yapmada zor luğa yol açabilir. Hasta tv seyrederken, kitap okurken ve otomobil kullanırken uyuklayabilir.

c) Bacak hareketlerinin sertliğinden ya da yatak örtüle rinin yer değiştirmelerinden hastanın yatak dostu ra hatsız olur. Hasta, bacak hareketleri sebebiyle yataktan düştüğünde ya da eşi tarafınca yataktan atıldığında berrak mun ciddiyetini daha iyi anlamış olur.

d) PLMB gösteren hastalarda, gündüzleri de periyodik bacak hareketleri çıkabilir. Bunlara "gündüz çıkan periyo dik bacak hareketleri" (PLMW) denir.

PLMS, ayak bileklerinden, dizlerden ve kimi zaman de kal çadan yukarı doğru iki bacakta birdenbire bükülmeler (sıçramalar) şeklinde olur ve bunlara ayak başparmaklarının yuka rı doğru bükülmesi (ekstansiyonu) birlikte rol alır. PLMS'ler de vamlı olmayıp, gecenin daha çok ilk yarısında grup öbek-küme halinde (cluster tarzında) çıkarlar.


PLMS'lere tüm gece uykusu kayıtlarında ortaya kon duğu suretiyle, kimi zaman kısa süreli EEG alfa aktivitesi uyanma (arousal) paternleri (birden nispeten yüksek amplitüdlü EEG alfa grubu) eşlik edebilir. EEG alfa frekansında uyan ma paternleri tekrarlayıcı olup, kimi zaman PLMS'lerle beraber uyku bölünmelerine (kısa süreli uyanmalara) yol açabilir. Yukarıda, PLMS'ler için anlatılanlar PLMB'li ve HBS'li hastalarda da görülenler için de geçerlidir.

Huzursuz Bacak Hastalığı


Aktigrafi 24 saat otomatik PLMS kayıt aleti olup, 24 saat içindeki PLMS dağılımının kaydını saptamada yarar lanılabilir.


4. Uykuya geçişte birdenbire, çok kısa süreli irkilmeler ya da sıçramalara, "hipnik (uykuda çıkan) jerkler" de denir. PLMS'lerle karıştırılmamalıdır. Bu örnek sıçramalar uyku başlangıcında görülen fizyolojik bir tepkidir. Hareketsiz kalışla ilişkili olmayıp gece içinde tekrarlamaz.


5. Ayaklarda yanma hissi HBS duyu emareleriyle karış tırılmaz. Bu tür durumlar yatağa girdikten sonrasında başlar. Dağılımı, ge nellikle çorapların kapladığı alan kadardır. Yanmalar nede niyle, hasta ayaklarını yataktan dışarı çıkarmak zorunda kalır. Gizli saklı şekeri olanlar ya da şeker hastalarında, alkol kul lanıp da lüzumlu vitaminleri kafi almayan kişilerde görü lür. Ayak tabanlarında sinir basısı olanlarda da ayaklarda yanma görülebilir. Hareket ya da kalkıp adım atma yakınmala rı düzeltmez. Tedavide sebeplerin araştırılması uygun olur.


6. Bir takım kişiler otururken, dizlerini birbirine yaklaştırıp-uzaklaştırma ya da ayak tabanlarını tekrarlayıcı yere şap latma hareketlerini bilincinde olmadan yaparlar. Hareketler HBS'deki şeklinde bacakları hareket ettirme dürtüsüyle birlik te değildir. Kişilerin içinde bulundukları emosyonel duruma uymayan bir motor tepki olup, sinirsel (nörotik)-kötü şartlanma olarak yorumlanabilir. Bu davranış, gözlemle yenler için karar vermede yanıltıcı olabilir, ama şahıs için fena bir işaret sayılmaz.




Huzursuz Bacak Sendromu (Restless Leg Syndrome), uyku ya da istirahat esnasında (otururken ya da yatarken) bacaklarda hissedilen hastalık, huzursuzluk, hareket ettirme ihtiyacı, uyuşma, karıncalanma kimi zaman de tam olarak tanımlanamayan bir nörolojik kökenli bir rahatsızlıktır. Bu sorun, uyku esnasında devam ettiğinden kişiyi bilhassa geceleri rahatsız etmektedir. Bacaklarda hissedilen ağrının tarifinde de kişiye gore farklılık olmaktadır. Bazıları "bacaklarım kıpraşıyor", "gıdıklanıyor", "yanma hissi var", "karıncalanma oluyor" şeklinde açıklamalarla yaşamış olduğu sıkıntıyı tanım etmeye iş koşturmacasındadır.

Emareler

Bacaklardaki rahatsız edici his sebebiyle bacakların hareket ettirilmesi isteği doğar.

Oturma ya da uzanma şeklinde durumlarda ortaya çıkar ya da daha da şiddetlenir.

Adım atma, germe şeklinde hareketler yapıldğında kısmen ya da tamamen düzelir.

Gündüz saatlerine gore akşam arttığı görülür ya da yalnız akşam saatlerinde ortaya çıkar.

Destekleyici Kriterler


Ailede Huzursuz Bacak Sendromu varlığı

Dopaminerjik ilaç tedavisinden yarar görülmesi

Uyku ve/ ya da uyanıklıkta periyodik bacak hareketlerinin varlığı (PLMs)

Uykusuzluk(İnsomnia)

Rahatsızlığın kronik olarak artan ilerlemesi ve/ya da akut atakları

Teşhis

Meydana getirilen araştırmalar, bu hastalığa her yüz kişiden birisi ile onu arasındaki oranda raslandığını göstermiştir. Yaşla beraber rahatsızlığın görülme sıklığı çoğalmaktadır.Her üç hastanın birinde genetik bir geçiş ilişkisi görülmektedir.


Romatizmalı hastalıklarla karıştırılabilmesi hastalığın teşhisini zorlaştıran bir nedendir. Demir eksikliği (Kansızlık), şeker hastalığı ve kanser hastaların bir kısmında görülmesine karşın, rahatsızlığı olanların yüzde doksan beşinde bir niçin bulunamamaktadır.


Hastalık hissinin hareketle azalmış olması, dinlenme esnasında şiddetlenmesi ayırıcı bir özellik olarak düşünülmelidir. Bu hastalar uzun soluklu dinlenmeden ve seyahatten çok hastalık duyarlar. Hastalar TV seyrederken hastalıkları artar, yattıklarında bacaklarındaki huzursuzluk hissi sebebiyle uykuya dalmakta güçlük çekerler. Yataktan kalkıp dolaşmak isterler.

Tedavi

Huzursuz Bacak Sendromu olduğunuzu düşüyorsanız bu mevzuda uzman bir hekime danışınız. Hastalık bir hastalıkla ilişkili olarak gelişmiş ise (kansızlık ve şeker hastalığı şeklinde) ilk olarak bu hastalığın tedavisi uygulanmaktadır. Bacaklarını hareket ettirilmesi, yataktan kalkıp dolaşılması ya da masajla kısa süreli de olsa bir rahatlama sağlamaktadır. Fakat bu yöntemlerin uygulanması geçici olarak sıkıntıyı gidermektedir. Sebebi belirlenemeyen durumlarda, uzman doktor tarafınca tavsiye edilen ilaç tedavisi ile hastalığa çare aranmaktadır.






  • Klinefelter Sendromu (47, XXY Sendromu)


  • Di George Sendromu ve VCF Sendromu


  • Mustafa Kutlu'nun "Huzursuz Bacak" adlı kitabının özetini iyi mi bulabilirim?


Kaynak:msxlabs.org

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Huzursuz Bacak (Restless Leg) Sendromu
Huzursuz Bacak (Restless Leg) Sendromu
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/images-1.gif
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/huzursuz-bacak-restless-leg-sendromu.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/huzursuz-bacak-restless-leg-sendromu.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content