İhtiyar -1- ödat Arapça i¬tiyÂ¥r 1 . Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı: "Bigün odama kızgın bir yaşlanmış ...
İhtiyar
-1-
ödat Arapça i¬tiyÂ¥r
1 . Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı:
2 . Cansız, sönük:
3 . Eski:
4 . isim, teklifsiz konuşmada
Baba ya da anne.
-2-
isim, eskimiş (ihtiya:rı) Arapça i¬tiyÂ¥r
Seçme.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
-1-
1 . Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı:
"Bigün odama kızgın bir yaşlanmış girdi, elindeki bir tomar kâğıdı neredeyse fırlattı masama."- A. Kulin.
2 . Cansız, sönük:
"Genç olmasına rağmen, bakışları çok ihtiyardı."- A. Kutlu.
3 . Eski:
"Şu yaşlanmış toprak neler götürmüştür neler."- A. Kabaklı.
4 . isim, teklifsiz konuşmada
Baba ya da anne.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- yaşlanmış etmek
- yaşlanmış olmak
Birleşik Sözler
- yaşlanmış delikanlı
-2-
isim, eskimiş (ihtiya:rı) Arapça i¬tiyÂ¥r
Seçme.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- yaşlanmış etmek
Birleşik Sözler
- yaşlanmış heyeti
- yaşlanmış meclisi
YORUMLAR