Kopernik ve Batlamyus kimdir?

Batlamyus ve Kopernik kimdir? Hayatları ve emekleri hakkında bilgi verir misiniz? Batlamyus Yunan coğrafyacı, matematikçi ve astr...

Batlamyus ve Kopernik kimdir? Hayatları ve emekleri hakkında bilgi verir misiniz?


Batlamyus

Yunan coğrafyacı, matematikçi ve astronomdur. İskenderiye'de yaşamış olduğu sanılmaktadır. Yaşamı hakkında kati bilgiler yoktur. Geç İskenderiye Süreci'nde yaşamış (MS II. yüzyılın birinci yarısı) meşhur bilim adamlarından biridir. Ortalama olarak 85 ve 165 yılları aralığında yaşamış olduğu kabul edilir. Müslüman astronomlar 78 yaşına kadar yaşadığını söylerler. Bir ihtimal Yunan asıllı bir Mısırlı, kim bilir Mısır asıllı bir Yunanlıdır. Yunanca adı Ptolemaios'tur, fakat harf uyuşmazlığı sebebiyle Ortaçağ İslâm Dünyası'nda Batlamyus diye tanınmıştır. (Adı Yunanca ''Klaudyos Ptolemayos'', Latince ''Claudius Ptolemaeus'', İngilizce ''Ptolemy''dir.)

Astronomi, matematik, güneş saatçiliği, coğrafya, müzik vb. mevzularda emekler yapmış oldu. En mühim yapıtı; Arapların "Kitab-al Macisti" adıyla çevirilmiş olduğu "Mathematike Sintaksis"tir (Matematik Bileşim). Bu yapıtında dünya sistemi, düzlem ve küresel trigonometri üstüne bir araştırma, günlük hareketlerle ilgili tüm olguların açıklanışı ve hesabı yer alır. İçinde birçok harita bulunan "Geopraphike Hiphegensis" (Coğrafya Kılavuzu) adlı yapıtı 16. yüzyılda birçok kez basıldı. Ptolemeos, astronomi incelemelerinde kullanmak için aygıtlar (gök küreleri, usturlap) da yapmış oldu.




Yapıtları
Batlamyus, iki mühim yapıtın yazarıdır: Almagest ve Coğrafya. Bu yapıtlar Avrupa'nın orta dönemin karanlığını Arapça çevirileri ile aşabilmişlerdir. Latinceye çevirileri sadece 12. yüzyılda yapılmıştır.

Almagest, Yunan ve Babil uygarlıklarının gökbilim bilgilerinin bir derlemesidir. Derlemenin bir çok kendisinden üç yüzyıl ilkin yaşamış olan Hiparkus'a dayanır. Yapıtta Dünya merkezli bir Güneş Sistemi modeli önerilir. Bu model, Kopernik'in güneş merkezli modeline dek Batı ve İslam dünyalarında geçerli model olarak kabul edilmiştir.

Batlamyus'un öteki mühim yapıtı Coğrafya da bir derlemedir. Çağının Roma İmparatorluğu'nda malum coğrafya detayları-bilgileri bu kitapta toplanmıştır.
  • "Tetrabiblon" adlı astroloji incelemesi
  • "Harmonika Biblia" (Armoni üzerine Kitaplar)
  • "Inanan Basileor" (Kronolojik Tablo ya da Hükümdarlar Yasası)
Astronomik araştırmaları

Batlamyus astronomi, matematik, coğrafya ve optik alanlarına katkılar yapmıştır; sadece en fazla astronomideki çalışmalarıyla tanınır. Zamanına kadar ulaşan astronomi bilgilerinin sentezini yapmış ve bu tarz şeyleri ''Mathematike Syntaxis'' (Matematik Sentezi) adlı yapıtında toplamıştır. Bu eserin adı, ondan sonra ''Megale Syntaxis'' (Büyük Derleme) olarak anılmış ve Arapça'ya çevrilirken başına Arapça'daki harf-i tanım takısı olan el getirilmiş olduğu için, adı ''el-mecistî'' biçimine dönüşmüştür; ondan sonra Arapça'dan Latince'ye çevrilirken ''Almagest'' olarak adlandırıldığından, bugün Batı dünyasında bu yapıt Almagest adıyla bilinmektedir.

Almagest, onüç kitabından oluşur; Birinci Kitap, kanıtlarıyla beraber Yermerkezli Dizge'nin anaçizgilerini verir;

İkinci Kitap, Menelaus'un teoremiyle, küresel trigonometri bilgilerini ve bir kirişler tablosunu ihtiva eder; burada örnek problemler de çözülmüştür;

üçüncü Kitap, Güneş'in hareketini ve senelik süreyi

Dördüncü Kitap ise, Ay'ın hareketini ve aylık süreyi mevzu edinir;

Beşinci Kitap aynı mevzularla ilgilidir, Ay'ın ve Güneş'in mesafelerini tartıştığı benzer biçimde, bir usturlabın yapılışı ve kullanılışı hakkında da detaylı bilgiler sunar;

Altıncı Kitap'ta gezegenlerin kavuşumları ve karşılaşımları incelenir ve Güneş ve Ay tutulmalarına temas edilir;

Yedinci ve Sekizinci Kitap, durağan yıldızlarla ilgilidir, meşhur presesyon tartışmasını, Batlamyus'un durağan yıldızlar katalogunu ve bir gök küresi aleti yapabilmek için lüzumlu olan yöntem bilgisini ihtiva eder;

Geriye kalan beş kitap ise devingen yıldızların, kısaca gezegenlerin hareketlerine tahsis edilmiştir ve yapıtın en emsalsiz kısmıdır.

Batlamyus, bu eserinde anaçizgileriyle göksel olguları anlamlandırmak maksadıyla kurmuş olduğu geometrik kuramı tanıtmaktadır; Aristoteles fiziğini temele alan bu kuramda, evren küreseldir ve Yer bu evrenin merkezinde hareketsiz olarak durmaktadır. Eğer günlük ya da senelik görünümler Yer'in hareketleri sonucunda meydana gelseydi, her şey uzaya saçılır ve Yer parçalanırdı. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn ve durağan(durgun) yıldızlar Yer'in çevresinde, muntazam hızlarla, dairesel hareketler yaparlar. Durağan(durgun) yıldızlar küresi evrenin sonudur.

Sadece, Yer'in merkezde olduğu ve gök cisimlerinin de onun çevresinde muntazam bir halde dolandıkları kabul edildiğinde, kuramın bazı gözlemleri, mesela Ay ve Güneş'in Yer'e yaklaşıp uzaklaşmalarını, kimi zaman süratli, kimi zaman yavaş hareket etmelerini açıklaması olanaksızdı. Bunun için Batlamyus Yer'i belli bir seviyede merkezden kaydırmıştır. Klasik astronomide bu düzenek ( eksantrik) dış merkezli düzenek olarak adlandırılır. Gezegenlerin gökyüzünde ilmek atmalarını, kısaca durmalarını ve geriye dönmelerini izah etmek için de, ( episikl) taşıyıcı düzenek adında olan başka bir düzenek daha kabul etmiştir.

Batlamyus, Almagest'in girişinde trigonometriye ilişkin kapsamlı bilgiler vermiştir; bu sebeple küresel astronominin sınırları içinde kalan klasik astronomiye ilişik hesaplamalar, küresel geometriye dayanmaktadır. Batlamyus'tan ortalama olarak üç çağ ilkin yaşamış olan Hipparkhos (M.Ö. 150) açıların kirişlerle ölçülebileceğini bildirmiş ve bir kirişler cetveli hazırlamıştı; sadece bu mevzuya ilişkin yapıtı kaybolduğundan, bu cetveli iyi mi düzenlemiş olduğu bilinmemektedir. Bazı yayların kirişlerinin bulunması çok kolaydı ve bu kirişlere ana kirişler adı verilmişti; fakat bunların dışındaki yayların kirişlerinin bulunması uzun işlemleri gerektiriyordu. Bundan dolayı Batlamyus kirişler cetvelini hazırlarken bir dairenin içine çizilmiş dörtgenlere ilişkin Batlamyus Teoremi'ni (AB . CD + AD . BC = AC . BD) kullanmak suretiyle, açılar toplamı ve farkının kirişlerini (kiriş (A-B), kiriş (A+B), kiriş A/2 , kiriş 2A benzer biçimde) bulma yoluna gitmişti.

Coğrafya araştırmaları

Batlamyus, coğrafya araştırmalarına da öncülük etmiş ve Coğrafya adlı yapıtıyla matematiksel coğrafya alanını kurmuştur. Bu kitap Kristof Kolomb'a kadar tüm coğrafyacılar tarafınca bir müracaat kitabı olarak kullanılmıştır.

Almagest'ten sonrasında yazılan Coğrafya, sekiz kitaba bölünmüştür ve matematiksel coğrafya ile haritaların çizilebilmesi için lüzumlu olan bilgilere tahsis edilmiştir; Almagest benzer biçimde Coğrafya da derleme bir eserdir; Batlamyus bu kitabı hazırlarken Eratosthenes, Hiparkhos, Strabon ve bilhassa de Surlu Marinos'tan büyük seviyede yararlanmıştır.

Coğrafya'nın Birinci Kitab'ı Dünya'nın ya da doğrusunu söylemek gerekirse Yunanlılar tarafınca malum Dünya'nın büyüklüğü ve kartografik izdüşüm şekilleri hakkında detaylı bilgiler verir.

İkinci Kitap'la Yedinci Kitap içinde ise tanınmış memleketlerdeki mühim yerlerin, kısaca mühim kentlerin, dağların ve nehirlerin enlem ve boylamları verilmek suretiyle Dünya'nın tertipli bir tasviri yapılır; enlem ve boylamlardan, kısaca bir başlangıç dâiresine enlemsel ve boylamsal uzaklıklardan söz eden ilk alim Batlamyus'tur; Batlamyus'un enlem ve boylam tablolarıyla betimlemeye çalmış olduğu Dünya, kabaca 20° Cenup'den, 65° Şimal'e ve en Batı'daki Kanarya Adaları'ndan, bunların ortalama olarak 180° Doğu'sundaki bölgelere kadar uzanmaktadır; bunun haricinde kalan bölgeler ise Yunanlılar ve dolayısıyla Batlamyus tarafınca tanınmamaktadır; söz mevzusu tablolar, haritaların çizilmesini olanaklı kılmaktadır ve nitekim bu haritalar kim bilir eserin eski nüshalarında mevcuttur; bu sebeple astronomik detayları-bilgileri kapsayan Sekizinci Kitap'ta bunlara belirgin atıflar yapılmıştır.

Sadece Batlamyus'un coğrafya anlayışı yeteri kadar geniş değildir. İklim, organik ürünler ve fiziki coğrafyaya giren mevzularla asla ilgilenmemiştir. Başlangıç meridyenini sağlam bir halde belirleyemediği için, vermiş olduğu koordinatlar hatalıdır. Ek olarak, Yer'in büyüklüğü hakkında tahmini de doğru değildir. Sadece Kristof Kolomb bu yanlış tahminden cesaret alarak, Batı'ya doğru gitmiş ve ABD'ya ulaşmıştır.

Optik araştırmaları

Hem de, bu devrin önde gelen optik araştırmacılarından olan Batlamyus, daha önceki optikçilerin bir çoğu gibi, görmenin gözden çıkan görsel ışınlar kanalıyla oluştuğu görüşünü benimsemiştir. Sadece, görsel yayılımın fizyolojik yorumunu da vermiş ve bu yayılımın, kesikli ve aralıklı bir koni biçiminde değil de, kesiksiz ve sürekliliği olan bir piramid biçiminde bulunduğunu belirtmiştir. Eğer bu şekilde olmasaydı, kısaca ışınlar gözden devamlı bir halde çıkmasaydı, nesneler bir tüm olarak görülemezlerdi. Buna karşın, Batlamyus'un görsel piramid fikri, optikçiler içinde tutunamamış ve görme söz mevzusu olduğunda daha çok koni göz önüne alınmıştır. Nitekim kendisinden sonrasında, İslâm Dünyasında, bilginlerin görsel koni fikrine dayandıkları ve görme geometrisini bunun üstüne kurmuş oldukları görülmektedir.

Batlamyus, katoptrik (yansıma) konusuyla da ilgilenmiş ve yapmış olduğu detaylı deneyler sonucunda üç ilke ileri sürmüştür:
  • Aynalarda görünen nesneler, gözün konumuna bağlı olarak, aynadan nesneye yansıyan görsel ışın yönünde görünür.
  • Aynadaki görüntüler nesneden ayna yüzeyine çizilen dikme yönünde ortaya çıkarlar.
  • Geliş ve yansıma açıları eşittir.
Bu üç prensipten ilk ikisini kuramsal, üçüncüsünü ise deneysel olarak kanıtlayan Batlamyus, ayna yüzeyine gelen ışının eşit bir açıyla yansıdığını gösterebilmek için, üstü derecelenmiş ve tabanına düz bir ayna yerleştirilmiş olan bakır bir levha kullanmıştır. Bu levhaya teğet olacak halde bir ışın huzmesini ayna yüzeyine gönderip, gelme ve yansıma açılarının büyüklüklerini belirlemiş ve bunların birbirlerine eşit bulunduğunu görmüştür. Batlamyus bu deneyini küresel ve parabolik tüm aynalar için tekrarlayarak, ulaşmış olduğu sonucun doğru bulunduğunu kanıtlamıştır.

Batlamyus, dioptrik (kırılma) konusuyla da ilgilenmiş ve ışığın bir ortamdan diğerine geçerken yoğunluk farkından dolayı yön değiştirmesinin nedenini araştırmıştır. Bu araştırmanın sonucunda, azca yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçen ışının, düzgüsel'a yaklaşarak ve çok yoğun ortamdan azca yoğun ortama geçen ışının ise düzgüsel'den uzaklaşarak kırıldığını ve kırılma miktarının yoğunluk farkına bağlı bulunduğunu ileri sürmüştür.

Nitekim onun bu mevzuyu ele alırken benimsediği bazı prensiplerden bunu açıkça görmek olanaklıdır:
  • Görsel ışın azca yoğundan çok yoğuna ya da çok yoğundan azca yoğuna geçtiğinde kırılır.
  • Görsel ışın doğrusal olarak yayılır ve değişik yoğunluktaki iki ortamı birbirinden ayıran sınırda yön değiştirir.
  • Gelme ve kırılma açıları eşit değildir; fakat aralarında niceliksel bir ilişki vardır.
  • Görüntü, gözden çıkan ışının devamında ortaya çıkar.
Batlamyus ortam farklılıklarından dolayı ışığın uğramış olduğu değişimleri, hem de kırılma kanununu da içerecek şekilde deneysel olarak göstermeye çalışmış ve çeşitli ortamlardaki (havadan cama, havadan suya ve sudan cama) kırılma derecelerini gösteren kırılma cetvelleri hazırlamıştır. Sadece verdiği değerler ufak açılar haricinde tutarlı olmadığı için kırılma kanununu elde edememiştir.

Astrolojik emekleri

Batlamyus, daha ilkin Babil ve Yunan astronomları ve astrologları tarafınca derlenmiş bilgi birikimden yararlanmak suretiyle astrolojiyi de sistemleştirmiştir! Dört bölümden oluştuğu için ''Tetrabiblos'' (Dört Kitap) olarak adlandırmış olduğu yapıtında, gezegenlerin kalite ve tesirleri, burçların özellikleri, uğurlu ve uğursuz günlerin belirlenmesi benzer biçimde astrolojinin sınırları içine giren mevzular hakkında detaylı bilgiler vermiştir. Ortaçağ ve Yeniçağ astrolojisi bu kitabın sunmuş olduğu birikime dayanacaktır.

Astroloji bir bilim değildir, fakat astronomi ile beraber doğan ve ortalama olarak 18. yüzyıla kadar, bu bilimin gelişimini, kısmen pozitif kısmen de negatif yönde etkilemiştir; bu yüzden astronomi zamanı araştırmalarında astrolojiye ilişkin gelişmelerden de anlatmak gerekir.




*****


Kopernik

İnsanlık eğer artık dünyanın, evrenin merkezi olduğuna ya da bir öküzün boynuzları üstünde durduğuna inanmıyorsa, bunda en büyük hisse asla kuşkusuz, güneş sisteminin gerçek yapısını ortalama olarak açıklayan Copernicus (Kopernik)'tedir.
1473 senesinde Polonya'nın Torun kentinde varlıklı bir tacirin oğlu olarak doğan Kopernik, öğrenimine Krakow üniversitesi'nde astronomi ve matematik okuyarak başladı. Ondan sonra İtalya'ya giderek Bologna üniversitesi'nde astronomi, Padova üniversitesi'nde tıp ve hukuk öğrenimi gören meşhur gökbilimci, 1503'te Ferrara üniversitesi'nde kilise hukuk doktoru oldu. Bir süre Roma'da matematik dersleri verdi ve ondan sonra Polonya'ya geçerek Frombork'a yerleşti. Burada katedral kurulu temsilciliği yapmış oldu, ek olarak çevredeki yoksul insanları tedavi etti.

1504'te Warmie'ye yerleşti ve yaşamının sonuna kadar astronomiyle uğraştı. Kopernik'in yaşamış olduğu yıllarda bilimsel ortam, Katolik kilisenin bağnazlığıyla kuşatılmıştı. Bilimsel gözlem ve deneylerden çok İncil'in yazdıkları önemliydi. Dünyanın evrenin merkezi olduğuna ve durağan(durgun) durduğuna inanılıyordu.
Mikolaj Kopernik periyodunun astronomi bilgisini kök­ten değişikliğe uğratmış, en büyük bilginler­den biridir. Dünya'nın her 24 saatte bir kendi çevresinde bir kez döndüğünü, yılda bir kez de Güneş'in çevresinde dolandığını, öte yan­dan Dünya ile bazı başka gezegenlerin bugün Güneş sistemi denen sistemi oluşturduğunu açıklayarak, astronomi biliminin gelişmesine büyük bir katkıda bulunmuştur.

Bu gerçekler bugün bizlere çok organik ve basitmiş benzer biçimde görünür, fakat Kopernik zama­nında insanoğlu hâlâ 2. yüzyılda Mısır'da yaşa­mış olan gökbilimci Batlamyus'un kuramına inanıyorlardı. Batlamyus'a nazaran Dünya evre­nin merkezinde hareketsiz duruyor, Güneş, Ay, yıldızlar ve diğeri gezegenler de Dünya'nın çevresinde dolanıyordu. Kopernik, bu Ortaçağ görüşüne şiddetle karşı çıktı. Güneş'in evrenin merkezi olduğuna ve dünya dahil tüm gezegenlerin onun çevresinde döndüğüne inanan kimi İlkçağ Yunan filozoflarının görüşlerini inceledi. Bu incelemelerini bilimsel gözlemleriyle de birleştiren Kopernik, güneş sistemini kendi adıyla anılan bir halde deklare etti.


Kopernik, Batlamyus'un bu sonuca, gece­leri Şimal Kutbu'nun çevresinde ağır ağır hareket eden Büyükayı'yı izleyerek vardığını düşündü. Kendisi ise Güneş'in, Ay'ın ve yıldızların doğup batmasına, Dünya'nın kendi çevresinde dönüyor olmasının yol açtığını anlamış oldu. Aslında onun kurduğu sistem de tümüyle doğru değildi. Kopernik'e nazaran Gü­neş evrenin merkezinde durağan(durgun) bir yerde hare­ketsiz halde duruyor, gezegenler onun çevre­sinde dolanıyor ve daha ötelerde de Güneş benzer biçimde hareketsiz duran başka yıldızlar bulunu­yordu. Daha sonraları Güneş'in evrendeki sayısız yıldızdan yalnızca biri olduğu ve tüm bu yıldızların gezegenler ile beraber uzayda devamlı hareket etmiş olduğu ortaya çıkarıldı.

Fakat gene de Kopernik'in, Dünya'nın evre­nin merkezinde bulunmadığını ve diğeri geze­genler ile beraber Güneş'in çevresinde dolan­dığını bulması, çok mühim bir adımdı. O dönemde bu kuram çok zor kabul edildi. Kopernik'in kuramının yanlış taraflarını ise 17. yüzyılda İtalyan gökbilimci Galilei ortaya çıkardı.

Kopernik sistemine nazaran; güneş sisteminin merkezinde güneş vardı, dünya da dahil olmak suretiyle tüm gezegenler belirli bir yörünge izleyerek hem güneşin hem de kendileri çevresinde dönüyorlardı. üstelik yeryüzünün ekseni de hareketliydi. Bugünkü uygar güneş sistemi bilgisini çok ortalama olarak açıklayan Kopernik teorisini,
"De hypothesibus motuum coelestiumase constitutis commentariolus" (Gökcisimlerinin Devinimine İlişkin Varsayımlar üstüne Yo­rum) adlı büyük kitabında detaylı halde deklare etti. Kitap, Kopernik'in ölümünden kısa bir süre ilkin, 1543'te yayımlandı.. Teorisinin doğruluğundan şüphe duymayan Kopernik'e yapıtının ilk nüshası ölüm döşeğinde ulaştırıldı. Kopernik'in ölümünden seneler sonrasında, 1610'da Galilei dürbünü buluş etti ve Kopernik sisteminin doğruluğunu kanıtladı.

Kopernik sistemi, felsefi açıdan yer merkezlilik tezini yıkarak evren bilimin teolojiden ayrı ve bağımsız bir bilim olmasını sağlamış oldu.






  • Batlamyus


  • Kopernik (Nicolaus Copernicus)


  • Batlamyus Evren Modeli




Bu bildiri 'en iyi yanıt' seçilmiştir.
Batlamyus

Yunan coğrafyacı, matematikçi ve astronomdur. İskenderiye'de yaşamış olduğu sanılmaktadır. Yaşamı hakkında kati bilgiler yoktur. Geç İskenderiye Süreci'nde yaşamış (MS II. yüzyılın birinci yarısı) meşhur bilim adamlarından biridir. Ortalama olarak 85 ve 165 yılları aralığında yaşamış olduğu kabul edilir. Müslüman astronomlar 78 yaşına kadar yaşadığını söylerler. Bir ihtimal Yunan asıllı bir Mısırlı, kim bilir Mısır asıllı bir Yunanlıdır. Yunanca adı Ptolemaios'tur, fakat harf uyuşmazlığı sebebiyle Ortaçağ İslâm Dünyası'nda Batlamyus diye tanınmıştır. (Adı Yunanca ''Klaudyos Ptolemayos'', Latince ''Claudius Ptolemaeus'', İngilizce ''Ptolemy''dir.)

Astronomi, matematik, güneş saatçiliği, coğrafya, müzik vb. mevzularda emekler yapmış oldu. En mühim yapıtı; Arapların "Kitab-al Macisti" adıyla çevirilmiş olduğu "Mathematike Sintaksis"tir (Matematik Bileşim). Bu yapıtında dünya sistemi, düzlem ve küresel trigonometri üstüne bir araştırma, günlük hareketlerle ilgili tüm olguların açıklanışı ve hesabı yer alır. İçinde birçok harita bulunan "Geopraphike Hiphegensis" (Coğrafya Kılavuzu) adlı yapıtı 16. yüzyılda birçok kez basıldı. Ptolemeos, astronomi incelemelerinde kullanmak için aygıtlar (gök küreleri, usturlap) da yapmış oldu.




Yapıtları
Batlamyus, iki mühim yapıtın yazarıdır: Almagest ve Coğrafya. Bu yapıtlar Avrupa'nın orta dönemin karanlığını Arapça çevirileri ile aşabilmişlerdir. Latinceye çevirileri sadece 12. yüzyılda yapılmıştır.

Almagest, Yunan ve Babil uygarlıklarının gökbilim bilgilerinin bir derlemesidir. Derlemenin bir çok kendisinden üç yüzyıl ilkin yaşamış olan Hiparkus'a dayanır. Yapıtta Dünya merkezli bir Güneş Sistemi modeli önerilir. Bu model, Kopernik'in güneş merkezli modeline dek Batı ve İslam dünyalarında geçerli model olarak kabul edilmiştir.

Batlamyus'un öteki mühim yapıtı Coğrafya da bir derlemedir. Çağının Roma İmparatorluğu'nda malum coğrafya detayları-bilgileri bu kitapta toplanmıştır.
  • "Tetrabiblon" adlı astroloji incelemesi
  • "Harmonika Biblia" (Armoni üzerine Kitaplar)
  • "Inanan Basileor" (Kronolojik Tablo ya da Hükümdarlar Yasası)
Astronomik araştırmaları

Batlamyus astronomi, matematik, coğrafya ve optik alanlarına katkılar yapmıştır; sadece en fazla astronomideki çalışmalarıyla tanınır. Zamanına kadar ulaşan astronomi bilgilerinin sentezini yapmış ve bu tarz şeyleri ''Mathematike Syntaxis'' (Matematik Sentezi) adlı yapıtında toplamıştır. Bu eserin adı, ondan sonra ''Megale Syntaxis'' (Büyük Derleme) olarak anılmış ve Arapça'ya çevrilirken başına Arapça'daki harf-i tanım takısı olan el getirilmiş olduğu için, adı ''el-mecistî'' biçimine dönüşmüştür; ondan sonra Arapça'dan Latince'ye çevrilirken ''Almagest'' olarak adlandırıldığından, bugün Batı dünyasında bu yapıt Almagest adıyla bilinmektedir.

Almagest, onüç kitabından oluşur; Birinci Kitap, kanıtlarıyla beraber Yermerkezli Dizge'nin anaçizgilerini verir;

İkinci Kitap, Menelaus'un teoremiyle, küresel trigonometri bilgilerini ve bir kirişler tablosunu ihtiva eder; burada örnek problemler de çözülmüştür;

üçüncü Kitap, Güneş'in hareketini ve senelik süreyi

Dördüncü Kitap ise, Ay'ın hareketini ve aylık süreyi mevzu edinir;

Beşinci Kitap aynı mevzularla ilgilidir, Ay'ın ve Güneş'in mesafelerini tartıştığı benzer biçimde, bir usturlabın yapılışı ve kullanılışı hakkında da detaylı bilgiler sunar;

Altıncı Kitap'ta gezegenlerin kavuşumları ve karşılaşımları incelenir ve Güneş ve Ay tutulmalarına temas edilir;

Yedinci ve Sekizinci Kitap, durağan yıldızlarla ilgilidir, meşhur presesyon tartışmasını, Batlamyus'un durağan yıldızlar katalogunu ve bir gök küresi aleti yapabilmek için lüzumlu olan yöntem bilgisini ihtiva eder;

Geriye kalan beş kitap ise devingen yıldızların, kısaca gezegenlerin hareketlerine tahsis edilmiştir ve yapıtın en emsalsiz kısmıdır.

Batlamyus, bu eserinde anaçizgileriyle göksel olguları anlamlandırmak maksadıyla kurmuş olduğu geometrik kuramı tanıtmaktadır; Aristoteles fiziğini temele alan bu kuramda, evren küreseldir ve Yer bu evrenin merkezinde hareketsiz olarak durmaktadır. Eğer günlük ya da senelik görünümler Yer'in hareketleri sonucunda meydana gelseydi, her şey uzaya saçılır ve Yer parçalanırdı. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn ve durağan(durgun) yıldızlar Yer'in çevresinde, muntazam hızlarla, dairesel hareketler yaparlar. Durağan(durgun) yıldızlar küresi evrenin sonudur.

Sadece, Yer'in merkezde olduğu ve gök cisimlerinin de onun çevresinde muntazam bir halde dolandıkları kabul edildiğinde, kuramın bazı gözlemleri, mesela Ay ve Güneş'in Yer'e yaklaşıp uzaklaşmalarını, kimi zaman süratli, kimi zaman yavaş hareket etmelerini açıklaması olanaksızdı. Bunun için Batlamyus Yer'i belli bir seviyede merkezden kaydırmıştır. Klasik astronomide bu düzenek ( eksantrik) dış merkezli düzenek olarak adlandırılır. Gezegenlerin gökyüzünde ilmek atmalarını, kısaca durmalarını ve geriye dönmelerini izah etmek için de, ( episikl) taşıyıcı düzenek adında olan başka bir düzenek daha kabul etmiştir.

Batlamyus, Almagest'in girişinde trigonometriye ilişkin kapsamlı bilgiler vermiştir; bu sebeple küresel astronominin sınırları içinde kalan klasik astronomiye ilişik hesaplamalar, küresel geometriye dayanmaktadır. Batlamyus'tan ortalama olarak üç çağ ilkin yaşamış olan Hipparkhos (M.Ö. 150) açıların kirişlerle ölçülebileceğini bildirmiş ve bir kirişler cetveli hazırlamıştı; sadece bu mevzuya ilişkin yapıtı kaybolduğundan, bu cetveli iyi mi düzenlemiş olduğu bilinmemektedir. Bazı yayların kirişlerinin bulunması çok kolaydı ve bu kirişlere ana kirişler adı verilmişti; fakat bunların dışındaki yayların kirişlerinin bulunması uzun işlemleri gerektiriyordu. Bundan dolayı Batlamyus kirişler cetvelini hazırlarken bir dairenin içine çizilmiş dörtgenlere ilişkin Batlamyus Teoremi'ni (AB . CD + AD . BC = AC . BD) kullanmak suretiyle, açılar toplamı ve farkının kirişlerini (kiriş (A-B), kiriş (A+B), kiriş A/2 , kiriş 2A benzer biçimde) bulma yoluna gitmişti.

Coğrafya araştırmaları

Batlamyus, coğrafya araştırmalarına da öncülük etmiş ve Coğrafya adlı yapıtıyla matematiksel coğrafya alanını kurmuştur. Bu kitap Kristof Kolomb'a kadar tüm coğrafyacılar tarafınca bir müracaat kitabı olarak kullanılmıştır.

Almagest'ten sonrasında yazılan Coğrafya, sekiz kitaba bölünmüştür ve matematiksel coğrafya ile haritaların çizilebilmesi için lüzumlu olan bilgilere tahsis edilmiştir; Almagest benzer biçimde Coğrafya da derleme bir eserdir; Batlamyus bu kitabı hazırlarken Eratosthenes, Hiparkhos, Strabon ve bilhassa de Surlu Marinos'tan büyük seviyede yararlanmıştır.

Coğrafya'nın Birinci Kitab'ı Dünya'nın ya da doğrusunu söylemek gerekirse Yunanlılar tarafınca malum Dünya'nın büyüklüğü ve kartografik izdüşüm şekilleri hakkında detaylı bilgiler verir.

İkinci Kitap'la Yedinci Kitap içinde ise tanınmış memleketlerdeki mühim yerlerin, kısaca mühim kentlerin, dağların ve nehirlerin enlem ve boylamları verilmek suretiyle Dünya'nın tertipli bir tasviri yapılır; enlem ve boylamlardan, kısaca bir başlangıç dâiresine enlemsel ve boylamsal uzaklıklardan söz eden ilk alim Batlamyus'tur; Batlamyus'un enlem ve boylam tablolarıyla betimlemeye çalmış olduğu Dünya, kabaca 20° Cenup'den, 65° Şimal'e ve en Batı'daki Kanarya Adaları'ndan, bunların ortalama olarak 180° Doğu'sundaki bölgelere kadar uzanmaktadır; bunun haricinde kalan bölgeler ise Yunanlılar ve dolayısıyla Batlamyus tarafınca tanınmamaktadır; söz mevzusu tablolar, haritaların çizilmesini olanaklı kılmaktadır ve nitekim bu haritalar kim bilir eserin eski nüshalarında mevcuttur; bu sebeple astronomik detayları-bilgileri kapsayan Sekizinci Kitap'ta bunlara belirgin atıflar yapılmıştır.

Sadece Batlamyus'un coğrafya anlayışı yeteri kadar geniş değildir. İklim, organik ürünler ve fiziki coğrafyaya giren mevzularla asla ilgilenmemiştir. Başlangıç meridyenini sağlam bir halde belirleyemediği için, vermiş olduğu koordinatlar hatalıdır. Ek olarak, Yer'in büyüklüğü hakkında tahmini de doğru değildir. Sadece Kristof Kolomb bu yanlış tahminden cesaret alarak, Batı'ya doğru gitmiş ve ABD'ya ulaşmıştır.

Optik araştırmaları

Hem de, bu devrin önde gelen optik araştırmacılarından olan Batlamyus, daha önceki optikçilerin bir çoğu gibi, görmenin gözden çıkan görsel ışınlar kanalıyla oluştuğu görüşünü benimsemiştir. Sadece, görsel yayılımın fizyolojik yorumunu da vermiş ve bu yayılımın, kesikli ve aralıklı bir koni biçiminde değil de, kesiksiz ve sürekliliği olan bir piramid biçiminde bulunduğunu belirtmiştir. Eğer bu şekilde olmasaydı, kısaca ışınlar gözden devamlı bir halde çıkmasaydı, nesneler bir tüm olarak görülemezlerdi. Buna karşın, Batlamyus'un görsel piramid fikri, optikçiler içinde tutunamamış ve görme söz mevzusu olduğunda daha çok koni göz önüne alınmıştır. Nitekim kendisinden sonrasında, İslâm Dünyasında, bilginlerin görsel koni fikrine dayandıkları ve görme geometrisini bunun üstüne kurmuş oldukları görülmektedir.

Batlamyus, katoptrik (yansıma) konusuyla da ilgilenmiş ve yapmış olduğu detaylı deneyler sonucunda üç ilke ileri sürmüştür:
  • Aynalarda görünen nesneler, gözün konumuna bağlı olarak, aynadan nesneye yansıyan görsel ışın yönünde görünür.
  • Aynadaki görüntüler nesneden ayna yüzeyine çizilen dikme yönünde ortaya çıkarlar.
  • Geliş ve yansıma açıları eşittir.
Bu üç prensipten ilk ikisini kuramsal, üçüncüsünü ise deneysel olarak kanıtlayan Batlamyus, ayna yüzeyine gelen ışının eşit bir açıyla yansıdığını gösterebilmek için, üstü derecelenmiş ve tabanına düz bir ayna yerleştirilmiş olan bakır bir levha kullanmıştır. Bu levhaya teğet olacak halde bir ışın huzmesini ayna yüzeyine gönderip, gelme ve yansıma açılarının büyüklüklerini belirlemiş ve bunların birbirlerine eşit bulunduğunu görmüştür. Batlamyus bu deneyini küresel ve parabolik tüm aynalar için tekrarlayarak, ulaşmış olduğu sonucun doğru bulunduğunu kanıtlamıştır.

Batlamyus, dioptrik (kırılma) konusuyla da ilgilenmiş ve ışığın bir ortamdan diğerine geçerken yoğunluk farkından dolayı yön değiştirmesinin nedenini araştırmıştır. Bu araştırmanın sonucunda, azca yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçen ışının, düzgüsel'a yaklaşarak ve çok yoğun ortamdan azca yoğun ortama geçen ışının ise düzgüsel'den uzaklaşarak kırıldığını ve kırılma miktarının yoğunluk farkına bağlı bulunduğunu ileri sürmüştür.

Nitekim onun bu mevzuyu ele alırken benimsediği bazı prensiplerden bunu açıkça görmek olanaklıdır:
  • Görsel ışın azca yoğundan çok yoğuna ya da çok yoğundan azca yoğuna geçtiğinde kırılır.
  • Görsel ışın doğrusal olarak yayılır ve değişik yoğunluktaki iki ortamı birbirinden ayıran sınırda yön değiştirir.
  • Gelme ve kırılma açıları eşit değildir; fakat aralarında niceliksel bir ilişki vardır.
  • Görüntü, gözden çıkan ışının devamında ortaya çıkar.
Batlamyus ortam farklılıklarından dolayı ışığın uğramış olduğu değişimleri, hem de kırılma kanununu da içerecek şekilde deneysel olarak göstermeye çalışmış ve çeşitli ortamlardaki (havadan cama, havadan suya ve sudan cama) kırılma derecelerini gösteren kırılma cetvelleri hazırlamıştır. Sadece verdiği değerler ufak açılar haricinde tutarlı olmadığı için kırılma kanununu elde edememiştir.

Astrolojik emekleri

Batlamyus, daha ilkin Babil ve Yunan astronomları ve astrologları tarafınca derlenmiş bilgi birikimden yararlanmak suretiyle astrolojiyi de sistemleştirmiştir! Dört bölümden oluştuğu için ''Tetrabiblos'' (Dört Kitap) olarak adlandırmış olduğu yapıtında, gezegenlerin kalite ve tesirleri, burçların özellikleri, uğurlu ve uğursuz günlerin belirlenmesi benzer biçimde astrolojinin sınırları içine giren mevzular hakkında detaylı bilgiler vermiştir. Ortaçağ ve Yeniçağ astrolojisi bu kitabın sunmuş olduğu birikime dayanacaktır.

Astroloji bir bilim değildir, fakat astronomi ile beraber doğan ve ortalama olarak 18. yüzyıla kadar, bu bilimin gelişimini, kısmen pozitif kısmen de negatif yönde etkilemiştir; bu yüzden astronomi zamanı araştırmalarında astrolojiye ilişkin gelişmelerden de anlatmak gerekir.




*****


Kopernik

İnsanlık eğer artık dünyanın, evrenin merkezi olduğuna ya da bir öküzün boynuzları üstünde durduğuna inanmıyorsa, bunda en büyük hisse asla kuşkusuz, güneş sisteminin gerçek yapısını ortalama olarak açıklayan Copernicus (Kopernik)'tedir.
1473 senesinde Polonya'nın Torun kentinde varlıklı bir tacirin oğlu olarak doğan Kopernik, öğrenimine Krakow üniversitesi'nde astronomi ve matematik okuyarak başladı. Ondan sonra İtalya'ya giderek Bologna üniversitesi'nde astronomi, Padova üniversitesi'nde tıp ve hukuk öğrenimi gören meşhur gökbilimci, 1503'te Ferrara üniversitesi'nde kilise hukuk doktoru oldu. Bir süre Roma'da matematik dersleri verdi ve ondan sonra Polonya'ya geçerek Frombork'a yerleşti. Burada katedral kurulu temsilciliği yapmış oldu, ek olarak çevredeki yoksul insanları tedavi etti.

1504'te Warmie'ye yerleşti ve yaşamının sonuna kadar astronomiyle uğraştı. Kopernik'in yaşamış olduğu yıllarda bilimsel ortam, Katolik kilisenin bağnazlığıyla kuşatılmıştı. Bilimsel gözlem ve deneylerden çok İncil'in yazdıkları önemliydi. Dünyanın evrenin merkezi olduğuna ve durağan(durgun) durduğuna inanılıyordu.
Mikolaj Kopernik periyodunun astronomi bilgisini kök­ten değişikliğe uğratmış, en büyük bilginler­den biridir. Dünya'nın her 24 saatte bir kendi çevresinde bir kez döndüğünü, yılda bir kez de Güneş'in çevresinde dolandığını, öte yan­dan Dünya ile bazı başka gezegenlerin bugün Güneş sistemi denen sistemi oluşturduğunu açıklayarak, astronomi biliminin gelişmesine büyük bir katkıda bulunmuştur.

Bu gerçekler bugün bizlere çok organik ve basitmiş benzer biçimde görünür, fakat Kopernik zama­nında insanoğlu hâlâ 2. yüzyılda Mısır'da yaşa­mış olan gökbilimci Batlamyus'un kuramına inanıyorlardı. Batlamyus'a nazaran Dünya evre­nin merkezinde hareketsiz duruyor, Güneş, Ay, yıldızlar ve diğeri gezegenler de Dünya'nın çevresinde dolanıyordu. Kopernik, bu Ortaçağ görüşüne şiddetle karşı çıktı. Güneş'in evrenin merkezi olduğuna ve dünya dahil tüm gezegenlerin onun çevresinde döndüğüne inanan kimi İlkçağ Yunan filozoflarının görüşlerini inceledi. Bu incelemelerini bilimsel gözlemleriyle de birleştiren Kopernik, güneş sistemini kendi adıyla anılan bir halde deklare etti.


Kopernik, Batlamyus'un bu sonuca, gece­leri Şimal Kutbu'nun çevresinde ağır ağır hareket eden Büyükayı'yı izleyerek vardığını düşündü. Kendisi ise Güneş'in, Ay'ın ve yıldızların doğup batmasına, Dünya'nın kendi çevresinde dönüyor olmasının yol açtığını anlamış oldu. Aslında onun kurduğu sistem de tümüyle doğru değildi. Kopernik'e nazaran Gü­neş evrenin merkezinde durağan(durgun) bir yerde hare­ketsiz halde duruyor, gezegenler onun çevre­sinde dolanıyor ve daha ötelerde de Güneş benzer biçimde hareketsiz duran başka yıldızlar bulunu­yordu. Daha sonraları Güneş'in evrendeki sayısız yıldızdan yalnızca biri olduğu ve tüm bu yıldızların gezegenler ile beraber uzayda devamlı hareket etmiş olduğu ortaya çıkarıldı.

Fakat gene de Kopernik'in, Dünya'nın evre­nin merkezinde bulunmadığını ve diğeri geze­genler ile beraber Güneş'in çevresinde dolan­dığını bulması, çok mühim bir adımdı. O dönemde bu kuram çok zor kabul edildi. Kopernik'in kuramının yanlış taraflarını ise 17. yüzyılda İtalyan gökbilimci Galilei ortaya çıkardı.

Kopernik sistemine nazaran; güneş sisteminin merkezinde güneş vardı, dünya da dahil olmak suretiyle tüm gezegenler belirli bir yörünge izleyerek hem güneşin hem de kendileri çevresinde dönüyorlardı. üstelik yeryüzünün ekseni de hareketliydi. Bugünkü uygar güneş sistemi bilgisini çok ortalama olarak açıklayan Kopernik teorisini,
"De hypothesibus motuum coelestiumase constitutis commentariolus" (Gökcisimlerinin Devinimine İlişkin Varsayımlar üstüne Yo­rum) adlı büyük kitabında detaylı halde deklare etti. Kitap, Kopernik'in ölümünden kısa bir süre ilkin, 1543'te yayımlandı.. Teorisinin doğruluğundan şüphe duymayan Kopernik'e yapıtının ilk nüshası ölüm döşeğinde ulaştırıldı. Kopernik'in ölümünden seneler sonrasında, 1610'da Galilei dürbünü buluş etti ve Kopernik sisteminin doğruluğunu kanıtladı.

Kopernik sistemi, felsefi açıdan yer merkezlilik tezini yıkarak evren bilimin teolojiden ayrı ve bağımsız bir bilim olmasını sağlamış oldu.










batlamyus ve kopernik hakkında acill ve kısa bilgi verirmisiniz??



Alıntı
beyza ateş

batlamyus ve kopernik hakkında acill ve kısa bilgi verirmisiniz??

Mesajı inceleyiniz;

Alıntı
Konuk

Batlamyus

Yunan coğrafyacı, matematikçi ve astronomdur. İskenderiye'de yaşamış olduğu sanılmaktadır. Yaşamı hakkında kati bilgiler yoktur. Geç İskenderiye Süreci'nde yaşamış (MS II. yüzyılın birinci yarısı) meşhur bilim adamlarından biridir. Ortalama olarak 85 ve 165 yılları aralığında yaşamış olduğu kabul edilir. Müslüman astronomlar 78 yaşına kadar yaşadığını söylerler. Bir ihtimal Yunan asıllı bir Mısırlı, kim bilir Mısır asıllı bir Yunanlıdır. Yunanca adı Ptolemaios'tur, fakat harf uyuşmazlığı sebebiyle Ortaçağ İslâm Dünyası'nda Batlamyus diye tanınmıştır. (Adı Yunanca ''Klaudyos Ptolemayos'', Latince ''Claudius Ptolemaeus'', İngilizce ''Ptolemy''dir.)

Astronomi, matematik, güneş saatçiliği, coğrafya, müzik vb. mevzularda emekler yapmış oldu. En mühim yapıtı; Arapların "Kitab-al Macisti" adıyla çevirilmiş olduğu "Mathematike Sintaksis"tir (Matematik Bileşim). Bu yapıtında dünya sistemi, düzlem ve küresel trigonometri üstüne bir araştırma, günlük hareketlerle ilgili tüm olguların açıklanışı ve hesabı yer alır. İçinde birçok harita bulunan "Geopraphike Hiphegensis" (Coğrafya Kılavuzu) adlı yapıtı 16. yüzyılda birçok kez basıldı. Ptolemeos, astronomi incelemelerinde kullanmak için aygıtlar (gök küreleri, usturlap) da yapmış oldu.

Yapıtları
Batlamyus, iki mühim yapıtın yazarıdır: Almagest ve Coğrafya. Bu yapıtlar Avrupa'nın orta dönemin karanlığını Arapça çevirileri ile aşabilmişlerdir. Latinceye çevirileri sadece 12. yüzyılda yapılmıştır.

Almagest, Yunan ve Babil uygarlıklarının gökbilim bilgilerinin bir derlemesidir. Derlemenin bir çok kendisinden üç yüzyıl ilkin yaşamış olan Hiparkus'a dayanır. Yapıtta Dünya merkezli bir Güneş Sistemi modeli önerilir. Bu model, Kopernik'in güneş merkezli modeline dek Batı ve İslam dünyalarında geçerli model olarak kabul edilmiştir.

Batlamyus'un öteki mühim yapıtı Coğrafya da bir derlemedir. Çağının Roma İmparatorluğu'nda malum coğrafya detayları-bilgileri bu kitapta toplanmıştır.


  • "Tetrabiblon" adlı astroloji incelemesi
  • "Harmonika Biblia" (Armoni üzerine Kitaplar)
  • "Inanan Basileor" (Kronolojik Tablo ya da Hükümdarlar Yasası)
Astronomik araştırmaları

Batlamyus astronomi, matematik, coğrafya ve optik alanlarına katkılar yapmıştır; sadece en fazla astronomideki çalışmalarıyla tanınır. Zamanına kadar ulaşan astronomi bilgilerinin sentezini yapmış ve bu tarz şeyleri ''Mathematike Syntaxis'' (Matematik Sentezi) adlı yapıtında toplamıştır. Bu eserin adı, ondan sonra ''Megale Syntaxis'' (Büyük Derleme) olarak anılmış ve Arapça'ya çevrilirken başına Arapça'daki harf-i tanım takısı olan el getirilmiş olduğu için, adı ''el-mecistî'' biçimine dönüşmüştür; ondan sonra Arapça'dan Latince'ye çevrilirken ''Almagest'' olarak adlandırıldığından, bugün Batı dünyasında bu yapıt Almagest adıyla bilinmektedir.

Almagest, onüç kitabından oluşur; Birinci Kitap, kanıtlarıyla beraber Yermerkezli Dizge'nin anaçizgilerini verir;

İkinci Kitap, Menelaus'un teoremiyle, küresel trigonometri bilgilerini ve bir kirişler tablosunu ihtiva eder; burada örnek problemler de çözülmüştür;

üçüncü Kitap, Güneş'in hareketini ve senelik süreyi

Dördüncü Kitap ise, Ay'ın hareketini ve aylık süreyi mevzu edinir;

Beşinci Kitap aynı mevzularla ilgilidir, Ay'ın ve Güneş'in mesafelerini tartıştığı benzer biçimde, bir usturlabın yapılışı ve kullanılışı hakkında da detaylı bilgiler sunar;

Altıncı Kitap'ta gezegenlerin kavuşumları ve karşılaşımları incelenir ve Güneş ve Ay tutulmalarına temas edilir;

Yedinci ve Sekizinci Kitap, durağan yıldızlarla ilgilidir, meşhur presesyon tartışmasını, Batlamyus'un durağan yıldızlar katalogunu ve bir gök küresi aleti yapabilmek için lüzumlu olan yöntem bilgisini ihtiva eder;

Geriye kalan beş kitap ise devingen yıldızların, kısaca gezegenlerin hareketlerine tahsis edilmiştir ve yapıtın en emsalsiz kısmıdır.

Batlamyus, bu eserinde anaçizgileriyle göksel olguları anlamlandırmak maksadıyla kurmuş olduğu geometrik kuramı tanıtmaktadır; Aristoteles fiziğini temele alan bu kuramda, evren küreseldir ve Yer bu evrenin merkezinde hareketsiz olarak durmaktadır. Eğer günlük ya da senelik görünümler Yer'in hareketleri sonucunda meydana gelseydi, her şey uzaya saçılır ve Yer parçalanırdı. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn ve durağan(durgun) yıldızlar Yer'in çevresinde, muntazam hızlarla, dairesel hareketler yaparlar. Durağan(durgun) yıldızlar küresi evrenin sonudur.

Sadece, Yer'in merkezde olduğu ve gök cisimlerinin de onun çevresinde muntazam bir halde dolandıkları kabul edildiğinde, kuramın bazı gözlemleri, mesela Ay ve Güneş'in Yer'e yaklaşıp uzaklaşmalarını, kimi zaman süratli, kimi zaman yavaş hareket etmelerini açıklaması olanaksızdı. Bunun için Batlamyus Yer'i belli bir seviyede merkezden kaydırmıştır. Klasik astronomide bu düzenek ( eksantrik) dış merkezli düzenek olarak adlandırılır. Gezegenlerin gökyüzünde ilmek atmalarını, kısaca durmalarını ve geriye dönmelerini izah etmek için de, ( episikl) taşıyıcı düzenek adında olan başka bir düzenek daha kabul etmiştir.

Batlamyus, Almagest'in girişinde trigonometriye ilişkin kapsamlı bilgiler vermiştir; bu sebeple küresel astronominin sınırları içinde kalan klasik astronomiye ilişik hesaplamalar, küresel geometriye dayanmaktadır. Batlamyus'tan ortalama olarak üç çağ ilkin yaşamış olan Hipparkhos (M.Ö. 150) açıların kirişlerle ölçülebileceğini bildirmiş ve bir kirişler cetveli hazırlamıştı; sadece bu mevzuya ilişkin yapıtı kaybolduğundan, bu cetveli iyi mi düzenlemiş olduğu bilinmemektedir. Bazı yayların kirişlerinin bulunması çok kolaydı ve bu kirişlere ana kirişler adı verilmişti; fakat bunların dışındaki yayların kirişlerinin bulunması uzun işlemleri gerektiriyordu. Bundan dolayı Batlamyus kirişler cetvelini hazırlarken bir dairenin içine çizilmiş dörtgenlere ilişkin Batlamyus Teoremi'ni (AB . CD + AD . BC = AC . BD) kullanmak suretiyle, açılar toplamı ve farkının kirişlerini (kiriş (A-B), kiriş (A+B), kiriş A/2 , kiriş 2A benzer biçimde) bulma yoluna gitmişti.

Coğrafya araştırmaları

Batlamyus, coğrafya araştırmalarına da öncülük etmiş ve Coğrafya adlı yapıtıyla matematiksel coğrafya alanını kurmuştur. Bu kitap Kristof Kolomb'a kadar tüm coğrafyacılar tarafınca bir müracaat kitabı olarak kullanılmıştır.

Almagest'ten sonrasında yazılan Coğrafya, sekiz kitaba bölünmüştür ve matematiksel coğrafya ile haritaların çizilebilmesi için lüzumlu olan bilgilere tahsis edilmiştir; Almagest benzer biçimde Coğrafya da derleme bir eserdir; Batlamyus bu kitabı hazırlarken Eratosthenes, Hiparkhos, Strabon ve bilhassa de Surlu Marinos'tan büyük seviyede yararlanmıştır.

Coğrafya'nın Birinci Kitab'ı Dünya'nın ya da doğrusunu söylemek gerekirse Yunanlılar tarafınca malum Dünya'nın büyüklüğü ve kartografik izdüşüm şekilleri hakkında detaylı bilgiler verir.

İkinci Kitap'la Yedinci Kitap içinde ise tanınmış memleketlerdeki mühim yerlerin, kısaca mühim kentlerin, dağların ve nehirlerin enlem ve boylamları verilmek suretiyle Dünya'nın tertipli bir tasviri yapılır; enlem ve boylamlardan, kısaca bir başlangıç dâiresine enlemsel ve boylamsal uzaklıklardan söz eden ilk alim Batlamyus'tur; Batlamyus'un enlem ve boylam tablolarıyla betimlemeye çalmış olduğu Dünya, kabaca 20° Cenup'den, 65° Şimal'e ve en Batı'daki Kanarya Adaları'ndan, bunların ortalama olarak 180° Doğu'sundaki bölgelere kadar uzanmaktadır; bunun haricinde kalan bölgeler ise Yunanlılar ve dolayısıyla Batlamyus tarafınca tanınmamaktadır; söz mevzusu tablolar, haritaların çizilmesini olanaklı kılmaktadır ve nitekim bu haritalar kim bilir eserin eski nüshalarında mevcuttur; bu sebeple astronomik detayları-bilgileri kapsayan Sekizinci Kitap'ta bunlara belirgin atıflar yapılmıştır.

Sadece Batlamyus'un coğrafya anlayışı yeteri kadar geniş değildir. İklim, organik ürünler ve fiziki coğrafyaya giren mevzularla asla ilgilenmemiştir. Başlangıç meridyenini sağlam bir halde belirleyemediği için, vermiş olduğu koordinatlar hatalıdır. Ek olarak, Yer'in büyüklüğü hakkında tahmini de doğru değildir. Sadece Kristof Kolomb bu yanlış tahminden cesaret alarak, Batı'ya doğru gitmiş ve ABD'ya ulaşmıştır.

Optik araştırmaları

Hem de, bu devrin önde gelen optik araştırmacılarından olan Batlamyus, daha önceki optikçilerin bir çoğu gibi, görmenin gözden çıkan görsel ışınlar kanalıyla oluştuğu görüşünü benimsemiştir. Sadece, görsel yayılımın fizyolojik yorumunu da vermiş ve bu yayılımın, kesikli ve aralıklı bir koni biçiminde değil de, kesiksiz ve sürekliliği olan bir piramid biçiminde bulunduğunu belirtmiştir. Eğer bu şekilde olmasaydı, kısaca ışınlar gözden devamlı bir halde çıkmasaydı, nesneler bir tüm olarak görülemezlerdi. Buna karşın, Batlamyus'un görsel piramid fikri, optikçiler içinde tutunamamış ve görme söz mevzusu olduğunda daha çok koni göz önüne alınmıştır. Nitekim kendisinden sonrasında, İslâm Dünyasında, bilginlerin görsel koni fikrine dayandıkları ve görme geometrisini bunun üstüne kurmuş oldukları görülmektedir.

Batlamyus, katoptrik (yansıma) konusuyla da ilgilenmiş ve yapmış olduğu detaylı deneyler sonucunda üç ilke ileri sürmüştür:
  • Aynalarda görünen nesneler, gözün konumuna bağlı olarak, aynadan nesneye yansıyan görsel ışın yönünde görünür.
  • Aynadaki görüntüler nesneden ayna yüzeyine çizilen dikme yönünde ortaya çıkarlar.
  • Geliş ve yansıma açıları eşittir.
Bu üç prensipten ilk ikisini kuramsal, üçüncüsünü ise deneysel olarak kanıtlayan Batlamyus, ayna yüzeyine gelen ışının eşit bir açıyla yansıdığını gösterebilmek için, üstü derecelenmiş ve tabanına düz bir ayna yerleştirilmiş olan bakır bir levha kullanmıştır. Bu levhaya teğet olacak halde bir ışın huzmesini ayna yüzeyine gönderip, gelme ve yansıma açılarının büyüklüklerini belirlemiş ve bunların birbirlerine eşit bulunduğunu görmüştür. Batlamyus bu deneyini küresel ve parabolik tüm aynalar için tekrarlayarak, ulaşmış olduğu sonucun doğru bulunduğunu kanıtlamıştır.

Batlamyus, dioptrik (kırılma) konusuyla da ilgilenmiş ve ışığın bir ortamdan diğerine geçerken yoğunluk farkından dolayı yön değiştirmesinin nedenini araştırmıştır. Bu araştırmanın sonucunda, azca yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçen ışının, düzgüsel'a yaklaşarak ve çok yoğun ortamdan azca yoğun ortama geçen ışının ise düzgüsel'den uzaklaşarak kırıldığını ve kırılma miktarının yoğunluk farkına bağlı bulunduğunu ileri sürmüştür.

Nitekim onun bu mevzuyu ele alırken benimsediği bazı prensiplerden bunu açıkça görmek olanaklıdır:
  • Görsel ışın azca yoğundan çok yoğuna ya da çok yoğundan azca yoğuna geçtiğinde kırılır.
  • Görsel ışın doğrusal olarak yayılır ve değişik yoğunluktaki iki ortamı birbirinden ayıran sınırda yön değiştirir.
  • Gelme ve kırılma açıları eşit değildir; fakat aralarında niceliksel bir ilişki vardır.
  • Görüntü, gözden çıkan ışının devamında ortaya çıkar.
Batlamyus ortam farklılıklarından dolayı ışığın uğramış olduğu değişimleri, hem de kırılma kanununu da içerecek şekilde deneysel olarak göstermeye çalışmış ve çeşitli ortamlardaki (havadan cama, havadan suya ve sudan cama) kırılma derecelerini gösteren kırılma cetvelleri hazırlamıştır. Sadece verdiği değerler ufak açılar haricinde tutarlı olmadığı için kırılma kanununu elde edememiştir.

Astrolojik emekleri

Batlamyus, daha ilkin Babil ve Yunan astronomları ve astrologları tarafınca derlenmiş bilgi birikimden yararlanmak suretiyle astrolojiyi de sistemleştirmiştir! Dört bölümden oluştuğu için ''Tetrabiblos'' (Dört Kitap) olarak adlandırmış olduğu yapıtında, gezegenlerin kalite ve tesirleri, burçların özellikleri, uğurlu ve uğursuz günlerin belirlenmesi benzer biçimde astrolojinin sınırları içine giren mevzular hakkında detaylı bilgiler vermiştir. Ortaçağ ve Yeniçağ astrolojisi bu kitabın sunmuş olduğu birikime dayanacaktır.

Astroloji bir bilim değildir, fakat astronomi ile beraber doğan ve ortalama olarak 18. yüzyıla kadar, bu bilimin gelişimini, kısmen pozitif kısmen de negatif yönde etkilemiştir; bu yüzden astronomi zamanı araştırmalarında astrolojiye ilişkin gelişmelerden de anlatmak gerekir.




*****


Kopernik

İnsanlık eğer artık dünyanın, evrenin merkezi olduğuna ya da bir öküzün boynuzları üstünde durduğuna inanmıyorsa, bunda en büyük hisse asla kuşkusuz, güneş sisteminin gerçek yapısını ortalama olarak açıklayan Copernicus (Kopernik)'tedir.
1473 senesinde Polonya'nın Torun kentinde varlıklı bir tacirin oğlu olarak doğan Kopernik, öğrenimine Krakow üniversitesi'nde astronomi ve matematik okuyarak başladı. Ondan sonra İtalya'ya giderek Bologna üniversitesi'nde astronomi, Padova üniversitesi'nde tıp ve hukuk öğrenimi gören meşhur gökbilimci, 1503'te Ferrara üniversitesi'nde kilise hukuk doktoru oldu. Bir süre Roma'da matematik dersleri verdi ve ondan sonra Polonya'ya geçerek Frombork'a yerleşti. Burada katedral kurulu temsilciliği yapmış oldu, ek olarak çevredeki yoksul insanları tedavi etti.

1504'te Warmie'ye yerleşti ve yaşamının sonuna kadar astronomiyle uğraştı. Kopernik'in yaşamış olduğu yıllarda bilimsel ortam, Katolik kilisenin bağnazlığıyla kuşatılmıştı. Bilimsel gözlem ve deneylerden çok İncil'in yazdıkları önemliydi. Dünyanın evrenin merkezi olduğuna ve durağan(durgun) durduğuna inanılıyordu.
Mikolaj Kopernik periyodunun astronomi bilgisini kök­ten değişikliğe uğratmış, en büyük bilginler­den biridir. Dünya'nın her 24 saatte bir kendi çevresinde bir kez döndüğünü, yılda bir kez de Güneş'in çevresinde dolandığını, öte yan­dan Dünya ile bazı başka gezegenlerin bugün Güneş sistemi denen sistemi oluşturduğunu açıklayarak, astronomi biliminin gelişmesine büyük bir katkıda bulunmuştur.

Bu gerçekler bugün bizlere çok organik ve basitmiş benzer biçimde görünür, fakat Kopernik zama­nında insanoğlu hâlâ 2. yüzyılda Mısır'da yaşa­mış olan gökbilimci Batlamyus'un kuramına inanıyorlardı. Batlamyus'a nazaran Dünya evre­nin merkezinde hareketsiz duruyor, Güneş, Ay, yıldızlar ve diğeri gezegenler de Dünya'nın çevresinde dolanıyordu. Kopernik, bu Ortaçağ görüşüne şiddetle karşı çıktı. Güneş'in evrenin merkezi olduğuna ve dünya dahil tüm gezegenlerin onun çevresinde döndüğüne inanan kimi İlkçağ Yunan filozoflarının görüşlerini inceledi. Bu incelemelerini bilimsel gözlemleriyle de birleştiren Kopernik, güneş sistemini kendi adıyla anılan bir halde deklare etti.


Kopernik, Batlamyus'un bu sonuca, gece­leri Şimal Kutbu'nun çevresinde ağır ağır hareket eden Büyükayı'yı izleyerek vardığını düşündü. Kendisi ise Güneş'in, Ay'ın ve yıldızların doğup batmasına, Dünya'nın kendi çevresinde dönüyor olmasının yol açtığını anlamış oldu. Aslında onun kurduğu sistem de tümüyle doğru değildi. Kopernik'e nazaran Gü­neş evrenin merkezinde durağan(durgun) bir yerde hare­ketsiz halde duruyor, gezegenler onun çevre­sinde dolanıyor ve daha ötelerde de Güneş benzer biçimde hareketsiz duran başka yıldızlar bulunu­yordu. Daha sonraları Güneş'in evrendeki sayısız yıldızdan yalnızca biri olduğu ve tüm bu yıldızların gezegenler ile beraber uzayda devamlı hareket etmiş olduğu ortaya çıkarıldı.

Fakat gene de Kopernik'in, Dünya'nın evre­nin merkezinde bulunmadığını ve diğeri geze­genler ile beraber Güneş'in çevresinde dolan­dığını bulması, çok mühim bir adımdı. O dönemde bu kuram çok zor kabul edildi. Kopernik'in kuramının yanlış taraflarını ise 17. yüzyılda İtalyan gökbilimci Galilei ortaya çıkardı.

Kopernik sistemine nazaran; güneş sisteminin merkezinde güneş vardı, dünya da dahil olmak suretiyle tüm gezegenler belirli bir yörünge izleyerek hem güneşin hem de kendileri çevresinde dönüyorlardı. üstelik yeryüzünün ekseni de hareketliydi. Bugünkü uygar güneş sistemi bilgisini çok ortalama olarak açıklayan Kopernik teorisini,
"De hypothesibus motuum coelestiumase constitutis commentariolus" (Gökcisimlerinin Devinimine İlişkin Varsayımlar üstüne Yo­rum) adlı büyük kitabında detaylı halde deklare etti. Kitap, Kopernik'in ölümünden kısa bir süre ilkin, 1543'te yayımlandı.. Teorisinin doğruluğundan şüphe duymayan Kopernik'e yapıtının ilk nüshası ölüm döşeğinde ulaştırıldı. Kopernik'in ölümünden seneler sonrasında, 1610'da Galilei dürbünü buluş etti ve Kopernik sisteminin doğruluğunu kanıtladı.

Kopernik sistemi, felsefi açıdan yer merkezlilik tezini yıkarak evren bilimin teolojiden ayrı ve bağımsız bir bilim olmasını sağlamış oldu.










ya kısa ve öz lütfennnnnnnnnnnMsn Sad(((((((((((((((((









[QUOTE=Misafir;2699491]ya kısa ve öz lütfennnnnnnnnnnMsn Sad((((((((((((((((([/QUOTE onuda sen ksalt mal









MüKKEMEL AMA NİYE BU KADAR KISA





  • Batlamyus


  • Kopernik (Nicolaus Copernicus)


  • Batlamyus Evren Modeli


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Kopernik ve Batlamyus kimdir?
Kopernik ve Batlamyus kimdir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/msn_sad-46.gif
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/kopernik-ve-batlamyus-kimdir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/kopernik-ve-batlamyus-kimdir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content