Kur'an-ı Kerim'de insan, Kur'an'da insanoğlunun üstünlüğü, Kur'an-ı Kerim'de yer edinen insanoğlunun üstünlü...
Kur'an-ı Kerim'de insan, Kur'an'da insanoğlunun üstünlüğü, Kur'an-ı Kerim'de yer edinen insanoğlunun üstünlüğü ve özellikleri mevzusuyla ilgili ayet mealleri nedir?
Kur'an-ı Kerim'de insanoğlunun üstünlüğünü ve hususi durumunu mevzu alan ayet mealleri nedir?
Hangi sure ve kaçıncı ayet olduklarını da belirtirseniz sevinirim.
Kur'an-ı Kerim'de insanoğlunun üstünlüğünü ve hususi durumunu mevzu alan ayet mealleri nedir?
Hangi sure ve kaçıncı ayet olduklarını da belirtirseniz sevinirim.
Kur'an-ı Kerim'de Yer Alan İnsanın üstün Oluşu ve Özellikleri Mevzusuna Dair Ayet Mealleri;
- 'Hakikaten Bizler Adem evlatlarını şerefli kıldık, karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar nasip ettik, onlara helal ve hoş rızıklar verdik ve onları yarattığımız varlıkların çoğuna üstün kıldık.'(İsra Suresi, 17/70. Ayetler)!
- 'Bizler insanı, en güzel şekilde yarattık.'(Tin Suresi, 4. Ayet)!
- 'Sonrasında onu tesviye edib içine ruhundan nefh buyurdu ve sizin için o işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yapmış oldu, siz pek az şükrediyorsunuz.' (Secde Suresi, 9. Ayet)!
Sebep: İç başlık ve sual düzeni!!
Kur'an-ı Kerim'de ilk inen ayetler hangileridir?
Hz. Muhammedi'n doğdugu ortamı mevzu alan ayetler nedir?
İnsanlar arası ilişkileri mevzu alan ayetler nedir?
Kur'an-ı Kerim'de İnsana Dair
İnsanı seven, onu varlık aleminin gözbebeği olarak yaratan Allah Tealâ, insanı dünya denen bu sınav meydanında yalnız bırakmamış ve onu peygamberler ve vahiyle desteklemiştir İnsanın kendisini, kainatı ve hadiseleri okuyup anlaması fakat vahyin kılavuzluğuyla verimli olabilecektir İnsanın, vahyin bu kılavuzluğundan yararlanabilmesi ise belirgin şartlara bağlanmıştır Bunların başlangıcında, kişinin Allah (cc) karşısında sorumluluğunun bilincinde olup O'ndan sakınması anlamına gelen takva gelmektedir
İlk sûresinde dua eden insandan, son sûresinde sığınan insana kadar Kur'an-ı Kerim'in baştan sona kadar en genel mealde mevzusu; insandır Mü'min, muttaki, müslim, kafir, müşrik, münafık vs sıfatlarıyla birlikte söz mevzusu edilen insanoğlunun haricinde, Kur'an'da insan kelimesinin üç yüzün üstünde ayette geçtiğini görmekteyiz İnsanın nasıl tanıtılmış olduğu sorusuna bu ayetlerde şu şekilde çözüm verilmektedir:
İnsan nasıl bir varlıktır?
Kur'an'a gore insan acelecidir; sabırsızdır; hızlı yakınma eder Nankör, mala ve menfaatine düşkündür Minnet duygusundan tamamen uzak olan insan, bağımsızlık dürtüsünün etkisiyle kendisini Tanrı yerine koyabilmektedir Ama, gene Kur'an'a gore insan, yaratıkların birçoğundan üstün kılınmış, yaratılış gayesi gereği bazı özellikler de kendisine verilmiştir Ilk olarak insanoğlunun Yaratıcı'dan bir bildiri alabilmeye layık görülmesi, şu demek oluyor ki vahye muhatap kılınması, kendisine verilen üstünlüğün ve değerin bir göstergesidir
Kur'an'da pek çok ayet, insanoğlunun ruh durumunu ve Allah'la olan ilişkisini anlatır İnsanın yapısı, kötüye, iyiye eğilimli ve zihni kabiliyetlerle donatılmıştır Kur'an, insanı eğitirken ilke, amaç ve metodlarını bu yapıya gore ayarlamakta ve temellendirmektedir Kur'an her insanoğlunun yaratılışta bir 'fıtrat'ı (arzuları, kabiliyetleri, gereksinimleri, zaafiyetleri) bulunduğunu ve bu fıtrat suretiyle yaratıldığını bildirir Kur'an, toplumun huzurunu ve disiplinini sağlamak için koyduğu kurallarda insan psikolojisini ve biyolojik varlığını daima göz önünde bulundurur ve insana kesinlikle alternatifler sunar Akıl, insan doğasına uygun bir bildiri ve terbiye yardımıyla kötülüğü bırakır ve iyiliğe yönelir
Kur'an, Rûm suresi 30 ayette "Sen yüzünü hanif olarak dine, şu demek oluyor ki Allah insanları hangi fıtrat suretiyle yaratmış ise o fıtrata çevir Allah'ın yaradışında değişme yoktur İşte dosdoğru din budur Fakat insanların pek çok bilmezler" [30:30]şeklindeki ifade ile, dini anlarken ve anlatırken tutulması ihtiyaç duyulan en doğru yolun, insanoğlunun yaradılışında mevcud değerlere yönelmek bulunduğunu ve insan doğasının özelliklerini araştırmanın gerekliliğine de işaret ediyor
İnsan gövde ve ruhtan oluşmuş bir bütündür
Yaratılışında belirgin bir oluşum ve tekamülden geçirilen insan, dünya yaşamı içersinde de gerek bedensel, gerekse ruhsal olarak, bazı gelişim safhalarından geçer Kur'an'da ayetlerin çoğunun insanoğlunun ruhsal hallerini ve Rabbiyle olan ilgilerini dile getiren ayetler bulunduğunu söylemek mümkündür Kur'an, insanı insan olarak ele almaktadır Kafasıyla, kalbiyle, duygularıyla, zaaflarıyla, kıskançlıklarıyla ve tüm yönleriyle ele almakta ve onun derinliklerine nüfuz etmektedir Kur'an'ın insana bakışı, insanı değerlendirişi kapsamlı, birleştirici, dengeli ve mutedil bir bakıştır
İnsanın davranışları, ruhsal özellikleri ve bunun dışa yansımaları açısından bakıldığında, Kur'an'da her türlü insanı sağlamak mümkündür Ayetlere gore, darda Allah'ı hatırlayıp, genişlikte şımarıp unutanlar, inkarcıların ruh halleri, bir çekince karşısında korkanlar, ikiyüzlülerin davranışları, ihtiyarlıktaki davranış bozuklukları, coşku, hiddet ve pişmanlık esnasında insanda fizyolojik değişimler görülebilir Kur'an'ın ifadelerine gore, insan istikrarsız, değişken, zayıf, aşırı istekli ve huysuz tabiata haizdir Allah insanoğlunun yükünü hafifletmek ister, çünkü insan zayıf yaratılmıştır Gene Kur'an'a gore insan acelecidir Sabırsızdır, hızlı yakınma eder Nankör, mala ve menfaatine düşkündür İnsan eli sıkı ve hasispinti, rahatına düşkün, kendine itimatı olan, şımarık ve kibirlidir Minnet duygusundan tamamen uzak olan insan, bağımsızlık dürtüsünün etkisiyle kendisini Tanrı yerine koyabilmektedir Türlü ayetlerde belirtildiğine gore, insan aldanıcı, taklitçi, unutkan, cahilce tartışan, karamsar ve ümitsizlik eğilimi taşıyan bir yaratılışa haizdir Bir izaha gore, Allah, insanı ihtilaf suretiyle yaratmıştır İnsana kötülüğün bildirilmesi de kendisi için bir zaaf teşkil eder.
Kur'an, insanoğlunun zaafına işaret ederken, başka bir takım dinlerde yer almış olduğu benzer biçimde "insan doğuştan günahkardır" demez Aksine, insan doğarken kusursuz ve her türlü günahtan uzak olarak yaratılmıştır Ama şahsiyetinin derinliklerinde, doğuştan gelen "kötüye ve iyiye yönelme" kabiliyetlerinin potansiyel olarak var olduğu anlaşılmaktadır Onun, iyiliğe ya da kötülüğe yönelmesi, fıtrat ve tabiatından ziyade, almış olduğu terbiye ve çevre faktörlerinin sonucudur
Kur'an, insanı tüm yönleriyle tanıtırken tedavi yollarını ve kurtuluş çarelerini de kendisine öğretmektedir Gerçekte insan, iyi ve fena olmak suretiyle iki yönlü yetenekli olan bir varlıktır Bu iki yönden birisinin ağırlık kazanmasında ve harekete geçmesinde, insanoğlunun tabiatı, ruhsal şartları, bulunmuş olduğu ortam ve almış olduğu terbiye belirleyici rol oynamaktadır "Hakikaten insan tahammülsüz, aşırı istekli, telaşlı ve sabırsız yaratılmıştır Başına bir fenalık ulaşınca feryat eder; hayır dokundu mu kıskanç ve hasispinti kesilir" ] ayetine gore, insanoğlunun temel yapısında, iyiliğe ve kötülüğe süratli bir biçimde eğilim gösterebilecek yeteneğin varlığı sözkonusudur
İnsan varlıkların birçoğundan üstün kılınmıştır
Kur'an, insanoğlunun zaaflarını dile getirirken, onun tamamen güçsüz bulunduğunu ve hiçbir pozitif ve üstün yönü olmadığını söylemez Ilk olarak insanoğlunun Yaratıcı'dan bir bildiri alabilmeye layık görülmesi, şu demek oluyor ki vahye muhatap kılınması, kendisine verilen üstünlüğün ve değerin bir göstergesidir.
İnsanı hayvandan farklı kılan gösterge "tekamül" değildir "bilgilenme"dir Hayvanla kıyaslandığında onun yaşayışındaki farklılığın göstergesi ise "uygarlık" değildir, "kendini bilme" şuurudur İnsanın yaratılışından getirmiş olduğu bir üstünlüğü de, Ahzab Sûresi 72 ayette belirtilen "Bizler emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bu konuyu yüklenmekten çekindiler, korktular Onu insan yüklendi (İnsan bu emanetin hakkını gözetemediğinden) Doğrusu o çok zalim, çok cahildir"[33:72] ayetiyle anlatılır Ayette geçen emanet, işlenmesinde sevap, terkinde ceza olan yakarma ve davranışlarla, akıl ve fikir kabiliyetidir Kulluk ve akıl emanetine riayet edilmezse zulüm ve bilgisizliğe sapılmış olur Bu emaneti vermekle Allah, insanı teklifleriyle görevli tutmuş ve böylelikle onu sınav etmiştir Ayetin sonunda insanoğlunun "zalim" ve "bilgisiz" olduğuna dair tabiatındaki olumsuzluk ve zafiyet belirtilmekle beraber, burada insanoğlunun başka bir üstünlüğü daha ortaya çıkmaktadır
İnsan, kendisinin iyiliğine ve hayrına olan şeylerin tersini dahi yapabilmektedir Hem aklının gösterdiği, hem de aklının karşıcılık etmiş olduğu doğrultuda davranışlar sergileyebilmektedir "İyi" ya da "fena"yü seçmekte hürdür Seçme kabiliyeti, Allah'ın insana verdiği en mühim ve belirgin özelliklerdendir İnsan irade sahibi olduğundan sorumluluğu söz mevzusudur Özgürlük ve seçme hakkı, insanoğlunun görevli olma zorunluluğunu da bununla beraber getirir Bundan dolayıdır ki, Kur'an'a gore insan, kendi yaşayışından görevli olan bir varlıktır O gün şahıs, öncesinden yaptıklarına bakacaktır Hatta bir tek kendi yaşayışından değildir, Allah'ın yeryüzündeki halifesi olması sebebiyle, bütün ülkelerce tanrısal mesajın gereklerini yerine getirmekle de mesuldür Kur'an'a gore hepimiz kendi davranışından mesuldür Her insanın yapmış olduğu iyilik kendi lehine, fenalık de kendi aleyhinedir
Kaynak:
Mehmet ŞANVER, Yard Doç Dr, Uü İlahiyat Fak , Dini Bildiri ve Eğitim Açısından Kur'an'da İnsan Psikolojisi ve Özellikleri, Uludağ üniv İ Fak Ten: 10, Sayı: 1, 2001
İnsanı seven, onu varlık aleminin gözbebeği olarak yaratan Allah Tealâ, insanı dünya denen bu sınav meydanında yalnız bırakmamış ve onu peygamberler ve vahiyle desteklemiştir İnsanın kendisini, kainatı ve hadiseleri okuyup anlaması fakat vahyin kılavuzluğuyla verimli olabilecektir İnsanın, vahyin bu kılavuzluğundan yararlanabilmesi ise belirgin şartlara bağlanmıştır Bunların başlangıcında, kişinin Allah (cc) karşısında sorumluluğunun bilincinde olup O'ndan sakınması anlamına gelen takva gelmektedir
İlk sûresinde dua eden insandan, son sûresinde sığınan insana kadar Kur'an-ı Kerim'in baştan sona kadar en genel mealde mevzusu; insandır Mü'min, muttaki, müslim, kafir, müşrik, münafık vs sıfatlarıyla birlikte söz mevzusu edilen insanoğlunun haricinde, Kur'an'da insan kelimesinin üç yüzün üstünde ayette geçtiğini görmekteyiz İnsanın nasıl tanıtılmış olduğu sorusuna bu ayetlerde şu şekilde çözüm verilmektedir:
İnsan nasıl bir varlıktır?
Kur'an'a gore insan acelecidir; sabırsızdır; hızlı yakınma eder Nankör, mala ve menfaatine düşkündür Minnet duygusundan tamamen uzak olan insan, bağımsızlık dürtüsünün etkisiyle kendisini Tanrı yerine koyabilmektedir Ama, gene Kur'an'a gore insan, yaratıkların birçoğundan üstün kılınmış, yaratılış gayesi gereği bazı özellikler de kendisine verilmiştir Ilk olarak insanoğlunun Yaratıcı'dan bir bildiri alabilmeye layık görülmesi, şu demek oluyor ki vahye muhatap kılınması, kendisine verilen üstünlüğün ve değerin bir göstergesidir
Kur'an'da pek çok ayet, insanoğlunun ruh durumunu ve Allah'la olan ilişkisini anlatır İnsanın yapısı, kötüye, iyiye eğilimli ve zihni kabiliyetlerle donatılmıştır Kur'an, insanı eğitirken ilke, amaç ve metodlarını bu yapıya gore ayarlamakta ve temellendirmektedir Kur'an her insanoğlunun yaratılışta bir 'fıtrat'ı (arzuları, kabiliyetleri, gereksinimleri, zaafiyetleri) bulunduğunu ve bu fıtrat suretiyle yaratıldığını bildirir Kur'an, toplumun huzurunu ve disiplinini sağlamak için koyduğu kurallarda insan psikolojisini ve biyolojik varlığını daima göz önünde bulundurur ve insana kesinlikle alternatifler sunar Akıl, insan doğasına uygun bir bildiri ve terbiye yardımıyla kötülüğü bırakır ve iyiliğe yönelir
Kur'an, Rûm suresi 30 ayette "Sen yüzünü hanif olarak dine, şu demek oluyor ki Allah insanları hangi fıtrat suretiyle yaratmış ise o fıtrata çevir Allah'ın yaradışında değişme yoktur İşte dosdoğru din budur Fakat insanların pek çok bilmezler" [30:30]şeklindeki ifade ile, dini anlarken ve anlatırken tutulması ihtiyaç duyulan en doğru yolun, insanoğlunun yaradılışında mevcud değerlere yönelmek bulunduğunu ve insan doğasının özelliklerini araştırmanın gerekliliğine de işaret ediyor
İnsan gövde ve ruhtan oluşmuş bir bütündür
Yaratılışında belirgin bir oluşum ve tekamülden geçirilen insan, dünya yaşamı içersinde de gerek bedensel, gerekse ruhsal olarak, bazı gelişim safhalarından geçer Kur'an'da ayetlerin çoğunun insanoğlunun ruhsal hallerini ve Rabbiyle olan ilgilerini dile getiren ayetler bulunduğunu söylemek mümkündür Kur'an, insanı insan olarak ele almaktadır Kafasıyla, kalbiyle, duygularıyla, zaaflarıyla, kıskançlıklarıyla ve tüm yönleriyle ele almakta ve onun derinliklerine nüfuz etmektedir Kur'an'ın insana bakışı, insanı değerlendirişi kapsamlı, birleştirici, dengeli ve mutedil bir bakıştır
İnsanın davranışları, ruhsal özellikleri ve bunun dışa yansımaları açısından bakıldığında, Kur'an'da her türlü insanı sağlamak mümkündür Ayetlere gore, darda Allah'ı hatırlayıp, genişlikte şımarıp unutanlar, inkarcıların ruh halleri, bir çekince karşısında korkanlar, ikiyüzlülerin davranışları, ihtiyarlıktaki davranış bozuklukları, coşku, hiddet ve pişmanlık esnasında insanda fizyolojik değişimler görülebilir Kur'an'ın ifadelerine gore, insan istikrarsız, değişken, zayıf, aşırı istekli ve huysuz tabiata haizdir Allah insanoğlunun yükünü hafifletmek ister, çünkü insan zayıf yaratılmıştır Gene Kur'an'a gore insan acelecidir Sabırsızdır, hızlı yakınma eder Nankör, mala ve menfaatine düşkündür İnsan eli sıkı ve hasispinti, rahatına düşkün, kendine itimatı olan, şımarık ve kibirlidir Minnet duygusundan tamamen uzak olan insan, bağımsızlık dürtüsünün etkisiyle kendisini Tanrı yerine koyabilmektedir Türlü ayetlerde belirtildiğine gore, insan aldanıcı, taklitçi, unutkan, cahilce tartışan, karamsar ve ümitsizlik eğilimi taşıyan bir yaratılışa haizdir Bir izaha gore, Allah, insanı ihtilaf suretiyle yaratmıştır İnsana kötülüğün bildirilmesi de kendisi için bir zaaf teşkil eder.
Kur'an, insanoğlunun zaafına işaret ederken, başka bir takım dinlerde yer almış olduğu benzer biçimde "insan doğuştan günahkardır" demez Aksine, insan doğarken kusursuz ve her türlü günahtan uzak olarak yaratılmıştır Ama şahsiyetinin derinliklerinde, doğuştan gelen "kötüye ve iyiye yönelme" kabiliyetlerinin potansiyel olarak var olduğu anlaşılmaktadır Onun, iyiliğe ya da kötülüğe yönelmesi, fıtrat ve tabiatından ziyade, almış olduğu terbiye ve çevre faktörlerinin sonucudur
Kur'an, insanı tüm yönleriyle tanıtırken tedavi yollarını ve kurtuluş çarelerini de kendisine öğretmektedir Gerçekte insan, iyi ve fena olmak suretiyle iki yönlü yetenekli olan bir varlıktır Bu iki yönden birisinin ağırlık kazanmasında ve harekete geçmesinde, insanoğlunun tabiatı, ruhsal şartları, bulunmuş olduğu ortam ve almış olduğu terbiye belirleyici rol oynamaktadır "Hakikaten insan tahammülsüz, aşırı istekli, telaşlı ve sabırsız yaratılmıştır Başına bir fenalık ulaşınca feryat eder; hayır dokundu mu kıskanç ve hasispinti kesilir" ] ayetine gore, insanoğlunun temel yapısında, iyiliğe ve kötülüğe süratli bir biçimde eğilim gösterebilecek yeteneğin varlığı sözkonusudur
İnsan varlıkların birçoğundan üstün kılınmıştır
Kur'an, insanoğlunun zaaflarını dile getirirken, onun tamamen güçsüz bulunduğunu ve hiçbir pozitif ve üstün yönü olmadığını söylemez Ilk olarak insanoğlunun Yaratıcı'dan bir bildiri alabilmeye layık görülmesi, şu demek oluyor ki vahye muhatap kılınması, kendisine verilen üstünlüğün ve değerin bir göstergesidir.
İnsanı hayvandan farklı kılan gösterge "tekamül" değildir "bilgilenme"dir Hayvanla kıyaslandığında onun yaşayışındaki farklılığın göstergesi ise "uygarlık" değildir, "kendini bilme" şuurudur İnsanın yaratılışından getirmiş olduğu bir üstünlüğü de, Ahzab Sûresi 72 ayette belirtilen "Bizler emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bu konuyu yüklenmekten çekindiler, korktular Onu insan yüklendi (İnsan bu emanetin hakkını gözetemediğinden) Doğrusu o çok zalim, çok cahildir"[33:72] ayetiyle anlatılır Ayette geçen emanet, işlenmesinde sevap, terkinde ceza olan yakarma ve davranışlarla, akıl ve fikir kabiliyetidir Kulluk ve akıl emanetine riayet edilmezse zulüm ve bilgisizliğe sapılmış olur Bu emaneti vermekle Allah, insanı teklifleriyle görevli tutmuş ve böylelikle onu sınav etmiştir Ayetin sonunda insanoğlunun "zalim" ve "bilgisiz" olduğuna dair tabiatındaki olumsuzluk ve zafiyet belirtilmekle beraber, burada insanoğlunun başka bir üstünlüğü daha ortaya çıkmaktadır
İnsan, kendisinin iyiliğine ve hayrına olan şeylerin tersini dahi yapabilmektedir Hem aklının gösterdiği, hem de aklının karşıcılık etmiş olduğu doğrultuda davranışlar sergileyebilmektedir "İyi" ya da "fena"yü seçmekte hürdür Seçme kabiliyeti, Allah'ın insana verdiği en mühim ve belirgin özelliklerdendir İnsan irade sahibi olduğundan sorumluluğu söz mevzusudur Özgürlük ve seçme hakkı, insanoğlunun görevli olma zorunluluğunu da bununla beraber getirir Bundan dolayıdır ki, Kur'an'a gore insan, kendi yaşayışından görevli olan bir varlıktır O gün şahıs, öncesinden yaptıklarına bakacaktır Hatta bir tek kendi yaşayışından değildir, Allah'ın yeryüzündeki halifesi olması sebebiyle, bütün ülkelerce tanrısal mesajın gereklerini yerine getirmekle de mesuldür Kur'an'a gore hepimiz kendi davranışından mesuldür Her insanın yapmış olduğu iyilik kendi lehine, fenalık de kendi aleyhinedir
Kaynak:
Mehmet ŞANVER, Yard Doç Dr, Uü İlahiyat Fak , Dini Bildiri ve Eğitim Açısından Kur'an'da İnsan Psikolojisi ve Özellikleri, Uludağ üniv İ Fak Ten: 10, Sayı: 1, 2001
Sebep: Kırık bağlantı!
Kur'an-ı Kerim'de yer edinen insanoğlunun özelliği ve üstünlüğü mevzusuyla ilgili 2 ayet meali verir misiniz?
Şimdiden Allah razı olsun.
Sebep: Sual düzeni!
Kur'an-ı Kerim'de insanoğlunun üstünlüğünü ve özelliklerini mevzu alan ayetler hangileridir?
Sebep: Sual düzeni!
İnsanın tabiatı ve özellikleri ile ilgili ayet meali verir misiniz?
Sebep: Sual düzeni!
''İnsanın başına bir sorun ulaşınca Rabbine önem vererek ona yalvarır (Zümer Suresi 8. Ayet).
''İnsana bir nimet verdiğimiz vakit (bizlerden) yüz çevirir ve yan çizer fakat ona bir fenalık dokunduğu vakit da yalvarıp durur (Fussilet Suresi 51. Ayet).
İnşallah destek olmuşumdur.
Sebep: Ileti düzeni!
İnsanın özelliklerini gösteren ayet meali verir misiniz?
Sebep: Sual düzeni!
Rabbimiz, insanoğlunun yaratılmışlar içindeki üstünlüğünü Kur'an-ı Kerim'de pek çok ayet-i celilede beyan buyumuştur Bu üstünlük hem insanoğlunun gövde yapısı hem de tinsel onur ve itibarı bakımındandır
Eşref-i yaratık olan insan, nimetlerin de en büyüğüne layık görülmüş, aklı, hisleri, kabiliyetleri ve iradesi ile başka tüm varlıklardan ayrı tutulmuştur
Böylelikle sayısız kayra ve nimetler bahşedilerek bu aleme gönderilen insanoğlunun düşünmesi gerekir: Acaba niçin böyledir, kendisinden ne istenmekte, nasıl olması ve ne yapması gerekmektedir Bunca nimetlere karşılık Rabbinin ondan beklediği nedir?
Bu sorular, akl-ı selim olan her insanoğlunun, bilhassa müslümanın düşünmesi, çözüm araması, bulmuş olduğu cevaba gore yaşamını şekillendirmesi ihtiyaç duyulan sorulardır
Rabbimiz, insanoğlunu boşuna yaratmadığını, ba şı boş bırakmadığını beyan etmekte, bir mükellefiyet taşıdığını açık seçik belirtmektedir
İnsanoğlu kendisi dışındaki her şeye rahatlıkla haiz olabilmektedir Gücünün yetmediği, haiz olmakta güçlük çekmiş olduğu nerede ise tek şey kendi nefsidir Uzayın derinliklerini avucunun içi benzer biçimde bilse de, bilgisinin kavrayamadığı şey de gene kendi yaşam cevheri, kendi ruhudur O halde insan bir yönü ile güçsüz, noksan ve yarımdı.
Kuranı Kerimde Örnek İnsanın Özellikleri Alt taraftaki Benzer biçimde Sıralanabilir
Örnek Müslümanlar Örnek İnsanlar
- Yalnızca Allah'tan korkup sakınırlar
- Yalnızca Allah'a yakarma ederler
- Allah'ı herşeyin üstünde tutarlar
- Allah'tan başka ilah aramazlar
- Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmazlar
- Atalarına körü körüne uymazlar
- Hiçbir kuşkuya kapılmadan inanç ederler
- Gayba inanç ederler
- Herşeyin Allah'tan bulunduğunu bilirler
- Aslolan hedefleri Allah'ın rızasıdır
- Hayatlarının tamamını Allah'ın rızası için yaşarlar
- Allah'ın sınırlarını korurlar
- Allah karşısında acizliklerini bilirler
- Allah'ın ayetlerine gönülden boyun eğerler
- Allah'a güvenip-dayanırlar
- Yardımın fakat Allah'tan bulunduğunu bilirler
- Daima Allah'ı anarlar
- Güç ve imkanlarına değildir bir tek Allah'a güvenirler
- Kuran'a kuvvetle bağlanmışlardır
- Kuran ayetleri Allah korkularınıve imanlarını arttırır
- Allah'a hiç bir zaman nankörlük etmezler
- Kıyamet gününe kati olarak inanırlar
- Kıyamet gününden korkarlar
- Ahiretin varlığına kati olarak inanırlar
- Dünya hayatına bağlanmazlar
- Ahirete yönelmişlerdir
- Gelecek endişesi taşımazlar
- Kadere tam inanç ederler
- Tüm özelliklerini Allah borçlu olduklarını bilirler
- Başlarına gelen herşeyi hayır gözüyle değerlendirirler
- Allah'a, hükümlerine ve elçilerine gönülden itaat ederler
- Peygamberlerin ve elçilerin yolundadırlar
- Peygamberin sünnetine uyarlar
- Şeytanın etkisine girmezler
- Şeytanı ve yandaşlarını düşman edinirler
- Bir tek Allah'ı ve inananları arkadaş edinirler
- Başka müminlerle biraradadırlar
- Namaza titizlik gösterirler
- Geceleri de yakarma ederler
- Allah'tan bağışlanma dilerler
- Hem kendi günahları, hem de başka müminlerin günahları için bağışlanma dilerler
- Allah'a yakınlaşmak için çaba ederler
- Allah'a şükrederler
- Tüm güçleriyle Allah yolunda savaşım ederler
- Zorluklar imanlarından döndüremez
- Allah'ın dinini bildiri ederler
- Allah yolunda mücadelede gevşeklik göstermezler
- Allah yolunda savaşım için hazırlık yaparlar
- Birbirlerini savaşım için desteklerler
- Mücadeleyi zamanında yaparlar
- Gerekirse mücadelede imanlarını gizleyebilirler
- İnkar edenlerin ileri gelenleriyle savaşım ederler
- İnkar edenlere karşı sıkıntılı ve onurludurlar
- İnkar edenlere karşı tedbirlidirler
- İnkarcılara tuzak kurarlar
- İnkarcıların müminlere kurduğu tuzaklar boşa çıkar
- İnkarcılara karşı caydırıcıdırlar
- İnkarcılardan yüz çevirirler
- İnkarcıların zorbalıklarına engel olurlar
- Münafıklarla savaşım ederler
- Münafık karakterlileri aralarında barındırmazlar
- Münafıkları cezalandırırlar
- İnfak ederler
- Gizli saklı ya da açık infak ederler
- Zekatı gereği benzer biçimde verirler
- Gerekirse toplu olarak yer değiştirirler
- Emanete riayet ederler
- Güvenilir insanlardır
- Kuvvetli kişilikleri olur
- Yürekli ve kararlıdırlar
- Kötülüğe en güzel şekilde karşılık verirler
- İyiliği emreder, kötülükten menederler
- Daima iyi ve güzel davranışlarda bulunurlar
- Hayırlarda yarışırlar
- Hoşgörülü ve bağışlayıcıdırlar
- Adaletlidirler
- Alçakgönüllüdürler
- Merhametli ve yumuşak huyludurlar
- Müslüman olması için hiç kimseye baskıyapmazlar, zor kullanmazlar
- Öfkelerine kapılmazlar
- Hakkı söylemekten çekinmezler
- Bildiri karşılığında çıkar gözetmezler
- Birbirlerine danışarak hareket ederler
- Bilenlere danışırlar
- Nefislerine gore hareket etmezler
- İtidallidirler
- Sabırlıdırlar
- Duygularıyla değildir akıl ile hareket ederler
- Hatalarında direnmezler
- Kibirli değildirler
- Alay etmezler
- Çoğunluğa değildir hakka uyarlar
- Allah'ın desteği daima yanlarındadır
- Yapmayacakları şeyleri söylemezler
- Başka müminlerin hoşnutluklarını kendi nefislerinden önde tutarlar
- Sözlerine sadıktırlar
- Birbirlerine düşkündürler
- Birbirlerine karşı ölçülü ve saygılıdırlar
- Ayrılığa ve anlaşmazlığa düşmekten titizlikle kaçınırlar
- İsraf etmezler
- Yoksulları korurlar
- Birliktelikleri Kuran'a göredir
- Şahitliklerini dosdoğru yaparlar
- Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler
- Dinde aşırılığa kaçmazlar
- İffetlidirler
- Kimsenin hakkını yemezler
- Fedakardırlar
- Kıskançlık ve bencillikten kaçınırlar
- Hiç bir zaman ümitsizliğe kapılmazlar
- Suçlulara arka çıkmazlar
- Barıştırıcı ve uzlaştırıcıdırlar
- Güzel duyu ve sanata ehemmiyet verirler
- Arkadan konuşmaz ve kusur araştırmazlar
- Sağlıklarını korur, bedenlerine eziyet etmezler
- Anne-babaya iyi davranırlar
- Zorluklardan yılmazlar
- Ölmekten ya da öldürülmekten kesinlikle korkmazlar
- Zenginlik ve mevkiden etkilenmezler
- Bayanları koruyup-gözetirler
- Temizliğe büyük ehemmiyet verirler
- Mümin oldukları yüzlerinden belirgin olur
- Allah'ın koruması altındadırlar
- Sözün en güzelini söylerler
İsra Suresi 70. ve Tin Suresi 4. Ayet.
Sebep: Yazım ve bilgi hatası, alıntı sual düzeni!
Bu bildiri 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
- 'Hakikaten Bizler Adem evlatlarını şerefli kıldık, karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar nasip ettik, onlara helal ve hoş rızıklar verdik ve onları yarattığımız varlıkların çoğuna üstün kıldık.'(İsra Suresi, 17/70. Ayetler)!
- 'Bizler insanı, en güzel şekilde yarattık.'(Tin Suresi, 4. Ayet)!
- 'Sonrasında onu tesviye edib içine ruhundan nefh buyurdu ve sizin için o işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yapmış oldu, siz pek az şükrediyorsunuz.' (Secde Suresi, 9. Ayet)!
Kur'an-ı Kerim'de ilk inen ayetler hangileridir?
Hz. Muhammedi'n doğdugu ortamı mevzu alan ayetler nedir?
İnsanlar arası ilişkileri mevzu alan ayetler nedir?
YORUMLAR