Malatya

MALATYA ADININ ASLI Malatya, müessese ve isim itibariyle başlangıçtan zamanımıza kadar büyük bir değişikliğe uğramadan gelen Anadolu...

MALATYA ADININ ASLI

Malatya, müessese ve isim itibariyle başlangıçtan zamanımıza kadar büyük bir değişikliğe uğramadan gelen Anadolu şehirlerinden birisidir. Kültepe vesikalarında "Melita" şeklinde görülen Malatya'dan Hitit vesikalarında "Maldia" olarak bahsedilmektedir. Asur lmparatorluk devri vesikalarında ise Meliddu, Melide, Melid, Milid, Milidia olarak geçmektedir. Urartu larında ise Melitea denilmektedir. Malatya kelimesinin Hititçe "bal" anlamana gelen "Melid"den türediği anlaşılmaktadır. Hitit hiyeroglif kitabelerinde Malatya şehri, bir öküz başı ve ayağı ile ifade edilmektedir





Eski çağ coğrafyacılarından Strabon (M.Ö. 58- M.S. 21) Malatya'yı devamlı "Melitene" ismi ile zikretmiştir. Kati olarak yerini vermediği geniş bir alan içinde "Kataonia" ile Fırat Nehri içinde Kommagene sınırında Kapadokya Krallığı'nın (M.Ö. 280-212) on Valiliğinden biri olarak gösterir. Ona bakılırsa Melitene, Sophene (takriben şimdiki Elazığ ile Fırat Nehri arasındaki bölgeyi ifade eder) nin karşısında kurulmuş bir eyalet olmasıyla birlikte kentleri bulunmayan bir bölgenin adıdır. Strabon'a bakılırsa bu yöre; zeytin-üzüm ve meyva ağaçlarıy1a bezenmiş, Kapadokya'da bir benzeri bulunmayan tek yerdir.
Pline'ye dayanarak Malatya'nın Asur kraliçesi Semiramis tarafınca "Meliten" adıyla kurulduğunu kayıt eder. Bu bilgi, daha sonraki çalışmalarda tıpkı doğrulanmıştır.
Gelişen Maldia-Melite ne (Malatya), Kalkomik çağdan bu yana iskan görmüş ve şimdiki Aslantapede 27 kültür katı bırakmıştır. Buradan 4 km. kuzeyde yer edinen Battalgazi'ye M.S. 79-81 yıllarında Roma kralı Titus zamanında lejyon karargah olarak taşınmıştır. Gene şehre bu zamanda de Melitene ismi verilmiştir. Geriye kalan bundan bu şekilde bir kent ismi olarak bu isim kullanılmaya başlanacaktır. Roma kent surları bu zamanda yapılmaya adım atmıştır. Burası Roma devrinde, Hudutlarının korunması, coğrafi konumu ve jeopolitik önemi dikkate alınarak önemli bir merkez olarak muhafaza edilmekteydi. Bizans döneminde de bu kıymetini siyasal tutumsal bakımdan da korumuştur.
Bizans-Arap mücadelesi sonucunda kent" İslam hakimiyetine geçmiştir. (M.S. 659) Bizans larında da Melitene şeklinde kullanılan Malatya kent ismi, Araplar tarafınca, kadim şekline yakın bir yazım ile "Malatiyye" adıyla anılmaya başlanacaktır. Araplar, "Sugür EI-Cezeriye "nin merkezi haline getirdikleri bu şehri bununla birlikte bölgenin en büyük ve mamur bir beldesi yapmışlardır. Abbaslerden Harun Reşit döneminde (M.S. 786-809) "EI-Avasım" adıyla oluşturulan müstakil bir yönetimsel bölgenin merkezi olma hüviyetini kazanır. Böylelikle Malatya, 1stanbul'a kadar uzanan Rum kazalarının hareket üssü olma hususi durumunu de taşır. Bu merkezin bir başka özelliği ise Tarsus, Adana, Maraş şehirleri şeklinde Horasan'dan nakledilen Türkler'in mühim bir yerleşim yeri durumuna gelmiş olmasıdır. Malatya'ya çok eski zamanlardan bu yana türlü sebeplere bağlı olarak Türk yerleşiminin olduğu bilmekteyiz. Bu bölümde Türk varlığı, Arap - Bizans mücadeleleri esnasında ortaya çıkmıştır. Türkler, bu güzel ve mühim beldenin ismini değiştirmeyerek Araplardan aldıkları Malatya şekliyle günümüze taşımışlardır. 11. yüzyıl başlarından itibaren Anadolu bir Türk yurdu haline gelmeye adım atmıştır. Bu bölge de Türk-Bizans mücadelelerinin odaklaştığı şehirlerden birisi olmuştur. 1056-1101 yılları içinde kez el değiştirmiştir. 1101 senesinde Danişmenli Melik Muhammed Gazi'nin hakimiyetine geçen Malatya, tekrar yitik edilmemek suretiyle Türk Beldesi haline getirilmiştir. Selçuklular döneminde "Vilayet-i Malatya" olarak anılan kent, bir üstünlük ve soyluluk ifadesi olarak "Daru'r-Rifa" (Mutluluk, mutluluk yeri) olarak anılmıştır.
Memlüklü devleti larında, DulkadirIiler ve başka Türkmenlerle meskun olan Malatya ve havalisi için "İklim AI-Ozaria (üzeyir ülkesi) lakabı kullanılmıştır.
Osmanlılar döneminde aynı adla anılan şehirde , önceleri belirtildiği şeklinde, 1838 senesinde Osmanlı ordusu ikamet ederek kışlamıştır. Yöre insanı Aspuzu bağları olarak malum yazlığa göç etmiş, orada yerleşerek şimdiki kent oluşmuştur. Malatya, günümüze çağıl bir yapılanma ile gelirken aslolan tarih çekirdeğini oluşturan Battalgazi (Eski Malatya), yöre insanının deyimi ile "Aşağı Şeherâ€, bugün gezinsel bir ilçe olarak varlığını sürdürmektedir. Bu bilgiler ışığında Malatya, isim olarak fazla bir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiştir.


GENEL DURUM
Malatya; Şark Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Havzasında ve Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Van çöküntü alanının güneybatı ucunda yer almıştır. Çevresini doğuda Elazığ ve Diyarbakır, güneyde Adıyaman, avrupada Kahramanmaraş, kuzeyde Sivas ve Erzincan illeri çevirir.
il topraklarının yüzölçümü 12.313 km2. olup, 35 54' ve 39 03' şimal enlemleri ile 38 45' ve 39 08' şark boylamları içinde kalmaktadır. Malatya, Sultansuyu ve Sürgü çayı vadileri ile Akdeniz'e, Tohma vadisi ile İç Anadolu'ya, Fırat vadisi ile Şark Anadolu'ya açılarak bu mıntıkalar içinde bir geçiş alanı oluşturur.
JEOLOJİK YAPI
Malatya il alanı, Alp kıvrımlaşması sonrasında şekillenmiştir. Bir süre sonra III. Jeolojik dönemin sonuyla IV. dönemin başlarında ortaya çıkan tektonik hareketler sırasındaki kırılma ve kıvrılmalarla kimi kesimleri yükselmiş ya da çökmüştür. İl faaliyetinde çok şiddetli aşınmalar olmuş, çöküntü alanları alüvyonlarla dolmuştur. Başta Malatya ovası olmak suretiyle ilin başka ovaları bu gelişmelerle ortaya çıkmıştır.
Bu nedenlerle il faaliyetinde III. vakit yaşlı kalker ve konglomeralar, volkanik küller çok yaygındır. Malatya ovası, yükseltileri 1500 metreyi aşan dağ sıraları ve platolarla çevrili, geniş bir çöküntü alanıdır. Yükseltisi 915950 metre içinde değişim gösteren bu çöküntü alanının kuzeyi ak ve yeşil marnlarla kaplıdır. Bu oluşumların üstünde kuzeye eğimli göl kalkerleri yer alır. Ovanın şimal doğusunda ise kuzeybatı yönüne doğru uzanan andezit lavları ile tabakalaşmış ak ve yeşil marnlar göze çarpmaktadır. Çöküntü alanının güneyi III. vakit eosen kalker serileri ile örtülüdür. Kuzeye doğru eyimli bu yapı, il merkezinin güneyinde mikaşistlerle tabakalaşmış, mermerleşmiş, kalkerlere dönüşür. İl merkezi ile Malatya dağlan ve Fırat vadisi arasındaki alana IV. zamanda taşınarak oluşmuş eski alüvyonların altında III. vakit yaşlı gabbrove granodiyoritler uzanmaktadır. İl alanının güneybatı ve batısında III. vakit neojen kalkerleri egemen durumdadır. 5060 metre kalınlıkta yatay tabakalar oluşturan aynı yaşlarındaki konglomeralar Tohma, Sultansuyu ve Kuruçay vadilerine doğru sokulurlar.
TOPRAKLAR
Malatya'da nerede ise tüm büyük toprak türlerine rastlanır. Büyük kesimi dik evim, sıhhat ve aşınma sebebiyle sorunlu olan bu toprakların başlıcaları ve özellikleri şu şekilde sıralanabilir.
İl faaliyetinde değişik yaşlı kireç taşlarının üzerini koyu, organik madde yönünden varlıklı kahverengi orman toprakları kaplar. Bu olgun topraklar, hafifçe eğimli kesimlerde kalınca, daha eğimli kesimlerde ise ince tabakadır. Bu topraklar yükseltinin 10002000 metre içinde değişmiş olduğu ve senelik yağış averajı 7800 mm'nin üstünde olan alanlarda yayılır.
Yağış miktarının kafi olmasına karşın, ayrışmaya dayanıklı ve yüzeye paralel olarak uzanan kireçtaşı tabakası, derin toprak oluşumunu engellemektedir.
Malatya dağlarının garp kesimlerinde, değişik şistlerle başkalaşım serileri üstünde ve orman örtüsü altında kireçsiz kahverengi orman toprakları oluşmuştur. Bu olgun toprakların yapısında özgür kireç yoktur. Topraklar daha eğimli kesimlerde yarı olgun durumdadır. Ayrışma ve organik madde birikimi ile oluşmuş üst toprak haricinde pek tabakalanma da yoktur. Bu toprakların yayılım faaliyetinde senelik yağış averajı 600 mm'nin üzerindedir. Tabii örtüyü yapraklı ağaçlardan meşe, ibrelilerden bodur ardıçlar ve kızılçamlar oluşturur, ilde orman kuşağından kurak kuşağa geçişte volkanik oluşumlu alanlar, yer yer kireçsiz kahverengi tapraklarla örtülüdür. Bu olgu topraklar, aşınınım pek şiddetli olmadığı kesimlerde de fazlaca derindir. Yayılım faaliyetinde senelik averaj yağış 400 mm dolayındadır. Tabii nebat örtüsü alan bakımından olmasa da, kalite açısından ildeki en mühim toprak grubu alivyonlu topraklardır. Malatya ovası ve bu ovanın devamı durumundaki düzlüklerle Fırat, Tohma, Sultansuyu, Sürgü ve Kuruçay vadilerindeki taban topraklan alivyonlarla kaplıdır.. Bu genç topraklar akarsularla taşınarak yatay şekilde istiflenmiş maddelerden oluşmuştur. Birikinti maddelerinin taşındığı yüksek alanlar çoğu zaman değişik yaşlı kireç taşlarından oluşmaktadır. Arada yer yer dış püskürükler görülür. Bu ne
denle tüm alivyonlu topraklar kireçlidir. Bu genç toprakların oluşumu için, hususi iklim ve nebat örtüsü gerekmez. Kuru ve sulu tarla tarımı meydana getirilen bu topraklarda, tahıl ürünleri endüstri bitkileri, meyve ve sebze yetiştirilmektedir.
İlde, ovaların çevresindeki az eğilimli alanlarda, yer çekimi ve ufak akıntılarla taşınarak yığılmış maddelrin oluşturduğu kolüvyol topraklar vardır. Alivyonlu topraklarda olduğu şeklinde yatay tabakalanma görülmeyen bu topraklarda çoğu zaman kuru ziraat yapılmaktadır. Bu topraklarda başta ziraat ürünleri olmak suretiyle meyve yetiştirilmektedir.
ilde, bu toprak grupları haricinde az bir alanda kırmızı Akdeniz toprakları hidromorfik alüvyol topraklar vardır. Bununla birlikte çıplak kayalıklar, ırmak kıyı kumulları ve ırmak taşkını yataklarına da rastlanır.
YERYüZü ŞEKİLLERİ
Dağlar
İl alanının büyük bir kısımı, III. jeolojik devirdeki Alp kıvrımlaşması esnasında şekillenen Güneydoğu Toroslarının kolları, ilin güneyini doğubatı yönünde baştanbaşa kaplar. Güneyde daha tertipli sıralar oluşturan bu dağlar direkt Tohma suyu aracılığı ile ya da Fırat'a katılan çok sayıda akarsuyla sıkça parçalanmıştır.
Malatya'daki Dağlar
Güneydoğu Torosları, Gaziantep Gölbaşı'nın kuzeyinde yer edinen Kapıdere boğazından sonrasında türlü kollara ayrılır. Dağ hacminin cenup kolunu oluşturan ve batı-doğu yönünde uzanarak Besni, Adıyaman ve Kâhta ile Malatya ovasını dolduran dağlara Malatya dağları ismi verilir. Yüksek ve çok dalgalı olan Malatya dağları türlü yönlerde inen akarsularla parçalanmıştır. Bu sebeble Malatya dağlarında mühim düzlükler yoktur. Doğanşehir ovasının doğusunda tertipli sıralar yapmaya başlamış olan bu dağlar, Fırat vadisine kadar ara sıra genişleyerek, ara sıra daralarak uzanır. Malatya dağlan üstündeki en mühim doruklar, garptan doğuya doğru 2100 Korudağ, 2.424 Karakaya Tepe, 2.006 Becbel Tepe, 2.544 Beydağı, 2.150 Kelle Tepe, 2.306 metre yükselti Gayrık Tepedir.
Nurhak Dağlan
Sultansuyu vadisinin batısında ve Kahramanmaraş topraklarından il alanına giren Nurhak dağları, Güneydoğu Torosları'mn kuzeye açılan kolunu oluşturur. Vadiye paralel olarak kuzeydoğu yönünde uzanan bu dağlar Tohma vadisi ile bölünür.
Bununla birlikte, batıya ve kuzeybatıya doğru açılarak, Tohma havzasını garptan kuşatır.
Nurhak dağlan üstündeki en mühim yükseltiler şunlardır. Derbent dağı (2.428 m.) Kepez dağı (2.140 m.) ve Kuşkaya Tepesi (1.922 m.), Akçadağ (2.013 m.).
Malatya ovası, Tohma vadisi, Darende ve Doğanşehir arasını bütünüyle kaplayan Nurhak dağları ve uzantıları, yeryüzü şekilleri bakımandan Malatya dağlarından değişiktir. Malatya ve Doğanşehir ovalarıyla, Tohma, Sultansuyu vadilerine bakılırsa ortalama 500 metre yükseklikte çok dağlı bir yeryüzü şekli oluşturan bu dağlar, çoğu zaman volkanik kökenlidir. Bu dağlardan lanan akarsular, doğuda Sultansuyu'na doğru akarak derin vadiler oluştururlar. Yükseklik çağunlukla 2000 m'nin altındadır.
Akçababa Dağları
Tohma vadisi ile Kuruçay vadisi içinde yer edinen bu dağlar, Nurhak dağlarının şimal doğuya doğru sokulan uzantıları durumundadır. Pek yüksek olmayan Akçababa dağları, kuzeybatı yönünde yayılarak geniş bir alanı kaplar. Çoğu zaman çıplak olan bu dağlar güneybatıdan kuzeydoğuya doğru Kuyucakbaşı Tepe (1.734 m.), Akçababah Tepe (1.164 m.), Ahbaba Tepe (1.857 m.) ve Leylek Dağı (2.052 m.) dir.
Yama Dağı
Büyük kısımı Sivas il faaliyetinde bulunan Yama dağı hacmi güneye ve güneydoğuya doğru açılarak Malatya'nın kuzeyini bütünüyle kaplar. Avrupada Kuruçay vadisine, güneydoğuda Fırat vadisine kadar uzanan Yama dağı ve uzantıları çoğu zaman volkanik yapılıdır. Yüksekliği 1500 metrenin üzerindedir. Bu dağlar geniş, toplu ve yüksek bir kabartı oluşturmaktadır. Mühim doruklar haricinde bu kesim, çoğu zaman bir yayla görünümündedir.
Bu sıranın en mühim yükseltileri Arguvan'm batısında 1516 metre yükseltili Doyukan tepe, Kozdere'nin doğusunda 2.310 metre yükseltili Hasbek tepe ve Arapgir'in batısında 2.402 metre yükseltili Göl dağı'dır.
Bundan başka doğuda Venk ve Izollu dağları, Pütürge ile Izollu içinde Şakşak, Pütürge'de Kubbe, Akdoğan; Arguvan-Arapgir içinde Çangal Aynaca, Eğerli; Hekimhan yöresinde Demirli, Kızılhisar, Zürbehan; Darende yöresinde Hezanlı, Ademkıran, Alidede, Heyik, Kuduz, Beynamaz dağı; Yeşilyurt yöresinde Karadağ, Karataş, Keklicek, Akseki dağları ile; Akçadağ yöresinde Öğlekayası, Kartal Kaya ve Kurugöl şeklinde dağlarla tepeler vardır.
PLATOLAR
Malatya il faaliyetinde platolar çok geniş yer meblağ. Çoğu zaman kalker yapılı olan dağlar, hızla aşınarak orta ve yüksek platolara da dönüşmüştür. Volkanik hareketler sonucu çıkan lavlar dalgalı yapıyı düzleştirerek geniş düzlüklerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Cenup Platoları
Malatya dağları üstünde sıralanan platolardır. Burada, dağlar yüksek ve tertipli sıralar oluşturduğundan şimal ve garp yamaçlarında türlü yükseltilerde alt alta, ya da yan yana dizilmiş platolar vardır. Bu platolar su ları bakımından zengindir.
Garp Platoları
Garp platoları, cenup platolarına bakılırsa daha alçak yükseltide olup, yükseltileri 1500 metrenin üstüne çıkmaz. Yörede dağlar, tertipli sıralar oluşturmayan tek tek kütleler durumundadır. Tohma suyu ve kolları ile parçalanmış ve oldukça derin vadiler içinde sıralanan platolar, çoğu zaman kuru ve çıplaktır. Bu platolar Aygörmez ve Kepez dağlarından, Tohma vadisine, Akçababa dağlarından Tohma ve Kuruçay vadilerine doğru yükselti kaybederek sıralanır.
Şimal Platolar
Malatya'nın en mühim platolarıdır. Yama dağının eteklerinde sıralanan ve Yama Platoları adıyla da anılan yüksek düzlükler Fırat vadisine doğru ilerler. Şimal platolarının, Sivas sınırlarına yakın kesimleri daha geniş ve düzdür. Bu sebepten buradaki platolar daha ufak ve değişik yükselti basamaklarına dizilmiş taraçalı bir yapıdadır.
Vadiler ve Ovalar
Malatya il faaliyetinde vadilerin önemi büyüktür, ildeki tüm vadiler Fırat ana vadisine açılmaktadır. Bunlardan biride bilhassa Tohma vadisi, yan vadileri ile geniş bir ağ oluşturur. Bu vadilerin tabanları Fırat vadisine yaklaştıkça genişler ve ilin mühim ovaları ortaya çıkar. Bu vadilerin büyük bir kısımı günüümüzde Karakaya Baraj Gölü faaliyetinde kalmıştır. Diğer vadiler de yer yer genişleyerek türlü yükselti basamaklarında sıralanan büyüklü küçüklü düzlükler oluşturur.
BAŞLICA OVALAR
Malatya Ovası, Doğanşehir Ovası, İzollu Ovası, Mığdı Ovası, Sürgü Ovası, Akçadağ Ovası, Yazıhan Ovası, Mandara Ovası, Ölçekli Ovası, Distrik Ovası ve Erkenek Ovalarıdır.
Malatya Ovası
Tohma, Sultansuyu ve Fırat vadileri içinde kalan çok geniş bir alanı kaplar. Averaj yükseltisi 900 m. olan bu geniş düzlük, aşama aşama yükselen ve 1500 m. ye kadar çıkan platolarla, yüksek dağlarla çevrilidir. Ovanın yüzölçümü 830 km2'yi bulur. Garp-doğu yönünde uzanan Malatya Ovası bir çöküntü alanıdır. Akarsuların alüvyonları ile dolması sonucu oluşmuştur. Akarsuların taşımış olduğu bu genç dolgu maddelerinin kalınlığı 50 ile 100 metre içinde değişmektedir. Dolgu tabakasının kalınlığı, ovanın kenarlarına doğru incelir.
Ova çoğu zaman düzdür. Ama çevreden inen ufak akarsuların vadilerinde derinlik 60-100 m.ye ulaşır. Böylelikle hafifçe dalgalı bir yapı oluşmuştur. Malatya Ovası, kalınca bir toprak tabakası ile kaplı olup, verimlidir. Çok geçirgen olduğundan su tutmaz ve acele kurur. Bu yüzden, tarımsal üretim açısından sulama son aşama önemlidir. 1975'de Tohma üstünde meydana getirilen Medik Barajı, Sultansuyu ve Beylerderesi'niçin yararlanılarak bir takım alanlar sulamaya açılmıştır.
Doğanşehir Ovası
Tohma vadisine güneyden açılan Sultansuyu vadisinin her iki yanma sıralanmış, küçüklü büyüklü düzlüklerin tümüne aniden Doğanşehir Ovası ismi verilmektedir. Ova Suçatı'ndan sonrasında Doğanşehir'e doğru daralmaya başlar. îlçe merkezinde yükselti 1.250 metreye ulaşır. Sultansuyu ve kolları ovadan pek derin olmayan yataklarda akar.
İzollu Ovaları
Malatya ovasının doğusunda Fırat nehrinin dar ve derin bir koridor oluşturduğu Kömürhan boğazına kadar uzanan kesimindeki, irili ufaklı düzlüklere Izollu ovaları ismi verilmektedir. Bu tür şeyler, Malatya dağlarından başlayarak kuzeydoğu yönüne uzanarak Karakaya baraj gölüne doğru açılan taraçalı düzlükler durumundadır.
Erhaç Düzü ile Arga ve Ören Yazıları
Malatya ovasının batıya doğru uzantıları durumunda olan bu düzlükler yer yer dalgalı ovalardır. Sultansuyu vadisi ile Tohma vadisi içinde kalan üçgen şeklinde alanı dolduran bu düzlüklerin yükseltisi, Malatya ovasına bakılırsa daha fazladır.
Mandıra, Tafta ve Ulusal Yazıları
Yarı ova nitelikli alanlardan Mandıra düzü, Sultansuyu ile Beylerderesi içinde; ötekileri ise, Beylerderesi doğusunda kalmaktadır. Malatya ovasının cenup uzantıları durumundaki bu alanlar, daha yüksek ve daha dalgalıdır.
Mığdı Düzü
Ayvalı, Tohma ile Hacılar Tohması vadilerinin birleşme noktasında yer alır. Darende'nin doğusunda ve güneydoğusunda geniş bir alanı kaplayan ovanın yüzölçümü ortalama 50 km2'dir. Ovanın orta kesimleri düz olup, kenarlara doğru yükselti artar ve dalgalı bir yapı ortaya çıkar. Genişleyen vadi tabanı akarsuların taşımış olduğu alüvyonlarla dolması sonucu oluşan toprak, verimli bir durumdadır. Yeşil örtü, yalnızca su kenarlarında söğüt ve kavak ağaçlarından oluşur.
Fırat Vadisi
Türkiye'nin en mühim vadilerinden birisidir. Çok derin ve sarp olan Fırat vadisi, keskin dirsekler çizerek uzanır. Sarplaşan vadi, bu yapısını Malatya topraklarında Söğütlü çayı vadisi ile birleşene kadar sürdürür. Bundan sonrasında vadi genişlemeye başlar. Akarsu, çok geniş bir yatakta akmakta iken ara sıra kollara ayrılarak adacıklar olurşutur. Göldağı ve Sarıçiçek yaylası hizasından sonrasında yapı aniden değişiyor. Fırat vadisine doğru eğimli geniş oluklar ortaya çıkar. Bu tür şeyler, Tohma ve Kuruçay vadileridir. Fırat vadisinin bu yapısı, Malatya dağları nın şark ucuna kadar sürer. Burada vadi tekrardan daralır. 100 km. den uzun bir boğaza dönüşür. Kömürhan Boğazı adıyla anılan bu boğazdan sonrasında vadi, il topralarmın dışanı çıkar.
Tohma Vadisi
Sivas topraklarından iki kol halinde başlamış olan Tohma vadisi, Fırat vadisine doğru geniş bir oluk oluşturur. Darende yanından bu kollar genişlemeye başlar. İlçenin doğusunda birleşir. Vadilerin birleşme yerinde geniş bir düzlük oluşur. Mığdı düzü adıyla anılan bu yüksek ovadan sonrasında vadi, küçük oranda daralarak şark yönünde uzanır. Sonrasında güneyden gelen Sultansuyu vadisi ile birleşerek aniden genişler ve Fırat vadisine açılır. Genişleyen vadi tabanında, ilin en mühim düzlüklerinden Malatya ve Doğanşehir ovaları ile Erhaç düzü ve Yazıhan düzü sıralanmaktadır.
Kuruçay Vadisi
Yama dağının garp eteklerinden başlamış olan vadi, başlangıç kesimlerinde pek derin değildir. Tohma vadisinde sıkça rastlanan sarp ve dar boğazlar yoktur. Bunun başlıca sebebi yöredeki, aşınarak yuvarlanmış yeryüzü şekilleridir. Bununla birlikte vadiyi aşan akarsuyun havzası ufak ve akıttığı su miktarı da azdır. Gene Kuruçay vadisi orta kısmında küçük oranda daralır. Bir süre sonra tabanı genişleyerek Tohma ve Fırat vadileri ile birleşir. Kuruçay vadisinde Ça-pıtlı yazısı ile Yazıhan düzü haricinde ovalık alan yoktur.
Çapıtlı yazısı
Kuruçay vadisinde, Hasançelebi yöresini kaplayan düzlüğe Çapıtlı yazısı denir. Akgedik diplerinden Hasançelebi'ye doğru uzanan bu yüksek ovanın boyu 20 km.yi geçer. Genişliği 10 km. ye ulaşır. Ova, genel anlamda düz olmakla beraber, yer yer hafifçe dalgalı bir yapıdadır.
Yazıhan Düzü
Bu ova, Tohma ve Kuruçay vadilerinin Fırat'a açıldığı noktada yer alır. Malatya ovasından Tohma suyu ile ayrılır. Tohma suyunun kuzeyinde kalan ve Kuruçay vadi tabanını da kapsayan alanın bütününe Yazıhan düzü denilmektedir. Mayatya ovasına bakılırsa daha yüksekte kalan Yazıhan düzü su ları kıt olduğundan kuru ve çıplaktır. Tohma suyu ova yüzeyine bakılırsa derinde kalmaktadır. Kuruçay ise yazları kurumaktadır.
BAŞLICA AKARSULARI
İlimizin başlıca akarsuları; Söğütlü Çayı 17.5 km., Morhamam Çayı 22.5km., Kuruçay 67 km.Tohma suyu 52.5 km., Sultansuyu 21.5 km., Sürgü suyu 30 km., Beylerderesi 38 km., Mamihan çayı 10 km., ve Şiro çayı 37 km. dir.
Söğütlü Çay
Göl dağının cenup yamaçlarından başlamış olan bu vadi pek uzun değildir. Ilkin güneye, sonrasında güneydoğuya uzanarak Fırat'a açılmaktadır. Vadi yer yer genişleyerek büyük olmasa da ziraat açısından mühim ovacıklar meydana getirmektedir. Bunların başlıcaları; Dişt-rik ve Arguvan yazılarıdır. Diştrik yazısı, Söğütlü çay vadisinden Mutmur bucağı vadisine doğru yayılan düzlüğe denilmektedir. Minik bir ovadır. Uzunluğu ve genişliği 17.5 km.ye ulaşan ova, yer yer dalgalı ve taşlıktır.
Arguvan Yazısı: Söğütlüçay vadisi Arguvan yakınında genişler, burada uzanan düzlüğe Arguvan yazısı ismi verilmektedir.
Sürgü Vadisi
Göksu vadisinin başlangıç kısmını oluşturan bu vadi, Karakaya tepenin cenup yamaçlarında başlamakta, 20-30 km. aynı yönde uzadıktan sonrasında, ilkin batıya, sonrasında güneye ve güneydoğuya doğru genişçe bir yay çizerek il dışına çıkmaktadır. Bir süre sonra Göksu vadisi ismi altında Adıyaman topraklarını geçip Fırat vadisine açılmaktadır. Vadide ilin ziraat bakımından mühim olan Sürgü ovası yer almıştır.
Sürgü Ovası
Malatya çöküntü alanının güneybatı ucunda yüksek bir ovadır. Genişleyen vadi oluğunun akarsuların taşımış olduğu alivonlarla dolması sonucu oluşan topraklar çok verimlidir. Sürgü çayı üstüne kurulan Sürgü barajından sulanmaktadır. Malatya ovasına bakılırsa daha yüksekte kaldığından kışlar küçük oranda sert geçmektedir.
AKARSULARI
Malatya ili, Fırat havzası üstünde yer alır. Havzanın yukarı Fırat bölümünüde oldukça geniş alanı kaplayan il toprakları, yer üstü su ları açısından fazlaca zengindir.
Fırat Havzası
Türkiye'nin en büyük havzasıdır. Su toplama alanı 127.000 km2 dolayında olan havzanın senelik averaj su hacmi 28 milyar m3'ü aşmaktadır. Fırat havzasında 4.900.000 hektara yakın ovalık alan vardır. Bunun 1.700.000 hektar yer edinen akarsuların en mühimleri Tohma suyu, Kuruçay, Fırat nehri ve Sürgü çayıdır.
Fırat Nehri
Keban Barajı'ndan çıkan dere Malatya'nın Elazığ ile sınırını oluşturacak şekilde güneybatıdan güneydoğuya doğru genişçe bir yay çizerek akar. Ilkin Kuruçay'ı sonrasında Tohma suyunu alıp akan Fırat, ara sıra kollara ayrılarak adacıklar oluştururdu. Bu alan günümüzde Karakaya Baraj Gölü sahası içinde kalmıştır. Fırat nehri, Kömürhan mevkiinde Şark Anadolu'nun en uzun ve en derin boğazlarından birisi olan Kömürhan boğazına girerek akmasına devam edip, boğazdan sonrasında Malatya-Diyarbakır sınırını oluşturmaktadır. Diyarbakır Çüngüş ilçesi civarlarında Karakaya Barajı kurulmuştur.
Tohma Suyu
Malatya'nın şark sınırını oluşturan Fırat nehrinden sonrasında ilin büyük akarsuyu Tohma'dır. iki koldan oluşmaktadır. En uzun kolu olan Ayvalı, Tohma çayı, Uzunyayla'dan başka kolu olan Hacılar Tohması ise Tahtalı dağlarından doğar. Bu iki kol Malatya il sınırına girerek Mığdı üstünde birleşip dar ve uzun Şuğul boğazından geçtikten sonrasında Malatya ovasından geçerek Fırat nehrine katılır. Tohma suyunun Şuğul boğazından kurtulmuş olduğu yerde Medik barajı kurulmuştur. Tohma suyu Malatya ovasından akarken kuzeyde Halavun çayı ile Epreme çayı, güneyde Dipsiz çayı, Sultansuyu, Beylerderesi Horata çayı ile Orduzu çayını alıp Fırat nehrine dökülmektedir. Bu sular Sultansuyu, Doğanşehir ve Malatya ovalarının sulanmasında mühim yer tutmaktadır.
Kuruçay
Yama dağı batısından doğan Kuruçay, Hasançelebi, Hekimhan ve Fethiye'yi geçtikten sonrasında Eğribük yönünde Fırat'a katılır. Yazları suyu iyice azaldığından bu sudan pek faydalanılamamak-tadır.
Sürgü Çayı
İlin güneybatı ucunu oluşturan Sürgü yöresinin sularını toplayan bu çay, Malatya yöresinin garp kesimlerinde yer edinen Karakaya tepesinin cenup yamaçlarından doğar. Sürgü çayı, Göksu ırmağının mühim bir koludur. Sürgü nahiyesinden sonrasında, Kapıdere'ye kadar garp yönünden akan çay sonrasında güneye döner. Burada, Göksu ile birleşen ve Göksu ismini alan akarsu, doğuya dönerek Adıyaman il sınırına girerek Adıyaman il topraklarından Fırat'a katılır. Sürgü çayı üstünde Sürgü barajı kurulmuş olup, bu barajdan geniş bir alan sulanmaktadır. Malatya'nın bu mühim akarsuları haricinde ya direkt Fırat'a, ya da başka büyük akarsulara karışan çok sayıda ufak çay ve dereleri vardır. Bu tür şeyler: Eğmir, Mircan, Göksu, Aksu, Şiro, Berenge, Söğütlüçay, Sazdere, Şotikdere, Kozluk Çayı, Yenice Çayı, Setrek Çayı, Arapgir ÇAayı, Davulga, Cevizlisu şeklinde irili ufaklı akarsulardır.
BARAJLAR
İlimizde Sürgü, Medik, Polat ve Sultansuyu barajları olmak suretiyle 4 baraj mevcuttur. Polat ve Sultansuyu barajları sulama amaçlı, Medik Barajı Sulama + Elektrik amaçlı ve Sürgü Barajı da Sulama + Taşkın koruma amaçlı olarak inşa edilmiştir.
Sultansuyu barajı 1993'te hizmete açılmış olup, en yeni barajımızdır. 1996 senesinde Çat barajının da hizmete açılması beklenmektedir.
GÖLLER
Malatya'da mühim bir doğal göl yoktur. Yalnızca dağlık kesimlerden akan suların alanlarında ve az yükseltiri yayla basamaklarında yüzeye çıkan suların oluşturduğu ufak göller vardır. Bu tür şeyler haricinde sulama amaçlı 5 gölet vardır. Bunlardan biride; Orduzu Sulama Göleti, Orduzu Zorbalı Sulama Göleti ve Hançayı II. Sulama Göleti, Malatya Merkezde, İsaköy sulama göleti Arguvan ilçemizde; bir sulama göleti de Darende ilçemizde mevcuttur.
Karakaya Baraj Gölü
Malatya merkez ilçesinde 42, Pütürge ilçesinde 15, Akçadağ ilçesinde 2, Arguvan ilçesinde 6, Arapgir ilçesinde 2 köy olmak suretiyle toplam 67 köy göl alanı içinde kalmış olup, baraj gölü Malatya il sınırları üstünde 150.875.583 m2'lik bir alanı kaplamaktadır.
BİTKİ ÖRTüSü
Malatya toprakları mühim nebat örtüsünden yoksundur. Eskiden il alanının mühim bir kısımı ormanlarla kaplı iken sonucu bu örtü zaman içinde yok olmuştur. Tabii şartlar ormanların kendi kendisini yenilemesini büyük seviyede güçleştirdiğinden yer yer bozkırlar ortaya çıkmıştır.
îl arazisinin 367.253 hektarı (% 30)'u ormanlık ve fundalıklarla, 125.156 hektarı (% 10)'u ise çayır ve meralarla kaplıdır. îl topraklarının güneyini boydan boya kaplayan batı-doğu doğrultulu Malatya dağları, meşenin egemen olduğu bozuk nitelikli korular ve baltalıklar iyi nitelikli koru ve baltalıklara dönüşmeye başlar. Malatya dağlarının garp ucunda Sultansuyu vadisine bakan yamaçlarda Şark Anadolu'da ortadan kalkmakta olan ibrelilerden kızılcıklara rastlanır.
Malatya dağları üstünde yer edinen platolar ile Malatya ovasına yakın kesimlerede yer edinen yarı ova nitelikli düzlükler, varlıklı çayır otları ile kaplıdır. İl alanının güneybatısını kuşatan dağlar ve platolarda tabii nebat örtüsü nerede ise ortadan kalmıştır. Daha çok meşelerden oluşan bozuk nitelikle orman kalıntılarından başka diri örtüye rastlanamaz. Bu örtüye yer yer yabani meyve araçları ile ve vadi boylarında kavak ve söğütler katılmaktadır. Bitkisel üretim meydana getirilen kesimlerde meyvecilik tabii örtüye bakılırsa daha yaygındır.
Malatya'nın kuzeyini kaplayan dağlar ise örtü bakımından Pütürge ve Doğanşehir yöreleri kadar olmasa da batıya bakılırsa daha da varlıklı sayılır. Bu yörelerede, büyük bölümü bozuk nitelikli olmak suretiyle meşenin çoğunlukta olduğu yapraklı ormanlar vardır. Bu kesimde kalınca bir toprak tabakası ile meyve ağaçları, söğüt ve kavaklıklar görülür.






  • Malatya - Merkez - Malatya Spor Lisesi


  • Malatya - Merkez - Malatya Ilim ve Sanat Merkezi


  • Darende - Malatya



20 Nisan 1924 senesinde il olan Malatya, Şark Anadolu Bölgesinin Garp ucunda yer edinen,12.313 km² yüzölüçümüne haiz, ortalama 900.000 sözü geçen bir ilimizdir. Malatya'nın il nüfusu ise ortalama 400.000'dir. Malatya'nın komşuları; Kuzeyde Sivas, Erzincan, Doğuda Elazığ, Diyarbakır, Güneyde Adıyaman, Avrupada Kahramanmaraş ve Sivas'tır.

Malatya'nın ilçeleri ise; Malatya (merkez), Akçadağ, Arapkir, Arguvan, Battalgazi, Darende, Doğanşehir, Doğanyol, Hekimhan, Kale, Kuluncak, Pötürge, Yazıhan ve Yeşilyurt'tur.

Güneydoğu Toroslar'ın bir parçası olan Malatya Dağlar'ı, ilin cenup kesmini kapsar. Bu kesmin derhal kuzeyinde kabaca bir üçgen şeklinde olan Malatya Ovası mevcuttur. Ovanın şimal, şark garp tarafları dağlarla çevrili olmasına karşın, fazla dağlık değildir. Malatya'nın en büyük yükseltisi 2.592 metre ile BEYDAĞI'dır. Malatya kent merkezinin denizden yükseltisi ise, 910 metredir. İklim, yazın sıcak, kışın soğuk ve yağışlıdır.













MALATYA ilinin çok büyük bir kısımı Şark Anadolu Bölgesi'nin sınırları içindedir. İlin güneybatı kesimindeki ufak bir kısımı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne taşar. Ku­zeyde Yama Dağı'ndan, güneyde Güneydoğu Toroslar'a, doğuda Fırat Irmağı'nın dışbükey yayından, avrupada Hezanlı Dağı'na kadar uza­nan Malatya ili topraklarının iç kesimi orta yükseklikteki düzlüklerden oluşur.

Eski bir yerleşim alanı olan Malatya ilinde pek çok höyükte meydana getirilen kazı ve araştırmalar, insanların bu yöreye günümüzden ortalama 6.000 yıl ilkin yerleşmeye başladığını göster­mektedir. Ovalık kesimlerinde bağlar ile bah­çelerin geniş alanlar kapladığı Malatya ilinin ismi geçince, tazesi ve kurusuyla kayısı akla gelir.


Tabii Yapı


Şark kesimi haricinde Malatya ili dağlarla
MALATYA İLİNE İLİŞKİN BİLGİLER
YüZÖLÇüMü: 12.313 km2. NüFUS: 665.809 (1985). İL TRAFİK NO: 44.
İLÇELER: Malatya (merkez), Akçadağ, Arapkir, Arguvan, Battalgazi, Darende, Doğanşehir, Hekimhan, Pötür-ge, Yeşilyurt.
İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Pınarbaşı orman içi dinlenme yeri, Takaz Pınarı: Eski Malatya (günümüzde Battalgazi) Kalesi; Malatya, Arapkir ve Darende ulucamileri; Şahabiye-i Kübra Medresesi; Sadrazam Külliyesi; Melik Sunullah, Akminare, Addülselam, Karahan, Cafer Paşa, Mirliva Ahmed Paşa, Gümrükçü Osman Paşa, Çobanlı ve Köprülü Mehmed Paşa camileri; Ispanakçı Mustafa Paşa Kütüphanesi (sonradan Mol­la Eyüp Camisi); Kanlı Kümbet; ikiz Türbe; Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Zaviyesi; Silahtar Mustafa Paşa Hanı, Taşhan; Kırkgöz Köprüsü; Be­desten (Haç Hüseyin Paşa Arastası); Hasan Paşa ve Köprülü Mehmed Paşa hamamları.


Bu topraklan engebe-lendiren dağlık alanlardaki başlıca yükselti­ler, şimal kesimde Göl Dağı (2.402 metre), garp kesimde Akçababa Dağı (2.164 metre) ve güneyde tabii sınır oluşturan Güneydoğu Toroslar'a bağlı Malatya Dağları'dır. İlin en yüksek noktası ise Bozdağ'ın 2.581 metreye ulaşan doruğudur.


Malatya ilinin şark ve orta kesiminde yer edinen üçgen biçimli düzlük Malatya Ovası adıyla anılır. Bu ova, Şark Anadolu Bölgesi' nin güneyinde batı-doğu çerçevesinde bistan'dan Muş'a kadar uzanan çöküntü alanı dizisinin bir parçasıdır (bak. şark anadolu bölgesi). Malatya Ovası'nın çukur kesimleri­nin deniz düzeyinden yüksekliği 700 metre kadardır. Yörede bu büyük ovanın yalnızca cenup kesimine Malatya Ovası denir. Ovanın şimal kesimi Yazıhan Düzü, güneybatı kesi­mi ise Erhaç Düzü (Ovası) adıyla anılır. Şiro Çayı vadisinin tabanındaki Pötürge (Pütürge) Ovası da ilin ziraat alanları içinde yer alır.


Malatya ili topraklarından lanan su­ların tümü Fırat Irmağı vesilesiyle Basra Körfezi'ne ulaşır. Doğuda tabii sınır oluştu­ran Fırat'a katılan en mühim akarsular Kuru-çay ile başlıca kolu Sultansuyu olan Tohma Suyu ve Göksu Çayı'nın başlapgıç kollarından Sürgü Çayı'dır. Güneydoğudaki Diyarbakır sınırında enerji üretimi amacıyla Fırat Irmağı üstünde kurulan Karakaya Barajı'nın ardın­da suların birikmesiyle oluşan suni göl, Malatya ve Pötürge ovalarında yer edinen bir takım ziraat alanlarının sular altında kalmasına ne­den olmuştur. Mühim bir tabii göle rastlan­mayan ilde diğeri suni göller Medik ve Sürgü baraj gölleridir.

Malatya ili, Şark Anadolu Bölgesi'nin başka yörelerine bakılırsa iklim koşulları daha yumuşak olan bir kesimde yer alır. Sıcak ve kurak geçen yazları hava sıcaklığının kimi zaman 41°C'yi aştığı görülebilir. Soğuk ve kar yağışlı geçen kış mevsiminde —25°C'ye kadar düşer. Malatya, tabii nebat örtüsü açısından varlıklı sayılmayan illerimizdendir. Dağlık ke­simlerinde seyrek meşe ormanlarına rastlanan ilin tabii nebat örtüsü step (step) görünü­mündedir.


Tarih


Karakaya baraj gölünün suları altında kala­cak eski yerleşme alanlarının saptanması amacıyla Değirmentepe, Cafer, İmamoğlu, Pirot ve Köşkerbaba höyükleriyle Battalgazi yakınındaki Arslantepe'de meydana getirilen kazı ve araştırmalarda Bakır Çağı'ndan Bizans döne­mine kadar uzanan bir süreye ilişkin pek çok buluntu elde edilmiştir. İÖ 14. yüzyılda kati olarak Hitit egemenliğine giren Malatya yöre­si bir süre sonra Geç Hitit Devletleri'nden Milid-ya'nın sınırları içinde kaldı. Asur ve Urartu egemenliklerinden sonrasında Medler ve Persler tarafınca yönetilen bu topraklar, İÖ 4. yüzyılda Makedonyalıların eline geçti. Kapa-dokya, Selevkos ve Pontos krallıkları yöneti­minden sonrasında İÖ 1. yüzyılda Roma İmpara-torluğu'na bağlandı. Roma ve Bizans dönem­lerinde bu topraklar ara sıra Sasaniler' in saldırısına uğradı. Hititler döneminde Milidya adıyla anılan bir şehir devletine bağlı olan yöre, Bizans döneminde Melitene The-masfnın sınırları içindeydi. 10. yüzyıla kadar pek çok kez Araplar'ın eline geçen bu toprak­lar, 12. yüzyıl başlarında Danişmendliler'in bir süre sonra da Anadolu Selçuklularının yöne­timine girdi. 14. yüzyıl sonlarında kısa bir süre Osmanlılar'ın egemen olduğu yöreyi 1401'de Timur işgal etti. Memlûklar'a ve sonrasında da Dulkadıroğullan'na bağlanan Malat­ya yöresi, 1515'te Osmanlı topraklarına katıl­dı. 19. yüzyıl sonlarında Mamuretü'l-Aziz (bugün Elazığ) vilayetine bağlı bir sancak olarak yönetilen Malatya, cumhuriyetin ila­nından sonrasında il oldu.

Iktisat

İl nüfusunun yarıya yakın kısımı il merkezi ile ilçe merkezlerinde yaşar. Yetiştirilen başlı­ca ürünler buğday, şekerpancarı, arpa, pata­tes, kayısı, üzüm, karpuz, kavun, fasulye, domates, elma ve armuttur. Kayısısının yanı sıra Malatya'nın armudu ve tüysüz şeftalisi de ünlüdür.

İl tarımında hayvancılığın mühim bir yeri vardır. Yetiştirilen koyun ve kıl keçileri yazın ilin şimal kesimindeki yaylalara çıkarılır, kışın ise güneydeki kuytu kesimlere indirile­rek soğuktan korunur ve beslenir. Sığır besici­liği de meydana getirilen Malatya ilinde tarımsal üreti­min gelişmesine katkıda bulunan başlıca ku­rum Sultansuyu Ziraat İşletmesi'dir. Bu işlet­mede nitelikli Arap atlan yetiştirilir.


Malatya, endüstri açısından oldukça gelişmiş illerimiz içinde yer alır. İldeki en mühim endüstri kuruluşları şeker, sigara, kayısı işleme, süt ürünleri, yem, pamuk ipliği, dokuma, bakırcılıktır. Ağaç oymacılığı ve çömlekçilik eski önemini yitirmiştir. Cam, porselen, plastik, alüminyumun, bakır eşya­nın yerini almasından sonrasında bu alandaki önemini yitiren bakır işlemeciliği, süs ve turis­tik eşya üretimine yönelmiştir. Kilim ve halı dokumacılığı ise önemini korumaktadır.

Malatya yöresinde peygamber soyundan gelme bir İslam savaşçısı olduğu söylenen Battal Gazi'ye ilişkin pek çok söylence anlatı­lır. Battal Gazi'nin Malatyalı olduğuna ve çevredeki bir mağarada öldüğüne inanılır.

İl Merkezi: Malatya

İlkçağda Malatya yöresindeki başlıca yerleşim yeri Milidya'ydı. Bu yerleşme önceleri Bakır Çağı'nda Orduzu adıyla anılan Bahçe-başı'ndaki Arslantepe'deydi. Arslantepe'nin İS 1. yüzyılda Milidya'ya taşındığı sanılmakta­dır. Mühim bir şehir devleti olan Milidya, Roma döneminde Melita, Bizans döneminde ise Melitene adıyla anıldı. Araplar'ın Malati-ye dedikleri kentin ismi zaman içinde Malatya'ya dönüştü. 19. yüzyıl başlarında Osmanlı Dev-leti'ne karşı başkaldıran Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa komutasındaki kuvvetler Anadolu'ya girince harekete geçen Osmanlı ordusu kentte ko­nakladı. Askerler tarafınca evlerinden zorla çıkarılan halk, kentin sayfiyesi olan Aspuzu' ya göç etti. Ordunun gidişinden sonrasında kente dönen ve evlerini yıkıntı halinde bulan halk, yeniden Aspuzu'ya giderek şimdiki Malatya kentini yapmaya başladı. Kuruluşu ilkçağa dayanan ve 19. yüzyılda büyük seviyede terk edilen yerleşim yerine bir süre sonra eski Malat­ya dendi. Malatya Ulucamisi şeklinde Anadolu Selçukluları'ndan ve bununla birlikte Osmanlılar'dan kalma pek çok tarihsel yapıyla süslenmiş olan eski Malatya, 1987'de meydana getirilen yasal bir düzen­lemeyle kurulan Battalgazi kazasının aynı adlı merkezi haline getirildi.


Şark Anadolu Bölgesi'nin en büyük endüstri merkezlerinden olan Malatya kenti, ilin gü­ney kesiminde yer alır. Mühim kara ve demiryolları geçen, ülkenin diğeri merkezle­riyle havayolu bağlantısı olan Malatya, 1985'te Türkiye'nin en büyük kentleri arasın­da 14. idi. Bununla birlikte mühim bir askeri merkez olan kentte pek çok sıhhat kuruluşu vardır. Malatya kentindeki başlıca yükseköğ­renim kurumu İnönü üniversitesi'dir.
Kentin nüfusu 243.138'dir (1985).

Kaynak: Temel Britannica



Malatya ili Şark Anadolu Bölgesinde bulunan illerden birisidir. Malatya dünyaca ün yapmış kayısısıyla meşhur şehirdir. Zamanı açıdanda çok mühim noktalara haiz bir kenttir. Malatyada gezilecek bölgeler içinde Nemrut Dağı, Arapgir Kalesi, Doğanşehir Kalesi, Taşhan, Bedesten, Malatya Kalesi, Kommagene Eserleri gezilecek bölgeler olarak sayılabilir. Malatya ilinin ilçeleri Akçadağ, Arapkir, Arguvan , Battalgazi , Yeşilyut, Darende, Pötürge , Yazıhan, Doğanşehir, Doğanyol, Hekimhan, Kale, ve Kuluncak'tır.


MALATYA
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi


Şark Anadolu'nun Yukarı Fırat kısmında il ve bu ilin merkezi olan şehir. Kuzeydoğuda Erzincan, şimal ve kuzeybatıda Sıvas, avrupada Kahramanmaraş, güneyde Adıyaman, doğuda Elazığ ve güneydoğuda da Diyarbakır illeriyle sınırlanır. Alanı 12.313 km2 olan ilin merkez hariç 13 ilçesi vardır.


Şark Anadolu'nun nispeten alçak bir yöresinde yer almakla birlikte, Malatya ili, averaj yüksekliği 1.000 m.yi aşan yayla ve ovalar, bir takım dorukları 2.500 m.yi bulan dağlarla kaplıdır. En mühim düzlüğü, dört yanında dağlar ve daha yüksek düzlüklerle çevrili bulunan "Malatya Ovası"dır. Bu ovanın ana ırmağı, Uzunyayla'nın güneyinden gelmiş olarak ovayı batı-doğu yönünde kesen Tohma Suyu'dur.


Şark Anadolu'nun güneybatısında, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine komşu bir yörede yer edinen Malatya ilinin iklimi, coğrafî yerinin bu hususi durumunu yansıtır. Karasallık fazla belli başlı değildir (il merkezinde senenin en soğuk ayının averaj sıcaklığı -0,9, en sıcak ayının ise 27,5 derecedir). Şark Anadolu'nun diğeri illerinden daha kurak olduğu şeklinde, yağış rejimiyle de daha çok cenup komşularına benzer (Malatya'da 382 mm. olan senelik yağış tutarının 133 mm.si kış ve 144 mm.si ilkbahar mevsimlerinde düşer; yaz mevsiminin oranı ise 20 mm.den ibarettir).


Bir takım dağlık yörelerde kalabilmiş olan ve büyük bölümü yerinde bozulmuş durumda bulunan orman haricinde egemen tabii nebat topluluğu otçul ve kurakçıl step nebat örtüsüdür. Pek çok il merkezinde toplanmış olan bir takım sanayi kuruluşları haricinde (Malatya dokuma, şeker ve tütün işleme fabrikası; Malatya ve başlıca ilçelerde değirmenler, kiremit, kayısı kurutma atölyeleri, bir takım gıda maddeleri imalathaneleri şeklinde), Malatya ilinin ekonomisi ziraat ve hayvancılığa dayanır.


Bu şekilde olmakla birlikte, bu kesimdeki çeşitlilik ve üretim düzeyi Türkiye çapında bir ehemmiyet taşımaz. En mühim toprak ürünü tahıldır. Senelik üretimin büyük bir kısmını buğday oluşturur. Sanayi bitkilerinden yalnız şekerpancarı yetiştirilir; ötekiler çok önemsizdir. Baklagiller içinde en fazlaca fasulye yetiştirilir. Meyve üretiminin %33'ünü kayısı ve %30'unu üzüm; %42 kadarını sebze üretimi oluşturur. Hayvanlar içinde en fazlaca koyun ve kılkeçisi beslenir. Senelik süt üretimi 65.000 ton kadardır. Malatya ulaşım olanakları açısından oldukça iyi durumdaki illerimizden biridir. 1931'de Adana yönünden gelen Fevzipaşa-Malatya ve 1937'de Sıvas yönünden gelen demiryolları il merkezine ulaşmıştır.


Bu iki demiryolu, avrupada Elazığ ilinde yer edinen Yolçatı'da iki kola ayrılır. Birisi Diyarbakır üstünden Kurtalan'a, kuzeyde kalan diğeri hat ise Muş-Bitlis-Tatvan üstünden Van'a ve İran sınırına ulaşır. Başlıca karayolları ise şunlardır: Kayseri-Malatya, Sıvas-Gürün-Malatya, Akdeniz kıyıları - Gaziantep - Kahramanmaraş - Malatya ve Elazığ-Malatya. Görüldüğü şeklinde, il merkezi Malatya Türkiye'nin türlü yönlerinden gelen yolların bir düğüm noktasıdır. Bu ulaştırma olanakları, kentin en süratli kalabalıklaşan il merkezlerinden birisi olmasında başlıca görevi oynamış, nüfusu 1935'te 30.000'den 1980'de on kat kadar artarak 286.895'e terfi etmiştir. 199)'de ise nüfus 823.521'e ulaşmıştır.


Yöredeki höyük ve kalıntılardan anlaşıldığına bakılırsa Malatya çevresi çok eski bir yerleşim alanıdır. Malatya kentinin ilk müessese yeri Aslantepe Höyüğü'dür. Tarih süresince yöre Hititlerin, Asurluların, Urartuların, Romalıların, Bizanslıların, Arapların, Selçuklu Türklerinin, Memlukların egemenliğinde yaşamış ve 1516'da, Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı Devletine iştirak etmiştir.





  • Malatya - Merkez - Malatya Spor Lisesi


  • Malatya - Merkez - Malatya Ilim ve Sanat Merkezi


  • Darende - Malatya


Kaynak:msxlabs.org

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Malatya
Malatya
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/malatya.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/malatya.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content