MARJİNALİZM a. (fr. marginalisme). ikt. düş. tar. 1870'e doğru ortaya atılan ve bir ürünün değişiklik değerinin, onun kullanıla...
MARJİNALİZM a. (fr. marginalisme). ikt. düş. tar. 1870'e doğru ortaya atılan ve bir ürünün değişiklik değerinin, onun kullanılabilecek son olarak biriminin yarar yasası tarafınca belirlendiğini ve azalan yarar yasası sebebiyle'bu son olarak birimin faydasının mecburi olarak en düşük yarar bulunduğunu korumak için çaba sarfeden ekonomi kuramı.
—ANSİKL. ikt. düş. tar. Elimizde çok minik birimlere bölünebilen (sonsuz küçüklükler düşüncesi) türdeş bir mal bulunsun. Bu malın belli, bir miktarım göz önüne alalım ve tutumsal bir öznenin fikir yöntemiyle bu mala uygun karşılıkta bazı gereksinimlerin tatminini elde eden değişik yarar birimleri ya da "dozları" yüklediğini varsayalım. Birbiri arkasından kabul edilen dozların tutumsal özne için giderek azalan bir “önem" ya da yarar taşımış olduğu kabul edilirse, son olarak dozun önemi, ele alınan miktarın nihai faydası ya da nihai faydalılık derecesidir. Günümüzde "nihai yarar" terimi yerine “marjinal yarar" terimi daha çok kullanılmaktadır.
Marjinalist okul, 1870'e doğru Viyana üniversitesi profesörlerinden Cari Menger, Lozan üniversitesi'nden Löon Walras tarafınca kuruldu. Çok geçmeden okulun içinde çeşitli eğilimler baş gösterdi.
Bu eğilimler içinde şunlar sayılabilir:
1. Lozan okulu ya da matematikçi okul (Walras, sonrasında V. Pareto);
2. Viyana ya da Avusturya okulu; bu okulun ilk temsilcileri (Wieser ve Böhm-Bawerk) eski Viyana okulunu ya da ruhsal okulu, yeni temsilcileri ise (Mayer, Mises, Strigl, Hayek, Morgenstren, Haberler ve Schumpeter) yeni marjinalist okulu oluşturuyorlardı.
3. Marshall'tn tesiri altında bulunan Cambridge okulu (J. M. Keynes, bu okuldan çıkmıştır). Bu çeşitli marjinalist akımların ortak niteliği, hepsinin de tümdengelim yöntemine başvurmaları ve "marjinal" denilen bir çözümleme yöntemini kullanmalarıdır. Bu çözümleme yöntemine gore, malların kıymeti, bu mallarda cisimleşmiş emek miktarına bağlı (klasik iktisatçıların nesnel görüşü) değildir, bu malların kullanılabilir son biriminin faydasına (marj terimi), azalan yarar yasasından dolayı mecburi olarak en düşük olan faydaya bağlıdır (öznel kavram). Öyleyse, marjinalist çözümleme, klasiklerin çözümlemesi benzer biçimde bir değişiklik ekonomisindeki fiyat vakalarını ele almakla yetinmez, gerçek bir kıymet kuramı, doğrusu kişilerce mallar hakkında verilen ehemmiyet hükümleri kuramını ortaya koyar. Marjinalist çözümleme, değişiklik olsun ya da olmasın, genel bir tutumsal izah etme yapmayı amaçlar. Marjinalizm gene de klasiklerce belirlenen tam rekabet çerçevesi içinde kaldı. Sadece, klasiklerin sınırları dışına çıkmadıkları salt ekonomi'ı (yalnızca mantık kuralları üstüne kurulmuş olan ve davranışlarında tümüyle akılcı bir insanoğlunun varlığını kabul eden ekonomi kuramı), uygulamalı ekonomi'tan onlara oranla daha iyi ayırdı. Uygulamalı ekonomi, ussal ve us dışı, bireysel ve kolektif, ruhsal ve sosyolojik çeşitli karmaşık etmenlerin göz önünde tutulmalarını gerektirir.
—ANSİKL. ikt. düş. tar. Elimizde çok minik birimlere bölünebilen (sonsuz küçüklükler düşüncesi) türdeş bir mal bulunsun. Bu malın belli, bir miktarım göz önüne alalım ve tutumsal bir öznenin fikir yöntemiyle bu mala uygun karşılıkta bazı gereksinimlerin tatminini elde eden değişik yarar birimleri ya da "dozları" yüklediğini varsayalım. Birbiri arkasından kabul edilen dozların tutumsal özne için giderek azalan bir “önem" ya da yarar taşımış olduğu kabul edilirse, son olarak dozun önemi, ele alınan miktarın nihai faydası ya da nihai faydalılık derecesidir. Günümüzde "nihai yarar" terimi yerine “marjinal yarar" terimi daha çok kullanılmaktadır.
Marjinalist okul, 1870'e doğru Viyana üniversitesi profesörlerinden Cari Menger, Lozan üniversitesi'nden Löon Walras tarafınca kuruldu. Çok geçmeden okulun içinde çeşitli eğilimler baş gösterdi.
Bu eğilimler içinde şunlar sayılabilir:
1. Lozan okulu ya da matematikçi okul (Walras, sonrasında V. Pareto);
2. Viyana ya da Avusturya okulu; bu okulun ilk temsilcileri (Wieser ve Böhm-Bawerk) eski Viyana okulunu ya da ruhsal okulu, yeni temsilcileri ise (Mayer, Mises, Strigl, Hayek, Morgenstren, Haberler ve Schumpeter) yeni marjinalist okulu oluşturuyorlardı.
3. Marshall'tn tesiri altında bulunan Cambridge okulu (J. M. Keynes, bu okuldan çıkmıştır). Bu çeşitli marjinalist akımların ortak niteliği, hepsinin de tümdengelim yöntemine başvurmaları ve "marjinal" denilen bir çözümleme yöntemini kullanmalarıdır. Bu çözümleme yöntemine gore, malların kıymeti, bu mallarda cisimleşmiş emek miktarına bağlı (klasik iktisatçıların nesnel görüşü) değildir, bu malların kullanılabilir son biriminin faydasına (marj terimi), azalan yarar yasasından dolayı mecburi olarak en düşük olan faydaya bağlıdır (öznel kavram). Öyleyse, marjinalist çözümleme, klasiklerin çözümlemesi benzer biçimde bir değişiklik ekonomisindeki fiyat vakalarını ele almakla yetinmez, gerçek bir kıymet kuramı, doğrusu kişilerce mallar hakkında verilen ehemmiyet hükümleri kuramını ortaya koyar. Marjinalist çözümleme, değişiklik olsun ya da olmasın, genel bir tutumsal izah etme yapmayı amaçlar. Marjinalizm gene de klasiklerce belirlenen tam rekabet çerçevesi içinde kaldı. Sadece, klasiklerin sınırları dışına çıkmadıkları salt ekonomi'ı (yalnızca mantık kuralları üstüne kurulmuş olan ve davranışlarında tümüyle akılcı bir insanoğlunun varlığını kabul eden ekonomi kuramı), uygulamalı ekonomi'tan onlara oranla daha iyi ayırdı. Uygulamalı ekonomi, ussal ve us dışı, bireysel ve kolektif, ruhsal ve sosyolojik çeşitli karmaşık etmenlerin göz önünde tutulmalarını gerektirir.
Kaynak: Büyük Larousse
Marjinalizm ve Marjinal Yarar Nedir?
Marjinal yarar kuramı
, iktisatta, tüketicinin bir mal ya da hizmetin son biriminden elde etmiş olduğu ek doyum ya da faydayı temel alan görüş. Marjinal yarar terimi, tüketicinin bir malın ek biriminden sağlayacağı faydanın o malın eldeki toplam miktarıyla ters orantılı olduğu ilkesine dayanır.Kavram şu örnekle açıklanabilir. Yalnız yedi dilim ekmeği olan bir aile için bir dilim ekmeğin marjinal faydası büyüktür, bundan dolayı yedi ile sekiz arasındaki fark oransal olarak büyüktür ve ailenin çekmiş olduğu açlık bu oranda azalacaktır. Oysa 30 dilim ekmeği bulunan bir aileye verilecek ek bir dilim ekmeğin marjinal faydası daha azca olacaktır, bundan dolayı 30 ile 31 arasındaki fark oransal olarak daha küçüktür ve ailenin gereksinimi esasen büyük seviyede karşılanmış durumdadır. Böylece, bir malın marjinal faydası o maldan satın alınan miktarın artmasıyla giderek düşecektir. Sonunda tüketicinin söz mevzusu malın ek birimlerine hiçbir gereksinim duymadığı noktaya ulaşıldığında marjinal yarar sıfır olur.
Marjinal yarar terimi, 19. yüzyıl iktisatçılarının fiyat olgusunu çözümleme ve izah etme çabalarının bir ürünü olarak dünyaya geldi. Bu iktisatçılar, fiyatın kısmen malın sağlamış olduğu faydayla, doğrusu malın tüketicinin gereksinim ve isteklerini yok etme özelliğiyle belirlendiği görüşündeydiler. Fakat bu halde tanımlanan yarar terimi yürürlükteki fiyat ilişkilerine uygulandığında bir aykırılığa (paradoks) yol açıyordu. Yaşamın sürdürülebilmesi açısından mecburi olan ekmeğin faydasının yalnızca bir süs eşyası olan elmastan çok daha büyük olmasına rağmen, elmasın kıymeti ekmeğinkinden çok daha büyüktü. Kıymet paradoksu olarak malum bu problem marjinal yarar teriminin geliştirilmesiyle çözüldü.
Elmas azca bulunmuş olduğu ve talebi yüksek olduğundan onun ek birimlerine haiz olmak yüksek bir öncelik taşıyordu. Bu, elmasın marjinal faydasının yüksek olduğu ve tüketicilerin elmas elde etmek için görece yüksek bir fiyatı ödemeye hazır oldukları anlamına geliyordu. Ekmek çok daha çok oranda bulunmuş olduğu için onun kıymeti çok daha düşüktü. İnsanların gereksinimlerinin üstünde aldıkları ek ekmeklerden sağladıkları yarar giderek azalacak, sonunda, açlığın tümüyle giderildiği noktanın ötesinde yarar bütünüyle yok olacaktı.
Vojislov Marjinal yarar terimi 20. yüzyılda kayıtsızlık analizi isminde olan çözümleme yöntemi temelinde daha da geliştirilmiştir.
Kaynak:Ana Britannica
YORUMLAR