Martin lutherin alman diline katkıları Nedir

Martin Luther'in İncil çevirisinin ortak Alman dilinin oluşmasındaki görevi Prof. Dr. Acar Sevim Türk dünyasının kültürel birliği açısı...

Martin Luther'in İncil çevirisinin ortak Alman dilinin oluşmasındaki görevi

Prof. Dr. Acar Sevim


Türk dünyasının kültürel birliği açısından son aşama mühim olan ortak alfabe ve Rusça'nın yerine geçmesini istediğimiz ortak konuşma / anlaşma dilinin oluşmasında neler yapabileceğimiz üstünde düşünürken başka milletlerin kendi yazı dillerini meydana getirirken geçirdiği aşamaları dikkate almayı lüzumlu gördük. Bizler tarih bilimiyle yakından ilgilenen Türkçüler olarak başka milletlerin yaşadıkları tecrübelerden ders almanın koşul bulunduğunu düşünüyoruz. Bundan ötürü fikir ve kültür tarihinde çok mühim bir yer edinmiş ve Goethe, Schiller, Kant, Hegel, Fichte, Schelling şeklinde dünya genelinde edebiyat ve düşünce adamları yetiştirmiş olan Alman milletinin kendi yazı ve ortak anlaşma dilini meydana getirmek için neler yaptığını ele alacağız. [1]
Almanya'da ortak yazı dilinin oluşmasında pek çok pozitif unsur rol oynamıştır. Bilhassa matbaanın Almanya'da keşfi dilin gelişimi üstünde de çok büyük bir tesir yapmıştır. Johannes Gutenberg adlı Almanın l440'lardaki bu icadı tarihte yeni bir çağ açmıştı. Basımevi bilgilere ulaşmak isteyen her insana fikir ve kültür hayatından payını alma imkanı sunmuştu. Bilgilere erişme o yıllara kadar bir tek zengin olanların bir ayrıcalığıydı. Bu tür şeyler pahalı el yazmalarını satın alabilen ya da kopya ettirebilen , veyahut iyi korunan kütüphanelere girip çıkabilen az sayıda insandı l5'inci yüzyıla kadar. İnsanların ne kadar bilgilere susadığı matbaacılığın kısa bir sürede tüm Avrupa'ya yayılmasından anlaşılabilir. 1500 yıllarında Avrupa'da tahminen 1120 basımevi bulunuyordu ve bu tür şeyler 260 şehre yayılmıştı. Matbaanın icadından sonraki ilk 50 yıl içinde basılanlar ortaçağda birden fazla yüzyıl içinde elle yazılabilenlerden daha fazlaydı. [2]
Önceleri yeni buluş basımevi büyük çapta Latince eserler basmıştı. Fakat zaman içinde Latince dışındaki halk dillerinde basılan kitaplar da giderek artıyordu. İlk Almanca basılan kitaplar daha çok bölgesel konuşma dili ile yazılanlardı. Matbaanın keşfiyle bundan sonrasında ele alacağımız aslolan mevzu olan Martin Luther'in İncil'i Almanca'ya çevirisi birbiriyle bütünleşince ortak Almanca!nın ortaya çıkışı kolaylaşmıştı. Martin Luther'in Alman dil tarihinde oynadığı büyük rol bir tarafa Alman birliğinin oluşmasında da göz ardı edilemeyecek katkıları vardır. Bizi ilgilendiren aslolan bu yönüdür.
1522 yılının eylül ayında yeni buluş edilen matbaalarda Yeni Ahit' in Almanca çevirisi basıldı ve kısa bir sürede çoğaltılarak her yere dağıtıldı. 1534 senesinde da Luther İncil'in tamamını bastırdı. (Yeni ve Eski Ahit beraber). Bu çabaları yardımıyla Luther Alman dilinin bundan sonraki gelişimi üstünde bir süre önce ve bir süre sonra asla kimsenin yapamadığı kadar büyük bir tesir yapmış oldu. Bunun sebebi Alman dilinde yazdığı yazıların basımevi yardımıyla kısa sürede yayılmasıydı. Yazdıklarının bu kadar geniş yankı uyandırmasının esas sebebi fikirlerini geniş halk tabakalarının kavrayabileceği etkisinde bırakan bir dilde ifade edebilmesiydi. Açık ve iyi anlaşılabilen yeni Almancasıyla ilkin Almanya'ya sonrasında da tüm Avrupa'ya ulaşmıştı. Kendisi de halktan birinin oğlu olarak çocukluğundan itibaren "sokaktaki Almanın" iyi mi konuştuğunu öğrenmişti. Öğretileriyle her insana ulaşmak istediği için de basit insanın, "evindeki anaların ve sokakta oynayan evlatların" diliyle yazıp konuşuyordu. Fakat bu durumu da yanlış anlamamak lâzım, Luther'in kullandığı dil sokaktakinin tıpkı kopyası, doğrusu en alt tabakanın dili değildi. Luther ilk etapta rahat insanlara ulaşmayı hedef alırken aynı dili Hıristiyan soylulara hitap ederken de kullanıyordu. Her insanın kendisini anlamasını istiyordu ve sözünü etmiş olduğu "basit adam" da okumamış adamdı. Luther'den ilkin ilâhiyat mevzusundaki tartışmalar ilim adamlarının dili olan Latinceyle ya da bir tek Latince bilenlerin anlayabildiği yabancı kelimelerle dolu bir Almancayla yapılıyordu. Luther'den ilkin meydana getirilen İncil tercümelerinde kullanılan dil de anlaşılmaz bir dildi. Şžimdi Luther bu sahada da anlaşılması zor kitap dilinin bir kenara bırakılmasını ve günlük yaşamdan alınmış, diri ve her insanın anlayabildiği bir dilin kullanılmasını savunuyordu. Fakat bu Luther'in kullandığı dilin sanattan yoksun olduğu anlamına gelmez. Kendisi de Latince beyan ve belâgat sanatını (retorik) okulda öğrenmişti ve bu sanatın imkânlarını Almancada kullanıyordu. Kendi anadili olan Almancayı iyi incelemişti, kendi İncil çevirisini devamlı düzeltmesi de bu durumu ispatlıyordu. Ayrıca daima genel anlamda kullanılan dilden ayrılmadığı için dili (özenle belâgat sanatının kurallarına bakılırsa yazılmış olsa da) hep "halk diline yakın"dı. Aslına bakarsak Luther İncil çevirisi yardımıyla edebî nesirde yeni bir çığır açmıştı, bu düzyazı, kelime seçimi, tümce yapısı, üslup, dil akışı, ritim ve ses uyumu açısından emsalsizdi. Tüm yapmak istediği "duru ve saf" bir Almanca kullanmaktı. Pek çok vakit bir kelimenin karşılığını sağlamak için haftalarca araştırmış ve insanlara sormuştu. Kimi zaman günlerce bir mekanda takılıp kalmış ve bir satır yazamamıştı. Luther daha çok "özgür tercüme" yöntemini kullanmıştı, fakat gene de çevirilmiş olduğu metnin anlamını olduğu şeklinde yakalayabiliyordu. Ortaya çıkan çeviri kokmadığı şeklinde Almanca orijinal şeklinde duruyordu. Bu durumu sağlamak için de "evindeki analara, sokaktaki ufaklıklara, pazardaki basit adama" soruyor ve "onun iyi mi konuştuğuna bakıyordu". Bu şekilde Luther yaşamış olduğu sürece devamlı İncil çevirisinin dilini düzeltmek ve daha diri hale getirmek için çabaladı durdu. Her insanın kavrayabileceği açık ve duru bir Almancayla yazmak Luther'in en başta gelen hedefiydi. "Ortak Almanca"yı bu denli geniş seviyede kullanabilen başka birisi daha olmamıştı. [3]
Ayrıca İncil'i Almancaya ilk çevirenin Luther olmadığını da hatırlatmak zorundayız. 8'inci yüzyılın sonundan bu zamana kadar İncil'den pek çok kısım aktarılmıştı. Ortaçağın sonlarından kalmış eksiksiz Almanca İncil el yazmalarının izleri de vardır. Yüksek Almancayla (Saksonya'nın devlet dairelerinde kullanılan dili esas alan Alman yazı dili) yazılmış ilk İncil 1466 senesinde Straßburg'da basılmıştı. Luther'in İncil'inin basılmış olduğu 1522'den ilkin de yüksek Almancayla 14 , şimal Almanya'da konuşulan şiveyle 4 ve Hollandca 4 İncil yayınlanmıştı. Bu İncil çevirileri orijinallerine titiz bir bağlılık gösteriyorlardı. Bu sebeple de kuru bir yazı dili, başka bir deyişle kelimesi kelimesine tercüme mahiyetini taşıyorlardı. Luther bunlardan biride bazılarından istifade etmişti. Fakat akıcı Almancayla yapmış olduğu emsalsiz tercümeyle tüm eski çevirileri gölgede bırakmıştı. Herhalde "Almanlara İncillerini kazandıran kişinin Luther bulunduğunu" söylemek yanlış olmaz. Luther dili kullanmadaki kabiliyeti yardımıyla, yüksek sanatın halkın günlük dünyadaki konuşmasının doğallığıyla bütünleştiği bir edebiyat dili meydana getirmişti. Alman dilinde pek çok diyalektin, değişik konuşma şeklinin oluşundan ve bu sebeple pek çok vakit kuzeyden gelen Almanların güneydekilerle anlaşamamasından yakınıyordu. Bulundukları yöreden asla ayrılmayan, doğrusu gezi etmeyenlerin anlaşmasının daha da zor bulunduğunu söylüyordu. Kendisi ise gençliğinden bu zamana kadar gezmeyi severdi. Bu yolculuklar esnasında da ülkesini, insanlarını ve dillerini tanıma fırsatı buluyordu. Birbirlerinden 30 mil uzaklıkta bulunan iki Almanın birbirlerini anlayamamasını yanlış buluyordu. Avusturyalılar ve Bavyeralılar Saksonları ve Thüringenlileri anlamıyordu. Burada Luther konuşulan diyalektleri ve bunların ses farklılıklarını kastediyordu. Oysa bu farklılıklar yazıya geçirilince kendini göstermiyordu. Şžimdi hem kuzeylilerin hem de güneylilerin kavrayabileceği ortak bir Almanca ihtiyacı kendini hissettiriyordu. Bundan ötürü "Almanya'daki tüm kralların ve prenslerin kullandığı Saksonya resmî daire dilini" tercih ettiğini söylüyordu. Luther'e bakılırsa tüm imparatorluk şehirlerinde ve prens saraylarında yukarı Saksonya resmî daire dili esas alınmalıydı. [4]
Luther'in İncil çevirisinin Almanya'da bu denli yankı uyandırmasının mühim sebepleri vardı. Bu şekilde olayların hedefinize erişmesi için bir takım şartların hazır bulunması gerekir. Burada Meißen şehrinin önemini vurgulamakta yarar vardır. Bu şehrin resmî dairelerinde oluşan dili İncil çevirisinde esas alan Luther bu dilin bir süre sonra tüm Almanya'da resmî yazı dili haline gelmesine ve her tarafa yayılmasına destek olmuştur. Alman filologlarından bazıları yeni yüksek Almanca yazı dilinin tamamen Meißen Yukarı Saksonya ağzından ve şark bölgesinde yerleşmiş (koloniler oluşturmuş) Alman topluluklarının konuşmuş olduğu ağızlardan çıktığını vurgulamışlardır. Alman tarihinde mühim bir yeri olan "şark kolonizasyonu" ya da doğuya göç Almanların ortaçağda Slavlarla, Avar Türkleriyle ve Macarlarla dolu mıntıkalara göçü anlamına gelir. Kolonizasyon 8. yüzyılda Bavyeralıların Tuna bölgesine ve Alp Dağları'nın şark kesimine göçüyle adım atmıştır. Göç eden Almanların Slav halkla karışmasından şark ve orta Almanya'da bir takım yeni Alman boyları doğmuştur. Ayrıca Alman şehirleri kurulmuş, Şark Prusya şeklinde mıntıkalara de köylüler yerleştirilmiştir. 1350 yıllarında göç hareketi durmaya başlarken değişik yerlerden gelen Alman boyları arasındaki dil farklılıkları da zaman içinde yerini karma Almancaya bırakmıştı. [5]
Alman yazı dilinin oluştuğu resmî daireler içinde Meißen'deki daire en önemlisidir. Bu resmî dairenin 15'inci yüzyıldaki nüfuz alanı oldukça geniştir. Ortak Almancanın oluşması anlatılırken bu resmî daire dilinin (Kanzleisprache) üstünde de durmak gerekir. Kanzleisprache 13501600 içinde değişik yazı diyalektlerinin ortasının bulunmuş olduğu mıntıkalar üstü bir dil olup resmî dairelerde kullanılırdı. (meselâ IV. Karl'ın Prag'daki dairelerinde ) Kanzleisprache o çağlarda değişik prensliklere bölünmüş olan Almanya'da ortak Almancanın ortaya çıkışında çok mühim bir rol oynamıştır. Bilhassa "Saksonya resmî daire dili" bu fonksiyona sahipti. Luther de bu durumu esas almıştı. Bu resmî daire dilinin hedefi değişik Alman diyalektlerini esas ile birlikte tüm Almanya'da geçerli olabilecek bir standart dil oluşturmaktı. [6]
Tüm bu anlattığımız vakaları bir tek kişinin tek başına başarabileceğini aklı almayan ilim adamları bu gelişimleri mümkün kılan pozitif dış faktörleri de dikkate almışlardır. Bunların başlangıcında Luther''n kendisinin konuşmuş olduğu Thüringen ağzının da dahil olduğu Almanya'nın ortadoğu kesimindeki dilin köprü konumunda oluşu gelir. Luther'in memleketi olan Thüringen Almanya'nın tam ortasında yer alır. Coğrafî konumu itibariyle de kuzeyle cenup Almancası, bununla birlikte cenup doğudaki Tuna bölgesi Almancasıyla şimal batıdaki Ren Nehri Almancası içinde bir köprü gibidir. 1930'lu yıllarda Alman dil tarihçileri değişik Alman boylarının göçü sonucu doğuda kolonilerin oluştuğu bölümde ortaya çıkan ortak anlaşma dilinin bir süre sonra resmî dairelerde de kullanılmasının önemine ve bu bağlamda Meißen resmî daire dilinin oynadığı mühim role dikkat çekmişlerdi. Bu dil tarihçilerine bakılırsa Luther, Almanya'nın ortadoğu kesiminde gereksinim sonucu ortaya çıkan ve bir süre sonra Meißen dairelerinde de (kurallara bağlanmak suretiyle) kullanılan bu dili çevirilerinde ve yazılarında esas almıştı. [7]
Luther'in başarısı Almanya'da yazılarıyla konuşma diline yakın bir yazı dili meydana getirmesiydi. Bu şekilde Luther Alman dilinin öğreticisi haline gelirken dînî alandaki karşıtları da onun dildeki otoritesini kabul etmek zorunda kalmışlardı. Ayrıca Luther'in ölümünden sonrasında Protestanların çoğunlukta olduğu orta ve şimal Almanya 200 yıl süresince edebî sahada üstünlüğü ele geçirmişti. Bu uzun bir süre "Meißen Almancası"nın hâkimiyeti demekti. Bununla Luther'in Almancası kastediliyordu. Başka bir deyişle "yüksek Almanca" konuşulması ya da yazılması anlamına geliyordu. Almancanın saflığı için savaşım veren Alman barok şairi Martin Opitz de (15971639) Silezyalı olmasına karşın mektubunda bir arkadaşına şunu yazıyordu (1628): " Ben Silezya diyalektimi kullanmıyorum, sen de Elsaß diyalektini kullanma !. Tek bir Alman dili vardır, aynı Yunan dünyasında Attika Yunancasındaki şeklinde. Buna istersen Luther Almancası de..Eğer bu durumu kullanmazsan doğru Almanca yazmış sayılmazsın.." Meißenca (öyleki de deniyor) geriye kalan edebiyat ve kitap dili olmuştu. Fakat o tarihlerde yazıldığı şekliyle hiçbir yerde konuşulmuyordu. Hatta o devirde Meißen Almancasıyla alay edenler de vardı. [8]
16'ncı yüzyılın ortalarında konuşulan dille yazılan dilin aynı olmadığı anlayışı da uyanmıştı. Meißen dilindeki şeklinde yazım kuralları yerleştikçe bu yazı diliyle başka konuşulan ağızlar arasındaki yar da o denli derinleşiyordu. Fakat konuşulan dilde de bir değişiklik başlamıştı. Bundan böyle şimal Almanyanın mühim kısımları Meißen yüksek Almancasını kullanmaya başlamıştı. Daha çok orta ve cenup Almanya'da konuşulan yüksek Almanca aslen onlar için yabancı bir dil gibiydi ve Şimal Almanyalıların pek çok bu dili kitaplardan öğrenmişti, doğal olarak ki, bilhassa de Luther'in Almancasından ve dînî yazılarından...Şimal Almanyalılar her güneylinin okurken kendi diyalektine aktardığı bu dili yazıldığı şeklinde konuşmaya mecburdular. Çünkü güneyin dialektini bilmiyorlardı. Bu şekilde kuzeylilerin konuşmuş olduğu yüksek Almanca diyalekte bağlı değildi. Yüksek Almancanın ilk mühim gramercisinin , doğrusu Justus Georg Schottel'în Şimal Almanı olması da bir tesadüf değildir. Çünkü Schottel yüksek Almancaya dışardan bakıyordu.
Luther'in ortaya çıkardığı yazı dili o haliyle hiçbir Alman bölgesinde konuşulmuyordu doğal olarak ki...Fakat yeryüzündeki tüm Almanların birbiriyle anlaşmak için kullandıkları ortak Almanca olacaktı geriye kalan. Bilhassa aydın kesim yazı dilini esas alan bir telâffuz geliştirmeye çaba ediyordu bundan bu şekilde. [9]


Netice:


Luther ve dinde reformasyon hareketi Almanya'ya çok şey kazandırmıştır. Luther'in başlatmış olduğu reformasyon tüm Almanları etkiledi. Karşıt dînî gruplar tartışmalarını Almanca yaptılar. O devir için çok büyük sayılarda propaganda malzemesi, yayınlar basıldı, Almanya'da hiçbir dönemde insanoğlu bu kadar çok okumamıştı. Bu olayın Alman dil zamanı açısından önemi büyüktür. Günlük iletişimin ötesinde ve buna karşın gene de her insanın kavrayabileceği bir dil gereksinim haline gelmişti. İşte Luther bu dili buldu. Hatta öyleki ki, bundan bu şekilde Luther'in Katolik düşmanları dahi bu dili kullanmak zorundaydı, gaye düşmanı kendi silâhıyla vurmak değildir miydi? Bundan böyle kaleme sarılan her aydın Luther'in yapmış olduğu şeklinde kendi bölgesinin dil kaynaklarına yönelmek zorundaydı. Bu şekilde bu nesil fikrî münakaşa yaparken de Latince yerine her evde konuşulan anadilini kullanmayı öğrendi. Pek çok Alman, aydın sınıfın dili olan Latincenin boyunduruğundan kurtulmayı başardı. Bundan böyle bilimde de Almanca kullanılıyordu. [10]

Üniversitelerde bir takım dersler geriye kalan Almanca veriliyordu. Doğal olarak ilk başlarda kullanılan bu ortak Almanca herkeste farklıydı. Ortak Almancacılar ortak kurallara bakılırsa yazılmış bir dilin gerekliliğini kavradılar. Bu şekilde reformasyon devrinde pek çok imlâ kılavuzu emek harcaması da yapılmış oldu. Bu çalışmaların hepsi çoğu zaman bölgesel dili esas alsa da prensipte bir yazı (imlâ) birliği amaçlanıyordu. [11]



Bu makaleyi alt taraftaki şekilde kaynak gösteriniz (gerektiği taktirde paragraf numaralarını da ekleyiniz):

SEVİM, Acar (Haziran 2001). Martin Luther'in İncil çevirisinin ortak Alman dilinin oluşmasındaki görevi [11 Paragraf]. Türk 2000'ler Vakfı / Bildiriler: Ortak (ANLAŞžMA) Türkçe'si, 10 senedir niçin mesafe alınamadı? [Web yayını]. Web adresi: http://www.geocities.com/turk2000ler/bildiriler/9_6_2001/sevim_9_6_2001.htm [Erişim Tarihi: Gün, Ay. Yıl].

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Martin lutherin alman diline katkıları Nedir
Martin lutherin alman diline katkıları Nedir
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/martin-lutherin-alman-diline-katklar.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/martin-lutherin-alman-diline-katklar.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content