MECBUR sıf. (ar. mecbül). 1. (Bir şeye, şey yapmaya) mecbur, şu ya da bu yönde hareket etmek zorunda olan: o eylemi gerçekleştirmekt...
MECBUR sıf. (ar. mecbül).
1. (Bir şeye, şey yapmaya) mecbur, şu ya da bu yönde hareket etmek zorunda olan: o eylemi gerçekleştirmekten başka çaresi, seçeneği bulunmayan kimse ıçm kullanılır, öze hayat hakkı tanımıyorlar, buradan gitmeye mecburum. üzüleceksin belki ama bunu sana söylemeye mecburum. Görevinizi eksiksiz yerine getirmeye mecbursunuz.
2. Esk. Kırıldıktan sonra tekrar eski haline getirilmiş olan.
3. Esk. Gönlü alınmış, memnun edilmiş.
4. Bir kimseyi, bir şeye, bir şey yapmaya mecbur etmek, o kimseyi sıkıştırmak, o şeyi yapmak zorunda bırakmak: Böyle davranmakla beni istifanızı istemeye mecbur ediyorsunuz. Sizi bu tür bir girişimde bulunmaya mecbur eden nedir?
5. Mecbur olmak, mecbur kalmak, bir şeyi yapma zorunluluğu duymak. || Mecbur tutmak, bir kimseyi yükümlü saymak.
1. (Bir şeye, şey yapmaya) mecbur, şu ya da bu yönde hareket etmek zorunda olan: o eylemi gerçekleştirmekten başka çaresi, seçeneği bulunmayan kimse ıçm kullanılır, öze hayat hakkı tanımıyorlar, buradan gitmeye mecburum. üzüleceksin belki ama bunu sana söylemeye mecburum. Görevinizi eksiksiz yerine getirmeye mecbursunuz.
2. Esk. Kırıldıktan sonra tekrar eski haline getirilmiş olan.
3. Esk. Gönlü alınmış, memnun edilmiş.
4. Bir kimseyi, bir şeye, bir şey yapmaya mecbur etmek, o kimseyi sıkıştırmak, o şeyi yapmak zorunda bırakmak: Böyle davranmakla beni istifanızı istemeye mecbur ediyorsunuz. Sizi bu tür bir girişimde bulunmaya mecbur eden nedir?
5. Mecbur olmak, mecbur kalmak, bir şeyi yapma zorunluluğu duymak. || Mecbur tutmak, bir kimseyi yükümlü saymak.
Kaynak: Büyük Larousse
Kendinizi yapmaya mecbur hissettikleriniz nedir?
YORUMLAR