meram isim (mera:mı) Arapça merÂ¥m İstek, amaç, gaye, maksat: "Benim meramım sana yalnız bir şey sormak."- Ö. Seyfettin...
meram
isim (mera:mı) Arapça merÂ¥m
"Benim meramım sana yalnız bir şey sormak."- Ö. Seyfettin.
Konya - Meram - Muhittin Güzel Kılınç Lisesi
Meram - Konya
MERAM a. (ar. meram).
1. istek, niyet; amaç, maksat: Meramını anlayabildin mi? Asıl meramı onu üzmekti.
2. Meram anlatmak, isteğini, niyetini kabul ettirmek: Gel gör ki onlara meram anlatamıyonım. || Meram etmek, bir şeyin üstüne çok düşerek onu yapmak istemek: Meram ettin mi elbette öğrenirsin. || Meramı kalaycılık değil göt, kıç çalkalamak, amacı iş yapmak değil de iş yapıyormuş gibi görünerek eğlenmek, oyalanmak olan bir kimsenin bu tutumu için söylenir (kaba.). || Meramını anlatmak, derdini, isteğini, amacını söylemek.
*-*Esk. Meram-bahş, meram-bahşa, birinin isteğini yerine getiren, istediğini veren.
1. istek, niyet; amaç, maksat: Meramını anlayabildin mi? Asıl meramı onu üzmekti.
2. Meram anlatmak, isteğini, niyetini kabul ettirmek: Gel gör ki onlara meram anlatamıyonım. || Meram etmek, bir şeyin üstüne çok düşerek onu yapmak istemek: Meram ettin mi elbette öğrenirsin. || Meramı kalaycılık değil göt, kıç çalkalamak, amacı iş yapmak değil de iş yapıyormuş gibi görünerek eğlenmek, oyalanmak olan bir kimsenin bu tutumu için söylenir (kaba.). || Meramını anlatmak, derdini, isteğini, amacını söylemek.
*-*Esk. Meram-bahş, meram-bahşa, birinin isteğini yerine getiren, istediğini veren.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR