sorun TDK,Türk Dil Kurumu isim Arapça mes¢ele 1 . Mesele: "Gazeteler zaman zaman bir meseleyi öne sürerler."- N. Hikme...
sorun
TDK,Türk Dil Kurumu
isim Arapça mes¢ele
1 . Mesele:
"Gazeteler zaman zaman bir meseleyi öne sürerler."- N. Hikmet.
2 . Güç iş:
"Bunların Fransızcasını sökmek bir sorun, manalarını sökmek ikinci bir meseledir."- R. N. Güntekin.
3 . eskimiş, matematik Sorun.
TDK,Türk Dil Kurumu
1 . Mesele:
"Gazeteler zaman zaman bir meseleyi öne sürerler."- N. Hikmet.
2 . Güç iş:
"Bunların Fransızcasını sökmek bir sorun, manalarını sökmek ikinci bir meseledir."- R. N. Güntekin.
3 . eskimiş, matematik Sorun.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- sorun çıkarmak
- sorun etmek
- sorun olmak
- sorun yapmak
- sorun yok!
Birleşik Sözler
- boğaz meselesi
- gönül meselesi
- hayatta kalma meselesi
Sebep: içerik düzenlendi
"Olmak ya da olmamak işte tüm sorun bu" ne anlamına gelir, kim tarafınca açıklanmıştır?
Dört Sorun
MESELE a. (ar. su'stöen mas"ele).
1. üstünde fikredilen, münakaşaya neden olan, kanıtlanmayı gerektiren şey; mesele: insanoğlunun kökeni meselesi.
2. Bir cevap gerektiren vaziyet, vaka, vb; mesele: Bu bir tek teknik bir meseledir Ele alınması lüzumlu meseleler.
3. Güçlük, güçlük yaratan şey; mesele: Bir borç meselesi yüzünden canı sıkılmak. Gecenin bu saatinde karşıya geçmek büyük meseledir.
4. Matematikte vb alanlarda PROBLEM'in eski eşanlamlısı.
5. Esk. Harp.
6. Sorun çıkarmak, hiçbir niçin yokken içinden çıkılması güç, hoşa gitmeyen bir vaziyet yaratmak: Yapmayın, bu şekilde bir günde sorun çıkarmayın. || (Bir şeyi) sorun yapmak, önemsiz, üstünde durulması gereksiz bir mevzuyu abartarak ihtilaf durumuna getirmek. || Sorun yok, herhangi bir mevzuda bir sorun ya da güçlüğün bulunmadığını vurgulamak için söylenir.
*-*Esk. Sorun-i psikolojiye, psikoloji mevzuları, psikoloji sorunları: "Bu tür durumlar âdi birer mesele-i psikolojiyedir ki ama bu suretle halleri mümkün olabilir" (Baha Tevfik). || Sorun-i zaile geçmiş olan harp.
*-*Huk. Meselei müstehire - BEKLETİCİ SORUN.
*-*İsi. huk. Sorun-i nas, bir topluluğun ya da bir kişinin gereksemesini gidermek amacıyla halktan toplanan parayla edinilen mal.
1. üstünde fikredilen, münakaşaya neden olan, kanıtlanmayı gerektiren şey; mesele: insanoğlunun kökeni meselesi.
2. Bir cevap gerektiren vaziyet, vaka, vb; mesele: Bu bir tek teknik bir meseledir Ele alınması lüzumlu meseleler.
3. Güçlük, güçlük yaratan şey; mesele: Bir borç meselesi yüzünden canı sıkılmak. Gecenin bu saatinde karşıya geçmek büyük meseledir.
4. Matematikte vb alanlarda PROBLEM'in eski eşanlamlısı.
5. Esk. Harp.
6. Sorun çıkarmak, hiçbir niçin yokken içinden çıkılması güç, hoşa gitmeyen bir vaziyet yaratmak: Yapmayın, bu şekilde bir günde sorun çıkarmayın. || (Bir şeyi) sorun yapmak, önemsiz, üstünde durulması gereksiz bir mevzuyu abartarak ihtilaf durumuna getirmek. || Sorun yok, herhangi bir mevzuda bir sorun ya da güçlüğün bulunmadığını vurgulamak için söylenir.
*-*Esk. Sorun-i psikolojiye, psikoloji mevzuları, psikoloji sorunları: "Bu tür durumlar âdi birer mesele-i psikolojiyedir ki ama bu suretle halleri mümkün olabilir" (Baha Tevfik). || Sorun-i zaile geçmiş olan harp.
*-*Huk. Meselei müstehire - BEKLETİCİ SORUN.
*-*İsi. huk. Sorun-i nas, bir topluluğun ya da bir kişinin gereksemesini gidermek amacıyla halktan toplanan parayla edinilen mal.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR