muharebe isim, askerlik (muha:rebe) Arapça mu§¥rebe 1 . Savaşın bölümlerinden biri: "Muharebe zamanında ailemiz büyük f...
muharebe
isim, askerlik (muha:rebe) Arapça mu§¥rebe
1 . Savaşın bölümlerinden biri:
2 . mecaz Güçlü tartışma.
MUHAREBE a. (ar. muharebe). Ask.
1. Düşman iki tarafın silahlı kuvvetleri arasındaki çarpışma: Meydan muharebesi. Muharebeyi kazanmak. (Bk. ansikl. böl.)
2. Savaş içinde belirli bir zamanda ve bölgede meydana gelen çarpışma.
3. Muharebe ağırlığı, muharebe sırasında lojistik desteği sağlamak için gereksinim duyulan ikmal, bakım, sıhhiye vb. araç gereçleriyle personel ve teçhizatına verilen ad. || Muharebe alanı gözetlemesi, istihbaratı sağlamak amacıyla muharebe alanı üzerinde sürekli olarak yapılan gözetleme. || Muharebe birliği, manevra ve ateş gücüyle düşmanı imha etmek ya da etkisiz duruma getirmek amacıyla eğitilmiş ve donatılmış birlik. || Muharebe bölgesi. muharebe alanında dost kuvvetler arasındaki karışıklıkları önlemek amacıyla her birliğin sorumluluğuna verilen arazi parçası. || Muharebe desteği, muharip unsurlara belirli birlikler tarafından yapılan taktik yardım. || Muharebe düzeni, muharebe sırasında küçük birliklerin etkin biçimde yönlendirilme ve denetlenmeleri amacıyla, genellikle piyade mangası ya da takımı için uygulanan dağınık düzen biçimi. || Muharebe gücü, komutanın elindeki araçlarla birliğin moral gücünün karışımı. || Muharebe hazırlığı, bir birliğin savaşta doğrudan müdahale edebilmek için tüm olanaklarıyla aldığı önlemler. || Muharebe raporu, muharebenin seyri, katılan birliklerin durumu, silahlar vb. hakkında ayrıntılı biçimde bilgi veren rapor özeti. || Muharebe sahası, fiilen muharebe edilen alan. || Muharebeye ara verme, yaralıların toplanması, esir değişimi, ölülerin gömülmesi gibi özel amaçlarla cephedeki komutanlar arasında yapılan anlaşma. || Muharebeyi kesme, muharebeye tutuşmuş bir birliğin, başka bir harekâta başlamak ya da düşmandan sıyrılmak amacıyla planlı ve düzenli olarak geriye doğru yaptığı hareket. || Yakın muharebe, hafif silahlarla, gerektiğinde göğüs göğüse yapılan muharebe.
—ANSİKL. Ask. Muharebenin genel amacı düşmanı durdurmak, bir bölgeyi ya da tesisi ele geçirmek, düşman kuvvetlerine zayiat verdirmek, düşmanı yok etmek ya da esir almaktır. Yalnızca kara kuvvetlerine bağlı unsurlar arasındaki muharebeye “kara muharebesi", uçaklar arasındaki muharebeye "hava muharebesi", gemi ve deniz araçları arasındaki muharebeye de "deniz muharebesi" denir. Kara kuvvetleri tek er ile manga, bölük, alay, tümen gibi birlikleri ve tank, top vb. araçlarıyla; hava kuvvetleri tek uçak, uçak filosu, çeşitli hava silahlarıyla; deniz kuvvetleri tek gemi, deniz filosu ve çeşitli deniz savaş araçlarıyla muharebeye katılabilir.
Eskiden muharebeler yalnız kara ya da yalnız deniz kuvvetleri arasında olurdu. Günümüzdeyse kara, deniz, hava kuvvetleri unsurları arasında topyekûn cereyan etmektedir. Bu yüzden kuvvetler arasında işbirliği, eşgüdüm büyük önem kazanmıştır.
1. Düşman iki tarafın silahlı kuvvetleri arasındaki çarpışma: Meydan muharebesi. Muharebeyi kazanmak. (Bk. ansikl. böl.)
2. Savaş içinde belirli bir zamanda ve bölgede meydana gelen çarpışma.
3. Muharebe ağırlığı, muharebe sırasında lojistik desteği sağlamak için gereksinim duyulan ikmal, bakım, sıhhiye vb. araç gereçleriyle personel ve teçhizatına verilen ad. || Muharebe alanı gözetlemesi, istihbaratı sağlamak amacıyla muharebe alanı üzerinde sürekli olarak yapılan gözetleme. || Muharebe birliği, manevra ve ateş gücüyle düşmanı imha etmek ya da etkisiz duruma getirmek amacıyla eğitilmiş ve donatılmış birlik. || Muharebe bölgesi. muharebe alanında dost kuvvetler arasındaki karışıklıkları önlemek amacıyla her birliğin sorumluluğuna verilen arazi parçası. || Muharebe desteği, muharip unsurlara belirli birlikler tarafından yapılan taktik yardım. || Muharebe düzeni, muharebe sırasında küçük birliklerin etkin biçimde yönlendirilme ve denetlenmeleri amacıyla, genellikle piyade mangası ya da takımı için uygulanan dağınık düzen biçimi. || Muharebe gücü, komutanın elindeki araçlarla birliğin moral gücünün karışımı. || Muharebe hazırlığı, bir birliğin savaşta doğrudan müdahale edebilmek için tüm olanaklarıyla aldığı önlemler. || Muharebe raporu, muharebenin seyri, katılan birliklerin durumu, silahlar vb. hakkında ayrıntılı biçimde bilgi veren rapor özeti. || Muharebe sahası, fiilen muharebe edilen alan. || Muharebeye ara verme, yaralıların toplanması, esir değişimi, ölülerin gömülmesi gibi özel amaçlarla cephedeki komutanlar arasında yapılan anlaşma. || Muharebeyi kesme, muharebeye tutuşmuş bir birliğin, başka bir harekâta başlamak ya da düşmandan sıyrılmak amacıyla planlı ve düzenli olarak geriye doğru yaptığı hareket. || Yakın muharebe, hafif silahlarla, gerektiğinde göğüs göğüse yapılan muharebe.
—ANSİKL. Ask. Muharebenin genel amacı düşmanı durdurmak, bir bölgeyi ya da tesisi ele geçirmek, düşman kuvvetlerine zayiat verdirmek, düşmanı yok etmek ya da esir almaktır. Yalnızca kara kuvvetlerine bağlı unsurlar arasındaki muharebeye “kara muharebesi", uçaklar arasındaki muharebeye "hava muharebesi", gemi ve deniz araçları arasındaki muharebeye de "deniz muharebesi" denir. Kara kuvvetleri tek er ile manga, bölük, alay, tümen gibi birlikleri ve tank, top vb. araçlarıyla; hava kuvvetleri tek uçak, uçak filosu, çeşitli hava silahlarıyla; deniz kuvvetleri tek gemi, deniz filosu ve çeşitli deniz savaş araçlarıyla muharebeye katılabilir.
Eskiden muharebeler yalnız kara ya da yalnız deniz kuvvetleri arasında olurdu. Günümüzdeyse kara, deniz, hava kuvvetleri unsurları arasında topyekûn cereyan etmektedir. Bu yüzden kuvvetler arasında işbirliği, eşgüdüm büyük önem kazanmıştır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR