Muhtesip -bi TDK, Türk Dil Kurumu isim, eskimiş Arapça mu§tesib İslam şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre ...
Muhtesip -bi
TDK, Türk Dil Kurumu
isim, eskimiş Arapça mu§tesib
İslam şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru.
TDK, Türk Dil Kurumu
İslam şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru.
Muhtesip
İslam Ansiklopedisi
Hz. Peygamberden itibaren bütün İslam devletlerinde emr-i ma'ruf neh-yi münker eden iyiliği hatırlatıp emÂretmek, kötülükten sakındırmak göÂrevini resmen yürüten kimseye veriÂlen ad. Aslında Müslüman ve mükelÂlef olan herkes emr-i maruf ve nehy-i ani'l-münkerle görevlidir. Fakat buÂnu yapmayana dünyevi bir yaptırım uygulanmaz, bunun yaptırım uhrevî vicdanidir. Halbuki topluluk halinde yaşayanların iyiliğe davet edilmesi, kötülükten uzak tutulması bir zorunÂluluk arz edebilir. Kendi haline bıraÂkılan her insan bu sorumluluğu taşıÂmaz. İşte Müslüman yönetimlerde "hisbe" denen örgüt sırf bu maksatÂla oluşturulmuş ve onun başındaki kiÂşiye de muhtesib denmiştir. OsmanÂlılarda ise bu görevi yerine getirene ihtisab ağası veya ihtisab emini denmişÂtir. Muhtesib, Müslüman bir toplumÂda her türlü dini emir ve prensiplerin yerine getirilmesine nezaret eder. Namazın kılınmasından orucun tutulmaÂsına her türlü ibadetin ifasını denetÂledikleri gibi, içki içilmesi, kumar oyÂnanması gibi yasaklara engel olmak da bu denetlemenin içine girer. Daha da önemlisi topluma ve toplumun haklarına yönelik tecavüzleri önlemek de muhtesibin görevi içindedir. Binasını yaparken kamu yerlerini işgale kalkanlardan, öğrencilerini ölçüsüz döven kocalara, ölçü ve tartıda hile yapan esnafa, komşu hakkına saygıÂsızlık edenlere kadar herkesi denetleÂyip haddini bildirmek, gerekiyorsa ceÂzalandırmak gibi geniş yetkiler de muhtesibin yetkilerine dâhildir. Osmanlılarda bu teşkilat 1854'de şehreÂmaneti (Belediye Başkanlığı) kurulunca kaldırılmıştır.
İslam Ansiklopedisi
Hz. Peygamberden itibaren bütün İslam devletlerinde emr-i ma'ruf neh-yi münker eden iyiliği hatırlatıp emÂretmek, kötülükten sakındırmak göÂrevini resmen yürüten kimseye veriÂlen ad. Aslında Müslüman ve mükelÂlef olan herkes emr-i maruf ve nehy-i ani'l-münkerle görevlidir. Fakat buÂnu yapmayana dünyevi bir yaptırım uygulanmaz, bunun yaptırım uhrevî vicdanidir. Halbuki topluluk halinde yaşayanların iyiliğe davet edilmesi, kötülükten uzak tutulması bir zorunÂluluk arz edebilir. Kendi haline bıraÂkılan her insan bu sorumluluğu taşıÂmaz. İşte Müslüman yönetimlerde "hisbe" denen örgüt sırf bu maksatÂla oluşturulmuş ve onun başındaki kiÂşiye de muhtesib denmiştir. OsmanÂlılarda ise bu görevi yerine getirene ihtisab ağası veya ihtisab emini denmişÂtir. Muhtesib, Müslüman bir toplumÂda her türlü dini emir ve prensiplerin yerine getirilmesine nezaret eder. Namazın kılınmasından orucun tutulmaÂsına her türlü ibadetin ifasını denetÂledikleri gibi, içki içilmesi, kumar oyÂnanması gibi yasaklara engel olmak da bu denetlemenin içine girer. Daha da önemlisi topluma ve toplumun haklarına yönelik tecavüzleri önlemek de muhtesibin görevi içindedir. Binasını yaparken kamu yerlerini işgale kalkanlardan, öğrencilerini ölçüsüz döven kocalara, ölçü ve tartıda hile yapan esnafa, komşu hakkına saygıÂsızlık edenlere kadar herkesi denetleÂyip haddini bildirmek, gerekiyorsa ceÂzalandırmak gibi geniş yetkiler de muhtesibin yetkilerine dâhildir. Osmanlılarda bu teşkilat 1854'de şehreÂmaneti (Belediye Başkanlığı) kurulunca kaldırılmıştır.
YORUMLAR